Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1462 E. 2018/250 K. 14.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/1462 Esas
KARAR NO : 2018/250 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/12/2016
NUMARASI : 2013/50 E., 2016/231 K.
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 14/02/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili “Dünya adlı müzik eserinin müvekkiline ait olduğunu ve 2006’da çıkan .. adlı albümde yayınladığını, ayrıca 2002 yılında çıkan ..’in .. adlı albümünde de yer alan bu şarkının eser sahibi-bestecisinin … olduğunun belirtildiğini, bu müzik eserinin davalılardan …’un ..adlı albümünde .. adıyla izinsiz ve değiştirilerek kullanıldığını, albümün yapımcısının davalı …Müzik Yapım Şirketi olduğunu, davalı …’ın ise albüm kartonetinde söz yazarı olarak gösterildiğini, mali ve manevi haklarının ihlal edildiğini, davalı …’ın ayrıca eseri Yunan pop sanatçısına da verdiğini, MSG bilim kurulundan eserin müvekkiline ait olduğuna dair rapor aldıklarını” iddia ile FSEK 68.maddeye göre 3 kat maddi tazminat ile FSEK 70.madde kapsamında elde edilen kârın verilmesi talepleri saklı kalmak üzere şimdilik 1.000 TL maddi 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini istemiş, 24.09.2014 havale tarihli dilekçe ile de belirsiz alacak davası açtığını ve FSEK 68’e göre tazminat istediğini bildirmiştir.
Davalılardan … vekili cevabında, “dava dilekçesinde eksiklik bulunduğunu, davacının kimden ne miktarda tazminat istediğinin belli olmadığını, davacının söz yazarı olarak mı, besteci olarak mı hak sahibi olduğunun belirtilmediğini ve hak sahipliğinin kanıtlanmadığını, davacı 2009’da noterden ihtarname yolladığını bildirdiğine göre davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin sadece yorumcu olduğunu, …’ın verdiği muvafakatname ile eseri albüme koyduğunu, albümde yer alacak eserlerle ilgili her türlü izin ve benzeri işlemlerin davalı .. Müzik’in sorumluluğunda olduğunu, MSG bilim kurulu raporunun tek taraflı olduğunu” iddia ile davanın reddini istemiştir.
Davalılar … Müzik ile … vekili cevaben “davacının müzik eseri yönünden hak sahibi olduğunun ispatlanması gerektiğini, MSG bilim kurulu raporunun güvenilirliğinin tartışmalı olduğunu, giriş kısmında bir benzerlik bulunduğu hissi uyandığını, ancak notalar incelendiğinde eserlerin tamamen birbirinden bağımsız olduğunun ortaya çıkacağını, bir benzerlik olsa bile esere bu intro kısmını koyan kişinin aranjör olduğunu, intro’nun eklendiği eserden bağımsız olduğunu, 2002 yılındaki hali ile 2006 yılındaki halinin dahi birbirinden farklı olduğunu, hak ihlalinin bulunmadığını” savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemesince büyük ölçüde bilirkişi raporundan aynen aktarılan gerekçe ile 26.12.2016’da davanın kısmen kabulüne, davacının müzik eserinin davalılarca izinsiz olarak kullanımı nedeniyle FSEK 68.maddesine göre rayiç bedel 3.000,21 kabul edilerek ve 3 lot hesabıyla, 9.000 TL’nin 01.11.2016 tarihinden itibaren avans faizini aşmayacak şekilde reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin maddi tazminat talebinin reddine, 10.000 TL manevi tazminatın da 01.11.2016 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermiş, bu karara karşı tüm taraf vekilleri istinaf talebinde bulunmuşlardır.
Davacı … vekili 09.02.2017 harç tarihli istinafında “eserin izinsiz kullanıldığı sabit olmasına rağmen dava konusu parçanın popülaritesi düşünüldüğünde belirlenen 2.500-3.000 TL rayiç değerin çok düşük olduğunu, bu kararla piyasada yeni müzik eseri üretimimin duracağını, popüler olmayan müziklerin bile piyasa değeri 20.000 TL iken hit bir şarkıya 2.500-3.000 TL gibi cüzi bir değer biçilmesinin yanlış olduğunu bu müzik eserinin radyolarda en çok çalınan eserlerden biri olduğunu, Youtube’da 15.000.000’dan fazla tıklandığını, …’un bu şarkıyla tanındığını ve popüler olduğunu, gerçek bedelin 40-50 bin TL arasında olması gerektiğini, bilirkişilerin araştırma yapmadan rayiç bedel bildirdiklerini” iddia ile kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı … vekili, 17.02.2017 harç tarihli istinaf dilekçesinde “müzik eserleri arasında birkaç ölçünün benzerlik hissi vermesinin, eserlerin aynı olduğu anlamına gelmediğini, eserlerdeki ritmik ve makamsal bütünlemelerin detaylı bir biçimde incelenmesi gerektiğini, her iki eserin birbirinden çok farklı olduğunu, mahkemenin bu yönden eksik malzeme ile karar verdiğini, zamanaşımının söz konusu olduğunu, müvekkilinin albümde yorumcu olduğunu ve …’ın verdiği muvafakatnameye dayanarak eseri yayımladığını, sorumluluk varsa yapımcı …. Müzik ve …’a ait olduğunu, manevi tazminatın da fahiş olduğunu, eser benzer olsa bile müvekkilinin bunu bilebilecek durumda olmadığını” savunarak kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalılar … Müzik ve … vekili 20/02/2017 harç tarihli istinaf dilekçesinde özetle “4 ölçülük bir benzerliğin intihal oluşturmadığını, bu konuda Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2013/10079 Esas 2014/576 Karar sayılı kararı bulunduğunu, birbirini andıran kısımların introda 4-5 saniyelik bir kısım olduğunu, bu gibi benzerliklere dünyadaki ve ülkemizdeki pek çok eserde rastlanabileceğini, intihalin koşullarının somut davada bulunmadığını, eserler arasında yorum ve uslüp farkı da bulunduğunu, davacının eserinin arabesk müvekkilinin eserinin ise popüler müzik olduğunu, bilirkişi raporunun eksik olduğunu, tınının raslantısal olup olmadığı ve tecavüzün söz konusu olup olmadığının belirlenmediğini, raporun bilimsel ve denetime elverişli olmadığını, 03.03.2016’da sundukları uzman görüşünün dikkate alınmadığının ve neden itibar edilmediğinin gerekçelendirilmediğini, aralarındaki çelişki giderilmeden karar verildiğini, dört yıl sonra dava açılmasının kötü niyetli ve haksız kazanç sağlamaya yönelik olduğunu, müvekkkilinin MSG üyesi olduğunu ve yüzlerce bestesi bulunduğunu, intihale tenezzül edecek birisi olmadığını” savunarak kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı taraf, eser sahipliği ve mali hak ihlali iddiasıyla FSEK 68.maddesine göre üç kat telif tazminatı ve manevi hak ihlali iddiasıyla manevi tazminat isteminde bulunmuş, mahkemece 9.000 TL telif tazminatına, 10.000 TL manevi tazminata hükmolunmuş ve bu karara karşı tüm taraflar istinaf isteminde bulunmuşlardır.
Büyük ölçüde bilirkişi raporunun olduğu gibi aktarılması biçiminde hazırlanan gerekçeli kararda, davalı tarafı dava konusu kullanımın, intihal oluşturduğu yazılı ise de, hangi mali hakkın ihlal edildiği kararda belirtilmemiş, “ilgili madde uyarınca davacının tazminat talep hakkı bulunduğu” ifade edilmiştir. Birtakım madde metinlerinin, üstelik yazım yanlışlarıyla birlikte bilirkişi raporundan aynen karara aktarılması, HMK’nun 297.maddesi ile Anayasa’nın 141/3 maddesi anlamında yeterli bir gerekçe olarak görülemez. Dolayısıyla karar yeterli gerekçeden yoksundur. Bilirkişi raporundan aktarılan gerekçede “adapte eser” biçimde bir değerlendirme yapılmış ise de Türk Telif Hukukunda adapte eser diye bir kavram kullanılmamaktadır. Sektörde kullanılan bu kavramın hukuki karşılığı “işleme eser” olup, adaptasyon eyleminden kasıt da işlenme olabilir. Bu duruma göre, davalı tarafa ait albümde yer alan … adlı müzik eserinin girişinde (intro bölümünde) davacının FSEK anlamında müzik eseri sahibi olduğu dosya kapsamıyla anlaşılan … adlı eserinin müziğinin birkaç saniyelik süre ile izinsiz olarak kullanıldığı sabit olunmakla, davalıların bu kullanımı izinsiz işleme niteliğindedir ve davacı eser sahibinin izni bulunmadığından eylem FSEK 21.maddesinde yazılı işleme hakkının ihlali niteliğinde olup, bunun izinsiz olarak albüme konup, çoğaltılması ve satışı da FSEK 22 ve 23.maddelerde yazılı bulunan çoğaltma ve yayma hakkının ihlali niteliğindedir. Nihayet bu müzik eserinin kullanıldığı şarkının davalı … tarafından seslendirilmesi de temsil hakkı ihlalidir.
İlk derece mahkemesi kararında, FSEK’nun bazı maddelerinin metinlerine yer verilmiş ise de, hangi manevi hakkın ne şekilde ihlal edildiği belirtilmemiş olup karar bu yönüyle de yetersizdir. Dosya kapsamına göre somut olayda davanın sahip olduğu müzik eseri izinsiz olarak işleyip değiştirildiğine ve eser sahibinin adı da belirtilmediğine göre, FSEK 15.maddesinde düzenlenen “Eserde değişiklik yapılması men etmek hakkı” biçimindeki manevi hakların ihlal edildiği anlaşılmış, ihlalin boyutu ve ihlal edilen manevi hak sayısı ve niteliğine göre 10.000 TL manevi tazminata hükmolunmasında, miktar ve sonuç itibarıyla bir isabetsizlik görülmemiştir.
İlk derece mahkemesi, bilirkişi raporunda belirtilen 2.500-3.000 TL aralığından, 3.000 TL’lik rakama itibar ederek, FSEK 68.maddesi gereği üç kat hesabıyla 9.000 TL tazminata hükmetmiş ise de bu tazminat miktarı, oluşa ve dosya kapsamına uygun değildir. Zira davacı taraf, dava konusu müzik eserinin, davalı tarafça izinsiz olarak ve değiştirilerek müzik albümünde kullanıldığını iddia ettiğine göre, FSEK 68.madde çerçevesinde kurulacak hükmün kesinleşmesiyle ve bedelin ödenmesiyle birlikte davalıların dava konusu kullanımının hukuka uygun hale gelecek, taraflar arasında dava konusu kullanım için bir lisans anlaşması yapıldığı kabul edilecek ve farazi sözleşme ilişkisi söz konusu olacaktır. O halde belirlenecek rayiç bedelin, kurulacak farazi sözleşme kapsamına, sözleşme konusu mali hakların sayısına, süresine ve kullanım mecrasına uygun olması gereklidir. Somut olayda davacının … adlı müzik eseri, davalılarca yapımı gerçekleştirilen, icra edilen, satılan … adlı albümde … adıyla izinsiz olarak ve değiştirilerek kullanıldığına göre, dava tarihinden sonra çıkarılan ya da çıkarılacak yeni baskı ve çoğaltmalar hariç olmak üzere, dava tarihine kadarki çoğaltılmış olan nüshalar için gerekli olmak üzere bir bedel belirlenmesi zaruridir. Davalılardan …’un dava konusu albüm ile tanınmaya başladığı, bu albümün en beğenilen şarkılarından birisinin … adlı şarkı olduğu, dairemizce görülen davalarda belirlenen ve bilinen rayiçlerin, eser sahibinin popülerlik derecesine ve bestelerinin piyasada rağbet görmesine ve beğenilme ölçüsüne göre davanın açıldığı 2013 yılı rakamlarına göre 30.000 TL’ye kadar çıkabildiği, somut davadaki kullanımının, eserin tümünün kullanılmaları biçiminde olmayıp, intro ve nakarat kısımlarında kullanılışı biçimlerinde olduğu, davacının bestelerinin piyasada rağbet gördüğü bestelerinin .., …, .., .., .. gibi tanınmış icracı sanatçılarca seslendirildiği MSG meslek birliğinin dosya içindeki 21.04.2015 tarihli cevabi yazısına göre dava konusu … adlı eser için davalı …’ın MSG meslek birliğinden 63.904,43 TL telif elde ettiği, bununla birlikte FSEK 68.maddesine göre kurulacak hükümle birlikte, davalılara işleme, çoğaltma, yayma, temsil hali hakları için ruhsat verilmiş olunacağı, ilk derece mahkemesince olduğu gibi gerekçeye aktarılan bilirkişi ek raporunda, mütalaa olunan 2.500-3.000 TL’lik bedel görüşünün, “adapte eser kullanımı izni” biçiminde nitelendirildiği, ayrıca verilecek telif tazminatı hükmünün kesinleşmesi ve telif tazminat bedelinin ödenmesiyle birlikte kurulacak olan farazi sözleşme ilişkisi kapsamında, davalıların sadece işleme mali hakkı için değil, bundan başka çoğaltma, yayma ve temsil mali hakları için de isnat elde etmiş alacakları, bu nedenle mahkemece rayiç bedelinin 3.000 TL olarak belirlenmesinin, davacı eser sahibinin hak kaybına yol açacağı, FSEK 68.maddesinde düzenlenen telif tazminatına esas oluşturacak rayiç bedelin, “taraflar dava konusu kullanım için aralarında görüşme yaparak lisans sözleşmesi imzalasalardı ne kadar bedel üzerinde mutabık kalacaktı” ise bu bedel kadar belirlenmesinin ve bu bedelin varsayımsal bir bedel olarak belirlenmesi sırasında, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.03.2002 tarih ve 2002/11-176 Esas, 2002/211 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere, eser sahibinin bilimsel/sanatsal yeteneği, üretim kapasitesi gibi subjektif unsur yanında, eserin beğeni ölçüsü, sayfa sayısı, estetik görünümü, nitelik ve niceliği, ihlal edilen mali hakkın türü, coğrafi kapsamı, ihlal süresi, ihlalin yapıldığı vasıta, bunun geniş halk kitlelerine ulaşımı gibi objektif unsurların da dikkate alınması gerektiği, dolayısıyla ilk derece mahkemesinin takdir ettiği 3.000 TL’lik rayiç bedelin somut olayda yetersiz kaldığı, bu bedelin, yukarıda belirtilen kıstaslara ve Yargıtay HGK kriterlerine göre, kullanım süresi de gözetilerek 5.000 TL olarak takdirinin oluşa ve dosya kapsamına daha uygun ve adil olacağı kanaatiyle FSEK 68/1 maddesi gereğince rayiç bedel 5.000 TL olarak kabul edilmiş ve kullanım biçimi, kusur derecesi ile tüm delillere göre takdiren 3 kat hesabıyla FSEK 68/1 maddesi gereğince 15.000 TL telif tazminatına hükmolunmasının, fazlaya ilişkin telif tazminatı isteminin reddi gerekmiştir.
Her ne kadar davalı … vekili, dava konusu kullanımının, davacının eserinden farklı olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin davalı …’ın taahhütlerine güvenerek eseri yayınladığını, sorumluluğun diğer davalılara ait olduğunu ve manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu iddia ile istinaf isteminde bulunmuş ise de, FSEK 68.maddesi kapsamında telif tazminat talep edildiği için, zamanaşımı süresinin, sözleşme zamanaşımı olan 10 yıl olduğu, FSEK 54.maddesi gereği, yetkisiz kimseden alınan iznin ihlal davalarında savunma gerekçesi olamayacağı, dolayısıyla, iyi niyetli olsa dahi, davalı icracı sanatçının bu kullanım nedeniyle sorumluluğunun ortadan kalkamayacağı, ihlalin boyutu ve ihlal edilen manevi hakların sayısı da dikkate alındığında, 10.000 TL ve manevi tazminatı makul ve ve yerinde olduğu sonucuna varılmış ve davalı … vekilinin bu istinaf istemlerinin reddi gerekmiştir.
Her ne kadar davalılar…Şirketi ve … vekili 4- 5 saniyelik kullanımın rastlantısal olduğunu, introdaki kullanımın intihal oluşturmayacağını, eser türlerinin farklı olduğunu, bilirkişi raporunun yetkisiz olduğunu, uzman görüşünün dikkate alınamayacağı, dört yıl sonra dava açılmasının kötü niyetli olduğu gibi sebeplerle istinaf isteminde bulunmuş ie de, 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde dava açılabileceğinden, kötü niyetli iddianın yerinde olmadığı, bilirkişi rapor ve ek raporlarından başka, MSG Meslek Birliği Teknik Bilim Kurulu’nun 22.05.2009 tarihli raporunda da “bir-iki ifade değişikliği dışında davacıya ait….adlı eserin ara nağmesi ile … adlı eserin ara nağmesi ve son nakaratının aynı olduğu ve … isimli eserin, .. isimli eserle aynı olduğu” görüşü açıklandığından, dava konusu kullanımın, davacının eser sahibi olduğu … adlı müzik eserinin kısmen de olsa izinsiz biçimde kullanılması biçiminde olduğundan, kullanımının hukuka uygun olduğu yönündeki savunmalara itibar edilemeyeceği, uzman görüşü ilk rapor arasında bir çelişki olmadığı, çünkü uzman görüşünde de esasen iki eserin iskelet olarak kadans yapısı ve melodik seyir açısında benzer olduğunun uzman görüşünde de kabul edildiği, bir an için çelişki olduğu kabul edilse bile, MSG Teknik Bilim Kurulu raporu karşısında ihlalin açık olduğu, bu nedenle yeni bir incelemeye gerek bulunmadığı, kullanımın rastlantısal olduğu iddiasının da bu nedenle yerinde olmadığı, davacının daha çok arabesk olarak bilinen türden müzikler yapmasının, dava konusu albümdeki müziğin ise popüler müzik olmasının, ihlal yönünden sonuca etkili olmadığı gözetilerek, davalılar vekilinin istinaf istemleri de yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklanan gerekçe ile davalıların tüm istinaf istemleri reddedilmiş, davacının istinaf istemi yerinde görülerek istinaf konusu kararı, davacı lehine kaldırılarak, aşağıdaki hüküm kurulması gerekmiştir.
KARAR:
1-Davalı … vekili ile, davalılar ….Şirketi ve … vekilinin yerinde görülmeyen tüm istinaf istemlerinin 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf isteminin FSEK 68.maddesinde yazılı telif tazminatı yönünden kısmen yerinde görülmekle, İstanbul 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin istinafa konu 26.12.2016 tarih ve 2013/50 Esas, 2016/231 Karar sayılı kararının davacı taraf lehine KALDIRILMASINA,
3-DAVANIN KISMEN KABULÜNE, davacıya ait … adlı müzik eserinin, davalılardan … Müzik Şirketi tarafından yapılan… adlı müzik albümünde, söz ve müziği davalı …’a ait gibi gösterilmesi ve davalı … tarafından icrası nedeniyle davalıların eylemlerinin davacının eser sahipliğinden doğan ve yukarıda belirtilen mali ve manevi hakların ihlalinden doğan ve yukarıda belirtilen mali ve manevi hakların ihlalinden dolayı;
a) FSEK 68.naddesi gereğince rayiç bedel 5.000 TL olarak kabul edilmek suretiyle ve takdiren üç kat hesabıyla 15.000 TL telif tazminatının 01.11.2016 tarihinden itibaren hesaplanarak Merkez Bankası avans faizini aşmayacak biçimde reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin telif tazminatı istemin reddine,
b) Manevi hak ihlali nedeniyle FSEK 70/1 maddesi gereğince takdiren 10.000 TL manevi tazminatın, davalılardan 01.11.2016 tarihinden itibaren hesaplanarak yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacıya verilmesine,
4-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince alınması gereken 1.707,75 TL harçtan, davacı tarafından yatırılan 187,90 TL peşin harç ve 751,41 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 939,31 TL harçtan mahsubu ile bakiyesinin davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 187,90 TL peşin harç ve 751,41 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 939,31 TL harcın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince istinaf aşaması için alınması gereken 1.707,75 TL harçtan davalılardan ayrı ayrı peşin olarak alınan 293,07 TL nisbi harcın mahsubuyla, bakiye harcın davalılardan müteselsilen tahsiliyle hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılmış maktu istinaf karar harcı olan 31,40 TL harcın talebi halinde kendisine iadesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince manevi tazminat talebi yönünden 1200 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsiliyle davacıya verilmesine,
Davanın kısmen kabulü nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maddi tazminat talebi yönünden 3.145,00 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsiliyle davacıya verilmesine,
Maddi tazminat talebinin kısmen reddi nedeniyle Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddolunan miktar üzerinden hesaplanan 3.600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara verilmesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yapılan ve davanın kabul red oranına göre hesaplanan 674,98 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı … tarafından yapılanve davanın kabul red oranına göre hesaplanan 22,22 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gider avansından kullanılmayan kısımların talepleri halinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve HMK’nun 362.maddesi gereğince davacı taraf yönünden reddedilen kısım, davalı taraf yönünden ise kabul edilen kısım kesinlik sınırı altında kaldığından kesin olarak karar verildi.14/02/2018