Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1448 E. 2019/664 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1448 Esas
KARAR NO : 2019/664
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2016
NUMARASI : 2015/589 E. – 2016/953 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/03/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekilinin dava dilekçesinde ; İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün…. Esas Sayılı dosyası ile borçlu hakkında ilamsız takip başlatıldığını, takibe konu alacağın borçlunun … T.A.Ş. kullanılan krediden kaynaklandığını, bankanın TMSF’ye devredildiğini, alacağın fon alacağına dönüştüğünü, müvekkili şirketin de bu alacağı TMSF’den devraldığını, rüçhan hakkının da geçtiğini, dosya borçlusunun takibe itiraz etiğini, dosya borçlusu tarafından yapılan itirazın usul,yasa ve hukuka aykırı olduğundan itirazın iptali gerektiğini beyanla, davalının İstanbul ….İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin takip talebindeki şartlarla devamına ve yapılan itirazın kötü niyetle yapılmasından dolayı davalının asıl alacağın % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalının cevap dilekçesinde; öncelikle davanın süresinde olmadığını, zaman aşımı yönünden reddi gerektiğini, ayrıca asıl borçlunun kendisi olmadığını, kefil olduğunu, kefaletinin de sınırlı olup kefil olduğu rakama ilişkin borcun ödendiğini, bu nedenle dosyaya her hangi bir borcununda bulunmadığını, haksız ve yersiz davanın reddi ile haksız ve yersiz takip ve dava nedeni ile davacı tarafın % 20 den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini beyan etmiştir. İstanbul ….İcra Dairesinin …. esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklının davalı borçlu ile dava dışı, …. Ltd. Şti ve …aleyhine 4.341,56 TL asıl alacak, 52.321,24 TL işlemiş faiz alacağının tahsili talebiyle , ihtarname ve kredi alacağı temlik sözleşmesine dayanarak ilamsız takip başlattığı, ödeme emrinin davalı borçluya 26/05/2014 tarihinde tebliğ edildiği, 28/05/2014 tarihinde itiraz ettiği görülmüştür…. Eskişehir Şubesi’nin 06/11/1997 tarihli … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile borçlulara ihtarname keşide ederek borcun 06/11/1997 tarihinde kat edildiğini, 1.271.535.992 TL (eski TL) olduğunu ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 1 gün içerisinde ödenmesini aksi halde %240 gecikme faiziyle birlikte yasal takibe geçileceğinin ihtar olunduğu, ihtarnamenin borçlu dava dışı, …. Ltd. Şti ‘ne 11/10/1997 tarihinde tebliğ edildiği, davalıya tebliğ edilemediği görülmüştür. İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/12/2016 tarihli, 2015/589 Esas 2016/953 Karar sayılı kararı ile; “dosya kapsamına ibraz edilen deliller ve düzenlenen bilirkişi raporu ile, … T.A.Ş. İle dava dışı kredi borçlusu …San ve Tic.Ltd.Şti arasında Genel Kredi Sözleşmesi tanzim edildiği,davalının Genel Kredi Sözleşmesinde Müşterek borçlu müşterek borçlu sıfatı ile imzasının bulunduğu,Kefalet limitinin 2.500.TL.olarak belirlendiği, … A.Ş. Nin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna Devri ile kredi borcunun Fon alacağına dönüştüğü,dosya kapsamına ibraz edilen temlik sözleşmesi ile alacağın TMSF’ nin %100 hissesine sahip olan davacı şirkete devir edildiği, kullanılan kredi borcunun ödenmemesi üzerine Sözleşmenin tarafı olan banka tarafından davalı tarafa hesap kat edilerek ihtarname keşide edildiği,davalının temerrüdünün 12/11/1997 Tarihi itibariyle başladığı,kredi borcunun tahsili için başlatılan icra takibine davalı tarafın borcunun bulunmadığına yönelik itirazı ile takibin durduğu, davacı tarafın davasının İ.İ.K.’ nun 67.md de ifadesini bulan İtirazın İptali Davası olduğu ve hak düşürücü süre içinde davanın açıldığı, taraflarca ibraz edilen ve talep edilen delillerin toplanılmasını müteakiben Bankacı Bilirkişi Vasıtası ile banka kayıtları ve icra dosyası üzerinde yapılan inceleme ile; asıl alacak ve faize ilişkin hesaplamanın davalı tarafça icra dosyasına yapılmış olan itirazın haksızlığını ortaya koyduğu, davalı tarafın icra dosyasına yapmış olduğu itirazın haksız ve davacı tarafın alacağını geç almasına sebep olacak nitelikte bulunduğu ” gerekçesiyle; tahsilde tekerrür olmamak üzere; Davacı tarafın davasının kabulüne; davalı tarafın İstanbul ….İcra Dairesinin … sayılı icra dosyasına yapmış olduğu İtirazın 2.500.TL.Asıl Alacak, 15.616,09.TL İşlemiş akdi faiz ve kabul edilen 2.500.TL. Asıl alacağa takip tarihinden sonra işleyecek faiz oranına ilişkin yapılan itirazın iptaline, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile; (18.116,09.TL) nin %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, karar verildiği görülmüştür.Davalı vekilinin süresinde istinaf dilekçesi ibraz ettiği, müvekkilinin TMSF’ye devredilen … 2500TL bedelli kredi sözleşmesine 06/11/1997 yılında kefil olduğunu, kefaletinden tam 16 yıl sonra, kredinin ödenmediğinden bahisle icra takibi yapıldığını, dava dilekçesinde dava değerinin 2500 TL olduğunu, davacının talep ettiği 52.321,24 TL faizin ne kadarlık kısmını talep ettiğinin belli olmadığını, davanın asıl alacakla sınırlı olarak açıldığının kabulü fazlaya ilişkin kısmın reddi gerekirken belirtilen şekilde karar verilmesinin usule aykırı olduğunu,- Kat ihtarnamesinin müvekkiline tebliğ edilmemesine rağmen edilmiş gibi hesaplama yapıldığını, fahiş oranda faiz hesaplandığını, hesap kat ihtarında asıl alacak miktarının 1.271,54 TL olarak gösterilmesine rağmen bilirkişi hesaplamasında 2.500 TL esas alındığından 7.863,61 TL fark doğduğunu,-Müvekkilinin sözleşmenin borçlusu değil kefili olduğunu, 06/11/1997 tarihinde 2.500TL bedelli sözleşmeye kefil olduğunu, TBK 598. Madde gereğince her türlü kefaletin sözleşmenin kurulmasından itibaren 10 yılın geçmesiyle kendiliğinden ortadan kalkacağını, 5411 Sayılı Bankacılık Kanun’dan kaynaklanan fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresini 20 yıla çıkaran 141. Maddeye ilişkin geçici 16. Maddenin Anayasa Mahkemesi’nin 2014/85 E-2014/103 K sayılı kararı ile iptal edildiğini, davanın esasa girilmeden reddi gerektiğini,-Müvekkili aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesinin de yerinde olmadığını, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın istinaf mahkemesinde görülmesine mümkün olmaması halinde yeniden görülmek üzere mahkemesine gönderilmesini talep etmiştir.Davacı vekili istinaf talebine cevabında; müvekkilinin davalı kefilden olan alacağını dava dilekçesinde belirttikleri gibi,2500 TL (faiz ve masraflar hariç) olarak kefilin sorumluluğu kefalet limiti ve buna ilişkin faiz ve masraflarla sınırlı olarak talep edildiğini,-Fon alacaklarının 5411 Sayılı Kanunun 141. md.si gereğince 20 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, hesap kat ihtarının düzenlendiği 06/11/1997 tarihinin zamanaşımının başlangıç tarihi olarak alınması gerektiğini,icra takibi ve davanın zamanaşımını kestiğini,5411 Sayılı Yasanın 01/11/2005 tarihinde yürürlüğe girdiğini, zamanaşımı süresini 20 yıl olarak belirlediğini, daha öncede 4389 Sayılı Yasanın ek 3. Maddesinde benzer düzenlemenin olduğunu, 26/12/2003 tarihinde henüz 20 yılını doldurmamış olan fon alacaklarının zamanaşımı süresinin 20 yıl olduğunu , 26/02/2003 tarihi itibarıyla 10 yıllık zamanaşımı süresinin dahi dolmadığını beyanla zamanaşımı itirazlarına itibar edilmeyerek kararın onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: İtirazın iptali talepli davada, davacı vekilinin İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takibe, davalının itirazının iptali ile %20’den az olmamak üzere inkâr tazminatına hükmedilmesini talep ettiği, ilk derece mahkemesinin davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalı tarafın İstanbul ….İcra Dairesinin … sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın 2.500.TL.Asıl Alacak, 15.616,09.TL İşlemiş akdi faiz ve takip tarihinden sonra işleyecek faiz oranına ilişkin yapılan itirazın iptaline, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile; 18.116,09.TL nin %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verildiği, davalı vekilinin istinaf başvurusunda; zaman aşımı itirazında bulunduğu, kat ihtarının müvekkiline tebliğ edilmediğini, buna rağmen tebliğ edilmiş gibi faiz hesaplandığını, faizin fahiş oranda hesaplandığını, müvekkilinin kredinin kefalet miktarı olan 2500 TL’den sorumlu olduğunu ileri sürdüğü görülmüştür.İstinaf talebinde bulunan davalının kredi sözleşmesinde kefil olduğu, 01.07.2017 tarihinde yürürlüğe giren TBK 598/3 maddesinde, “Bir gerçek kişi tarafından verilmiş olan her türlü kefalet buna ilişkin sözleşmenin kurulmasından başlayarak 10 yılın geçmesi ile kendiliğinden ortadan kalkar.” hükmünün düzenlendiği, TBK’nın yürürlük kanunu 5.maddesinde, bu kanun ile hak düşürücü sürenin ilk defa düzenlenmiş olması halinde ve başlangıç tarihi itibariyle bu süre dolmuşsa hak sahiplerinin kanunun yürürlüğe girdiği tarihten başlayarak 1 yıllık ek süreden yararlanacağı düzenlenmekle, TBK’da ilk defa düzenlenen ve kefilin sorumluluğu yönünden getirilen hak düşürücü süresinin kanunun yürürlük tarihinden 1 yıl uzayarak 01.07.2013 tarihine kadar uzamış olacağı, takibin bu süreden önce 28.06.2013 tarihinde başlatıldığı anlaşılmakla, hak düşürücü sürenin dolmadığı kanaatine varılmıştır. İcra takip tarihi itibarıyla 818 Sayılı BK 125. Madde(6098 Sayılı TBK 146. Madde) de düzenlenen 10 yıllık zamanaşımı süresi dolmuşsa da, “kanunda aksine hüküm bulunmadıkça” denilmekle, davaya konu kredinin … T.A.Ş’den kullanıldığı, bankanın daha sonra TMSF’ye devredildiği, davacı … şirketinin de alacağı TMSF’den devraldığı, davalı tarafın zamanaşımı itirazının incelenmesi yönünden, fon alacaklarındaki zamanaşımını düzenleyen 5411 sayılı kanun hükümlerinin de incelenmesi gerektiği dikkate alınmıştır. 5411 Sayılı Kanun’un 141. Md.sinde “Bu kanundan kaynaklanan fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi 20 yıldır” hükmü ile geçici 16. Md”Bu kanun ile fon alacağının tahsili bakımından yarar görülerek zamanaşımı ve diğer konularda Fon lehine getirilen hükümler makable şamildir.” hükümleri düzenlenmiştir. Anayasa Mahkemesi’nin 04/06/2014 tarihli 2014/85E-2014/103 K sayılı kararı ile, Bankacılık Kanunu Geçici 16. Maddesindeki “zamanaşımı” sözcüğünün Anayasaya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiş, 12/09/2014 tarihli 29117 sayılı RG’de yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Davaya konu İcra takibinin 28/06/2013 tarihinde başlatıldığı, Anayasa Mahkemesinin iptal kararından önce takip başlatıldığından 20 yıllık zamanaşımı süresinde takip ile alacak istendiğinden davalı borçlu vekilinin zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.Davalı borçlunun sözleşmede kefil olduğu ve kefalet limitinin 2.500 TL ile sınırlı olduğu, Kredi Sözleşmesinin imzalandığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan 818 sayılı BK 490.maddesi 6098 sayılı TBK 589/1) maddesi gereğince kefil, kefalet limiti ve kendi temerrüdünün sonucundan sorumlu olmakla ve kefilin temerrüde düşürülmesi için hesap kat ihtarının kefile tebliğinin şart olduğu, asıl borçlu yönünden sözleşmede belirlenen adrese tebligat çıkarılması ve tebliğ edilmemesi halinde de temerrüdün gerçekleşeceğine ilişkin hüküm konulmuş olması halinde asıl borçlu yönünden temerrüd olaşacaksa da bu hükmün kefil yönünden uygulanması mümkün bulunmadığından, (Yargıtay 19.HD’nin 07.12.2015 tarihli 2015/3357 E. -2015/16301 K.sayılı ve 07.02.2017 tarihli 2016/14960 E. – 2017/855 K.sayılı emsal kararları) kefilin, kat ihtarı tebliğ edilememiş olması nedeniyle icra takibi ile temerrüde düştüğü kanaatiyle, kat ihtar tarihinde davalı borçlunun borcunun 1.271,54 TL olduğu anlaşılmakla, takip tarihine kadar akdi faiz işletilerek borç miktarının hesaplanması yönünden Dairemizce bilirkişi raporu alınmış, bilirkişinin takip tarihine kadar işlemiş faizi, “14.873,80 TL” olarak hesapladığı anlaşılmakla, davalı borçlunun takip tarihinde asıl borç ve işlemiş akdi faiz yönünden sadece 2.500 TL kefalet limiti ile sorumlu olduğu, takip tarihinden itibaren temerrüt faizi istenebileceği kanaatiyle davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, kısmen reddine, mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine, 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/12/2016 tarihli, 2015/589 Esas 2016/953 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,-Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, -Davalı tarafın İstanbul …İcra Dairesinin … sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptaline takibin 2.500,00 TL asıl alacağa, takip tarihinden itibaren %27,50 oranında temerrüd faizi işletilerek devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,-Kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında (500,00 TL) inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacı ödenmesine, İlk derece yargılaması yönünden;2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 171,00 TL nispi karar harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,3-Davacı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hükmolunan kısım üzerinden hesaplanan 2.500,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 4-Davalı vekili lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddolunan kısım üzerinden hesaplanan 6.308,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine, 5-Davacı tarafından yapılan toplam 553,00 TL yargılama giderinin kabul / red oranına göre takdiren 24,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, İstinaf yargılaması yönünden; 6-İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,7-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 51,70 TL tehir-i icra karar harcı, 500,00 TL bilirkişi ücreti, 31,30 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 668,70 TL’nin, kabul / red oranına göre takdiren 641,95 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,8-İstinaf yargılaması için davacı avansından karşılanan; 93,00 TL posta, tebligat ve müzekkere giderinin, kabul / red oranına göre takdiren 5,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,9-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 10-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 28/03/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.