Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1419 E. 2019/113 K. 21.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1419 Esas
KARAR NO : 2019/113
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/12/2016
NUMARASI : 2015/742 2016/889
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 21/01/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili, müvekkillerinin desteği olan …’in kendi sevk ve idaresindeki araçla seyir halindeyken önündeki tıra arkadan çarpması sonucu meydana gelen trafik kazası sonucunda vefat ettiğini, desteğin kullandığı aracın trafik sigortasının davalı tarafından düzenlendiğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için 100’er TL’den olmak üzere şimdilik 300,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili, 22/09/2016 havale tarihli dilekçesiyle dava değerini 100.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacıların destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecekleri gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
Davalı vekili istinaf sebebi olarak; söz konusu uyuşmazlığa ilişkin Adana 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 24/03/2009 tarihinde verilen 2008/234 Esas ve 2009/91 Karar sayılı kesinleşmiş karar bulunduğunu, söz konusu kararda müvekkili lehine karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, işbu davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerektiğini bildirmiştir.
Davacılar vekili istinafa cevap dilekçesinde; açılan ilk davada her bir davacı için 5.000’er TL’den toplam 15.000 TL’nin talep edildiğini, söz konusu kararın kesinleşmesinden kısa bir süre sonra Yargıtay uygulamasının değiştiğini, bu nedenle ilk derece mahkemesinin tespit ve gerekçe kısmının hükümsüz kaldığını, davacının, davasını sırf erken açtığı ve o dönemdeki içtihatlar aleyhine olduğu gerekçesiyle mağdur edilmesinin adalete ve hakkaniyete aykırı olduğunu, sonraki içtihat değişikliğiyle önceki kararın temelsiz kaldığını, aynı davanın içtihat değişikliğinden sonra açılmış olsaydı kararın kuşkusuz müvekkilleri lehine olacağını bildirmiştir.
İstinaf dilekçesi ekinde sunulan Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/234 Esas 2009/91 Karar sayılı karar örneğinin incelenmesinde; davacıların …’in mirasçıları … oldukları, davalının ise … Sigorta A.Ş olduğu, davanın 20/06/2008 tarihinde açıldığı ve her bir davacı için 5.000’er TL’den olmak üzere 15.000 TL destek tazminatı , 2.000 TL defin gideri olmak üzere toplam 17.000 TL’nin tahsilinin istendiği, yargılama sonunda kazanın müteveffanın kusuru nedeniyle meydana geldiği, bu nedenle davacıların herhangi bir talepte bulunamayacağı gerekçeleriyle 24/03/2009 tarihinde davanın reddine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2009/6809 Esas 2010/898 Karar sayılı 08/02/2010 tarihli ilamıyla onanmasına karar verildiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir. Davalı taraf aynı konuda daha önceden Adana Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan davanın reddedildiğini ve kararın Yargıtay’dan onanmak suretiyle kesinleştiğini ileri sürmüştür. Gerçekten de istinaf dilekçesi ekinde sunulan Adana 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 208/234 Esas, 2009/91 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davacılar tarafından davalı sigorta şirketi aleyhine açılan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin davanın, davacıların murisinin tam kusurlu olarak trafik kazası sonucu öldüğü, bu nedenle trafik sigortacısının sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle 24/03/2009 tarihinde davanın reddine karar verildiği, Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 08/02/2010 tarih, 2009/6809 Esas, 2010/898 Karar sayılı ilamıyla davacılar vekilinin temyiz isteminin reddi ile hükmün onanmasına karar verildiği görülmüştür. Davacı tarafça söz konusu mahkeme kararının varlığına ve kesinleşmediğine dair bir itiraz bulunmamaktadır. HMK’nun 114/1-i maddesi uyarınca aynı davanın daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması dava şartıdır. Dava şartları ileri sürülmese de mahkemece her aşamada resen gözetilmesi gerekir. Somut olayda taraflar arasında aynı konuya ilişkin kesin hüküm bulunduğundan davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
2-İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07/12/2016 gün, 2015/742 Esas, 2016/889 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3- Kesin hüküm nedeniyle davanın REDDİNE,
4-Alınması gereken 44,40 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 27,70 TL peşin harç ve 338,48 TL ıslah harcının toplamı olan 366,18 TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 338,48 TL harcın karar kesinleştiğinde talebi halinde davacılara iadesine,
5-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2 maddesi uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
7-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine,
8- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 13,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 98,70 TL’nin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
9-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
10-Gerek ilk derecede, gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.21/01/2019