Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1347 E. 2018/1366 K. 08.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/1347 Esas
KARAR NO : 2018/1366
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2016
NUMARASI : 2014/1141 2016/602
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 08/06/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, 17/07/2004 günü meydana gelen trafik kazası neticesinde … plakalı araçta yolcu olan müvekkilinin daimi sakat kaldığını, araç sürücüsü …’ın kazanın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin kaza sonucunda tahminen %90 oranında iş güç kaybına maruz kaldığını, ayrıca müvekkilinin uzun süre tedavi görüp omuriliğinin zedelenmesi nedeniyle yarı felçli durumunda olduğunu bu nedenle bakıcı giderlerini de istediklerini belirterek, fazlaya dair ve munzam zarardan kaynaklanan alacak hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000 TL maddi tazminatın avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili, 09/07/2014 havale tarihli dilekçesi ile dava dilekçesinde talep ettikleri 10.000 TL’nin 7.000’sinin iş göremezlik, 3000 TL’sinin ise bakıcı giderine ilişkin olduğunu bildirmiştir.
Davacı vekili, yargılama sırasında toplam 48.000 TL’nin temerrüt tarihi olan 19/06/2007 tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkili nezdinde kaza ile ilgili açılan hasar dosyasına ait poliçenin … plakalı araca ait olduğunu, zeyil bulunmadığını, plaka değişikliğinin ve … plakalı aracın bu araç olduğunun ispatını davacının yapması gerektiğini, poliçe limitinin 40.000 TL olup, müvekkilince davacıya 19/06/2007 tarihinde 32.000 TL sabit giderinden ödeme yapıldığını, bedeni teminatından 33.965,92 TL, sağlık giderleri bakımından da 8.000 TL ödeme yapıldığını, poliçe teminatının tamamının ödenmiş olup maluliyet tazminatı olarak 40.000-33.965,92 TL = 6.034,08 TL bakiye teminatlarının kaldığını, müvekkilinin daha yüksek bir tutarla sorumlu tutulamayacağını, davacının sigortanın kusurunu ve zararın miktarını ispat etmesi gerektiğini, geçici iş göremezlik giderlerinin tedavi giderleri kapsamında olup müvekkilinden istenemeyeceğini, faizden dava tarihinden itibaren sorumlu olunacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; meydana gelen kazada davalı sigortalısının %100 oranında kusurlu olduğu, davacının %100 oranında sakat kaldığı, maddi zararının 528.196,56 TL olup bu tutarın 40.000 TL’lik poliçe limitini aştığı, davalının davacının kabulündeki 32.000 TL dışında ödediğini ispat edemediği, buna göre davanın kabulü ile 40.000 TL sürekli iş göremezlik, 8000 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 48.000 TL’nin 19/06/2007 temerrüt tarihinden itibaren davalıdan avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
Davalı vekili istinaf sebebi olarak; tarafından bilgi ve belge istendiği hususunun gerekçeli karar ve icra emri tebliği ile haberdar olduğunu, her ne kadar tebligatın daimi çalışana tebliğ edilmiş ise de, mazbatada açıklayıcı bir ibareye yer verilmediği, bu nedenle tebligatın usulsüz olduğunu, hak kaybına uğramamak için öncelikle kararın kaldırılması gerektiğini, yeterli inceleme yapılmadığını, … plakalı araca ilişkin poliçenin olduğunu, ancak herhangi bir zeylin ve plaka değişikliğinin ispatlanamadığını, ödeneğe ilişkin beyanlarının dikkate alınmadığını, limitin 40.000 TL olup davacıya 19/06/2007 tarihinde 32.000 TL, yine 33.965,92 TL ve 20/06/20017 tarihinde ise 8.000 TL ödeme yapıldığını, buna göre poliçe limitinin tamamının ödenmiş olup maluliyet tazminatı bakımından bakiye 6.034,48 TL bir meblağ ile sorumlu tutulmaları gerektiğini, bu durumun bilirkişi raporu ile sabit olup kararın hukuka aykırı olduğunu, yine raporu kabul etmediklerini, raporun tebliğ edilmediğini, bu nedenle beyanda bulunamadıklarını, bilirkişinin hatır indirimi yapmamasının hatalı olduğunu, yine 19/06/2007 tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinin de doğru olmadığını, zira davacının talep ettiği tazminatın ticari bir işlemden değil haksız bir fiilden kaynaklandığını, bu nedenle yasal faize hükmedilmesi gerektiğini bildirmiştir.
Yargılama sırasında alınan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nce düzenlenen 05/02/2015 tarihli raporda; davacının %100 oranında meslekten kazanma gücünden azalma olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Kaza tutanağının incelenmesinde; kazanın 17/07/2004 tarihinde tek taraflı olarak meydana geldiği ve … plakalı araç sürücüsü …’ın KTK’nun 52/1-b maddesi uyarınca kusurlu olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Yargılama sırasında alınan hesap bilirkişisi raporunda kazanın tek taraflı olması ve davacının araçta yolcu olması nedeniyle herhangi bir kusur indirimi yapılmaksızın %100 kusur oranına göre değerlendirme yapıldığı, ayrıca maluliyet oranının da %100 olarak dikkate alındığı, buna göre davacının sürekli iş göremezlik nedeniyle 528.196,56 TL maddi zararının olduğu, ancak poliçe limitinin 40.000 TL olup davalının 33.965,92 TL ödemeyi ispat etmesi halinde bakiye sorumluluğunun 6.034,08 TL ile sınırlı olacağı, ödemeyi ispat edememesi halinde sorumluluğunun 40.000 TL ile sorumlu olacağı, bakıcı gideri sebebiyle oluşan zararın ise 680.748,47 TL olduğu, ancak limitin 40.000,00 TL olup davalının davacının kabulünde olan 32.000 TL dışında ödediğini iddia ettiği 8.000 TL’yi ispat etmesi halinde davalının bakıcı gideri yönünden sorumluluğunun kalmayacağı, 8.000 TL’lik ödemeyi ispat edememesi halinde davalının bakiye sorumluluğunun 8.000 TL ile sınırlı olacağı, davalının kabulünde olan 19/06/2007 ödeme tarihinden önce temerrüde düştüğünün belirlenemediği, mahkemece verilen ara karar uyarınca ödemeye ilişkin belgeleri sunmasının davalı vekilinden istendiği, tebligatın 11/11/2015 tarihinde muhatap dışarıda olduğundan evrak almaya yetkili daimi çalışan işçisine tebliğ edildiği görülmüştür.
Poliçenin incelenmesinde; 25/01/2004 ile 25/01/2005 tarihlerini kapsadığı, sakatlık halinde limitin 40.000 TL, sağlık gideri bakımından limitin kişi başına 40.000 TL olduğu, poliçenin 45 M 3429 plakalı araç için düzenlendiği görülmüştür.
Dava dilekçesi ekinde sunulan poliçede ise 45 M 3429 plakalı araç için olduğu, ayrıca sunulan diğer bir poliçede ise plakanın 45 Y kayıt yazdığı, ancak şase ve motor numaralarının diğer poliçedeki numaralarla aynı olduğu, başlangıç tarihinin 24/06/2004, 25/01/2005 olduğu görülmüştür.
Dava dilekçesine ekli olup asliye ceza mahkemesine sunulduğu anlaşılan trafik polisince düzenlenen bilirkişi raporunda; kazanın meydana gelmesinde sürücü Süleyman Çorukman’ın %100 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Ceza yargılamasının sonucunun ne olduğu konusunda dosyada bilgi ve belge bulunmadığı, Bergama Asliye ceza mahkemesine 29/09/2004 tarihinde yaralamaya sebebiyet vermek suçundan dava açıldığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle tazminat davasıdır. 17/07/2014 günü meydana gelen trafik kazasında davacının yolcu olarak bulunduğu … plakalı aracın tek taraflı yaptığı kaza sonucu davacının %100 maluliyetle yaralandığı ve kazanın meydana gelmesinde dava dışı araç sürücüsü …’ın %100 oranında kusurlu olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafından her ne kadar müvekkili nezdinde açılan hasar dosyasında aracın … plakalı araca ait olduğu ileri sürülmüş ise de, dava dilekçesine ekli olarak sunulan ve 24/06/2004 tarihinde davalı … şirketinin yetkili acentesi olduğu belirtilen …. Ltd. Şti’nce düzenlendiği anlaşılan poliçede plaka numarası 45 Y Kayıt yazdığı, gerek bu poliçedeki araç bilgileri ile gerekse 24/01/2004 tarihinde düzenlenen davalı … şirketinin acentesi olduğu anlaşılan …. Ltd. Şti’nce düzenlenen poliçedeki araç bilgilerinin (araç, marka, model, motor ve şase numaralarının) birbiri ile uyumlu olduğu, davalı tarafından 24/06/2004 tarihli sigorta poliçesinin acenteleri tarafından düzenlenmediği yolunda bir iddianın ileri sürülmediği hususları gözetildiğinde bu konudaki istinaf talepleri yerinde değildir.
Öte yandan hatır taşıması savunması ilk derece yargılamasında ileri sürülmediğinden ve ilk derecede ileri sürülmeyen hususlar istinaf aşamasında da ileri sürülemeyeceğinden bu konudaki istinaf talebi de yerinde değildir. Kaldı ki davacı ile dava dışı araç sürücüsünün soyadlarının aynı olup muhtemelen aralarında yakın akrabalık ilişkisi bulunduğundan ve yakın akrabalar arasında da hatır taşıması ilişkisinden söz edilemeycektir.
Ayrıca geçici iş göremezlik giderleri tedavi giderleri kapsamında olmadığından bu yöndeki istinaf talebi de yerinde değildir.
Davalı şirket tarafından bir kısım ödemeler yapıldığı ileri sürülmüş ise de, davalının bu ödemelere ilişkin cevap dilekçesinde ayrıntılı beyanda bulunduğu halde, mahkemece ara karar oluşturulmaksızın bunları sunması gerektiği halde sunmadığı, kaldı ki ödeme belgelerinin sunulmasına ilişkin ara kararının bulunduğu duruşma zaptının 11/11/2015 tarihinde davalı vekiline usulüne uygun tebliğ edilmiş olduğu, buna rağmen sunulmadığı, yine istinaf dilekçesi ekinde ek-2 diye sunulduğu belirtilen ekran görüntülerinden davacı tarafa ödeme yapıldığının tam olarak anlaşılamadığı, bu belgelerin sadece bilgisayar ekranı görüntüsü olup banka dekontu ya da tahsilat makbuzu ve diğer ödeme belgesi niteliğinde bulunmadığı, davacının imzasını taşımadığı hususları gözetildiğinde davalı vekilinin bu konudaki istinaf talepleri de yerinde değildir.
Ancak kazaya karışan araç hususi oto olduğundan bir başka deyişle ticari nitelikte bir araç olmadığından yasal faize hükmedilmesi gerekirken avans faizine hükmedilmesi isabetsiz olup davalı vekilinin sadece bu yönden istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE,
2-İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/10/2016 gün, 2014/1141 Esas, 2016/602 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davacının davasının ıslah dilekçesi doğrultusunda KABULÜ ile; 40.000 TL sürekli iş görmezlik nedeni ile sakatlık tazminatının, 8.000 TL bakıcı gideri olmak üzere toplam 48.000 TL’nin 19/06/2007 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Alınması gerekli 3.278,88 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 34,20 TL peşin harç ile 95,64 TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 3.149,04 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5. Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre belirlenen 5.630,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 928,84 TL (ilk masraf 63,20 + tebligat 270 TL Tebligat + Müzekkere + 500 TL Bilirkişi Ücreti + 95,64 TL ıslah harcı ) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Talebi halinde istinaf peşin harcının davalıya iadesine,
8-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan 79,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ve 51,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 130,70 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi.08/06/2018