Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1340 E. 2018/1538 K. 29.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO : 2017/1340 Esas
KARAR NO : 2018/1538
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/01/2017
NUMARASI : 2011/10 E. – 2017/2 K.
DAVANIN KONUSU : Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
KARAR TARİHİ : 29/06/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili müvekkillerinin murisi…’in yapımcı olduğu … filminin 02.12.2008’de, … isimli adlı fimin 30.03.2009’da … filminin, 10.10.2010’da … adli filmin izinsiz olarak davalıya ait … televizyonunda gösterilmek suretiyle müvekkilinin FSEK’ten kaynaklanan haklarının ihlal edildiğini,” iddaa ile devam eden tecavüzün ref’i ve men’ini, 6 gösterim için FSEK 68/1 maddesi gereği sözleşme yapılsaydı istenilebilecek bedelin 3 katının, şimdilik 1.000 TL’nin gösterim tarihinden itibaren en yüksek banka ticari faizleri ile birlikte davalıdan tahsilinin talep ve dava etmiş, 18.11.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam talebini 45.000 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı taraf süresinde davaya cevap vermemiş, ancak 26.02.2016 havale tarihli dilekçe ile, “müvekkilinin adresinin Bakırköy olduğunu ve davanın yetkisiz mahkemede görüldüğünü, dava dilekçesinin daimi çalışan …e tebliğ edilmesinin usulsüz olduğunu, şirket yetkililerinin işyerinde bulunup bulunmadığının araştırılmadığını, davanın 2 kez takipsiz bırakıldığını ve açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, ayrıca 10.03.2015 tarihli oturumda tahkikat aşamasının bitirildiği ve HMK’nın 184-186 maddeleri gereği sözlü yargılamaya geçildiğini, bu kararın müvekkiline tebliğ edilmediğini, bu karardan dönülmediğini, bu tarihten sonra yapılan işlemlerin tümünün usule aykırı olduğunun, zira HMK’nın 177.maddesi gereği ıslahın tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceğini, belirsiz alacak davası biçimde açıldığı iddiasının doğru olmadığını, çünkü HMK’nın dava açıldıktan sonra yürürlüğe girdiğini, davacıların ibraz ettikleri ihtarnamelerde de rakam belirtilmemiş oluşu nedeniyle kısmi dava açıldığının açık olduğunun, bilirkişi raporlarının ikisinde, davacıların murisinin kendisine ait 58 adet filmi … adına …r isimli” şahsa devretmesinden dolayı eser sahibi sıfatını kaybettiği, bu nedenle davacıların ref ve men davası açamayacakları, 3.raporda tam aksi yönde görüş bildirilmesinin, bu bilirkişlerin tarafsız ya da samimi olmadıklarını gösterdiğini, …ve … adlı filmler yönünden eser işletme belgelerinin sıhhatinin dahi tam belirlenemediğini, davayı ihbar ettikleri Fanatik Dijital Görüntü şirketi ile müvekkili arasında yapılan sözleşmeye göre müvekkilinin gösterim hakkı elde ettiğini, eğer davacılar bir hak iddia ediyor iseler bunu Fanatik şirketine yöneltmeleri gerektiğini, fimlerin, davacının iddia ettiği biçimde gösterildiğinin kanıtlanamadığını, bu konuda sadece müvekkili şirket yetkilisi…nin Fatih Emniyet Müdürlüğündeki ve avukatsız alınan 22.07.2009 tarihli ifadesine dayandırıldığını, davacıların şikayet için 2 yıl beklemelerinin de CMK 2’ye aykırı olduğunun, müvekkili şirketin uydu üzerinden yayın yapan izlenme oranları çok düşük bir TV kanalı olduğunun, talep edilen rakamların fahiş olduğunun, davanın yersiz ve dayanaksız olduğunun, davacıların murisinin sağlığında mali hakları devrettiğini, koruma sürelerinin uzamasının yanlış yorumlandığını, Anayasal hakların zedenlendiğini, savunarak usulsüz tebligat nedeniyle cevap hakkı tanınmasını, 2 kez işlemden kaldırılan davanın açılmamış sayılmasını, filmlerin gösterildiği kanıtlanamadığından gösterim olup olmadığının bir medya takip kuruluşundan sorulmasını, davanın Fanatik şirketine ihbarını, yeniden rapor alınmasını, süresinde olmayan ıslahın reddini, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, filmlerle ilgili Kültür Bakanlığından belge celb edilip, bilirkişi incelemesi yaptırılarak bilirkişi raporları alındıktan sonra 03.01.2017 tarihinde, “davanın kısmen kabulüne, 37.500 TL’nin 7.500 TL’lik kısmının 02.12.2008 , 7.500 TL’lik kısmının 23.12.2008, 7.500 TL’lik kısmının 29.03.2009, 7.500 TL’lik kısmının 30.03.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalından tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar vermiş, bu karara karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı … vekili istinafında, cevap dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş ayrıca, ıslah harcı tahsil edilmediğini, ıslah edilen kısım yönünden ancak ıslah tarihinden itibaren faiz istenebileceğinden, ıslah geçersiz olmakla birlikte, faiz başlangıç tarihinde de hataya düşüldüğünü, davacı tarafın şikayeti hakkında Bakırköy C.Başsavcılığı tarafından takipsizlik kararı verildiğini, olayda FSEK 68.maddesinin uygulanma yeri olmadığından emsal bedelin 3 katına kadar hükmolunmasının hatalı olduğunu, davacıların murisi bedel karşılığı mali hakları devrettiğinden, davacıların talep hakkı bulunmadığını, anayasal hakların zedelendiğini, tebligatın usulsüz olduğunu, 2 kez takipsiz kalan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, dava tarihinde HMK yürürlükte olmadığından davanın belirsiz alacak davası olarak görülmeyececeğini, 10.03.2015 tarihli celsede tahkikatın bitirilip, sözlü oturuma geçildiğini, bu nedenle 1.11.2015 tarihli ıslah’ın HMK’nın 177.maddesi gereği usülsüz olduğunu, iddia ile kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
Davacılar vekili istinafa cevap dilekçesinde, “tebligatın usulüne uygun olduğunu, davanın 2 kez takipsiz bırakıldığı iddiasının doğru olmadığını, tahkikatın 10.03.2015 tarihli celsede değil, 09.06.2016 tarihli celsede sona erdiğini, kaldı ki, HMK’nın 184/2.maddesi gereği mahkemenin tahkikatı gerektiren bir durum görmesi durumunda tekrar tahkikat yaptırabileceğini, 19.11.2015’te harç ikmali yapıldığını, davanın Fanatik Dijital Görüntü şirketine yöneltilmesi gerektiği iddiasının FSEK 54.maddesi gereği doğru olmadığını, FSEK 54.maddesinin yok sayılamayacağını, filmlerin davalıya ait TV kanalında gösterildiğine dair Bakırköy C.Başsavcılığı 2009/69709 sayılı soruşturma dosyasında 3 adet CD bulunduğunu, bu soruşturma dosyasının bu dava dosyası arasında olduğunu, uzatılan koruma sürelerinde hak sahiplerinin yararlanacağını, ilk derece mahkemesi kararının doğru olduğunu, savunarak istinaf isteminin reddini istemiştir.
Davalı bbb vekili 01.06.2017 tarihli ek beyan dilekçesinde, “edindikleri bilgiye göre davacıların İstanbul Anadolu 14.Sulh Hukuk Mahkemesi 1996/1125 E.sayılı dosyada reddi miras talebinde bulunduklarını, bu yolla vergi dairesine olan borçlarından kurtulduklarını, vergi borçlarından kurtulmak için mirası reddedip, daha sonra mirasa dayalı bu davanın açılmasının kötüniyetli olduğunu, mirasın reddini açıklandığı andan itibaren sonuç doğuran bir irade beyanı olduğunu, artık mirasçı sıfatıyla davacıların bu davayı açamayacaklarını” beyanla kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
Mahkemece alınan 12.02.2014 tarihli ilk bilirkişi raporunda sonuç olarak, “davacıların murisinin dava konusu 4 filmin de bulunduğu kendisine ait 58 filmi, bbb Film Video -bbb adına bbbr’a devretmesinden dolayı ona külli halef olan mirasçıların da mali haklarının korunması yönünden tecavüzün ref’i, men’i ve tazminat davası açamayacakları görüşü açıklanmış, bu rapora ek olarak düzenlenen 18.12.2014 tarihli raporda da aynı görüş tekrar edilmiş ve koruma sürelerinin bitimiyle mali hakların eser sahibine, dolayısıyla mirasçılara dönemeyeceği ifade edilmiştir.
Davacılar vekilinin itirazı üzerine alınan 2.ek raporda ise bu kez, “20 yıllık koruma sürelerinin dolması ile mali hakların davacıların miras bırakanına geçtiği, mahkemenin davacıları haklı bulması durumunda davacıların isteyebileceği rayiç bedelinin “bbb”, “Sbbb”, “T.. ve “….)” filmlerinin her biri için 2.500’er TL olduğu, ” …” adlı film 3 kez gösterildiğinden bu film için 2.500 X 3 X3 = 22.500 TL, diğer filmler için ise 2.500 X 3=7.500’er TL talep edilebileceği” görüşü açıklanmıştır.
Filmlerin gösterilip gösterilmediği hususunda mahkemenin davacı iddiaları ile davalı şirket yetkilisinin ifadesini dikkate alarak değerlendirme yaptığı, bu kişinin ifade verdiği tarihte … (…) filminin henüz yayınlanmadığı gerekçesiyle bu filmin yayınlandığı varsayılarak, tazminat hesabının buna göre yapıldığı ve 45.000 TL yerine, 37.500 TL üzerinden kısmen kabul hükmü kurulduğu anlaşılmaktadır.
Dosyada bulunan Kültür Bakanlığı kayıtlarına göre dava konusu filmlerin yapımcısının … olduğu,” …i” fiminin 1987, “…l” filminin 1986, “Sevgili Bebeklerim” filminin 1987, “…” filminin ise 1988 yapımı olduğu ve bu tarihlerde alenileştikleri görülmektedir.
Her ne kadar davalı vekili yukarıda yazılı nedenlerle istinaf isteminde bulunmuş ise de, davanın açılmamış sayılmasına karar verilebilmesi için 2 kez takipsiz bırakıldıktan sonra bir kez daha davanın takipsiz bırakılması gerektiği, ıslaha ilişkin usuli bir eksikliğin bulunmadığı, ihlalin gerçekleşme biçimine göre mali hakların ihlalinden dolayı FSEK 68.maddesinin uygulanma yeri bulunduğu, davalının dava konusu kullanımının hukuka uygun olmayıp, davacıların mali haklarını ihlal eder nitelikte olduğu, mahkemenin sözlü yargılama aşamasına geçtikten sonra dahi gerek görürse yeniden tahkikat aşamasına dönebileceği ve görülen eksik incelemenin tamamlanabileceği, tebligat usulsüzlüğünün bulunmadığı, ilk derece mahkemesi kararının yerinde olduğu, davacıların mirası red ettiklerine dair iddiasının da yerinde olmadığı, İstanbul Anadolu 14.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 11.06.2018 tarihli yazı cevabı ekindeki 20.03.1997 tarihli Sulh Hukuk Mahkemesi kararına göre reddi miras istemiyle açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğinin yazılı olduğu gözetilerek, istinaf isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Yukarıda açıklanan gerekçe ile davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90 TL harcın, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4,50 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 29/06/2018 tarihinde oy birliği ile karar verildi.