Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1338 E. 2018/2745 K. 28.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1338 Esas
KARAR NO : 2018/2745
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/11/2016
NUMARASI : 2015/95 2016/92
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/12/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkilinin… tescil numaralı …INN markalarının sahibi olduğunu, bu markanın ev dışı yiyecek içecek sektöründe mutfak profesyonellerine yönelik bilgi paylaşım merkezinin de adı olduğunu, müvekkilinin 2010 yılında gizli şefler isimli bir yarışma organize ettiğini, bu işin … A.Ş tarfafında roganize edildiğini, anılan firmanın müvekkili için bir logo çalışması yaptığını ve çalışma sonucu oluşturulan “…” logosunun 2010 yılında bu yarışma davetiyesinde kullanıldığını, davalının ise 01/02/2007 tarihinde müvekkilinin inovasyon şefi olarak çalışmaya başladığını ve iş akdinin 06/04/2012 tarihinde sona erdiğini, davalı tarafın sonraki tarihlerde müvekkilinin aynı sektörde rakibi olan … A.Ş’ye ait ürünlerin reklam ve tanıtımını yapmaya ve bu tanıtımlarda müvekkiline ait logonun kullanılmaya çalışıldığını öğrendiğini, ayrıca davalının müvekkiline ait şef logosunun aynısını aynı emtialar için … tescil numarasıyla adına tescil ettirdiğini, davalının tescilinin kötüniyetli olduğunu belirterek davalının markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı iddialarının gerçek dışı olduğunu, … A.Ş ile müvekkilinin herhangi bir bağı bulunmadığını, davacının hükümsüzlük için herhangi bir delil sunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkiş raporuna göre; davacının gerçek hak sahibi olduğu tescilsiz marka ile davalıya ait markanın ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, markaların ortalama tüketicide karıştırılma ihtimaline yol açacak düzeyde bulunduğu gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne, davalıya ait markanın geçici konaklama hizmetleri ve hayvan bakım hizmetleri dışında kalan diğer hizmet sınıfları yönünden hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
Davalı vekili istinaf sebebi olarak; kararın taraflı ve hatalı hukuki değerlendirme içeren rapora dayalı olarak verildiğini , müvekkilinin başarılı bir şef olduğunu, iyiniyetli ve dürüst olduğunu, davacının tanınmış bir şirket olmakla birlikte markasının tanınmış olmadığını, müvekkiline ait markanın ise davacının markasından özgülendiği amaç açısından farklı olduğunu, davacı markasının mal üretimine ilişkin bir marka olmadığını, müvekkiline ait markanın mal ve hizmet üretimine ilişkin bir marka olduğunu, bu bağlamda müvekkiline ait markanın ayırt ediciliğinin tam olduğunu, ortalama tüketici nezdinde davacı markasından ayırt edilebileceğini, müvekkili markasının ev dışı gıda ürünleri hizmetinin kaynağını belirtme işlerinin bir sonucu olarak şef ibaresini taşıdığını, bu ibarenin iki markada ortak olması aynı derecede benzer olduklarını ifade etmeyeceğini, X ibaresinin ise ayırt ediciliğe hizmet eden yan unsurlardan biri olduğunu, müvekkiline ait barkanın yan unsurları ile kuvvetli bir ayırt edicilik ihtiva ettiğini, bu markanın aynı zamanda bir resim markası olduğunu, ambalajlardaki …ibaresi ile birlikte kullanılan logo tasarımının ise ..ınn markası ile kullanılan bir tasarım olmadığını, söz konusu logo tasarımının davacının tescilli bir tasarımı bile olmadığını, üstelik …ile kullanımından dolayı özdeşleşmiş bir tasarım da olmadığını, bir dönem benzer bir tasarım yarışmasında kullanılmasının Unılever ile özdeşleştiği anlamına gelmeyeceğini, markaların araştırılma durumunun bulunmadığını, davacının müvekkilinin kendisine ait tescilli markalarıyla tescilsiz logo ve kampanyalar gibi bilgileri kullandığını iddia etmiş ise de, ispatlayacak delil sunamadığını, tescilsiz logo ile ilgili raporun ise davanın konusunu logo dışına çıkarıp bütünüyle marka iltibasına yöneltilerek yanıltıcı olduğunu, bu iltibasın markalara ait olmadığını, markaların iltibasın makul bir gerekçeye dayandırılamadığını, yine kötüniyet iddiasının kanıtlanamadığını, davanın kısmen kabulünün doğru olmadığını bildirmiştir.
Davacı adına 2008/34219 tescil numaralı …’INN markasının 41 ve 43.sınıflarda 06/06/2008 tarihinde tescil edildiği, yine 2008/40412 tescil numaralı …’INN markasının 29 ve 30.sınıflarda 04/07/2008 tarihinde tescil edildiği görülmüştür.
Davalıya ait 2012/22215 tescil numaralı …+ şekil markasının 29 ve 43.sınıflarda 08/03/2012 tarihinde tescil edildiği görülmüştür.
Dava dilekçesine ekli … isimli kişi tarafından davacı şirkete hitaben yazılan 01/12/2014 tarihli yazıda; gizli şefler ismine ve aşağıda görseli bulunan logoya ait fikri mülkiyet haklarının çizim, fikir ve işleyiş dair unsurlarıyla birlikte ajansları tarafından münhasıran davacıya devredildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Replik dilekçesi ekinde sunulan internet çıktılarında…, …’tan gizli şefler başlıklı haberlerin 13/12/2010 vb. haberlerin internet çıktılarının sunulduğu, söz konusu logonun bu haberlerde yer aldığı görülmüştür.
Yargılama sırasında alınan 22/07/2016 günlü iki kişilik bilirkişi heyetinden alınan raporda; davacının logo üzerinde gıda sektöründeki mal ve hizmetler bakımından gerçek hak sahipliğinin bulunduğu, davacının gerçek hak sahibi olduğu tescilsiz marka ile davalıya ait markanın ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, davalının markasının tescilli olduğu geçici konaklama hizmetleri(gündüz bakımı kreş hizmetleri dahil ) ve hayvan bakım evleri hizmetleri alt hizmet sınıfları dışındaki diğer tüm mal ve hizmetler bakımından davalı markası ile davacının gıda sektöründeki mal ve hizmetlerde gerçek hak sahibi olduğu marka arasında bir benzerlik bulunduğu, taraf markaları arasındaki marka ve sınıf benzerliğinin ortalama tüketicide karıştırılma ihtimaline yol açacak düzeyde bulunduğu, bu nedenle söz konusu hizmetler dışındaki diğer tüm mal ve hizmetler bakımından kısmen hükümsüzlüğe karar verilebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
Davalı vekilince anılan rapora karşı, raporun eksik incelemeye dayalı ve hatalı hukuki dayandırmalar içerdiğini, bu nedenle dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdi edilmesini istediği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, marka hükümsüzlüğü ve terkini talebine ilişkindir. Davacı taraf kendisi tarafından kullanılan şef logosu ile markanın davalı tarafından şef logosunun aynısı ve müvekkilinin markasıyla ayniyet arzeden chef-x ibaresi ile birlikte tescil ettirdiğini ve kullandığını iddia etmiştir. Davacıya ait …INN markası 41 ve 43.sınıflar için tescilli olup davalıya ait …x + şekil markası 29 ve 43.sınıflarda tescillidir. Davacı tarafın dosyaya sunulan delillerle şef logosunu 2010 yılında kullandığı, buna göre söz konusu şeklin gıda sektöründe markasal olarak davacı tarafından davalıdan önce kullanıldığı anlaşılmıştır. Öte yandan söz konusu logodaki şef çiziminin hemen hemen ayniyet derecesinde birebir benzer olduğu, ayrıca davacı markasında geçen …’INN ibaresi ile davalı markasında geçen chef-x ibaresinin fonetik açıdan birbiri ile benzer olduğu, bütünsel açıdan da davalıya ait şekil markasının davacıya ait gerek marka gerekse logo ile iltibas durumunun bulunduğu, davalı markasındaki X ibaresinin ayırt edicilik oluşturmadığı gerek dairemizce yapılan istinaf aşamasındaki değerlendirmeden, gerekse yargılama sırasında alınan bilirkişi raporundan anlaşılmaktadır. Bu itibarla mevcut delil durumu ve dosya kapsamına uygun olan bilirkişi raporunun hükme esas alınmasında dairemizce bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/12/2018