Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1336 E. 2019/53 K. 10.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1336 Esas
KARAR NO : 2019/53 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/11/2016
NUMARASI : 2015/427 E., 2016/774 K.
DAVANIN KONUSU: Feragatin İptali
KARAR TARİHİ: 10/01/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı sigorta şirketine sigortalı.. plakalı aracın 16/09/2012 tarihinde karışmış olduğu kaza nedeniyle müvekkilinin malul kaldığını, bunun üzerine davalı sigorta şirketine karşı İzmir 9 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/143 esas sayılı dosyasında dava açılmış olduğunu, ancak davalı sigorta şirketinin şifaen dosyadan feragat edilmesi halinde bahsi geçen dosyanın ödeme yapılmak suretiyle sulhen kapatılacağının beyan edilmiş olduğunu belirterek, davadan feragat ettiklerini, buna rağmen davalı sigorta şirketi tarafından müvekkiline, her hangi bir ödeme yapılmadığına belirterek, trafik kazası sonucu müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararlarının tazminine ilişkin İzmir 9 Asliye Ticaret Mahekemesinin 2013/143 esas sayılı dosyasındaki müvekkilinin, feragat beyanının iptalini talep ve dava etmiştir.Davalı sigorta vekili sunmuş olduğu cevap dilekçesinde; davacının İzmir 9 Asliye
Ticaret Mahkemesinin 2013/143 esas sayılı dosyasından feragat ettiğini, ayrıca İzmir 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/143 Esas sayılı dosyasından açılan davaya vermiş oldukları cevap dilekçesinde de belirttikleri gibi müvekkil şirket tarafından tanzim olunan poliçede sigortalı …olduğunu, 16.09.2012 tarihli trafik kazası tespit tutanağında ise araç maliki Hamide TÜRK olarak gözükmekte olduğunu, trafik kayıtlarının celbi ile aracın ne zaman satış gördüğünün tespiti gerektiğini, dava konusu tafik kazasının vuku bulduğu tarih itibari ile geçerli olan Poliçe Genel Şartlarına göre aracın satış görmesi halinde poliçenin 10 gün içinde kendiliğinden geçersiz hale gelmekte olup, yeni malikin yeniden poliçe düzenletmesi gerekmekte olduğunu, müvekkil şirket nezdinde mevcut olan poliçe dava konusu trafik kazasını teminat altına alındığını belirterek, feragat kararı kesinleşmiş olduğundan, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/11/2016 tarihli 2015/427 Esas 2016/774 Karar sayılı kararı ile; “Davacının gerçek kişi olduğu, karşısındaki davalının tüzel kişi olduğu, zaman zaman bu tür olaylarda sakat kalanın trafik kazasındaki, araç maliki veya sürücüsüne karşı açtığı davada toplumsal ve sosyal çevre baskısı veya akraba konu komşu baskısı, hatırlı kişilerin baskısı, yahut davaya muhatap olanların ekonomik durumları dikkate alınarak genelde bir tür manevi tazik altında davalarından feragat edildiği görülse de, feragat edilen İzmir 9 ATM nin dosyasındaki davalının bu şekilde bir gerçek kişi değil aksine bu tür olaylardan bu sakatlanmaları tanzim etmek üzere oluşturulmuş tüzel kişi, tacir olduğu, bu tüzel kişi tacirin yukarıda zikredildiği gibi davacı üzerinde sosyal, çevresel veya manevi baskı altına davacıyı alamayacağı, buna göre de davalının dosyamızdaki beyan ve delilleri arasında ödemeye dair bir bilgi ve belge de sunamadığından, davacının davasından vazgeçmiş olmasının hayatın olağan akışına düşmediği, yaşam deneyimlerine uygun düşmediği ve davacının davasından feragat etmiş olmasının iddia ettiği gibi davalı tarafından yapılmış bir ödeme vaadine dayalı hile veya hatadan kaynaklı olabileceği , feragatin geçerli olamayacağına kanaat getirildiği” gerekçesiyle, davacının İzmir 9 ATM den 2013/143 esas 2013/348 karar sayılı 04/11/2013 tarihli dava dosyasındaki feragatin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.Davalı sigorta şirketinin kararı süresinde istinaf ettiği, dilekçesinde; davacının İzmir 9 ATM den 2013/143 esas sayılı davadan feragat ettiğini, gerekçeli kararın tebliği üzerine öğrendiklerini, mahkemenin ” davacının davasından vazgeçmiş olmasının davalı tarafından yapılmış bir ödeme vaadine dayalı hile veya hatadan kaynaklı olabileceği , feragatin geçerli olamayacağına” dair tespitinin hatalı olduğunu, davacının feragat etmesinin sebebinin müvekkili şirket olmadığı gibi, müvekkilinin feragatin iptali davası açılmasında da sorumluluğunun bulunmadığını, vekalet ücreti ve yargılama gideri ile sorumlu tutulmaması gerektiğini beyan etmiştir.
GEREKÇE:
Davacı vekili tarafından İzmir 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/143 Esas sayılı dosyasında müvekkili tarafından yapılan feragatin iptalinin talep edildiği, mahkemenin davanın kabulüne, feragatin iptaline karar verdiği görülmüştür.
Davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf dilekçesinde; mahkemenin gerekçesinin hatalı olduğunu, davacının feragat etmesinin sebebinin müvekkili şirket olmadığı gibi, feragatin iptali davasının açılmasında da sorumluluğu olmadığı, yargılama ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaması gerektiğini beyan ettiği anlaşılmıştır.
Dosya içerisinde bulunan İzmir 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/143 Esas-
2013/348 Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı … Öncü tarafından, davalı … Sigorta A.Ş. Aleyhine açılan davada, 26/09/2012 tarihli trafik kazasında davacının malul kaldığından bahisle şimdilik 10.000TL maddi tazminatın tahsili davasında, davacı asilin 04/11/2013 tarihli ilk duruşmada “ben avukatımı azlettim, azilname noterlik tarafından avukatıma tebliğ edilecektir, açmış olduğum davanın tümünden vazgeçiyorum” beyanıyla davadan feragat ettiği, mahkemenin davacının feragati nedeniyle hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verdiği, kararın temyiz edilmeksizin 21/01/2014 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Davacı vekilinin Kadıköy 1. Noterliği’nin 11/11/2014 tarihli 11549 yevmiye nolu
ihtarnamesi ile; davalı şirkete, sigorta şirketi tarafından, dosyadan feragat edilmesi halinde, dosyanın sulhen kapatılacağının beyan edilmesi üzerine güven ilişkisi nedeniyle müvekkilinin davadan feragat ettiğini, ancak TMK 2. Maddedeki dürüstlük kuralına aykırı olarak kötüniyetle ödeme yapılmadığını beyanla, ihtarın tebliğinden itibaren (3) işgünü içerisinde müvekkilinin uğradığı maddi ve manevi zararın tazmininin talep edildiği görülmüştür.2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu:111.madde de;”Bu Kanunla öngörülen hukuki
sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir.Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.” hükmü düzenlenmiştir.6100 sayılı HMK 311.madde de “Feragat beyanının kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğuracağı, ancak irade bozukluğu hallerinde feragat ve kabulün iptalinin istenebileceği” düzenlenmiştir. Davacı vekili, davalı sigorta şirketinin,dosyadan feragat halinde tazminatı ödeyeceğini
ve dosyanın sulhen kapatılacağını söylediğini, müvekkilinin de bunun üzerine davadan feragat ettiğini beyan ettiği ancak ödeme yapılmadığını ileri sürdüğü, davacının İzmir 9.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/143 Esas sayılı dosyasının ilk duruşmasında, henüz maluliyet ve kusur raporu alınmadan davadan feragat ettiği, davacıya ödeme yapılmadığı sabit olmuştur.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin benzer bir davada vermiş olduğu 05/06/2012 tarihli 2011/8559 Esas ve 2012/7287 Karar sayılı kararıyla “davacının yargılama aşamasında tazminat miktarı belirlenmeden doğmamış hakkından feragat etmiş olması mümkün olmamasına, 2918 sayılı Yasa’nın 111.maddesi gereğince ödenen tazminat ile aktüerya raporu ile belirlenen miktar arasında açık nispetsizliğin bulunmasına göre ibraname makbuz hükmünde olup belirlenen tazminattan mahsup edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğine” karar verildiği anlaşılmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 02/03/2016 tarihli 2015/8-979 Esas 2016/215 Karar sayılı kararında da işaret edildiği üzere “feragatin tek taraflı beyanla hakkın özünden vazgeçme niteliğinde olduğu ve yapıldığı anda kesin hüküm sonuçlarını doğurduğu göz önüne alınarak feragatin açık kesin ve koşulsuz olması gerektiği”, davacı asilin feragat ettiği duruşmada vekilinin hazır bulunmadığı, henüz mağduriyete yönelik rapor alınmadığı, ilk duruşma olduğu, mahkeme kararında da işaret edildiği üzere davacının tazminat almaksızın davadan feragat etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, davalı tarafça ödeme yapıldığının iddia edilmediği, 2918 sayılı KTK 111.maddede trafik kazalarından kaynaklanan tazminat davalarında özel düzenleme yapılarak; “tazminat miktarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmaların yapıldığı tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebileceği” hükmüne göre davacı tarafından süresi içinde anlaşmanın iptalinin istenebileceği, feragatin iptali davasının da iki yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı ve davanın kabulü halinde yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatiyle, mahkeme kararının yerinde olduğuna, davalı sigorta şirketi vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde talepleri halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.10/01/2019