Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1329 E. 2020/1992 K. 23.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1329 Esas
KARAR NO : 2020/1992 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/11/2016
NUMARASI : 2015/505 E. – 2016/748 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/11/2020
İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ tarafından verilen 09/11/2016 tarihli kararına karşı davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalının ulusal distribütörlüğünü yaptığı “…” markalı enerji içeceğinin müvekkilinin sahip olduğu ya da işlettiği tüm iş yerlerinde müşterilere servis edilerek satışı ve pazarlanması amacıyla bir satım sözleşmesi yapıldığını, sözleşme gereğince müvekkilinden vade, tanzim tarihi ve diğer bir çok unsuru bulunmayan kambiyo senedi vasfına haiz olmayan 2 adet teminat senedi alındığını, sözleşmenin suretinin kendilerine verilmediğini, Üsküdar …. Noterliğinin 28/10/2014 tarih … numaralı ihtarnamesiyle sözleşmenin feshedildiğini, davalıya Bakırköy …. Noterliğinin 17/11/2014 tarihli … sayılı ihtarnamesiyle cevap verilerek sözleşmenin örneğinin istendiğini, verilmediğini, 13/02/2015 tarihinde İstanbul …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasıyla kambiyo senetlerine özgü takip yoluyla icra takibine koyduğunu, senet asılları kasada bulunmadığından İstanbul 13. İcra Hukuk Mahkemesinin 2015/136 esas sayılı dosyasıyla dava açılarak ödeme emrinin iptal edildiğini, senetlerin arkasında teminat senedi yazıldığını, savcılığa şikayet ettiklerini, davalının müvekkilinin kota ve performans sorumluluğunu yerine getirmediğinden bahisle sözleşmeyi feshettiğini bildirdiğini, ancak müvekkilinin talep ettiği halde yeterli ürünü göndermediğini, bir süre sonra da hiç göndermediğini beyanla takibe konulan 2 senet bedeli toplamı 36.000 TL borçlu olmadıklarının tespiti ihtiyati tedbir kararı verilmesi ve % 20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir. Mahkemenin 14/05/2015 tarihli ara kararıyla İİK 72/3 maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verdiği görülmüştür. Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; taraflar arasındaki sözleşmenin 3.maddesinde performans bazlı sistem esas alındığını, 4.maddesinde kota şartı öngörüldüğünü, müvekkilinin performans sorumluluğunun ve kota şartının yerine getirilmesini beklemeden 2.000 koli …Enerji İçeceği taahhüdü karşılığında 40.000 TL + KDV avans ödemesi yaptığını, davacının kota ve performans sorumluluğunu yerine getirmediğini, Üsküdar … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle sözleşmenin 9.maddesi gereğince ihtarın tebliğ tarihinden 2 ay sonra hüküm ifade etmek üzere feshettiklerini ve avans ödemesinden tahakkuk eden primlerin mahsubundan sonra kalan 36.934,00 TL KDV dahil alacağın sözleşmenin 3.3 maddesi gereğince tebliğ tarihinden itibaren 12 gün içerisinde müvekkiline iade edilmesinin ihtar olduğunu, senedin temel ilişkiden soyut olup ödeme aracı olduğunu, 40.000 TL + KDV’nin taahhütlerin yerine getirilmesi şartına bağlı ön avans olduğunu beyan etmiştir. İlk derece mahkemesinin almış olduğu 08/06/2016 tarihli raporda; davacı defterlerinin tasdiklerinin usulüne uygun olduğu, davalının 2013-2014 yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin zamanında yapılmadığı, davacı tarafından 15/02/2013 tarihli hizmet bedeli açıklamalı KDV dahil 5900 TL bedelli, 25/03/2013 tarihli hizmet bedeli açıklamalı KDV dahil 5900 TL bedelli, 24/04/2013 tarihli hizmet bedeli açıklamalı KDV dahil 35.400,00 TL bedelli, toplam 47.200 TL fatura kesildiği, davalının banka havaleleri ile toplam 47.200 TL ödeme yaptığı, davacının 2013 yılında toplam 235 koli 16.503,13 TL, 2014 yılında toplam 175 koli 13.096,08 TL, davalı ve bayilerinden ürün satın aldığı, hizmet bedeli faturalarının avans bedellerine ilişkin olduğu, sözleşmelerdeki kota şartının davacı tarafından yerine getirilmediğinden sözleşmenin haklı olarak feshedildiği, davalının davacıdan 47.200 TL (KDV dahil) avans tutarı kadar alacaklı olduğu beyan edilmiştir. İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/11/2016 tarihli 2015/505 esas 2016/748 karar sayılı kararıyla davacının sözleşmedeki kota şartını yerine getirmediğini, sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini, senetler nedeniyle borçlu bulunmadığı iddiasının yerinde olmadığı, senetlerin teminat için verildiğinin ispatlanamadığı, teminat sözleşmesinin ibraz edilmediği gerekçesiyle davanın reddine, İİK 72/3 maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmekle % 20 oranında (7.200 TL) tazminatın davacıdan alınarak davalıya ödenmesine karar verilmiştir. Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; ticari defter ve kayıtlara göre tarafların birbirinden alacak ve borcunun olmadığını, davalının avans olduğunu iddia ettiği ödemenin hizmet bedeli karşılığında olduğunu, faturasının kesildiğini, davalının da itiraz etmediğini, ödemelerin avans olduğuna dair açıklama bulunmadığını, cevap dilekçesi ve ihtarda tek sözleşmeden bahsetmelerine rağmen dosyaya 3 sözleşme sunduklarını, cevap ve ihtarda 2000 koli içecek taahhüdü karşılığında 40.000 + KDV avans ödemelerin olduğu sözleşmeyi belirttiklerini ancak 3 sözleşmenin hiçbirinde ne 2000 koli ne de 40.000 + KDV oranı bulunmadığını, davalının iddialarına göre sözleşmeler gereği müvekkiline 66.000 + KDV avans ödemesi yapılması gerektiğini, ihtarnamede 36.934 TL (KDV dahil) , icra takibinde 36.000 TL talep edildiğini, miktarların çelişkili olduğunu, senetlerin tahrifatsız 31.000 + 10.000 TL = 41.000 TL, tahrifatlı 31.000 TL + 5.000 TL = 36.000 TL olduğunu, sözleşmenin 9.maddesinde sözleşme süresinin 1 yıl değil, kotası dolana kadar olduğunu, sözleşme 9/son maddesinde sebepsiz fesih düzenlenmişse de davalının buna değil kota ve performans şartına uyulmamasına dayandırdığını, kusurun ne olduğu ve kimden kaynaklandığının değerlendirilmediğini, davalının ürün temin edip vermediğini, müvekkilinin bayilerden ürün almak zorunda kaldığını, senetlerin teminat senedi olduğunu, tedbir nedeniyle davalının zararının bulunmadığını, % 20 inkar tazminatına hükmedilmesinin yerinde olmadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını beyan etmiştir. İstanbul 13. İcra Hukuk Mahkemesinin 26/01/2016 tarihli 2015/233 Esas 2016/118 Karar sayılı ilamıyla 5.000 TL bedelli senette tahrifat yapılmışsa da (10.000 TL bedelin 5.000 TL’ye dönüştürüldüğü) borçlunun lehine olması nedeniyle borca itirazın reddine karar verildiği görülmüştür. Davalı tarafça dosyaya 26/03/2013 tarihli sözleşmenin 4.maddesine göre her birinde 24 adet … içeceği olan 1500 koli içecek almak üzere, 26/03/2013 tarihli sözleşmenin 4.maddesine göre her birinde 24 adet … içeceği olan 500 koli içecek almak üzere ve tarihsiz (2013 yazılı) sözleşmeye göre her birinde 24 adet … içeceği olan 1500 koli içecek almak üzere, veya eğer bu alım kotası sözleşmenin başlangıç tarihinden itibaren 12 ayın bitiminden evvel doldurulmuş bulunursa toplam 12 ay süresince geçerli olmak üzere akdedildiği, …. Ltd.Şti yapacağı tüm alımları fatura mukabili derhal gerçekleştirecektir hükmünün kabul edildiği görülmüştür. Sözleşmelerin 3.3 maddesinde davalı şirketin kararlaştırılan pirimin bir kısmını veya tamamını maddede öngörülen şerhlerin gerçekleşmesini beklemeksizin avans olarak verileceği,26/03/2013 tarihli sözleşmeye göre 13 puan değerindeki performansın toplam prim karşılığının 26.000,00TL+KDV, 15/02/2013 tarihli sözleşmeye göre 13 puan değerindeki performansın toplam prim karşılığının 10.000,00TL+KDV, (2013) tarihli sözleşmeye göre 13 puan değerindeki performansın toplam prim karşılığının 30.000,00TL+KDV olduğu, sözleşmelerin 6.maddesinde … Ltd.Şti’nin sözleşmenin herhangi bir maddesinde (gerek kusuru ile gerekse herhangi bir kusuru olmaksızın) aykırı davranmamasının teminatı olarak ekte bir örneği bulunan …çek/senet vermeyi kabul eder hükmünün kabul edildiği görülmüştür. Sözleşmelerin 9/3 fıkrasında … AŞ’nin sözleşmeyi 2 ay önceden yazılı bildirimde bulunmak suretiyle her zaman, geçerli bir neden göstermeksizin ve fesihle ilgili tazminat ödemek zorunda kalmaksızın fesih hakkı vardır …. Ltd.Şti böyle bir durumda (iş bu sözleşmedeki diğer yükümlülüklerine ek olarak) avans olarak aldığı primin erken fesih tarihi itibariyle hak etmemiş olduğu kısmını fesihten itibaren 15 gün içerisinde … AŞ’ye iade etmekle yükümlüdür, hükmünün kabul edildiği görülmüştür. Davaya konu senetlerin 26/03/2013 tanzim, 16/11/2014 vade tarihli 31.000 TL bedelli,14/02/2013 tanzim, 16/11/2014 vade tarihli 5.000 TL bedelli senetler olduğu, bedelinin nakten ahzolunduğunun yazıldığı, senedin arka yüzünde “teminat senedidir, ciro edilemez” şerhinin bulunduğu görülmüştür.
G E R E K Ç E :Menfi tespit davasında, davacı vekili 26/01/2013 tanzim tarihli 16/11/2014 vadeli 31.000 TL bedelli ve 14/02/2013 tanzim tarihli 16/11/2014 vadeli 5.000 TL bedelli bononun davalı tarafa teminat olarak verildiğini beyanla müvekkilinin bonolar nedeniyle borçlu bulunmadığının tespitini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince bonoların teminat olarak verildiğinin ispatlanamadığı, feshin haklı olduğu, davacının kota şartını yerine getirmediği gerekçesiyle davanın reddine, davacı aleyhine %20 tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.Davaya konu bonoların arkasında “Teminat senedidir ciro edilemez” kaydı bulunuyorsa da, hangi sebeple teminat verildiği yazılı değildir. Davalı taraf, davacıya 40.000 TL+KDV avans ödemesi yaptığını, davacının kota ve performans sorumluluğunu yerine getirmediğini, avans ödemesinden bakiye alacağı bulunduğunu savunmuştur. Dairemizce ilk derece yargılamasında rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınmış ancak kök raporda, davacıya ödenen 47.200 TL (KDV dahil) tutarın avans ödemesi olarak dikkate alındığı, ek raporda ise bu tutarın avans ödemesi olarak dikkate alınmaması gerektiği yönünde görüş değişikliği yapılarak çelişki doğması nedeniyle, yeni bir mali müşavir bilirkişiden senetlerin verilme nedenine ilişkin taraf beyanları ile, sözleşme koşulları incelenerek davalı alacağının bulunup bulunmadığı konusunda rapor alınmıştır. Bilirkişinin 23/10/2020 tarihli raporunda; tarafların ticari defterlerinin incelendiği, davacının hizmet bedeli karşılığı kestiği faturaların 47.200 TL olduğu, davalı kayıtlarında yer aldığı, davalının bu hizmetler karşılığında davacıya 47.200 TL ödeme yaptığı , davalının davacıya 23.431,68 TL mal sattığı, 22.362,48 TL tahsilat yaptığı, davalının 1.069,20 TL alacağının bulunduğu, sözleşmelerin 3. Maddesindeki performans bazlı Prim Sistemi kriterlerinin davacı tarafından yerine getirilmediğine dair (tespit, ihtarname) bulunmadığı , davalının davacıya herhangi bir faturaya dayanmadan avans ödemesi yapması ve yaptığı ödemeyi avans hesabında takip etmesi mümkünken, davacının faturalarını itirazsız kabul ederek, yaptığı ödemelerin avans ödemesi olarak dikkate alınması konusunda taktirin mahkemeye ait olduğunu beyan etmiştir.Davalı tarafça sözleşme 28/10/2014 tarihli ihtarname ile feshedilmiştir. Taraflar arasında imzalanan 15/02/3013 tarihli, 26/03/2013 tarihli ve …/…/2013 bila tarihli sözleşmelerin 9/3 maddesinde davalı … AŞ’nin 2 ay önceden yazılı bildirimde bulunmak suretiyle neden gösterilmeksizin fesih hakkı bulunduğu kabul edilmişse de, davalı tarafça sözleşmeden kaynaklanan performans yükümlülüğünün yerine getirilmediği, kota şartının yerine getirilmediği ileri sürülerek sözleşme feshedilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmelerin sözleşmelerin 9/3 maddesinde avans olarak alınan primin erken fesih itibarıyla hak etmemiş olduğu kısmını, fesihten itibaren 15 gün içerisinde … AŞ’ye iade etmekle yükümlü olduğu düzenlenmiş, yine 9. Maddede “öngörülen alım kotasının 1 (bir) sene içerisinde doldurulmaması halinde, işbu sözleşmenin söz konusu kota doldurulana kadar yürürlükte kalacağı konusunda mutabık kalmışlardır” hükmü düzenlenmiştir. Alım kotasının doldurulması için kesin bir süre öngörülmemiş olması ve kota doldurulana kadar sözleşmenin devam edeceğine dair düzenleme bulunması ve performans yükümlülüğünün yerine getirilmediğine dair tutanak, ihtar, tespit bulunmaması karşısında, davalının fesih sebebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Kaldı ki davalı tarafça ödenen 47.200 TL defterlerine avans ödemesi olarak kaydedilmemiş, davacının hizmet bedeli açıklamalı aynı miktarda fatura kestiği, davalı tarafça faturalar defterlerine kaydedildiği de tespit edilmiştir. Bu durumda davacının davalıya sözleşmeden ve bonolardan kaynaklanan alacağının bulunmadığı kanaatine varılmakla, mahkemenin davanın reddi kararı yerinde olmadığından, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, mahkeme kararının HMK 353/1-b-2-3 maddesi gereğince kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine davalı alacaklının kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M /Yukarıda açıklanan nedenlerle ;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE 2-İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/11/2016 tarihli 2015/505 esas 2016/748 karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE 4- Davacının 26/01/2013 tanzim tarihli 16/11/2014 vadeli 31.000 TL bedelli ve 14/02/2013 tanzim tarihli 16/11/2014 vadeli 5.000 TL bedelli bonolardan dolayı davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,-Kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,3- İlk derece yargılaması yönünden;-Alınması gereken 2.459,16 TL harçtan peşin alınan 614,79 TL harcın mahsubu ile, eksik alınan 1.844,37 TL harcın, davalıdan tahsil edilerek Hazine’ye irat kaydına,-Davacı tarafça yapılan 1.841,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, 5.400,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,3-İstinaf yargılaması yönünden;-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan 31,40 TL maktu istinaf harcının karar kesinleştiğinde talebi halinde kendisine iadesine,-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 1.150,40 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 1.236,10 TL’nin, davalıdan alınıp davacıya verilmesine, İstinaf yargılaması sırasında davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 23/11/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.