Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1306 E. 2019/906 K. 26.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1306 Esas
KARAR NO : 2019/906 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY(KAPATILAN) 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/11/2016
NUMARASI : 2015/166 E., 2016/158 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/04/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, davalı adına tescilli … tescil numaralı tasarımları incelemesiz sistemden istifade ederek tescil ettirildiğini, söz konusu bu tasarımların yenilik özelliği taşımadığından hükümsüz kılınması gerektiğini, yurt dışı firmaların web sayfalarında yapılan incelemelerde davalının, dava konusu tasarımlarını Çinli …. firmasının Ocak 2010 tarihli kataloğunun 29 ve 30.sayfasındaki tasarımlarla aynı olduğunu, kullanılan desenlerin kamuya mal olmuş herkes tarafından yıllardır kullanılan desenler olup yenilik ve ayırt edicilik vasıfları bulunmadığından iptali gerektiğini belirterek söz konusu tasarımların hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili, müvekkilinin mutfak gerekçeleri üretiminde faaliyet gösteren tanınmış bir şirket olduğunu, bu ürünlerini … markası adı altında satışa sunduğunu, dava konusu tasarımların yenilik düzeyine haiz olduğunu, davacının dava dilekçesinde bahsettiği 11/03/2013 tarihli faturadaki kodlu ürün ile müvekkilinin ürününün birbirinden farklı olduğunu, yine sunulan web sayfasındaki çıktılardaki ürünler ile müvekkilinin tasarımlarının uzaktan yakından alakası bulunmadığını, yine …. Çin’de bir şehir ismi olup böyle bir firmanın faaliyette bulunamdığını, yine dava dilekçesi ekine konulmuş görsellerde herhangi bir tarih bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, davacının delil olarak Ocak 2010 tarihli …. isimli katalogu ve internet isimlerini bildirdiği, ibraz edilen katalogta tarih belirtilmiş olup davalı adına tescilli ETT’lere ilişkin başvurudan önce kamuya sunulduğu, tasarımların ortak özellikleri değerlendirildiğinde, tasarımlarda yer alan desen zemin boşlukları kısmında uygulandığı, kalp ve üç damla figüründen oluşan desenlerle aynı şekilde kullanıldığı, her iki ürün arasında ayniyet derecesinde olmasa da benzerlikler bulunduğu, bilgilenmiş kullanıcı gözüyle benzer algılanacağı, benzer teknik özellikleri bakımından benzer olmadığı, seçenek özgürlüğü dikkate alındığında davalının ürünlerinin ayırt edici bir niteliğinin bulunmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne, davalı adına tescilli ETTB’lerin yenilk özelliği bulunmadığından hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
Davalı vekili istinaf sebebi olarak; müvekkilinin tescilli tasarımları ile dosyaya sunulan deliller arasında nasıl bir değerlendirme yapıldığı, değerlendirme yapılıp yapılmadığı, müvekkilinin tasarımlarının nicin hükümsüz kılındığına dair net bir açıklama bulunmadığını, kararın gerekçesiz olduğunu, müvekkiline ait tescilli tasarımların yenilik niteliğine haiz olduğunu, bilirkişi raporunda açıkça belirtildiği üzere davacının sunduğu katalogdaki ürünlerin müvekkiline ait ürünlerin tescil tarihi olan 2013 yılından önce kamuya sunulduğuna ilişkin kesin bilgiye ulaşılamadığını, bilirkişi raporunda Ocak 2010 tarihli …. katalogundaki ürünlerle karşılaştırıldığında ayniyet derecesinde olmasa da benzer olduğu yönündeki tespitlerin kabul edilemez olduğunu, müvekkiline ait tasarımlarda barındırdığı figürler ile uyumlu ve bir bütünlük olması amacıyla dalgalı şekilde yapıldığını, söz konusu dalgalı yapı ile müvekkiline ait tasarımların yeni ve ayırt edici niteliğe kavuştuğunu, yine raporda dava konusu tasarımların tescil başvurusundan önce yayınlandığının ispatı halinde hükümsüzlük koşullarının oluştuğu şeklinde davacı lehine yönlendirmeler yapılmış olup bu hususları rapora itirazlarında dile getirdiklerini, ancak mahkeme tarafından bu konuda olumlu ya da olumsuz bir değerlendirme yapılmadığını, yine raporda davacının ek 7 delili ile ilgili olarak raporda belirtilen internet sitesinde ürün9lerin ne zaman siteye yüklenip kamuyla paylaşıldığının tespitinin mümkün olmadığının belirtildğini, buna göre dava konusu tasarımların ayır edilemeyecek derecede benzer olduğu, kamuya arzedilmiş tarihinin tespit edilemediğinin bilirkişilerce tespit edildiğini, bilirkişinin ürünlerin aynı olduğuna dair tespitleri kabul etmediklerini, ancak bu ürünlerin kamuya sunulma tarihinin tespitinin yapılamadığını, müvekkilinin tasarımlarında üç damlanın yerleştirme şekli, görünümü ile katalogta yer alan ürünlerde kalp ve iki halkanın yerleştirilmesi, görünümünün birbirinden farklılık arzettiğini, bilgilenmiş kullanıcı gözünde de farklı olarak algılanacağından müvekkilinin tasarımlarının yeni ve ayırt edici nitelik barındırdığını, bu yönüyle de raporun hükme esas alınamayacağını, davacının davasını ispat edemediğini bildirmiştir. Davalıya ait 2014/03116 tescil numaralı tabak tasarımının kalp ve üç damla şeklinde olduğu, tabağın da kare şeklinde olduğu 2014/02259 -3 numaralı tasarımın ise dikdörtgen şeklinde, yine kalp ve üç damla şeklinde olduğu, 2014/07149-2 tescil numaralı tasarımın ise tabak desenli olup yuvarlak, tabak kenarlarının kalp ve üç damla şeklinde olduğu görülmüştür. Davacının, dava dilekçesine ekli olarak sunduğu delil listesinde görselleri bulunan tabak ve kaselerin kenarlarında kalp ve daire şeklinde boşlukları bulunduğu, bu çıktılardan ek-9 olarak belirtilen çıktının fotokopisinde tarih olarak Ocak 2010 tarihinin yer aldığı, davacı tarafından ek -6 olarak sunulan 11/03/2013 tarihli faturada anela altılı kase şeklinde bir eşyanın da bulunduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan üç kişilik bilirkişi raporunda; davalıya ait tasarımların davacının ek-9 ile delil olarak dosyaya sunduğu Ocak 2010 tarihli …. katalogundaki ilgili ürünler ile karşılaştırılıp incelendiğinde, ürünlerin ayniyet derecesinde olmasa da benzer olduklarının görüldüğü, katalogtaki ürünlerinin tescil tarihi olan 2013 tarihinden önce kamuya sunulduğuna ilişkin kesin bir bilgiye dosyadaki delillerle ulaşmanın mümkün olmadığı, söz konusu tasarımların sunulan delillerin ilgili tasarımların tescil başvurusu tarihinden önce yayınlandığının ispat edilmesi durumunda hükümsüzlük koşullarının oluştuğunun belirtildiği görülmüştür.Davalı vekilinin rapora itiraz ettiği ve yeni bir bilirkişiden rapor ya da ek rapor alınmasını istediği görülmüştür.Davacı vekilinin de rapora itiraz ettiği ve davalının defterlerinin incelenmek suretiyle yeniden rapor alınmasını istediği, mahkemenin ise tarafların ek rapor alınmasına ilişkin talebinin reddine karar verdiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, endüstriyel tasarım hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talebine ilişkindir. Davacı taraf delil olarak Ocak 2010 tarihli katalog ve internet sitelerine dayanmıştır. Dosyaya sunulan katalogda tarih bulunmakla birlikte, davalı taraf katalogdaki ürünlerin 2013 yılından önce kamuya sunulduğuna dair kesin bilgiye ulaşılamadığını ve yine davacının dayandığı internet sitesindeki yüklemenin ne zaman yapıldığının tespitinin mümkün olmadığını savunmuş olup, bu yönlerden dairemizce istinaf aşamasında ek bilirkişi incelemesi yolunda ara karar oluşturulmuş, davalı tarafa 2 haftalık kesin süre verilmiş ancak davalı taraf bu süre içerisinde usulüne uygun tebliğe rağmen bilirkişi ücretini yatırmamıştır. HMK’nun 358/3 maddesinde tahkikatla ilgili giderler süresi içinde yatırılmadığı takdirde dosyanın mevcut durumuna göre karar verileceği, ancak öngörülen tahkikat yapılmaksızın karar verilmesine olanak bulunmayan hallerde başvurunun reddedileceği öngörülmüş olup, gerçekten de söz konusu kataloğun Çin’de yayınlanan bir katalog olması nedeniyle fiilen buna ulaşma imkanının bulunmadığı, geriye sadece internet sitesindeki ürünlerin ne zaman yüklendiğinin bilişimci bilirkişi vasıtasıyla tespiti gerektiği, dolayısıyla bu yönde inceleme yapılmaksızın karar verilmesine olanak bulunmadığı gözetildiğinde HMK’nun 358/3 maddesinin son cümlesi gereğince istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir. Öte yandan hükümsüzlüğü istenilen tasarımların tabak ve kase tasarımları olduğu, davalı tasarımları ile davacı tarafından sunulan Çinli …. Şirketi’nin kataloğundaki ürünler ile desenlerinin benzer oldukları bilgilenmiş kullanıcı gözüyle bakıldığında benzer algılanacağı, davalı tasarımlarının belirgin farklılıklar taşımadığı gözetildiğinde mahkemenin esasa dair gerekçesinin de yerinde olduğu kanaatine varılmış olup, davalı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR:6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 ve HMK 358/3- son cümle maddeleri gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin REDDİNE,Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde talepleri halinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/04/2019