Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1279 E. 2019/2164 K. 16.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1279 Esas
KARAR NO : 2019/2164
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2016
NUMARASI : 2014/1407 2016/954
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 16/10/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı … sevk ve idaresindeki … plakalı aracında yolcu iken dava dışı … sevk ve idaresindeki… plakalı araçla yaptığı kaza sonucunda 30/08/2006 tarihinde yaralandığını, kazanın … alkollü araç kullanmasından kaynaklandığını, Milas 2.Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilen 11/11/2008 tarihli kararda … cezalandırılması yönünde hüküm kurulduğunu, müvekkilinin kaza neticesi %7 oranında malul kaldığını, davalının ise adı geçenin aracının ZMMS’sini düzenleyen şirket olduğunu, maddi ve manevi olarak zarara uğradığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir. Davacı vekili 19/09/2016 tarihli dilekçesiyle 44.537,00 TL’nin ilk ödeme tarihi olan 17/09/2012’den itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, müvekkilinin yaptığı ödeme sonucunda ibra edildiğini, ibranameni düzenlendiği tarihten itibaren 2 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılmadığından davanın reddi gerektiğini, hesaplanan tüm tazminatın davacıya ödenmekle müvekkilinin sorumluluğunun kalmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delilleri ve bilirkişi raporuna göre; olay tarihinde dava dışı … idaresindeki … plakalı aracın davacının içinde bulunduğu … sevk ve idaresindeki araca arkadan çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığı, kazanın meydana gelmesinde … %100 oranında kusurlu olduğu, davalının ise bu kişinin kullandığı aracın ZMMS poliçesi düzenleyeni olduğu, ZMMS Genel Şartları A.1 maddesi uyarınca davalının 3.kişilerin uğradığı zararlardan sorumlu olduğu, davacının olay nedeniyle %18.2 oranında meslekten kazanma gücünden malul kaldığı, dava tarihinden önce yapılan ödemenin makbuz niteliğinde olup davalı tarafın hak düşürücü ve zamanaşımı itirazlarının yerinde olmadığı gerekçeleriyle davanın kabulüne, 44.537 TL’nin 17/09/2012 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; müvekkilinin yaptığı ödeme sonucu ibra edildiğini, ibranamenin düzenlendiği tarihten itibaren 2 yıllık hak düşürücü süre içinde davanın açılmadığından reddi gerektiğini, müvekkilinin 17/09/2012 tarihinde yaptığı ödemeyle sorumluluğunun ortadan kalktığını, Yargıtay 17.HD kararlarının da bu yönde olduğunu, mahkemenin 21/12/2016 günlü celsede dava açılmakla ibranamenin iptalinin istendiği kabul edilmesi nedeniyle bu konudaki itirazın reddine karar verdiğini, davacının bu davayı 09/10/2014’de açtığını bildirmiştir. İşbu davanın 09/10/2014 tarihinde açıldığı görülmüştür. Davalı tarafından düzenlenen ZMMS poliçesinin 22/08/2006 ve 22/08/2007 tarihlerini kapsadığı görülmüştür. Adli Tıp Kurumundan alınan raporda; davacının %18.2 oranında meslekten kazanma gücünden kaybetmiş sayıldığı ve iyileşmenin 6 aya kadar uzayabileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 07/09/2016 tarihli bilirkişi raporunda; kazanın meydana gelmesinde davalı sigorta şirketinin sigortalısı … %100 oranında kusurlu olduğu, gerek maluliyeti, gerekse bakıcı giderleri nedeniyle nihai ve gerçek zarar toplamının 44.537,00 TL olduğunun bildirildiği görülmüştür. Davalı sigorta şirketince davacıya 19/02/2012 tarihinde ödeme yapıldığı dosya içeriğinden anlaşılmıştır.
GEREKÇE:Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat talebine ilişkindir. Davacı taraf, trafik kazası neticesinde %7 oranında malul kaldığını belirterek maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Davalı taraf ise davacıya ödeme yaptıklarını ve ibraname düzenlendiğini, söz konusu davanın ibranamenin düzenlenmesinden itibaren iki yıllık hak düşürücü sürede açılmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık, davacının davalıyı ibra edip etmediği ve davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı noktasındadır. Nitekim davalının istinaf sebepleri de bu husustadır. İstinaf aşamasında ibranamenin imzalı haline dosya içerisinde rastlanılamadığından, davalı sigorta şirketinden bu husus sorulmuş, davalı sigorta şirketi tarafından verilen cevabi yazıda; davacı tarafından imzalanan ibraname bulunmadığının belirtildiği görülmüş, davacının soyadında değişiklik meydana geldiği anlaşılmakla, bu doğrultuda yeniden davalı şirkete müzekkere yazılmış, gelen 13/09/2019 tarihli cevabi yazıda; davacıya 26/09/2012 tarihinde 16.212,00 TL ödeme yapıldığı, 20.000,00 TL altı ödemelere ibraname hazırlanmadığından, davacı tarafından imzalanmış ibraname bulunmadığının bildirildiği görülmüştür. Açıklanan bu nedenlerle davalı vekilinin davacıdan ibraname alındığı yolundaki savunması kanıtlanamamıştır. Dolayısıyla davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 3,042,32 TL harçtan, peşin alınan 760,60 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.281,72 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.16/10/2019