Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1276 E. 2019/1606 K. 18.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1276 Esas
KARAR NO : 2019/1606
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: … 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/10/2016
NUMARASI : 2014/1512 2016/547
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 18/07/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, 07/01/2013 tarihinde eşi ve çocuğuyla birlikte markete gitmek üzere yolun bir tarafından karşı tarafına geçmek istedikleri sırada plakası tespit edilemeyen bir aracın eşine çarptığını ve eşinin 08/01/2013 tarihinde vefat ettiğini, müvekkiline çarpan aracın sürücüsünün tespit edilememesi nedeniyle davalı kuruma başvurduklarını ve davalı tarafından müvekkiline ve çocuğuna ödemeler yapıldığını, bu tutarın müvekkilinin gerçek zararını ödemeden uzak olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili … için 20.000 TL,… için 10.000 TL olmak üzere 30.000 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacılar vekili, 29/02/2016 günlü dilekçesiyle davacı … için 45.323,42 TL, davacı … için 12.383,14 TL olmak üzere toplam 57.706,56 TL maddi tazminatın 28/02/2013 tarihinden itibaren avans faiziyle davalıdan tahsilini istemiş ve harcını yatırmıştır. Davalı vekili, kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen araç ve sürücüsünün araştırılması gerektiğini, müvekkilinin … yönetmeliğinin 15.maddesi uyarınca davacıya yaptığı ödemeyle borcundan kurtulduğunu, davacının imzaladığı ibranamenin geçerli olduğunu, olayda müteveffanın kusurunun tespit edilmesi halinde indirim yapılması gerektiğini, ayrıca ancak ödeme tarihinden itibaren yasal faiz işletilebileceğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; meydana gelen kazada davacı …’in eşi ….. vefat ettiği, kazanın meydana gelmesinde müteveffanın %25, meçhul araç sürücüsünün ise %75 oranında kusurlu olduğu, bedensel zararlar için de …na başvurabileceği gerekçeleriyle davanın kabulüne, toplam 57.706,56 TL bakiye destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 28/02/2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; davacı eşin yeniden evlendiğini, bu nedenle destek tazminatının ortadan kalkması gerektiğini, nüfus kaydını ekte sunduklarını, bu talepleri kabul edilmediği takdirde tazminat hesabının davacı eşin evlendiği tarihe kadar hesaplanması gerektiğini, faizin başlangıcının dava tarihi olması gerektiğini, davadan önce davacının müvekkiline başvurmadığını, müvekkilince 27/12/2016 tarihinde baba … için 19.522,00 TL, anne … için 28.395,00 TL ödeme yapıldığını, anne ve babanın pay oranlarının hesaplamada dikkate alınması gerektiğini, hükme esas alınan raporda bu oranların dikkate alınmadığını, ödeme tarihindeki verilerek göre her bir davacıya yapılmış olan ödemelerin zararı karşılayıp karşılamadığını, bu anlamda ibra sözleşmesinin geçerli olup olmadığının incelenmediğini bildirmiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesi ekinde UYAP’tan yapılan inceleme sonunda davacı …’in evlendiğine dair bir kayıt sunduğu, ancak bu kaydın hangi tarihte evlendiğini göstermediği görülmüştür.Davacılar vekili, davalı tarafın sunduğu kayıtta müvekkili …’in yeniden evlenip evlenmediğinin, evlenmiş ise hangi tarihte evlendiğinin anlaşılamadığını, bilirkişi raporuna karşı davalı vekilinin hiçbir iddiada bulunmadığını, ayrıca müvekkili …’in evlenmesinin küçük …’ın tazminat hesabına etki etmeyeceğini, ayrıca destek ödemesi için davalıya 15/02/2013 tarihinde müracaat ettiklerini, buna göre davalının temerrüde düştüğünü, yine anne ve babaya yapılan ödeme müvekkiline yapılacak desteği etkilemediğini bildirmiştir. Davalı tarafından 20/03/2013 tarihinde davacı …’e 79.310,18 TL banka yoluyla ödeme yapıldığı, bu konuda 15/03/2013 tarihinde davacı …’ten makbuz ve ibraname başlıklı belge alındığı görülmüştür. İşbu davanın 17/11/2014 tarihinde açıldığı görülmüştür. SGK tarafından verilen cevabi yazıda rücuya tabi herhangi bir ödeme yapılmadığı bildirilmiştir. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda; olayın meydana gelmesinde müteveffanın %25 oranında, kimliği tespit edilemeyen araç sürücüsünün ise %75 oranında kusurlu olduğu, davalı … tarafından yapılan ödemelerin güncellenmiş değerinin mahsup edilerek yapılan hesaplama sonunda davacı …’in 45.323,42 TL, davacı …’ın 12.383,14 TL miktarında tazminat isteyebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davalı vekili rapora itirazında; raporda ibranamenin geçerliliğinin denetlenmediğini, ayrıca hakkaniyetli bir sonuca ulaşabilmek için hesaplamanın ödeme tarihindeki verilere göre yapılması gerektiğini bildirmiştir.
GEREKÇE:
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir. Mahkemece verilen kararı davalı … istinaf etmiştir. Davalı sigorta şirketinin faizin başlangıcına yönelik istinaf talebi yerinde değildir. Zira bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere davalı … tarafından ödeme yapılmış olup dava açılmadan önce davalı temerrüde düşürülmüştür. Öte yandan davalı vekilinin istinaf dilekçesinin 3.bendinde yer alan baba … ve anne … için ödeme yapıldığı belirtilerek anne ve babanın pay oranlarının hesaplamada dikkate alınması gerektiğine dair istinaf talebinde bulunulmuş ise de yargılama aşamasında bu yönden itirazda bulunulmadığından bu istinaf talebi yerinde değildir. Davacı tarafa yapılan ödeme tarihi ile davanın açıldığı tarih gözetildiğinde ibranın geçerli olduğu yolundaki istinaf talebi de yerinde değildir. Ancak davalı vekilinin davacı …’in evlendiği yönündeki istinaf talebi yerindedir. Gerçekten de davacı …’in, eşinin vefatından sonra evlendiği görülmüş olup bu konuda dairemizce bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış ve yapılan hesaplama neticesinde davacı …’in isteyebileceği maddi zararının kalmadığı, davacı …’ın ise kök raporda belirtildiği üzere 12.383,14 TL isteyebileceği yolunda görüş bildirildiği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde olup bu yönden istinaf talebinin kısmen kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/10/2016 gün, 2014/1512 Esas, 2016/547 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davacı … tarafından açılan davanın REDDİNE,
4-Davacı …’ın davasının kabulü ile; 12.383,14 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 28/02/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,
5-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 845,89 TL karar ve ilam harcından, peşin ve ıslah harcı toplamı olan 197,50 TL’nin mahsubu ile bakiye 648,39 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafından yatırılan peşin ve ıslah harcı toplamı olan 197,50 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Davacı … lehine AAÜT uyarınca hesaplanan 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı …’a verilmesine,
8-Reddedilen miktar yönünden davalı lehine AAÜT uyarınca hesaplanan 5.335,58 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yargılama gideri olarak yapılan 932,00 TL’den (ilk masraf, 103 TL tebligat ve müzekkere ile 800 TL bilirkişi ücreti ) davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 199,99 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, bakiye giderin davacılar üzerinde bırakılmasına,
10-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine,
11- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 400,00 TL bilirkişi ücreti ve 37,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 522,70 TL’nin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
12-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
13-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.18/07/2019