Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1243 Esas
KARAR NO : 2018/2570
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/11/2016
NUMARASI : 2016/286 2016/1252
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/11/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine ilamsız icra takibi başlattığını, takibin dayanağının ne olduğuna ilişkin bir açıklama veya belge sunulmadığını, takibe konu edilen 36.000 TL miktarında bir borçlarının olmadığını, ödeme emrinin usulüne uygun bir şekilde müvekkiline tebliğ edilemediğini, Tebligat Kanunun 35.maddesine göre yapılan tebligatın da usulsüz olduğunu, takibin kesinleşmesi sonrasında davalı tarafın müvekkilinin 3.kişilerdeki alacakları üzerine haciz müzekkereleri göndererek icra dosyasındaki tüm miktarları tahsil ettiğini, müvekkilinin tacir olup davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, takip dosyasına yatan tutarların davalı tarafça tahsil edilmesi nedeniyle istirdat talebinin kabulü gerektiğini belirterek takibe konu dosya miktarına ilişkin borçlu olmadıklarının tespitine, takip dosyasında davalı tarafa ödenen tüm bedellerin istirdadına ve davalının %20 tazminatla sorumluluğuna karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, borcun alacaklıya ödenmesinden sonra menfi tespit davası açılamayacağını, İİK’nun 72.maddesi uyarınca istirdat davasının ödeme tarihinden itibaren 1 sene içinde açılması gerektiğini, davanın süresinde açılmadığını, davacının Bursa…İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı dosyasında …’na 36.000 TL borçlu olduğunu, bu borcun müvekkilince ödendiğini, dolayısıyla davacıdan alacaklı olduklarını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı tarafından davacı aleyhine 36.000 TL alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibinin kesinleşmesi üzerine davacı şirketin 3.şahıslardaki alacakları üzerine haciz konulduğuna ilişkin 1.haciz ihbarnamesi uyarınca dava dışı 3.kişi tarafından borca mahsuben icra dosyasına 11/02/2015 ve 17/02/2015 tarihlerinde ödemeler yapıldığı, davanın ise ödemelerin üzerinden 1 yıl geçtikten sonra 04/03/2016 tarihinde açıldığı, istirdat davasının 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmamış olması sebebiyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
Davacı vekili istinaf sebebi olarak; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş, ayrıca davalı alacaklının ilamsız takip konusu alacağının olduğunu ispatlaması gerektiğini, mahkemenin bu hususta araştırma yapmadığını, icra takibinin usulüne uygun tebligatlar yapılmadan kesinleştirildiği gibi, 3.kişilere gönderilen ihbarnamelerden müvekkilinin haberinin bulunmadığını, yerel mahkemenin borcun tamamen ödenmesinden sonra menfi tespit davası açılamayacağı gerekçesiyle aleyhe karar verdiğini, menfi tespite yönelik taleplerini istirdat olarak ıslah ettiklerine ilişkin talebin dikkate alınmadığını bildirmiştir.
Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde istinaf talebinin reddini istemiştir.
Davalı tarafından davacı aleyhine Bursa …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile 13/01/2015 tarihinde 36.000 TL asıl alacak gösterilmek suretiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleşmesi üzerine 3.şahıslara 89/1 ihbarnamesi gönderildiği, 3.şahıs tarafından 17/02/2015 tarihinde 105.90,00 TL , 11/02/2015 tarihinde 38.387,16 TL ödeme yapıldığı, yapılan bu ödemelerin 18/02/2015 tarihinde alacaklı vekiline reddiyat yapıldığı, 27/02/2015 tarihinde dosya kapak hesabı yapıldığı ve 5.415,24 TL bakiye borç olduğunun görülerek dava dışı kuruma muhtıra çıkarılmasına karar verildiği, ancak bu muhtıranın tebliğ edilip edilemediğinin dosya kapsamından anlaşılamadığı, dosya içinde bulunan 11/03/2015 tarihli reddiyat makbuzundan 5.415,24 TL ‘nin 10/03/2015 tarihinde tahsil edildiği ve 11/03/2015 tarihinde reddiyat yapıldığı, icra dosyasının kapağında 11/03/2015 tarihinde infaz şerhinin düşüldüğü görülmüştür.
İşbu davanın ise 04/03/2016 tarihinde açıldığı görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit ve istirdat davasıdır. Davacı taraf, davalı tarafından başlatılan takip nedeniyle borçlu olmadığını iddia etmiş ve takip sırasında ödenen bedellerin istirdadını istemiştir. İcra dosyasının inclenmesinde; dava dışı 3.kişi tarafından İİK’nun 89/1 ihbarnamesi üzerine 11/02/2015 tarihinde ve 17/02/2015 tarihinde ödemeler yapıldığı görülmüştür. Yine icra dosyası içeriğinde alacaklı vekilinin dava dışı kuruma kalan borç bakiyesi için muhtıra gönderilmesini talep ettiği, icra müdürlüğünce de 27/02/2015 tarihinde kapak hesabı yapıldığı ve 27/02/2015 tarihi itibariyle 5.415,24 TL bakiye borç miktarının bulunduğu ve dosya içinde mevcut 11/03/2015 tarihli reddiyat makbuzundan icra dosyasına 10/03/2015 tarihinde 5.415,24 TL yatırıldığı, buna göre dosyanın 11/03/2015 tarihinde infaz edildiği görülmüştür. İİK’nun 72/7.maddesi uyarınca istirdat davasının 1 yıllık sürede açılması gerekir. Somut olayda ise icra dosyasına en son 10/03/2015 tarihinde ödeme yapılmış olup dava ise bu tarihten itibaren henüz 1 yıl dolmadan 04/03/2016 tarihinde açılmıştır. Bu durumda mahkemece, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı gözetilerek işin esasına girilip yargılamaya devam edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
2-Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/11/2016 tarih, 2016/286 esas, 2016/1252 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-İşin esasına girilip yargılamaya kaldığı yerden devam edilip bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine,
5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 35,30 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 121,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.30/11/2018