Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1237 E. 2018/2308 K. 01.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1237 Esas
KARAR NO : 2018/2308 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2016
NUMARASI : 2014/254 E., 2016/996 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/11/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle, davalıya ürün satışı yapıldığını bu satışa karşılık ileri tarihli çekler alındığını, ancak çeklerin ödeme günleri geldiğinde davalı tarafın kötü niyetli olarak şirketin temsilcisi sayısında değişikliğe giderek çeklerin ödenmesine engel olduğunu, çek de imzaları bulunan kişilerin şahsi sorumlulukları nedeniyle Bakırköy 9. Asliye Ticaret Mahkemesinde dava açıldığını davanın lehe sonuçlandığını ancak ilama dayalı olarak yapılan icra takibi sonucunda her hangi bir tahsilat yapılamadığını bu kez tahsilde mükerrerlik olmamak üzere kaydının düşülerek faturalara dayalı olarak davalı aleyhine icra takibine girişildiğini, haksız olarak takibe itiraz edildiğini ileri sürerek tahsilde mükerrerlik olmamak üzere itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında takibe konu faturalardan dolayı bir borçlarının bulunmadığını, faturalarda belirtilen ürünlerin kendilerine teslim edilmediğini, bu nedenle verilen çeklerin eksik imzalı verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İtirazın iptaline konu, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …sayılı icra dosyasının incelenmesinde, 11 adet faturaya dayalı olarak takip tarihine kadar işlemiş faiziyle birlikte toplam 300.021, 24 TL alacağın Bakırköy 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/18 Esas ve Sapanca İcra Müdürlüğünün 2014/153 Esas sayılı dosyaları ile tahsilde tekerrür olmamak üzere yasal faiziyle birlikte tahsilinin talep edildiği, borçlu davalı şirketin süresinde itiraz dilekçesi ibraz ettiği, faturaların kendilerine gönderilmediğini, içeriğini teşkil eden mal ve hizmetlerin teslim edilmediğini, alacaklı tarafa borçlu bulunmadıklarını, takipten önce temerrüde düşürülmediklerinden işlemiş faiz talep edilemeyeceğini beyanla itiraz ettiği, takibin durdurulduğu görülmüştür.
Dosya içine alınan Bakırköy 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/18 Esas – 2014/33 Karar (Bakırköy 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/38, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/403 esas sayılı birleşen dosyaları ) sayılı dosyalarının incelenmesinde;
Davacı …. Ltd.Şti tarafından davalılar S… aleyhine yetkisiz temsil ile imzalanan çeklere dayalı çek bedeli ve tazminat istemli dava açıldığı, …AŞ’nin sicil kayıtlarından şirketin 25/05/2012 tarihli 47 sayılı yönetim kurulu toplantısında alınan karar ile davalıların 3 yıl süre ile şirket müdürü olarak atandıkları, şirketi münferiden temsil yetkisi verildiği, kararın 05/06/2012 tarihinde tescil edildiği, şirket yönetim kurulunun 25/09/2012 tarihli 50 numaralı karar ile şirket çeklerinde davalılar yanında dava dışı …’ın birlikte atacağı imza ile şirketi temsil ve ilzama yetkili kılındığı kararın 28/09/2012 tarihinde tescil edildiği, çeklerin tanzim tarihi itibarıyla, dava dışı 3.kişinin temsil ve ilzama yetkili olduğu çeklerin yetkisiz davalılar tarafından keşide edildiğinden bahisle imzası olan şirket yetkililerinden tahsilinin istendiği (asıl davada …’a ait 30/11/2012 keşide tarihli 40.000 TL bedelli, 30/09/2012 keşide tarihli 35.000 TL bedelli), ( birleşen 5. Asliye Ticaret 2013/403 esas 2013/432 karar sayılı davada … BANK’a ait 31/01/2013 keşide tarihli 40.000 TL bedelli, 28/02/2013 keşide tarihli 40.000 TL bedelli, 31/03/2013 keşide tarihli 40.000 TL bedelli), (birleşen 10. Asliye Ticaret 2013/38 Esas 2013/412 Karar sayılı davada 31/12/2013 tarihli 40.000 TL bedelli çekin dava konusu olduğu) görülmüştür.
Dosya kapsamında alınan 31/03/2015 tarihli raporda 11 adet faturanın 8 adedinin davalı defterinde kayıtlı olduğu 47.235 TL bedelli 3 adet faturanın kayıtlı olmadığı, davacı defterlerine göre davacı şirketin 226.811,62 TL alacaklı olduğu, davalı defterlerine göre davalı şirketin 203.911,62 TL borçlu olduğu, aradaki farka ilişkin 50.000 TL’nin nakit tahsilattan kaynaklandığı ve dekontların ibrazının gerektiği beyan edilmiştir.
Davalı vekilinin ödeme belgelerini sunması üzerine bilirkişiden alınan 08/04/2016 tarihli ek raporda ; davacı şirkete 2012 yılında yapılan 183.000 TL ödemeler düşüldükten sonra davacı şirketin 176.811,62 TL alacaklı olduğu, davalı defterlerinde 47.235 TL bedelli olup teslim edildiği tespit edilen fatura bedelleri eklendiğinde davalı borcunun 251.146,62 TL olarak hesaplandığı, aradaki 74.235 TL farkın sipariş avans hesabı olarak yevmiye defterindeki karşılıksız çıkan bir kısım çeklerin davacı hesabından mahsup edilmemesinden kaynaklandığının beyan edildiği,görülmüştür.
Davacı vekilinin dava dilekçesinde Bakırköy 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/18 Esas – 2014/33 Karar sayılı ilama dayalı olarak icra takibi yaptıklarını, ancak tahsil edemediklerini beyan ederek tekerrüre meydan vermeyecek şekilde davalı şirketten tahsilini talep ettiği görülmüştür.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde; fatura konusu malların teslim edilmediğini, bu nedenle çeklerin iki imzalı bırakıldığını savundukları anlaşılmıştır.
Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/12/2016 tarihli 2014/254 Esas 2016/996 Karar sayılı ilamıyla; davalı defterlerinde kayıtlı olmayan toplam 47.235 TL bedelli 3 adet fatura bedelini,davacı defterlerinde kayıtlı olan 11 adet fatura bedeli toplamı 238.664,42TL’dan mahsup ettikten sonra kalan 191.411,42 TL üzerinden takibin devamına, asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verdiği görülmüştür.
Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; kabul edilen ana paranın takip tarihinden itibaren avans faiziyle tahsiline karar verilmesi gerektiğini, Bakırköy 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin kesinleşmiş kararının kesin delil teşkil edeceğini, orada davanın tamamen kabulüne karar verildiğini, mahkemenin kısmen kabul kararı vermesinin hatalı olduğunu, davalı defterlerindeki faturalarında 3 adet fatura ile aynı usulde teslim edildiğini, davalı lehine takdir edilen vekalet ücretinin de hatalı olduğunu, 3 adet fatura üzerinden vekalet ücreti takdir etmek gerektiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekilinin istinaf dilekçesine karşı cevap vermediği görülmüştür.
GEREKÇE:
İtirazın iptaline konu davada, Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/12/2016 tarihli 2014/254 E- 2016/996 K sayılı kararı ile, icra takibine konu edilen 08/08/2012 tarihli 359691 sıra numaralı 7.035,00TL bedelli, 18/08/2012 tarihli 359729 sıra numaralı 20.100,00TL bedelli, 10/09/2012 tarihli 359801 sıra numaralı 20.100,00TL bedelli, üç adet faturanın davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı ve malların teslim edildiğinin de ispatlanamadığı gerekçesiyle üç adet fatura bedeli toplamı 47.235,00 TL asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden davanın reddine karar verildiği, takibe konu yedi adet faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğundan 191.411,42 TL asıl alacak yönünden davanın kabulüne karar verildiği görülmüştür.
Davacı vekilinin davanın reddedilen kısmı yönünden istinaf yoluna başvurulduğu, davalı vekilinin istinaf talebinde bulunmadığı anlaşılmıştır.
İcra takibine konu üç adet faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı vekilinin fatura konusu malların teslim edilmediğini savunduğu, fatura konusu malların sevk irsaliyelerinde isimleri bulunan “…ı ” isimli kişilerin davalı çalışanı olmadıklarının SGK kayıtları celp edilerek tespit edildiği, üç adet fatura konusu malların teslim edildiğinin ispatlanamadığı, davalı şirketin icra takibinden önce temerrüde düşürüldüğünün ispatlanamadığı göz önüne alınarak , davanın 47.235,00 TL asıl alacak ve işlemiş faiz yönünden reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Davacı vekilinin, alacağın takipten itibaren avans faiziyle tahsiline karar verilmesi gerektiğine yönelik istinaf talebinin ise, icra takibinde alacaklı davacı tarafın yasal faiz talebinde bulunmuş olması ve takip talebiyle bağlı olması göz önüne alınarak reddine karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesinin kararında takibin kabul edilen kısım yönünden devamına karar verdiği,” yasal faiziyle tahsiline ” ibaresinin yer almadığı anlaşılmışsa da, icra takibinde alacağın yasal faiziyle tahsilinin talep edildiği, mahkemece takibin devamına karar verilmekle takipte istenen yasal faizi de kapsadığı göz önüne alınarak istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin, sadece reddedilen 47.235,00 TL asıl alacak üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini ileri sürdüğü anlaşılmışsa da, dava dilekçesinde dava değeri olarak , takipte istenen asıl alacak ve işlemiş faiz toplamı olan 300.021,24 TL’nın gösterildiği ve bu miktar üzerinden nispi harç yatırıldığı anlaşılmakla, reddedilen 108.609,82 TL üzerinden nispi vekalet ücreti hesaplanmasının yerinde olduğu kanaatiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde talepleri halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/11/2018