Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1227 E. 2018/58 K. 23.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

DOSYA NO : 2017/1227 Esas
KARAR NO : 2018/58 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/11/2016
NUMARASI : 2016/247 E., 2016/1233 K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 23/01/2018
BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nden verilen 21/11/2016 tarihli kararına karşı davacı davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize intikal etmekle, incelendi.
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, “davalının icra takibinde yetki itirazının doğru olmadığını, ürün satışı konusundaki anlaşma ve borcun alacaklının ikametgahında ödeneceğini, BK 73/1 gereği yetki itirazının reddi gerektiğini, müvekkilinin 07.05.2015, 17.02.2015 ve 02.06.2015 tarihli faturalarla mal satışı yaptığını ve teslim ettiğini, teslim hususunun imzalı ambar teslim fişleriyle sabit olduğunu, davalı tarafın 8 gün içinde faturaya itiraz etmediğini ve herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığını, buna rağmen takibe itiraz sırasında soyut ayıp iddiasında bulunulmasının kötü niyetli olduğunu” iddia ile itirazın iptalini, takibin devamını, en az %20 tazminata hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, “eksik ve ayıplı ifanın söz konusu olduğunu, sözleşmenin ifa yerinin müvekkilinin adresi olduğunu, HMK 6 ve 10.maddeleriyle TBK 89.madde gereği Bursa Mahkemeleri değil İzmir Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkilinin davacıya teknik şartname göndererek fiyat teklifi istediğini, davacının 19 Mart 2015’de 24.750 TL’lik teklif verdiğini, davacının 20 gün içinde teslim etmesi gereken malları eksik olarak ve 7 Mayıs 2015’de teslim ettiğini, fiyata dahil bazı malzemeler için ayrıca fiyatlandırma yaptığını, durumu hemen davacıya bildirmelerine rağmen davacının başka malzeme göndermeyeceklerini belirterek kestirip attığını, fazla fiyatlandırmanın 1.207,73 TL olduğunu, ihalelere katılamama tehlikesi nedeniyle malzemeleri başka bir firmadan 28.792 TL bedelle satın almak zorunda kaldıklarını,….ya iş talimat yapabildiklerini ve 7.257 TL zarara uğradıklarını, ayrıca 1.121 ve 854,32 TL ödemeler yaptıklarını, malzemeler nedeniyle uğradıkları zararın 11.213 TL olduğunu, gönderilmeyen …. tırnaklar nedeniyle de davacının 1911,60 TL talep ettiğini, böylece müvekkilinin davacıya borcunun 1964,06 TL olduğunu, takibin bu kadarlık kısmını itiraz etmediklerini, bundan fazlasını itiraz ettiklerini, oysa davacının kabul ettikleri miktar için de dava açtığını” iddia ile davanın reddini en az %20 tazminata hükmedilmesini istemiştir.
Mahkeme bir makine mühendisinden bilirkişi raporu aldıktan sonra davanın kısmen kabulüne ve takibin 12.398,22 TL asıl alacak üzerinden devamına, faiz ve fazlaya ilişkin talebin reddine, asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmetmiştir.
Davalı vekili 03.02.2017 harç tarihli istinaf dilekçesinde önceki iddialarını tekrarla, “taraflar arasındaki sözleşmenin dayanağının …’nun şartnamesindeki malların imali ve teslimi olduğunu, sözleşmede hüküm varken ticari teamüllere gidilemeyeceğini, bilirkişi raporunda fiyat teklifinin ayrıntılı olmadığı gerekçesiyle ticari teamüllere göre ayrı fiyatlandırmanın kabul edildiğini, davacının süre yönünden ve imal edeceği mallar yönünden yükümlülüğünü yerine getirmediğini, bir kısım mallar için tadilat yaptırmak zorunda kaldıklarını, bir kısım mallarda eğer ayıp olmasa neden tadilat yaptırmak zorunda kaldıklarını, iade faturasının icra takibi başlamadan davacıya gönderildiğini ve teslim edildiğini buna rağmen davacının hiç mahsup yapmadan tüm icra borcu için iptal davası açtığını, son celse ise iade faturasının takipten sonra düzenlendiğini iddia ederek alacaktan mahsubu kabul ettiklerini, buna rağmen mahkemenin %20 tazminata hükmettiğini, sözleşmeye aykırı hareket ile tarafın davacı olduğunu, ancak sonuçlarına müvekkilinin katlandığını, davacının kötü niyetli olduğunu” savunarak kararın kaldırılmasını, davanın reddini istemiştir.
Davacı vekili istinafa cevap vermemiştir.
Her ne kadar davalı taraf vekili yukarıda özetlenen sebeplerle istinaf isteminde bulunmuş ise de, usulüne uygun biçimde ve süresinde yapılmış bir ihbarın bulunmadığı, iddia olunan tadilatların hangi mallar için yapıldığının dahi açık olmadığı, davacı taraftan ibrazı istenilen ambar teslim fişlerinin de dosyaya sunulduğu, bu haliyle ilk derece mahkemesi kararında bir hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmakla davalı tarafın istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
KARAR:
Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı tarafın yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 847,00 TL harçtan peşin alınan 211,75 TL harcın mahsubu ile bakiye 635,25 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davalı tarafından istinaf incelemesi sırasında yapılmış yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 23/01/2018