Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1216 Esas
KARAR NO : 2018/2514
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/12/2016
NUMARASI : 2014/99 2016/946
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 23/11/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, davalı sigorta şirketine sigortalı olan … plakalı aracın 15/07/2006 tarihinde …plakalı motosiklete kusurlu olarak çarpması neticesinde yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kazada motosiklet sürücüsü olan müvekkilinin yaralandığını ve %5 oranında sürekli sakat kaldığını, davalı sigorta şirketine başvurmalarına rağmen herhangi bir ödeme yapmadıklarını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla sürekli sakatlık tazminatı olarak 3.000,00 TL’nin 15/07/2006 tarihinden itibaren avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, 16/11/2016 tarihli ıslah dilekçesiyle toplam 24.135,68 TL’nin tahsilini istemiştir. Davalı vekili, davanın 2 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu ve zamanaşımına uğradığını, zamanaşımının uzamasını gerektiren bir durumun da bulunmadığını, olayın aracın işletenine ve sürücüsüne ihbar edilmesi gerektiğini, ayrıca maluliyet ve illiyet konusunda adli tıptan rapor alınması gerektiğini, yine SGK tarafından yapılan ödemeler bulunup bulunmadığının da araştırılması gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün olayda kusurunun bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; davalı sigorta şirketi tarafından …. poliçesi ile sigortalanan …plakalı aracın anayoldan gitmekte iken davacıya ait motosikletin aniden tali yoldan çıkması üzerine araçların çarpıştığı ve kazanın meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde davalı sigorta şirketinin sigortaladığı araç sürücüsünün %25, davacının ise %75 oranında kusurlu olduğu, adli tıp raporuna göre davacının %19 oranında meslekten kazanma gücünden eksilme bulunduğu, davacının 24.135,68 TL maluliyet tazminat talep edebileceği gerekçeleriyle davanın kabulüne, 24.135,68 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davaladın tahsiline karar verilmiş, kararı davalı sigorta şirketi vekili istinaf etmiştir. Davalı sigorta şirketi vekili istinaf sebebi olarak; adli tıp kurumundan maluliyet raporu alınmaksızın hüküm kurulduğunu, hükme esas alınan maluliyet raporunun da hatalı değerlendirildiğini, söz konusu raporda davacının kaza tarihindeki yaşına göre %16.2, bugün ki yaşına göre %19 maluliyetinin bulunduğunun belirtildiği, itiraz üzerine %19 üzerinden hesaplama yapıldığını, oysa kaza tarihindeki yaşa göre maluliyet oranının alınması gerektiğini, yine adli tıp kurumu heyetinden rapor alınması talebinin dikkate alınmadığını, bir adli tıp uzmanının raporuyla hüküm kurulduğunu, maluliyet oranının arazlara hakim birden fazla uzman tarafından tespiti gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün olayda kusurunun bulunmadığını, dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını bildirmiştir. Kazayla ilgili düzenlenen tutanağın incelenmesinde; kazanın 15/07/2016 günü meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde davacının kusurlu olduğu, diğer araç sürücüsünün ise kusurunun bulunmadığı yolunda görüş belirtildiği görülmüştür. 9 Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen 23/01/2009 tarihli raporda; sigortalının çalışma gücü kaybının %24 olduğunun belirtildiği görülmüştür. Seferihisar Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2009/111 esas 2009/559 karar sayılı ilamının incelenmesinde; yaralama suçundan açılan davanın yargılaması sonunda ….plakalı aracın sürücüsü olan sanık …’in birden fazla kişiyi taksirle yaralama suçundan dolayı cezalandırılmasına ve verilen cezanın ertelenmesine karar verildiği, kararın Yargıtay 12.Ceza Dairesince 26/11/2012 tarihinde onanmak suretiyle kesinleştiği görülmüştür. Ceza yargılaması sırasında alınan 14/12/2009 tarihli trafik polisince düzenlenen bilirkişi raporunda; davacının asli kusurlu, davalının sigortalısı olan araç sürücüsünün ise tali kusurlu olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Sigorta poliçesinin incelenmesinde; sakatlanma halinde kişi başına teminatın 57.500,00 TL olduğu görülmüştür. Davacı tarafından verilen replik dilekçesinde davayla ilgili olarak ceza davası açıldığını, kararın kesinleştiği ve buna göre uzamış zamanaşımı nedeniyle zamanaşımının oluşmadığının bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında İzmir Adli Tıp Şube Müdürlüğü’nce düzenlenen 12/11/2015 günlü adli tıp uzmanının verdiği raporda; davacıda meydana gelen maluliyet oranının olay tarihindeki yaşına göre %16.2, bugünki yaşına göre %19 olarak belirtildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 31/08/2016 tarihli bilirkişi raporunda; davalı sigorta şirketinin sigortaldığı araç sürücüsünün %25, davacının ise %75 oranında kusurlu olduğunun belirtildiği, yine davacının meslekte kazanma gücündeki eksilme oranının olay tarihinde %16.2 olarak belirlendiği, buna göre davacının uğradığı maddi zararın 20.578,83 TL olduğu, dosyaya yansıyan indirim nedeninin bulunmadığı, davacı tarafın davalıya başvurusuna rastlanılmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davalı vekilinin kusurla ilgili olarak …. Öğretim görevlilerinden oluşturulacak 3 kişilik heyetten rapor alınması ve iskonto yapılması gerektiği yolunda rapora itirazda bulunduğu, davacı vekilinin ise müvekkilinin bugünki yaşına göre %19 oranında malul kaldığı, bu nedenle bu oran üzerinden hesap yapılması gerektiği yolunda itirazda bulunduğu görülmüştür. İtirazlar üzerine alınan 07/11/2016 günlü ek raporda ise; davalının itirazlarının yerinde bulunmadığı, yine davacının itirazlarının de yerinde görülmediği, ancak takdir mahkemeye ait olmak üzere %19 oranı esas alınarak yapılan hesaplamaya göre davacının uğradığı maddi zararın 24.135,68 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir.
GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davasıdır. Mahkemece, maluliyet oranının tespiti için tek adli tıp uzmanından rapor alınmıştır. Alınan rapora davalı tarafça itiraz edilmiştir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gerekir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi ve üniversite hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekir ( Bakınız. Yargıtay 17.HD’nin 2014/23205 Esas 2017/6366 Karar). Bu açıklamalardan sonra somut olaya bakıldığında mahkemece, tek adli tıp uzmanından rapor alınması doğru olmadığı gibi, alınan rapor da maluliyet yönünden iki farklı orana yer verilmesi nedeniyle hükme esas alınabilecek nitelikte değildir. Bu durumda mahkemece yukarıda bahsedildiği üzere maluliyet oranı yönünden heyet raporu alınarak ve tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar vermesi gerekirken bu yön gözardı edilerek eksik inceleme ile ve deliller tam toplanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 2.Asliye Ticaret Mahkemesinin 22/12/2016 tarih, 2014/99 esas, 2016/946 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği üzere rapor alınmak ve tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 20,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 105,70 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.23/11/2018