Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1155 E. 2018/2384 K. 09.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1155 Esas
KARAR NO : 2018/2384
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/12/2016
NUMARASI : 2014/63 2016/853
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/11/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında düzenlenen kredi sözleşmelerinin diğer davalı tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine müvekkilinin toplam 5.367.705,01 TL alacağının 200.000,00 TL’lik faiz kısmının tahsili için başlatılan icra takibinin davalıların haksız itirazları sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillerinin bankaya herhangi bir borcu bulunmadığını, alacağın yargılamayı gerektirdiğini bildirerek davanın reddini isetimştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; davacının 1.689.00,62 TL asıl alacak, 3.503.525,13 TL işlemiş faiz, 175.176,26 TL gider vergisi olmak üzere toplam 5.367.705,01 TL alacaklı olduğu, her ne kadar davacı bankanın dava dışı şirkete alacağın devrini vaat etmiş ise de, bu sözleşmede bankanın takip ve davaları yürütmeye devam edeceğinin belirtildiği, 200.000,00 TL’lik işlemiş faiz yönünden davanın kabulü gerektiği gerekçeleriyle davanın kabulüne ve davalıların %20 icra inkar tazminatı ile sorumluluğuna karar verilmiş, kararı davalılar vekili istinaf etmiştir.
Davalılar vekili istinaf sebebi olarak; mahkemenin HMK’nun 186.maddesindeki şartları yerine getirmeden karar verdiğini, mahkemenin tarafları davat etmediğini, gönderilen davetiyede hangi gün ve saatte sözlü yargılamanın yapılacağının belirtilmediğini, dayanak kredi sözleşmesinin 1992 tarihli olup alacağın zamanaşımına uğradığını, dava konusu alacağın müvekkilleri tarafından ödenmiş olup bunların banka defter ve kayıtlarında gösterilmediğini, ek rapor talep etmelerine rağmen bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediğini bildirmiştir.
Davaya konu İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacının, davalılar aleyhine 1.689.00,62 TL asıl alacak, 3.503.525,13 TL işlemiş faiz, 175.176,26 TL gider vergisi olmak üzere toplam 5.367.705,01 TL alacaklı olduklarını belirterek bu alacaktan 200.000,00 TL’lik faiz kısmının tahsili için 20/05/2013 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, davalıların itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Yargılama sırasında alınan 16/02/2015 tarihli bilirkişi raporunda; davacının 1.689.003,62 TL’si asıl alacak olmak üzere toplam 4.405.048,11 TL alacaklarının bulunduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Söz konusu rapora hem davacı vekilinin hem davalılar vekilinin itiraz ettiği, davalılar vekilinin itirazında; tek kişi tarafından rapor hazırlandığını ve denetime elverişli olmadığı , üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini beyan ettiği, davacı vekilinin ise temerrüt faizinin oranına itiraz ettiği görülmüştür.
Yargılama sırasında alınan 02/10/2015 tarihli ek bilirkişi raporunda ise; temerrüt faizi oranının %80 olduğu, buna göre yapılan hesaplamada 1.689.00,62 TL asıl alacak, 3.503.525,13 TL işlemiş faiz, 175.176,26 TL gider vergisi olmak üzere toplam 5.367.705,01 TL alacağının bulunduğu, davacının 200.000,00 TL temerrüt faizi talebinin yerinde olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
Davalılar vekilinin bu ek rapora itiraz ettiği, raporun denetime elverişli olmayıp eksik ve yetersiz olduğunu beyan ettiği görülmüştür.
Dosyaya sunulan alacağın devri vaadi sözleşmesinde; işbu dosya alacağının davacı banka tarafından dava dışı Hubertus şirketine devredilmesinin vaad edildiği, ancak bunun için 1.286.000,00 USD ödemenin kararlaştırıldığı, sözleşmenin 9.maddesinde bu sözleşmenin borcun nakli, borcun yenilenmesi, ertelenmesi anlamında olmayıp borçlarda hiçbier şekilde azalma meydana getirmeyeceği, borçluları ibra anlamına da gelmeyeceği, borçuların tüm sorumluluklarının aynı şartlarla devam ettiğinin yazılı olduğu görülmüştür.
28/11/2016 günlü duruşma için davalılar vekilinin mesleki mazeret beyan ettiği ve dilekçesinin alt kısmında yeni duruşma gün ve saatini UYAP’tan öğreneceğini belirttiği, 28/11/2016 tarihli celsede mahkemenin davalı vekilinin mazeretinin kabulüne karar verdiği ve duruşma gün saatinin UYAP’tan öğrenmesine karar verildiği, ayrıca HMK’nun 186.maddesine göre gelecek oturum sözlü yargılama yapılacağından davalı vekiline tebligat çıkarılmasına karar verildiği, UYAP ortamından alınan tebligatta duruşma gün ve saatinin yazmadığı, üzerinde HMK’nun 186.maddesine göre gelecek oturumda hazır olunması, aksi halde yokluklarında karar verileceğinin ihtar edildiği şeklinde açıklama bulunduğu, PTT gönderi takip sisteminde yapılan incelemede ise; söz konusu tebligatın 08/12/2016 tarihinde işyerinde çalışana tebligat yapıldığının belirtildiği görülmüştür.
GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali davasıdır. Yargılama sırasında 28/11/2016 günlü celsede sözlü yargılama için gün tayin edildiği ve davalı vekiline tebligat çıkartılmasına karar verildiği, ancak söz konusu tebligatta duruşma gün ve saatinin yazılı olmadığı görülmüştür. Her ne kadar 28/11/2016 günlü celse için davalı vekilince mazeret beyan edilmiş ve mazeret dilekçesinin alt kısmında yeni duruşma gün ve saatinin UYAP’tan öğrenileceği yolunda beyanda bulunulmuş ve mahkemece de davalı vekilinin mazeretinin kabulü ile duruşma gün ve saatinin UYAP’tan öğrenilmesine karar verilmiş ise de, mahkemece aynı celsede verilen ara karar ile yukarıda belirtildiği üzere sözlü yargılama için tebligat çıkartılmasına karar verildiği ve bu tebligatta gün ve saatin belirli olmadığı görülmüştür. HMK’nun 186.maddesi uyarınca mahkemenin tahkikatın bitiminden sonra sözlü yargılama ve hüküm için tayin olunacak gün ve saatte mahkemede hazır olmaları açısından iki tarafı davet eder. Somut olayda mahkemece davetiye çıkarılmış ise de, bu davetiyede duruşma gün ve saati yazılı olmadığından, yapılan işlem usul ve yasaya aykırıdır. Bu yönden davalılar vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
2-İstanbul 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/12/2016 tarih, 2014/63 esas, 2016/853 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Sözlü yargılama için HMK’nun 186.maddesi uyarınca işlem yapılarak sonucuna göre bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE,
4-Bu aşamada davalılar vekilinin diğer istinaf taleplerinin incelenmesine yer olmadığına,
5-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalılara iadesine,
6-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 29,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 114,70 TL’nin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/11/2018