Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/1037 E. 2018/2129 K. 12.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2017/1037 Esas
KARAR NO : 2018/2129 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/12/2016
NUMARASI : 2016/324 E., 2016/938 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/10/2018
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, düzenleyeni … olan, 20.12.2006 düzenleme tarihli ve 30.06.2007 vade tarihli 20.000,00 USD bedelli bononun meşru hamili olduğunu, bahse konu bononun vadesinde ödenmediğinden müvekkilinin davalıdan olan alacağının tahsili zımnında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının bonoya konu borcu ödemediği gibi icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durmasına sebebiyet verdiğini iddia ederek davalı tarafından takibe yapılan itirazın iptaline, %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ; davacı tarafından toplamda 20.000,00 USD bedelli 1 adet kambiyo senedine dayanarak, kambiyo senedi niteliğine göre yasal takibe başlanılması gereken 3 yıllık zamanaşımı süresi geçmiş olduğu için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasında “ilamsız takip” başlatıldığını, gönderilen ödeme emrine karşı borca ve ferilerine müvekkili tarafından yapılan itiraz neticesinde takibin durdurulduğunu, davacı vekili tarafından haksız ve mesnetsiz bir şekilde huzurdaki itirazın iptali davası açıldığını, Türk Ticaret Kanunu madde 749’a göre; kambiyo senetlerinden doğan istemlerin, vadenin geldiği tarihten itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağını, dava konusu icra takibine mesnet tutulan bonoların da üç yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini ve kambiyo senedi vasfını yitirdiğini, gerek temel ilişkinin varlığını ve niteliğini, gerekse o ilişkiden doğan bir alacağın bulunduğunu ve alacak miktarını kanıtlama yükümlülüğünün davacı tarafa ait olduğunu, davaya konu edilen 30.06.2007 vade tarihli emre muharrer senette yazılı alacak için sebepsiz iktisap yolu ile süresinde dava açılması gerekirken böyle bir dava da ikame edilmediğini , bononun zamanaşımına uğradığı tarihin üzerinden de 1 yıllık süre geçtiğinden sebepsiz zenginleşme yönü ile de huzudaki davanın zamanaşımı nedeni ile reddi gerektiğini, borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte, alacaklı tarafından müvekkillerine gönderilen ilamsız takibe dayalı ödeme emrinde 20.000,00 USD talep edildiğini, ancak bononun üzeri çizilerek USD yapıldığını, TL bedelli olan bonoda tahrifat yapıldığını ve müvekkilinin de tahrifat yapılan kısımda imzası bulunmadığını, bu hali ile TL alacağı olan senet üzerlerinde tahrifat yapılarak kötü niyetli olarak USD haline getirildiğini iddia ederek davanın reddine, %20 kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesi istenmiştir.
Davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyasının incelenmesinde davacı alacaklının davalı borçlu … ile dava dışı … aleyhine 20/12/2006 tanzim ve 30/06/2007 vade tarihli 20.000 USD miktarlı bonoya dayanarak ilamsız takip başlattığı, borçlu davalının süresinde itiraz ettiği “alacaklıya borcunun bulunmadığını, takibe, borca, ödeme emrine, işlemiş faize itiraz ettiğini, senedin senet hükmünde olmadığını,” beyan ettiği , takip dayanağı senedin fotokopisinin incelenmesinde; senedin keşidecisinin davalı …, lehdarının dava dışı borçlu … olduğu, senedin … tarafından davacı alacaklı …’e ciro edildiği, …’in de M….’na vekaleten …’na cirolandığı, davacı alacaklının bonoda ciranta olduğu görülmüştür.
İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/12/2016 tarihli 2016/324 esas 2016/938 karar sayılı ilamıyla “TTK 778 yollamasıyla aynı yasanın 749.maddesine göre poliçeyi kabul edene (bonolarda keşideciye) karşı açılacak davaların vadenin geldiği tarihten itibaren 3 yıl geçmekle zamanaşımına uğrayacağı,” aynı madde atfıyla TTK 732.maddede “zamanaşımı sebebiyle düzenleyenin bonodan doğan yükümlülükleri düşmüş olsa bile senet hamiline karşı onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kaldıklarını ve zamanaşımı süresinin bononun zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden, tarihten itibaren 1 yıl olduğunun düzenlendiği” gerekçesiyle zamanaşımı nedeniyle davanın reddine, davacının kötü niyetinin ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin de reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; BK 146.maddede “her alacağın kanunda aksine hüküm bulunmadıkça 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu”, senedin tanzim tarihinden itibaren 10 yıllık sürenin dolmadığını, dava konusu senedin yazılı delil başlangıcı hükmünde olduğunu, BK 82.maddenin 2 ve 10 yıllık sürelerden bahsettiğini, davalının imzasını inkar etmediğini, tanıklarının dinlenmeden karar verildiğini, usulden reddedilen davada nisbi vekalet ücretine hükmedilemeyeceğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılmasını talep ettiği görülmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesine karşı ibraz ettiği cevap dilekçesinde; takibe konu bononun 30/06/2007 tarihli olduğunu, vade tarihinden 3 yıl sonra zamanaşımına uğradığını, davacı alacaklının TTK 732. Madde gereğince bononun zamanaşımına uğradığı tarihten itibaren bir yıl içinde sebepsiz zenginleşmeden dolayı dava açmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını beyanla, istinaf talebinin reddine kararın onanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlık konusu, zamanaşımına uğramış bonodan kaynaklanan alacağın tahsili talebi ile başlatılan ilamsız takibe itirazın iptaline ilişkindir.
Davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında davacı alacaklının davalı borçlu … ile dava dışı borçlu …l aleyhine ilamsız takip başlattığı, davalı borçlu …’ün yasal sürede itirazı üzerine davacının itirazın iptali davası açtığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; TBK 146.madde gereğince davanın 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, BK 82.madde gereğince 2 ve 10 yıllık süreler bulunduğunu, tanıklarının dinlenmeden karar verildiğini, ileri sürdüğü görülmüşse de, takibe konu bononun incelenmesinde …’ün keşideci, …’ün lehtar, davacının ise ciranta olduğu, davacı ve davalı arasında ticari ilişki bulunmadığı anlaşılmıştır.
TTK 778/1-d maddesinde; “bononun niteliğine aykırı düşmedikçe ödememe hallerinde başvurma haklarına dair TTK 732.maddenin uygulanacağı” düzenlenmekle ve sebepsiz zenginleşme başlıklı 732/4 maddesinde “zamanaşımı süresinin poliçenin zamanaşımına uğradığı tarihi takip eden tarihten itibaren 1 yıl olduğu,ispat yükünün sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene ait olduğu ” düzenlenmiştir.
Takibe konu bononun 30/06/2007 vade tarihinden itibaren 3 yıllık zamanaşımı süresinin 30/06/2010 tarihinde dolduğu, bonodan dolayı alacaklı olduğunu iddia eden davacının, bononun zamanaşımına uğradığını iddia ettiği tarihten itibaren 1 yıl içerisinde TTK 732/1-4 maddesi gereğince, bono bedeli kadar sebepsiz zenginleşmeden dolayı takip yaparak dava açabileceği, ancak 1 yıllık sürenin de 30/06/2011 tarihinde dolduğu, takip tarihi olan 02/10/2014 tarihinde zamanaşımı sürelerinin geçtiği,davacı ciranta ile davalı keşideci arasında ticari ilişki bulunmadığından, genel hükümlere göre ispat imkanı tanınmasına yönelik talebin yerinde olmadığı anlaşılmakla, mahkeme kararının yerinde olduğu kanaatiyle istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,
Alınması gereken 35,90 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dosya içerisinde bulunan ve harcanmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde talepleri halinde yatıranlara iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/10/2018