Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/942 E. 2023/912 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/942
KARAR NO: 2023/912
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/11/2022
NUMARASI: 2019/497 Esas, 2022/681 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 19/09/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili şirketin taşımacılık ve depoculuk alanında faaliyet gösterdiğini, depolama faaliyetinin elektronik olarak bilgisayar ortamında programlanarak sevk, idare ve kontrol sayım gibi hizmetlerin gerçekleşmesini sağlamak ve gerekli tüm ekipmanları ve enstrümanlarının alımı ile bilgisayar programı ve yazılımının gerçekleştirilmesi ve çalışır vaziyette teslimi işi için davalı firma ile 2007 yılında sözleşme imzalandığını, sözleşmenin tüm ücretini ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin ödediğini, kullanılan bilgisayar destekli … programının lisanssız kullanımı nedeniyle sistemin sürekli arıza verdiğini ve çalışmadığını, davalı firmanın sözleşme gereklerini yerine getirmediğini, taraflar arasında yapılan sözleşmenin feshedildiğini, davalı firma tarafından sözleşme ücreti olarak tahsil edilen 145.750,00 Euro’nun 3 gün içinde müvekkilinin hesaplarına ödenmesi talep edilmiş ise de davalı şirket tarafından bu bedelin ödenmediğini belirterek, ödemiş olduğu program ve yazılım bedeli için 8.000,00 Euro, ek personel istihdamı için 1.000,00 Euro ve mahrum kalınan kâr kaybı için 1.000,00 Euro tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesiyle, davalı tarafa yapılan ücret ödemesi olarak 109.312,50 Euro’nun, davacının zararı olarak da 14.575,00 Euro’nun 02/12/2009 tarihinden itibaren en yüksek banka reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davacı ile … Firmasının mallarının depolanması işinde kullanmak için program sözleşmesi imzalandığını, söz konusu işe göre sistemin son aşamasının yapılamadığını, davacı tarafından 10.04.2007 tarihine kadar yapılması gereken mekanik, kablolama v.s. işlemlerinin yerine getirilmediğini, uzun süre beklenilmesine rağmen bu işlemlerin yapılmadığını, davacı tarafından müvekkili ile 06/03/2008 tarihinde başka bir iş için sözleşme yapıldığını, davacı tarafın … işine ilişkin sistemi bu aşamada kuramayacaklarını, bu işten şimdilik vazgeçtiklerini, müvekkilinin yeni yapılacak işe odaklanması gerektiğini bildirdiğini, söz konusu işe ilişkin herhangi bir tutanak imzalanmadan işin teslim alındığını, yapılan işe ilişkin fatura kesilerek bedelinin ödendiğini, müvekkili firmanın üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini, davacının yapmış olduğu hatanın faturasını müvekkilinden tahsil etmeye çalıştığını, açılan davanın süresinde olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporunda … adlı programın lisanssız olduğunun tespit edildiği, kurma işlemi başlatıldığında hiçbir şifre ve lisans bilgisi sorulmadan kendi bilgisayarlarında kurma işleminin başarı ile sonuçlandığı, taraflar arasında sözleşme kapsamında davalı yanın gerekli işi yaparak teslim etmediğinin sabit olduğu, sözleşmenin 2.maddesinde davalının lisanslı yazılım, kurulum, donanım tedarik ve montajı gibi yükümlülükleri üstlendiği, yazılımın lisanslı bir şekilde sağlanmadığı, kurulumun tam ve sağlam bir şekilde yapılmadığı, garanti süresinin devreye girmediği, davalının kendi kusuru nispetinde sözleşme bedelini iade etmesi gerektiği, sözleşme bedelinin 145.750 Euro, ilave işler bedelinin 34.800 Euro olup toplam proje bedelinin 180.550 TL olduğu, söz konusu fiyatın içerisine ilgili sistemin kurulması için gerekli olan panolar 48.350 Euro, … grubu 36.140 Euro, enstrümanlar 83.560 Euro, mühendislik ve programlama hizmetleri 10.000 Euro ve işletmeye alma 2.500 Euro olarak sınıflandırıldığı, bu sınıflandırma dikkate alındığında da projenin en büyük giderlerinin ilgili sistemin kurulması için gerekli malzeme sarfiyatına yönelik olduğu, davacı tarafından kurulan sistemin işletilememe sebebi olarak mühendislik ve programlama hizmetleri (lisanssız yazılım programı kullanılması) sebebiyle işletilmediğinin ileri sürüldüğü, davacı tarafından lisanssız program yazılımı dışında diğer malzemelerin kurulmadığı ya da kendisine teslim edilmediğine yönelik bir iddia ve delilin de dosyaya ibraz edilmemiş olduğu, nitekim mahallinde yapılan keşif (Gebze Mahkemelerince) ve incelemede de hali hazırda söz konusu malzeme ve ekipmanların davacı uhdesinde bulunduğu, bu bağlamda davalı tarafındaki kusurun davalının yazılımı sözleşmeye uygun olarak işyerine uyarlamaması sebebiyle oluştuğu, kusur oranı ve sorumluluğu gözetilerek yaptığı tahsilatların %25 oranını uhdesinde tutarak, kalan %75’den sorumlu olması gerektiği, buna göre bilirkişilerce yazılım bedeli olarak tespit edilen 10.000 Euro’nun %75’i olan 7.500 Euro’nun davalıdan tahsili gerektiği, davacı tarafın üretim kaybı nedeniyle oluşan zararı ve yine ek personel istihdamından kaynaklanan maliyet bedeline yönelik taleplerinin ise, davacının ne sebeple ek personel temini ihtiyacı duyduğu, sözleşme feshinin böyle bir ek personel temini ihtiyacına yol açıp açmadığı hususunun ispatlanamadığı, üretim kaybı yönünden ise, davacının üretici olmayıp, lojistik hizmet sağlayıcı olduğu, bu yazılım ve donanımın gereği gibi sağlanamamasının gelir kaybına yol açıp açmadığı hususunun ve dosya kapsamında böyle bir gelir kaybı zararının mevcut olduğu hususunun da ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile 7.500,00 Euro’nun 06/12/2019 tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 4.a maddesi uyarınca kamu bankalarının Euro cinsinden uyguladığı 1 yıllık en yüksek mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısımlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Davalı vekili taraflarına mahkeme kararında avukatlık ücretinin hatalı hesaplandığından bahisle tashih talebinde bulunmuş, mahkemece 14/03/2023 tarihli ek karar ile, davalı vekilinin tavzih isteminin reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinafında, mahkeme kararının hatalı olduğunu, mahkemece kabul gören bilirkişi raporunda bedel iadesi olarak 109.312,50 Euro’nun ve zararlara ilişkin 14.575,00 Euro’nun davalıdan alınarak tahsil edilebileceğinin hesaplandığı ve bu husus ek raporda da belirtildiğini, ancak mahkemenin neden 7.500 Euro üzerinden karar verdiğinin anlaşılamadığını, bilirkişi raporu doğrultusunda ıslah davanın ıslah edildiğini, ancak yazılım bedeli olarak ne şekilde belirlendiği belli olmayan 10.000 euro üzerinden %75 sorumluluğu olduğundan bahisle davalının 7.500 euro ödeyeceği hususunun hukuka uygun olmadığını, sözleşme bedeli olan 145.750 euro üzerinden hesaplama yapılması gerektiğini, bilirkişi raporunda … yazılımının lisanssız olduğu tespit edildiğinden tüm yazılım için ödenen bedelin iade edilmesi gerektiği göz ardı edilerek, sadece %75 iade edilmesine ilişkin kararın yerinde olmadığını, lisanssız program-yazılım kullanımının başlı başına hatalı ve sorumluluk sebebi olduğunu, sözleşme bedelinin 145.750 Euro olup davalı yana ödendiğini, buna rağmen davalının edimini yerine getirmediğini, sözleşmeye göre davalının sadece yazılımı değil, ihtiyaç olan donanımı da sözleşme bedeli ile tedarik etmek ve sunmak yükümlülüğü altında olduğunu, tedarik edilen bir kısım donanımlar daha sonra da kullanılabilecek olsa, sözleşme bedeli ve sözleşmenin gereği gibi ifa edilmediği gözetildiğinde, davalının kendi kusuru nispetinde sözleşme bedelini iade etmesi gerektiğini, yazılımın lisanslı bir şekilde sağlanmadığını, kurulumun tam ve sağlam bir şekilde yapılmadığını, garanti süresinin devreye girmediğini, taraflar arasındaki eser sözleşmesinin gereği gibi ifa edilemediğini, davalı yanın esaslı kusurları sebebi ile sözleşmenin davacı tarafça Beyoğlu …Noterliği … yevmiye sayılı noter ihtarı ile 02.12.2009 tarihinde haklı sebeple feshedildiğini, davalının %75 kusurlu olduğu tespitinde sözleşme bedeli olan 145.750 Euro’nun %75’i olan 109.312,50 Euro üzerinden davacı şirkete tahsili ve aynı zamanda yaşanan fesih süreci gözetildiğinde, sözleşme bedelinin %10 oranı olan 14.575 Euro’nun davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafında, davanın kısmen kabulüne ilişkin kararın hukuka aykırı olduğunu, davacının taleplerinin tamamının reddi gerektiğini, davanın süresinde açılmadığını, davacının sözleşmenin gereği gibi yerine getirilmediğini ilişkin ayıp ihbarını belli sürede yapması gerektiğini, davacı muayene yükümlülüğünü ve ayıp ihbarını süresi içinde yapması ve 6 ay içinde de dava açması gerektiğini, davalıya yüklenebilecek bir ayıp yok ise de, davada zamanaşımının da geçtiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin ek karara yönelik istinafında, mahkeme tarafından davanın reddedilen kısmı için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 37.543,81TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verildiğini, karar kendileri tarafından vekalet ücreti kısmı itibariyle tashihi-tavzihinin talep edildiğini, ancak mahkemenin 14/03/2023 tarihli Ek Kararı ile talebin reddine karar verildiğini, kendileri lehine hükmedilen avukatlık ücretinin yanlış hesaplandığını, davacı tarafından, 07.01.2010 tarihinde dava açılırken ücret ödemesine ilişkin olarak 8.000,00 Euro ve zarar bedeline ilişkin olarak da 2.000,00 Euro olmak üzere toplam 10.000.-Euro’nun tahsilinin talep edildiğini, 06.07.2021 tarihli ıslah dilekçesi ile ücret ödemesine ilişkin 109.312,50.-Euro ve zarar bedeline ilişkin 14.575,00 Euro olmak üzere toplam: 123.887,50.-Euro arttırıldığını, davacının toplam talebinin 116.387,50 Euro olduğunu, 116.387,50.-Euro=1.213.921,62.-TL, karar tarihi itibariyle TL 1 Euro 18,68.-TL olduğundan 116.387,50.-Euro= 2.174.118,50.-TL olduğunu, avukatlık ücretinin de; aleyhe kabul anlamına gelmemek kaydıyla, karar tarihindeki Euro kuru üzerinden veya ıslah tarihinden itibaren hesaplanması gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak vekalet ücretinin yeniden belirlenmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı yüklenicidir.Taraflar arasında 19.01.2007 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Davada davacı; taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince; davacının faaliyet gösterdiği depolama faaliyetinin elektronik olarak bilgisayar tarafından programlanarak sevk ve idaresi yapılması için gerekli malzeme ve gerekli tüm ekipmanların ve enstrümanların alımı bilgisayar programı ve yazılım gerçekleştirilmesi olduğunu, davalı edimini tamamlamadığını, lisansız proğram kullanması sebebiyle sistemin çalışmadığını, davalıya iş sebebiyle 145.750,00 Euro + KDV bedelinin ödendiğini, davalı edimini yerine getirmemesi sebebiyle davalıya yapılan ücretlerin iadesini, ek personel ihtikam bedelleri ile üretim kaybı bedellerinin tahsili talep edilmiş; davalı ise, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince sözleşmenin iki aşamalı olduğunu, davacı şirketin sözleşme gereğince 10.04.2007 tarihine kadar yapması gereken mekanik pano ve kablolama işlerin yerine getirilmesi gerektiğini, davacı taraf edimini yerine getirmediğini belirterek davanın reddini talep etmiş; mahkemece, sözleşme gereğince davalının davacının iş akışını düzenleyen yazılım programı ile ilgili çalışmaları ve malzemeleri davalı tarafça davacının işyerinin hazırlanmış olmasına ve davacının sözleşme gereği işlemin mekanik kısmını hazırlamasına rağmen programın uygulanmadığını, davacının tedarik ettiği malzemelerin davacı tarafça kullanıldığı anlaşıldığından sadece yazılım bedeli olarak belirlenen 10.000,00 Euro’nun davalının sözleşme gereğince davacı işyerine uyarlama yapmaması sebebiyle %75 oranında sorumlu olması sebebiyle fazla ödenen 7.500 Euro bedel karşılığı olan 16.950,00 TL davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir. Taraflar arasında 19.01.2007 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Mahkemece yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporuna göre, davalının sözleşmeye göre proje gereği malzemeleri tedarik ettiği, ancak davacı tarafından gerçekleştirilmesi gereken montaj işlerinin tamamlanmadığından işin tamamlanmadığı ve bu sebeple dava konusu programın da gerçekleşmesinin mümkün olmadığı belirlenmiştir. Taraflar arasındaki sözleşmeye göre, davalının lisanslı yazılım, kurulum, donanım tedarik ve montaj işlerini yapması gerektiği, davalının lisanslı yazılım sağlamadığı, kurumun tam ve sağlam şekilde yapılmadığı gibi eksik ifada bulunduğu, yapılan iş bedeli ve ilave iş bedeli itibariyle 180.550 Euro iş yapılması, davalının sistem kurulması için panolar, enstrümanlar, mühendislik ve programlama hizmetleri bilrlikte değerlendirildiğinde ve ayrıca tüm ekipmanların davacıda kalması sebebiyle yeni yapılan programlamada kullanılması dikkate alınarak yazılım ve programlama bedeli olan 10.000,00 Euronun eksik bırakılmasının %75 oranında davalıdan kaynaklanmış olması dikkate alınarak, davacı tarafından ödenen iş bedeli içerisinden 7.500,00 Euro bedelin davalıdan tahsili gerekmektedir. Mahkemece bu gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde olmuştur. Davalı vekili tarafından; mahkemece davanın reddedilen kısmı için davalı lehine takdir edilen avukatlık vekalet ücretinin eksik hesaplandığı ileri sürülmüş, tashih talebinin reddine dair ek karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Bilindiği gibi yabancı para cinsi alacaklar için açılan davalarda harç ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti hesabında yabancı paranın dava tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden hesaplama yapılması gerekmektedir. Mahkemece, bu kurala uygun olarak hesaplama yapıldığından, davalı lehine davanın reddedilen kısmı için yapılan vekalet ücreti hesabı ve hükmedilen vekalet ücreti de yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi ‘nin 09/11/2022 tarih ve 2019/497 Esas, 2022/681 Karar sayılı kararı ve mahkemece düzenlenen 14.03.2023 tarihli ek kararın usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalıdan asıl ve ek kararda alınması gereken toplam 1.355,97TL harçtan peşin olarak yatırılan toplam 2.759,90 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 1.403,93 TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde davalı tarafa İADESİNE, 4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA,5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 19/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.