Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/912 E. 2023/600 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/912
KARAR NO: 2023/600
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/12/2022
NUMARASI: 2022/395 D.İş Esas, 2022/375 Karar
DAVANIN KONUSU: Tespit
KARAR TARİHİ: 24/05/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda değişik işler esası üzerinden verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Talep; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan ihtiyati haciz talebine ilişkin olup; mahkemece talep eden vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen karara karşı talep eden vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur.Talep eden vekili, davalı şirketin taahhüdü altındaki İdare Avrupa 1. Bölge 2013 Yılı 5. Kısım Tünel İnşaatı işinin, davalı yüklenicinin sözleşme gereği işin sorumluluklarını yerine getirmemesi sebebiyle 19/08/2021 tarih ve 2021/368 sayılı Yönetim Kurulu Kararı ile feshedildiğini, İdarenin Kanalizasyon Dairesi Başkanlığı’nın dosyaya ibraz edilen yazısında; Kemerburgaz Caddesi güzergâhından geçmekte olan 1000 mm çaplı atık su kolektör hattı üzerinde yapılan tetkiklerde; hattın yağışsız havalarda dolu çalıştığı, …- … ve … mahallerinde gelen atık su hatlarının da bu kolektöre mansaplandığı, bölgedeki yoğun yapılaşma nedeni ile atık su debisinin giderek arttığı ve hattın dolu çalışmasından sebeple en ufak yağışta su baskınları yaşandığı belirtilerek, bu işletme problemlerinin giderilmesi için dava konusu atıksu tünelinin bağlantı noktası olan mevcut Candere atıksu tünel şaftı ve devamındaki Cendere atıksu tünelinin işletmeye alınmasının istendiğini, … A.Ş.’ nin talep yazısı ile Kemerburgaz Caddesi üzerindeki … ada, … parsel üzerindeki invest proje alanı için alınan 18/03/2022 tarihli UTK kararının mevcut tünel şantiyesi nedeniyle uygulanamadığı ve bu durumun trafik, can ve mal güvenliği açısından tehlike arz ettiğinin belirtildiğini,T.C. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Ulaşım Koordinasyon Şube Müdürlüğünün mezkur yazısı ile T.C. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Çözüm Merkezi başvurularında; Sarıyer İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi ile … Sokak kesişiminde bulunan İSKİ Genel Mildürlüğüne ait şantiyenin, araçların görüş açısını kapattığı, bununla birlikte söz konusu kavşakta bazı araçların trafik kurallarını ihlal ederek U dönüşleri yaptıkları ve bu sebeple bölgede sık sık kazalar meydana geldiğinden bahisle gerekli önlemlerin alınması talep edildiği tünel inşaatının bu kısımlarının tamamlanması amacıyla, eksikliklerin yaptırılmasından önce, Sarıyer İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi ile … Sokak kesişimindeki T1/1 tünel şaftının, devamındaki 90 mt tünelin, aynı cadde üzerinde tepe yamacında bulunan (90 mt nin devamında) TI şaftının ve bu şafttan proje onay şartında firmanın yüklendiği idareye ait 3600 mm çapındaki tünelin 35 mt.lik kısmının bulunduğu yerlerde mevcut durumun mahkeme marifetiyle tespiti konusunda gerekli işlemlerin tesis edilmesi için delil tespiti talebinde bulunmuştur. Mahkemece 06/12/2022 tarihli karar ile, taraflardan birinin ancak ileride açacağı bir davada ileri süreceği vakaların tespitini ve derhal toplanmaması halinde delillerin kaybolacağı veya gösterilmesinde zorlukla karşılaşılacağı kuşkusunu uyandıran sebeplerin birlikte bulunması halinde delil tespiti isteyebileceği, somut olayda talepte bulunan tarafından ileri sürülen nedenlere göre davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle talepte bulunanın delil tespit edenin talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, dosyaya ibraz edilen … A.Ş.’ nin talep yazısı ile … Caddesi üzerindeki … ada, … parsel üzerindeki … Alanı için alınan 18/03/2022 tarihli UTK kararının mevcut tünel şantiyesi nedeniyle uygulanamadığı ve bu durumun trafik, can ve mal güvenliği açısından tehlike arz ettiğinin belirtildiğini, tünel işi kapsamındaki T1/1 şaftının Kağıthane İlçesi, …-… Caddesinin orta refüjünde bulunduğunu, söz konusu bölgede sürekli kazalar meydana geldiği yönünde e-posta yoluyla İdareye de şikayetler geldiğini, yaşanan kazalardan dolayı gelen şikayetlerin gereğinin yapılabilmesi için imalatların ivedilikle tamamlanarak yolun eski haline getirilmesinin, dava konusu tünelin Ayazağa’da bulunan T1-1 ile TI şaftları ve arasındaki 90 metrelik Atıksu tünelindeki eksikliklerin tamamlanmasının ve tünelin devamını oluşturan 63600 mm çapındaki atıksu tünelinin, 35 metrelik kısmının ikinci kaplama inşaatının tamamlanması gerektiğini, bu eksikliklerin tamamlanmasıyla İdare açısından bahsedilen problemlerin çözülmüş olacağını, bu şartlarda İdarenin; tünel inşaatının bu kısımlarının tamamlanması amacıyla, eksikliklerin yaptırılmasından önce, “-Sarıyer İlçesi, … Mahallesi, … Caddesi ile … sokak kesişimindeki TI1/1 tünel şaftının, devamındaki 90 mt tünelin, aynı cadde üzerinde tepe yamacında bulunan (90 mt nin devamında) T1 şaftının ve bu şafttan proje onay şartında firmanın yüklendiği İdareye ait 3600 mm çapındaki tünelin 35 mt lik kısmının bulunduğu” yerlerde mevcut durumun mahkeme marifetiyle tespiti amacıyla delil tespiti davası açılması zorunluluğunun doğduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir.Taraflar arasında Avrupa 1. Bölge 2013 Yılı 5. Kısım Tünel İnşaatı işinin yapılması konulu sözleşme akdedilmiştir.İstinaf incelemesine konu karar, HMK’nın 400. ve devamı maddelerine dayanan delil tespiti talebine ilişkindir. Olayda öncelikle çözülmesi gereken ihtilaf, delil tespiti kararlarının kabul veya reddine ilişkin verilen mahkeme kararlarına karşı istinaf kanun yoluna başvurulup başvurulamayacağı noktasında toplanmaktadır. HMK’nın “Çekişmesiz Yargı” başlıklı Dokuzuncu Kısmının “Çekişmesiz Yargı İşleri” başlıklı 382/1.maddesinde; çekişmesiz yargı, kanun tarafından istisna olarak sayılan, kişiler hukuku, aile hukuku, miras hukuku, eşya hukuku, borçlar hukuku, ticaret hukuku, icra ve iflas hukuku ile diğer hukuk alanlarına ilişkin kanunlarda sayılan yargı işleri olarak tanımlanmış, maddenin (d) bendinde; Borçlar Hukukundaki çekişmesiz yargı işleri tahdidi olarak sayılmış, 8.alt bendinde de; eser sözleşmesinde eserin ayıplı olup olmadığının bilirkişiye tespit ettirilmesinin çekişmesiz yargı işi kapsamında olduğu belirtilmiştir. HMK’nın “Kararlara Karşı Başvuru Yolları “başlıklı 387. Maddesinde; çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlara karşı hukuki yararı bulunan ilgililerin özel kanuni düzenlemeler saklı kalmak kaydıyla, kararın öğrenmesinden itibaren 2 hafta içinde, bu Kanun hükümleri dairesinde istinaf kanun yoluna başvurabilecekleri düzenlenmiştir. Yapılan bu açıklamalar ve kanun maddeleri ışığında somut olayda; mahkemece davacı yanın delil tespiti talebinin reddine dair kararın istinaf kanun yoluna başvurulabilecek kararlardan olduğu kabul edilerek, dosyanın istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur.Esasa ilişkin olarak yapılan incelemede ise; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’nun “Delil Tespiti ve Diğer Geçici Hukuki Korumalar” başlığı altında 400 – 405. Maddelerinde düzenlenen delil tespiti kurumu; medeni yargılama hukukunda ispat vasıtası olan delillerin kaybolma yada ulaşılamama ihtimali ortaya çıktığında maddi gerçeğe ulaşılmasının engellenmemesi için delillerin koruma altına alınması amacını taşımaktadır. HMK’nın 400. Maddesinde; tarafların “görülmekte olan bir davada henüz inceleme sırası gelmemiş yahut ileride açacağı davada ileri süreceği bir vakıanın tespiti amacıyla keşif yapılması, bilirkişi incelemesi yaptırılması ya da tanık ifadelerinin alınması gibi işlemlerin yapılmasını” talep edebileceği düzenlenmiştir. Delil tespiti istenebilmesi için hukuki yararın varlığı gerekir. Kanunda açıkça öngörülen hâller dışında, delilin hemen tespit edilmemesi hâlinde kaybolacağı yahut ileri sürülmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ihtimal dâhilinde bulunuyorsa hukuki yarar var sayılır. Buna göre bir talepte hukuki yararın var olup olmadığı, her bir talebin özelliğine göre ayrı ayrı belirlenmelidir. Bu maddeler doğrultusunda mahkemece, talep edenin inşaattaki eksik ve ayıplı imalat yönünden delil tespiti istemekte hukuki yararı bulunduğu, esasen yargılamalarda eksik ve ayıplı imalatların tespiti yönünden ispat hususunun değerlendirilmesinde delil tespitinin önemli rol oynadığı gözetilerek, talebin kabulü ile, mahallinde uzman bilirkişiler eşliğinde tespit yapılması yönünde karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile esasa ilişkin dava açılabilecek iken delil tespiti yaptırılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, talep eden vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Talep eden vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/12/2022 tarih, 2022/395 D.iş, 2022/375 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Talep eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE, 5-Talep eden tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 24/05/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.