Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/91 E. 2023/69 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/91
KARAR NO: 2023/69
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/11/2022
NUMARASI: 2022/800 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 18/01/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli ile munzam zarar alacağının tahsili talebine ilişkin olup, mahkemece davacı vekilinin davalı şirketin mal varlığı üzerine ihtiyati haciz konulması talebinin reddine dair verilen ara karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili, … Genel Müdürlüğü’nün, davalı yüklenici … Tic.San.Ltd.Şti’ne, …’ı restore edip belli bir süre otel olarak kullanması ihalesini verdiğini, akabinde de taraflar arasında 01/01/2021 tarihinde “Tedarik Sözleşmesi” başlıklı bir eser sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme ile müvekkili şirketin taşeron sıfatıyla, davalının yapımını yüklendiği “…” adlı tarihi bina niteliğindeki iş yerinde iskele kurulması, bina statiği, dış cephe yapılması ve inşaat işlerinin yapılması edimlerini üstlendiğini, bu edimlerin karşılığında davalı yüklenici … Dış Tic.San.Ltd.Şti’nin ise, sözleşmenin 4.6. maddesi son cümlesine göre sözleşmenin bir parçası sayılan teklifte yazılı toplam bedeli müvekkiline ödeme borcu altına girdiğini, teklif belgesinde ıslak imza ile üzerinde anlaşılan sözleşme bedelinin, 25.058.531,92 TL olduğunu, müvekkili davacı taşeronun sözleşmenin imzalanıp yürürlüğe girdiği 01/01/2021 tarihinde tüm araç gereç ve personelleriyle birlikte yüklenicinin verdiği projeye uygun olarak işe başladığını, müvekkilinin, işe başlamasının ardından 14 ay, 23 gün boyunca, 23/03/2022’ye kadar kesintisiz çalıştığını ve işin %60’ını bitirdiğini, ancak davalı yüklenici … Tic.San.Ltd.Şti’nin kusurlu davranışları nedeniyle müvekkili davacının sözleşme ile üstlendiği inşaat işlerini yapma borcunu ifa edemez hale geldiğini, davalı yüklenicinin, yapı ruhsatını almadığını, müvekkilinin, davalı yükleniciyi belediyeden yapı inşaat ruhsatı alınması için defalarca uyarmasına rağmen, davalı iş sahibinin, müvekkilini oyaladığını ve yapı ruhsatını almadığını, müvekkilinin de temerrüde düşüp kusurlu ve zararlı çıkmamak için makul bir akde tahammül süresinde yüklenicinin yapı ruhsatını almasını beklediğini ve bu sırada inşaat edimini yapmaya devam ettiğini, fakat davalı yüklenicinin ruhsatı tüm uyarılara rağmen almaması, malzeme masrafları dışında hiç ödeme yapmaması, üstelik aynı iş için … Han’a başka bir taşeron inşaat şirketi ekibini getirmesi sonucunda, akde daha fazla tahammül edemeyen müvekkilinin, işe başladıktan 6 ay sonra 06/06/2021 tarihinde müvekkili şirketten izin almadan Han’a başka bir taşeron şirket getirdiğini, 3194 Sayılı İmar Kanunu m. 22/1.a maddesine göre sözleşmede yapı izninin yüklenici tarafından alınacağına ilişkin açık bir kural bulunmadıkça, bu yükümlülüğün iş sahibine ait olduğu, arsa sahibinin yapı izni almadan yükleniciyi inşaat yapımına zorlayamayacağını, dava konusu sözleşmede de müvekkiline yapı ruhsatı alma borcu yüklenmediğini, müvekkilinin sözleşme konusu işin %60’ını yaptığını, tarafların götürü bedel üzerinden anlaştıklarını, davacı yüklenicinin işçilik (hizmet) bedeli toplamının; 15.035.119,152 TL, davalının ödediği tutar toplamı (%36); 8.887.318,48 TL, ödenmeyen yapılan iş bedelinin ise; 6.147.800,672 TL olduğunu, somut uyuşmazlıkta, müvekkili şirket tarafından, piyasada ve iş sahibinde yasal bir ekonomik değer oluşturacak nitelikte sözleşme bağlamında bir iş yapıldığını, dava konusu Sanasaryan Han’ın gerekli tadilat projesi onaylatılarak belediyeden ruhsat alınmasının mümkün olduğunu, …Han’ın 2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nun 6/1-a maddesine göre korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı olduğunu ve yıkımına karar verilmesinin hukuken mümkün olmadığını ileri sürerek …Han’ın yapı inşaat ruhsatının alınıp alınamayacağının, belediye işlem dosyası da istenerek Fatih Belediyesi’nden sorulmasına, davalının yargı sürecinde müvekkili alacaklıdan mal kaçırmasını önlemek amacıyla davalı … Şirketi hakkında dava değeri olan 16.171.213,44 TL tutarında parası üzerinde 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257 vd. maddeleri ile HMK’nın. 391.maddesine göre ihtiyati haciz kararı verilmesine, haczedilen tutar dava değerini karşılamadığı takdirde, davalının yargı sürecinde müvekkili alacaklıdan mal kaçırmasını önlemek amacıyla davalı … Tic.San.Ltd.Şti’nin taşınmaz mal varlıklarında tasarruf işlemi yapmasını engellemek ve tapu siciline işlenmek üzere HMK’nın 391.maddesine göre ihtiyati haciz kararı verilmesine, sonuçta davanın kabulüne, sözleşmeye kusuruyla aykırı davranan davalı yüklenici … Dış Tic.San.Ltd.Şti’nin, müvekkili davacı şirkete TBK’nın 485. Maddesine göre 6.147.800,672 TL yapılan işin değeri (ödenmeyen kısım) ve 10.023.412,768 TL olumlu zarar olmak üzere toplam 16.171.213,44 TL’nin dava tarihindeki (19/10/2022) dolar kuru üzerinden hesaplanarak ve üzerine enflasyon farkı da eklenerek, 3095 Sayılı Yasa m. 2/2’ye göre dava tarihi itibariyle avans faizi işletilerek TL cinsinden ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 25/11/2022 tarihli ara karar ile, alacağın varlığı, miktarı, eserin tamamlanma oranı, davalı tarafından yapılan ödeme miktarı hususlarının teknik ve uzmanlık gerektiren bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi gerektiği, yaklaşık ispat koşulunun henüz sağlanamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, müvekkili şirketin dava konusu sözleşmeden doğan inşaat yapma borcunu yerine getirdiğini gösteren, …’da çekilmiş inşaat ekibi çalışma videoları ve fotoğraflarının 2 DVD halinde mahkemeye sunulduğunu, müvekkili şirketin davalıya kestiği açıklamalı faturaların delil dilekçesine eklendiği, bunun yanı sıra, müvekkilinin, Sanasaryan Han inşaat alanına üçüncü kişilerden sipariş ettiği inşaat malzemelerine ilişkin faturalar ve müvekkilinin işin başındayken malzeme getirenlerin fotoğraf ve videolarını içeren DVD’nin de delil dilekçesinin ekinde sunulduğunu, alacağın varlığına ilişkin yazılı sözleşme ve eki olan ıslak imzalı teklif formunun da delil dilekçesi ekinde verildiğini, muacceliyet hususunda ise TBK’nın 479.maddesine göre, davalının zilyetliğinde bulunan binada yapılmış ve dolayısıyla teslim edilmiş olan iş bakımından iş sahibinin ücret borcunun yasa gereğince istenebilir (muaccel) olmuş durumda olduğunu, eserin tamamlanma oranına ilişkin yaklaşık ispat koşulunu da, tam ispatı da 2 DVD’ye ancak sığabilen, 5,81 GB boyutunda inşaat ekibi çalışma görüntülerini ve malzeme faturalarını sunarak sağladıklarını, bu fotoğraflar ve videolar dikkatle incelendiğinde, eserin kaba inşaatının da, ince işçiliğinin de müvekkili tarafından büyük oranda yapılmış olduğunun görüleceğini, yapılan işin karşılığında ödenmeyen tutarın yanı sıra, TBK’nın 485.maddesine göre olumlu zararın tazmini istemlerinin de bulunduğunu, eserin tamamlanma oranının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi gerektiği kabul edilse dahi, yapı ruhsatını almamış olan ve bu nedenle ifayı olanaksız hale getiren, kusurlu olan idavalının ödemesi gereken 10.023.412,768 TL olumlu zarar için bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek olmadığını, eserin yapı inşaat ruhsatı olup olmadığı ve ruhsat alınmasının mümkün olup olmadığı hususlarının Fatih Belediyesi’nden işlem dosyası ile birlikte sorularak tespit edilebileceğini belirterek yerel mahkeme ara kararının kaldırılması ile davalının yargı sürecinde müvekkili alacaklıdan mal kaçırmasını önlemek amacıyla davalı hakkında dava değeri olan 16.171.213,44 TL tutarında parası üzerinde 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 257 vd. ile HMK’nın 391.maddesine göre ihtiyati haciz kararı verilmesi ve haczedilen tutar dava değerini karşılamadığı takdirde, davalının yargı sürecinde müvekkili alacaklıdan mal kaçırmasını önlemek amacıyla davalının dava değeri tutarındaki taşınmaz mal varlıklarında tasarruf işlemi yapmasını engellemek ve tapu siciline işlenmek üzere HMK’nın 391.maddesine göre ihtiyati haciz kararı verilmesi için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir. … Genel Müdürlüğü’nce, davalı yüklenici … Tic.San.Ltd.Şti’ne, .. Han’ı restore edip belli bir süre otel olarak kullanması ihalesini vermiş, akabinde de taraflar arasında 01/01/2021 tarihli “Tedarik Sözleşmesi” başlıklı eser sözleşmesi akdedilmiştir. Bu sözleşme iye davacı taşeron sıfatıyla, davalının yapımını yüklendiği “… Han” adlı tarihi bina niteliğindeki iş yerinde iskele kurulması, bina statiği, dış cephe yapılması ve inşaat işlerinin yapılması edimlerini üstlenmiştir. Davacı, tarafların götürü bedel üzerinden anlaştıklarını, sözleşme konusu işin %60’ını yaptığını, yaptığı iş bedeli toplamının; 15.035.119,152 TL, davalının ödediği tutar toplamının (%36); 8.887.318,48 TL, ödenmeyen yapılan iş bedelinin ise; 6.147.800,672 TL olduğunu ileri sürmüştür. 2004 Sayılı İİK’nın 257. Maddesi; “Rehinle temin edilmemis ve vadesi gelmis bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü sahısta olan tasınır ve tasınmaz mallarını ve alacaklarıyla diger haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Vadesi gelmemis borçtan dolayı yalnız asagıdaki hallerde ihtiyati haciz istenebilir: 1–Borçlunun muayyen yerlesim yeri yoksa; 2–Borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadıyle mallarını gizlemeğe, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlâl eden hileli islemlerde bulunursa; bu suretle ihtiyati haciz konulursa borç yalnız borçlu hakkında muacceliyet kesbeder.” hükmünü içermektedir. Bu hüküm dikkate alınarak ihtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına geçici olarak el konulması olarak tanımlanmaktadır. Devam eden 258. Maddesinde; “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebebi hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” seklinde yapılan düzenleme ile alacaklının ihtiyati haciz talep edebilmesi ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için, alacagın varlığı ve istenebilir olduğunun tam ve kesin olarak ispat edilmesi gerekliligi aranmamış, bu konuda mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması (yaklaşık ispat) yeterli kabul edilmistir. Maddi hukuka göre kimin haklı veya haksız olduğu İİK’nun 264. maddesi kapsamında yapılacak inceleme veya açılacak menfi tesbit, itirazın iptali ya da istirdat davasında arastırılacak ve değerlendirilecektir. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, dava dosyası henüz layihalar aşamasında olup, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak deliller tam olarak toplanmamış, İİK’nın 257. ve devamı maddelerinde aranan koşullar yönünden yaklaşık ispat şartı henüz gerçekleşmemiştir. Bu nedenle mahkemece dosya kapsamındaki delillerin doğru değerlendirilmesi suretiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/11/2022 tarih ve 2022/800 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 18/01/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.