Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/89 E. 2023/68 K. 18.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/89
KARAR NO: 2023/68
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/12/2022
NUMARASI: 2022/836 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Tapu iptali ve tescil
BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2022/834 ESAS SAYILI DAVA DOSYASINDA;
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 18/01/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl dava; terditli olarak taraflar arasında düzenlenen inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil, mümkün olmaması halinde tazminat, birleşen dava ise, 29 parsel sayılı taşınmazın inşaat bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece asıl davada davacılar vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine dair verilen ara kararlara karşı davacılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacılar vekili, müvekkili ….’ın, diğer müvekkili şirketin tek hissedarı ve yetkilisi olduğunu, davaya konu İstanbul İli, Çekmeköy İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … ada, … parsel sayılı gayrimenkulün arsa malikleri olan davalı şahısların, diğer davalı şirket ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdettiklerini, 10/03/2020 günlü sözleşme ile hem arsa malikleri ve hem yüklenici firma birlikte olmak üzere müvekkili şirket ile taşeron sözleşmesi akdederek davaya konu gayrimenkulde 44 adet dairenin inşası konusunda anlaştıklarını, 10/03/2020 günlü sözleşmenin 2. Maddesinde, yapılacak inşaatın ödeme şeklinin belirlendiğini, buna göre kısmen nakit ve kısmen de ödenmeyen kısımlar için her biri 290.000,00 TL olmak üzere daire satış ve devrinin yapılmasının kararlaştırıldığını, 23/06/2020 tarihinde bir araya gelen tüm tarafların bu kez, yapılan inşaatın ödemelerinin yapılmaması nedeni ile; 1.850.000,00 TL müvekkilinden elden olmak üzere ödeme de alınarak yapılmakta olan inşaattan (41, 42, 43 ve 44) numaralı işyeri niteliğindeki dükkanların müvekkili …’a devri ile, 10/03/2020 günlü sözleşme gereği yapılan işlerden hak edilen alacaklara mahsuben olmak üzere herbiri 290.000,00 TL bedele sayılmak üzere yine yapılmakta olan inşaattan 8,12,13,20,21,22, 30 ve 33 bağımsız bölüm numaralı 8 adet dairenin de davacı müvekkili şirkete devri konusunda anlaşmaya varıldığını, süreç içinde davalıların değişik sebeplerle oyalamaları, nakit ödeme vaadleri nedeni ile dairelerin devri ile yine kat irtifakının kurulacağı, yasal sebeplerle gecikmelerden bahsedilerek de nakit ödemesi yapılan 4 adet iş yerinin tapu devrinin yapılmadığını, müvekkili şirketin davaya konu gayrimenkuldeki 44 adet dairelik inşaat yapımı sözleşme gereği olmak üzere tamamlanma aşamasında iken maliklerden …’nin inşaatın elektrik- su sayaçlarını iptal ettirmesi, inşaattaki işçileri polis marifetiyle inşaattan uzaklaştırması, sonrasında tehdit ve sair sebeplerle inşaatın kaba inşaatın bitimi aşamasında ve alçı ve tesisatlar dahil bir kısım ince işçilik yapımı aşamasında iken taraflar arasındaki sözleşmenin müvekkili açısından tamamlanmasının imkansız hale geldiğini, bu nedenle de inşaatta bekçi olan … isimli kişinin de darp ve tehdidi söz konusu olduğundan yapılan Cumhuriyet Savcılığı soruşturması neticesinde İstanbul Anadolu 8.asliye Ceza Mahkemesi’nin 2021/1021 Esas sayılı dosyası ile yargılama yapıldığını, bu aşamada müvekkil tarafından inşaatta kalan malzemeler yönünden olmak üzere İstanbul Anadolu 10.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/76 D.İş sayılı ve yine yapılan inşaat işleri yönünden de olmak üzere İstanbul Anadolu 10.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/80 D.İş sayılı dosyaları ile mevcut hukuki durumun ortaya konulduğunu, müvekkili şirketin yaptığı tüm işleri için keşide ettiği faturaları nedeni ile ilgili olmak üzere İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile alacak sürecinin başlatıldığını, söz konusu icra dosyasından borçlu şirketlerin borca itiraz etmediğini, inşaatın yapımına ilişkin olmak üzere kefil olarak sorumlu olan arsa sahiplerince borca itiraz edildiğinden müvekkili şirketin mağdur olduğunu, zira inşaat şirketlerinin hiçbir malvarlığı bulunmadığından ve arsa sahipleri ile muvazaalı olarak hareket eden inşaat şirketinin kendi aralarındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini İstanbul Anadolu 20.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/103 Esas sayılı dosyası ile yasal itiraz yollarına gitmeksizin iptal ettirdiklerinden arsa sahiplerinin sebepsiz yere de ayrıca zenginleştiklerini, yine kötüniyetli davalıların birlikte hareket ederek; hem devam eden inşaatı … marifetiyle durdurdukları gibi müvekkillerine karşı haksız bir eyleme giriştiklerini, hem, “güya inşaatın müteahhit firma tarafından yapılmadığından bahisle” danışıklı dövüş olarak tabir edilecek bir eylemle İstanbul Anadolu 20.asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/103 Esas sayılı dosyası ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini iptal edildiğini, hem,yüklenici sözleşmesinin güya haklı sebeple feshedilmesi nedeni ile yükleniciden daire satın alan 3.kişilere karşı İstanbul Anadolu 8.asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtıkları tapu iptal davası ile başka kişilere karşı da olmak üzere ve (komple değerlendirildiğinde dolandırıcılık denilebilecek) bir operasyon ile çokça kişiyi zarara sokmayı planladıklarını , hem de, … Ltd.Şti. ile haklı olarak feshettiklerini ileri sürdükleri sözleşmeden hemen sonra aynı kişilerin kurduğu ve işlettiği, … Ltd.şti ile Kartal … Noterliği’nde (müvekkil ile yaptıkları 23.06.2020 günlü sözleşmeden sadece 7 gün sonra) 01/07/2020 tarihinde yaptıkları sözleşme ile inşaata devam etmeye çalıştıklarını ileri sürerek açıklanan sözleşmeler, dava konusu gayrimenkuldeki inşaat süreci, davalıların birlikte hareket ile müvekkilleri mağdur etmeye yönelik işlem, dava ve sair eylemleri dikkate alındığında, davaya dayanak 10/03/2020 ve 23/06/2020 tarihli olmak üzere taraflar arasındaki sözleşmelere göre neticeten; öncelikle; dava konusu … ada, … parsel sayılı taşınmazdaki 8, 12, 13, 20, 21, 22, 30, 33, 41 ,42, 43 ve 44 numaralı bağımsız bölümlerin kaydı üzerine gayrimenkullerin 3.kişilere devir ve temlikinin engellenmesi için ihtiyati tedbir ve gayrimenkul tescil hakkının imkansız hale gelmesi ihtimalinde de alacağı teminen ihtiyati haciz konulmasına, 489 ada, 29 parsel sayılı taşınmazdaki; A) 8, 12, 13, 20, 21, 22, 30 ve 33 numaralı bağımsız bölümlerin tapu kaydının iptali ile müvekkili … Tic. Ltd. Şti. adına tesciline, B) 41, 42, 43 ve 44 numaralı bağımsız bölümlerin tapu kaydının iptali ile müvekkili … adına tesciline, C) Tescil kararında gayrimenkuller üzerindeki tüm takyidatların da terkinine, bu taleplerinin uygun görünmemesi halinde tescili mümkün olamayan bağımsız bölümlerin bitmiş haldeki dava tarihindeki değerleri üzerinden hesap edilmek üzere; herbir müvekkili için tescili gereken daire bedellerinin dava tarihindeki değerinin ticari faizi ile karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak haklarına göre müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı arsa sahipleri vekili, davalı müvekkillerinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde inşaat süresini diğer davalı … İnşaat ile kararlaştırmış olmasına rağmen inşaatın süresinde tamamlanmamış olması nedeniyle İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2020/103 Esas sayılı dosya ile sözleşmenin feshinin talep edildiğini ve mahkemece sözleşmenin geriye etkili feshine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, kesinleşen karar neticesinde davalı müvekkilleri ile … İnşaat arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ilişkisinin ortadan kalktığını, dolayısıyla davacı … İnşaatın davalı müvekkillerinin arsasında inşaat faaliyetine devam etmesinin herhangi bir sözleşmesel ilişkiye dayanmadığını, kaldı ki iptali istenen bağımsız bölüm maliklerinin müvekkilleri olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Birleşen davada davacı şirket vekili İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/834 Esas sayılı dosyasına verdiği 03/11/2022 tarihli dilekçesiyle, müvekkili şirket ile dava dışı yüklenici şirket arasında 10/03/2020 tarihinde İstanbul İli, Çekmeköy İlçesi, … Mah., … Mevkii, … Ada, … parselde kayıtlı bulunan taşınmaz üzerinde yapılacak olan binanın bir kısım kaba inşaat işleri ve tüm ince işlerinin müvekkili şirket tarafından yapılması için taşeron sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeden doğan bedelin müvekkili şirkete ödenmesine davalıların müteselsil kefil olduklarını, bu sözleşmeye göre tarafların birlikte ölçüm yaptıktan sonra müvekkili şirketin yaptığı iş karşılığında yüklenici şirkete fatura düzenleyeceğinin, yüklenici firma tarafından işin kabulünün yapılacağının ve kabulden sonra 3 gün içinde fatura bedelinin ödeneceğinin kararlaştırıldığını, dava dışı yüklenici şirket tarafından ödemeler yapılmadığından 10/03/2020 günlü sözleşme gereği yapılan işlerden hak edilen alacaklara mahsuben olmak üzere herbiri 290.000,00 TL bedele sayılmak üzere yine yapılmakta olan inşaattan 8, 12, 13, 20, 21, 22, 30 ve 33 numaralı 8 adet dairenin davacı-müvekkili şirkete devri konusunda tarafların anlaştıklarını, bu sözleşmeye de yine davalıların müteselsil kefil olduklarını, bu sözleşme de yapıldıktan sonra müvekkili şirketin inşaat işlerini yapmaya devam ettiğini, davalılar ve yüklenici firma tarafından 23/06/2020 tarihli sözleşme hükümlerine de riayet edilmediğini ve ne müvekkiline devredilmesi gereken tapuların devrinin yapıldığını ne de alacaklarının ödendiğini, bu hususta müvekkili şirket tarafından yüklenici firma ve davalılar aleyhine İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/836 Esas sayılı dosyası ile tapu iptal ve tescil davası açıldığını, müvekkiline ödeme yapılmaması üzerine müvekkili tarafından davalılar ve dava dışı yüklenici …t Limited Şirketi (Yeni Ünvan: … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi) aleyhinde İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, dava dışı borçlu şirket yönünden takibin kesinleştiğini, ancak davalıların haksız ve hukuka aykırı olarak yaptıkları itiraz üzerine davalılar yönünden takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamın ve davalı yanın icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmalarına ve davalıların bu kötü niyetli davranışları nedeni ile yüksek meblağlar harcayarak sözleşmedeki yükümlülüklerine yerine getirmeye çalışan müvekkili bakımından telafisi imkansız zararlar doğacağından yargılama sonuna kadar davalılar adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallar üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 16/12/2022 tarih, 2022/867 Karar sayılı karar ile dosyanın istinafa konu eldeki dava ile birleştirilmesine, davacı yanın İhtiyati haciz talebinin İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2022/836 Esas sayılı dosya üzerinden karara bağlanmasına karar verilmiştir.İstinafa konu eldeki davada mahkemece 02/12/2022 tarihli ara karar ile, dava dilekçesinde ileri sürülen iddialar ve dayanılan getirtilip incelenen deliller itibariyle olayda yaklaşık ispat koşulu oluşmadığı gerekçesiyle asıl davada davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebi ile İİKnın 257. ve 258. Maddelerinde yazılı koşullar mevcut olmadığından ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili 16/12/2022 tarihli istinaf dilekçesiyle, davalılarca itiraza uğramayan İstanbul Anadolu 10.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/76 Değişik İş sayılı dosyası ve İstanbul Anadolu 10.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/80 Değişik İş sayılı dosyasının tetkikinde, davaya konu kaba nitelikteki inşaatın tamamının delillerinden olan “Üsküdar …Noterliği’nin 12/12/2017 gün ve … yevmiye sayılı davalılar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ve Kartal …Noterliği’nin 01/07/2020 günlü ve davalı arsa maliklerinin muvazaalı olarak yüklenici … Ltd. Şti ile yapmış bulundukları değişiklik sözleşmesi” gereği inşaatının yapıldığının, Üsküdar …Noterliği’nin 25/10/2019 gün ve … yevmiye sayılı vekaletnamesi ile (bu vekaletnamede her iki şirket yetkilisin … olduğu anlaşılmaktadır) yetkili kişinin … olduğu, dava dilekçesine ek ve “Taraflar arasındaki 10/03/2020 ve 23/06/2020 günlü sözleşmeler” ile dava konusu bağımsız bölümlerin taşeron müteahhit – … Tic. Ltd. Şti. ve bu şirketin tek sahibi …’a devir ve tescilinin kararlaştırıldığının açıkça ortada olduğunu, taraflarınca açılmış bulunan davanın süreci içinde davalıların basit tasarruf işlemleri ile üzerlerine kayıtlı gayrimenkulleri devir etmek sureti ile telafisi mümkün olmayan zararların oluşabileceğinin açıkça ortada olduğunu, hal böyle iken mahkemece olayda yaklaşık ispat şartının oluşmadığı gerekçesinin somut olayla uyuşmadığını, muhakeme aşamasında ileri sürülen iddialar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinde, davalı tarafın muhtemel zararlarına karşılık olarak takdir edilecek bir teminatın kötüniyetli taleplerin cezalandırılması ve muhtemel zararların da telafisini sağlamakta iken, bu konuda takdir yoluna gidilmesinin dahi düşünülmediğini, halbuki, dava aşamasındaki davalıların kötüniyetli tasarrufları ile müvekkillerinin muhtemel zararları düşünüldüğünde bunları karşılayabilecek hiçbir durumun söz konusu olmadığını belirterek yerel mahkeme ara kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Asıl davada davacılar taşeron, davalı şirket yüklenici, davalı gerçek şahıslar ise arsa sahipleridir. Asıl davada davalı yüklenici şirket ile davalı arsa sahipleri arasında Üsküdar …Noterliği’nde 12/12/2017 gün ve … yevmiye sayılı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedilmiş, akabinde asıl davada davacı şirket ile davalı … Tic. Ltd. Şti arasında 10/03/2020 tarihinde taşeronluk sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşme davacı şirket adına şirketin yetkilisi ve ortağı olan diğer davacı … tarafından imzalanmış olup, diğer davalı arsa sahipleri de sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzalamışlardır. Asıl davada davacı şirket taşeron sıfatıyla, davalı yüklenici şirketin yapımını üslendiği davalı arsa sahiplerine ait İstanbul İli, Çekmeköy İlçesi, … Mah., … Mevkii, … Ada, … parselde kayıtlı bulunan taşınmaz üzerinde yapılacak binanın bir kısım kaba inşaat işleri ile tüm ince işlerini yapmayı üstlenmiştir. Eldeki asıl davada davacı taraf, davalı yüklenici şirket ile imzalanan sözleşme gereğince üstlendiği edimlerini yerine getirdikleri halde, davalı şirket tarafından iş bedeline karşılık davacı şirkete verilmesi kararlaştırılan 8 adet bağımsız bölüm ile davacı yetkiliye verilmesi taahhüt edilen 4 adet bağımsız bölümün tapusunun devredilmediğini ileri sürerek bu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptalini ya da bedelini talep etmiş, tapularının iptali istenilen dava konusu … ada, … parsel sayılı taşınmazdaki 8, 12, 13, 20, 21, 22, 30, 33, 41 ,42, 43 ve 44 numaralı bağımsız bölümlerin 3.kişilere devir ve temlikinin engellenmesi için de ihtiyati tedbir ve gayrimenkul tescil hakkının imkansız hale gelmesi ihtimalinde de alacağı teminen ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istemiştir. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3. Maddesine göre Mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorundadır. İİK’nın 257. maddesinde; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Aynı kanunun 258. Maddesinde de; ihtiyati haciz talep eden tarafın, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmesi ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ve yasal delillerle ispat etmesi gerektiği belirtilmiştir. Yukarıda açıklanan kanun maddeleri kapsamında somut olay değerlendirildiğinde; dava dosyası henüz layihalar aşamasında olup, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak deliller tam olarak toplanmamıştır. Davanın bulunduğu aşama itibarıyla davacı tarafça dosyaya sunulan belgeler alacağın varlığı ve muacceliyeti konusunda yaklaşık ispata yeterlideğildir. Bu itibarla mahkemece, olayda HMK’nın 389.maddesi ile İİK’nın 258. Maddesinde aranan yaklaşık ispat şartının oluşmadığı gerekçesiyle asıl davada davacılar vekilinin ihtiyati tedbir ile ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verilmesi dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun olmuştur. Açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre, davacılar vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine ilişkin mahkeme ara kararında, ileri sürülen istinaf sebeplerine göre usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, yaklaşık ispat kriterleri ile yargılama sırasında sunulacak delillere göre talep halinde ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz şartlarının her zaman yeniden değerlendirilebileceği göz önüne alındığında, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/12/2022 tarih ve 2022/836 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, asıl ve birleşen davada davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının asıl ve birleşen davada davacılardan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Asıl ve birleşen davada davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 18/01/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.