Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/845 E. 2023/618 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/845
KARAR NO: 2023/618
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/02/2023
NUMARASI: 2022/885 Esas
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 25/05/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı ile arasında yapısal çelik çerçeveleri ve bağlantılı malzemelerin tedarik üretim ve satışına ilişkin sözleşme imzalandığını, sözleşme kapsamında davalıya teminat mektubu verdiklerini, bu ticari ilişki kapsamında davalıdan 441.498,60 Euro alacaklı olduklarını, alacaklarının ödenmediğini ve davalıya verdikleri 25/08/2022 tarihli 510.000,00 Euro tutarlı ve 31/10/2022 sonunda sona erecek olan yapı kredi bankası tarafından düzenlenmiş teminat mektubunun bozdurulması için davalı tarafın harekete geçtiğini, bu nedenle İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/344 Esas sayılı D.İş dosyası ile 510.000 Euro bedelli teminat mektubunun bozdurulmaması yönünde ihtiyati tedbir kararı aldıklarını ve süresinde menfi tespit ve istirdat davası açtıklarını, İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/344 d.iş sayılı dosyasında verilen 20.01.2023 tarihli hatalı ek karar ile 510.000 Euro bedelli teminat mektubunun bozdurulmamasına yönelik ihtiyati tedbir kararının kaldırıldığını, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması sonrasında davalı tarafın 510.000 Euro tutarlı teminat mektubunu bozdurduğunu ve 24.01.2023 tarihinde tahsil ettiğini, teminat mektubunun bozdurulması ve tahsili sonrasında, 510.000 Euro borçlu olmadıklarının tespitine yönelik menfi tespit davalarının istirdat davasına dönüştüğünü, davanın 510.000 Euro’nun davalıdan istirdadının gerektiğini, mahkememizce 441.498,67 Euro alacak talebi bakımından, dava dilekçesine ek olarak sundukları belgeler ve davalının tevilli ikrarı sonrası yaklaşık ispat koşulunun sağlandığı gerekçesiyle 27.01.2023 tarihinde ihtiyati haciz kararı verildiğini ve kararın infaz olunduğunu ancak, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması sebebiyle bozdurulan teminat mektubu tutarı olan 510.000 Euro bakımından dava istirdat davasına dönüştüğünden 510.000 Euro alacak bakımından da ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini, davalının , alacaklı olmadığı halde teminat mektubu bozdurmuş olduğunu, parayı yurtdışına kaçırma niyeti ve hazırlığında olduğunu belirterek alacağa dönüşen, bozdurulan teminat mektubu bedeli olan 510.000 Euro’nun TL karşılığı borcundan dolayı borçlunun gösterilecek adreslerindeki menkul ve gayrimenkul mallarıyla, 3.şahıslardaki mevduat, şirket hissesi, hakediş, hak ve alacaklarının ihtiyaten haczi ile menkullerinin muhafaza altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemenin 01/02/2023 tarihli ara kararı ile; açılmış olan davadaki 441.498,67 Euro alacak kısmı ile ilgili ihtiyati haciz kararı verildiğinden mükerrer şekilde talep edilen alacak talebine yönelik ihtiyati haciz talebi ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına, davacının menfi tespit ve istirdat kısmına yönelik ihtiyati haciz isteminin ise reddine karar verilmiştir.Davacı vekili 27/01/2023 tarihli dilekçesi ile; İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’inin 2022/344 D.İş dosyası ile ihtiyati tedbir kararı verdiğini, karardan sonra süresinde alacak davası açtıklarını, ancak tedbir kararı veren mahkemenin 26/01/2023 tarihli ek kararı ile tedbiri kaldırdığını, tedbirin kaldırılması sonucunda 510.000 Euro bedelli teminat mektubunun davalı tarafça paraya çevrildiğini, bu nedenle alacak için açtıkları davanın menfi tespit ve istirdata dönüştüğünü ve alacakları olan 441.498,67 Euro ile bozdurulan ve bedeli ödenen 510.000 Euro bedelli teminat mektubu bedelinden dolayı davalının menkul ve gayrimenkulleri ile 3. Şahıslardaki alacakları ve şirketin hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep etmiştir. Mahkemenin 01/02/2023 tarihli ara kararı ile, davanın alacak kısmı ile ilgili ihtiyati haciz kararı verildiğinden mükerrer şekilde talep edilen alacak (441.498,67 Euro) talebine yönelik ihtiyati haciz talebi ile ilgili hüküm kurulmasına yer olmadığına, davacının menfi tespit ve istirdat kısmına yönelik ihtiyati haciz talebinin ise dava konusu olan teminat mektubunun davalı tarafça bozdurulması nedeniyle teminat mektubu bedeli olan 510.000 Euro için talep edildiğini, alacak istemiyle ilgili ihtiyati haciz talebi kabul edilmekle birlikte menfi tespit ve istirdata yönelik teminat mektubuna ilişkin talebi teminat mektubunun haklı ya da haksız çözdürülmesi ile ilgili bu aşamada yaklaşık ispat koşulu oluşmadığından davacı vekilinin teminat mektubu bedeline ilişkin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili 10/02/2023 havale tarihli dilekçesi ile; ek ihtiyati haciz talebinde bulunarak menfi tespit talebine konu 510.000 Euroya ilişkin harcı tamamladığını, menfi tespit davasının istirdata dönüştüğünü, 27/01/2023 tarihli ihtiyati haciz kararı ile yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini, İstanbul 4. Asliye Ticaret mahkemesinde alınan ihtiyati tebdir kararı kaldırılması sebebiyle 510.000 Euro bedelli teminat mektubunun paraya çevrildiğini ve davanın istirdata dönüştüğünü belirterek, 510.000 Euro teminat mektubu bedelinden dolayı davalı hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemenin 15/02/2022 tarihli ek kararı ile, davacı tarafın 27/01/2023 tarihli dilekçe ile ihtiyati haciz talep ettiği, mükerrer ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği, asıl alacak ile ilgili ihtiyati haciz kararı verildiği, teminat mektubunun haklı ya da haksız çözdürülmesine ilişkin yaklaşık ispat koşulu oluşmadığından reddedildiği, buna ilişkin 01/02/2023 tarihli kararın istinaf edilmesi yerine aynı hususlarda yeniden ihtiyati haciz talep edildiği, mevcut delil durumunda değişiklik olmadığı gerekçesiyle, davacı tarafından yinelenen ihtiyati haciz talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle; İstanbul 4. Asliye Ticaret mahkemesinin 2022/344 sayılı D. İş dosyasında 24/10/2022 tarihinde 510.000 Euro bedelli teminat mektubuna ilişkin ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne karar verildiğini, bu kararın 20/01/2023 tarihlşi ek karar ile kaldırıldığını ve 24/01/2023 tarihinde teminat mektubunun paraya çevrilerek tahsil edildiğini, bu nedenle 510.000 Euro bedelli teminat mektubuna ilişkin taleplerinin menfi tespit ve istirdat davasına dönüştüğünü, mahkemenin 27/01/2023 tarihli kararı ile 441.498,67 Euro cari hesap alacaklarına ilişkin verdiği ihtiyati haciz kararı ile yaklaşık ispat koşulunun sağlandığını 510.000 Euro tutarlı teminat mektubunun ihtiyati tedbirin kaldırılması nedeniyle paraya çevrildiğini, bu nedenle 510.000 Euro karşılığı borçlu olmadıklarının tespiti talepli davada mahkemenin 15/02/2023 tarihli ara kararı ile ek ihtiyati haciz talebinin reddine dair verdiği kararın yerinde olmadığını, teminat mektubu bedeli üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici davalı ise iş sahibidir. Taraflar arasında yapısal çelik çerçeveleri ve bağlantılı malzemelerin tedarik üretim ve satışına ilişkin sözleşme imzalanmıştır. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3. Maddesine göre mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorundadır.Somut olayda, davacı tarafın 27/01/2023 tarihli dilekçe ile ihtiyati haciz talep ettiği, mükerrer ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği, asıl alacak ile ilgili ihtiyati haciz kararı verildiği, teminat mektubunun haklı ya da haksız olarak paraya çevrilmesine ilişkin yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddedildiği, buna ilişkin 01/02/2023 tarihli kararın istinaf edilmesi yerine aynı hususlarda yeniden ihtiyati haciz talep edildiği, mevcut delil durumunda değişiklik olmadığı gerekçesiyle, davacı tarafından yinelenen ihtiyati haciz talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin tarih ve 2022/885 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 25/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.