Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/815 E. 2023/534 K. 09.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/815
KARAR NO: 2023/534
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:17/11/2022
NUMARASI: 2022/875 Esas
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 09/05/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; fason tavuk üretimine ilişkin davacı yüklenici tarafından davalıya verilen icra takibine konu çekten dolayı açılan menfi tespit davası olup davacılar vekilinin icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine, İİK 72/3 maddesine göre icra dosyasına borcun tamamının ödenmesi mahkeme veznesine de alacağın %20 si oranında teminat yatırılması halinde icra dosyasına yatan paranın alacaklıya ödenmemesine ilişkin ihtiyati tedbir kararının kabulüne dair mahkemece verilen 31/03/2023 tarihli ara karara karşı davalı yanca istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, davacının tavuk üretimi yapan çiftçi olduğunu ve fason tavuk üreticiliği yaptığını, davalının da iş sahibi fason tavuk üretimi yaptıran şirket olduğunu fason üretim yaptıran şirketlerin üreticilerine civciv, yem, ilaç, veterinerlik hizmetleri konusunda destek vermekte ve sonrasında da çıkan üretim sayısı ve üretilen tavukların kilosuna göre bu rakamların alacaktan mahsup edilmekte olduğunu, ancak mahsup aşamasında tavuklarda ayrıca ayak yanığı cezası, kursakta yem kalma cezası, fazla yem yemekten dolayı ceza ve kümesten tavukları aldıktan fabrikaya ulaşıncaya kadar telef olan hayvanların, bekleme sebebi ile oluşan, yine yükleme sırasında oluşan ölümlerin cezasının da üreticiden kesilmekte olduğunu, fason tavuk üretim sözleşmesi gereğince civcivlerin yeminin davalı tarafça temin edildiğini, veterinerlik ve ilaç hizmetinin davalı tarafça verildiğini, davalının bilahare üretilen tavukları satın aldığı ve kalite düşüklüğü ve telef nedeniyle cezai şart uyguladığını, davalıya bu ticari ilişki kapsamında verilen 650.000,00 TL tutarlı senedin teminat senedi olduğunu, davalının 82.560,79 TL cari hesap borcuna karşılık bu senedi İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe koyduğunu belirterek, davalıya borçlu olmadığının tespitine, ihtiyati tedbire karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 17/11/20022 tarihli ara kararı ile, ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü, kısmen reddi ile; icra takibinin durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin yasal koşulları bulunmadığından reddine; İİK. 72/3. maddesi ve 6100 sayılı HMK ‘nın 389. ve devamı maddeleri gereğince; dosya kapak borcunun tamamının icra veznesine ödenmesi ve alacağın takdiren %20’si oranında teminatın mahkemeye yatırılması ile yalnızca işbu davanın tarafları arasında geçerli olmak kaydıyla, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına dosya davacıları tarafından takibe konu borcun ödenmesi halinde paranın alacaklıya ödenmesinin ihtiyati tedbir yolu ile önlenmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, davacının senedin teminat senedi olduğu iddiasıyla ihtiyati tedbir talebinde bulunduğunu, davacılardan …’ın aval veren olup, aval verenin senedin teminat senedi olduğunu ileri süremeyeceğini, senedin teminat senedi olmadığını, mahkemenin 17.000,00 TL gibi düşük bir bedelle ihtiyati tedbir kararı vermesinin hatalı olduğunu, davalı şirketin birçok taşınır ve taşınmaz malı ve aktifleri olan bir şirket olduğunu, yaklaşık ispat koşulunun sağlanmadığı belirtilerek, ihtiyati tedbirin kaldırılması talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dairemizin 2023/505 Esas, 2023/409 Karar sayılı ilamı ile; uyuşmazlığın taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının davalıya verdiği 650.000,00 TL tutarlı senedin teminat senedi olup olmadığı, davalının cari hesap borcuna karşılık senedin takibe konulup konulmayacağına ilişkin açılan menfi tespit davasında davacı senet borçlusunun ihtiyati tedbir talebinin kabulü yönünde verilen karara karşı davalı tarafça istinaf talebinde bulunulmuş ise de dosya kapsamına göre senet üzerinde teminat senedi olduğuna dair herhangi bir ibare bulunmadığı, “nakden ahzolunmuştur” ibaresinin bulunduğu, tedbir için gerekli yaklaşık ispat koşunun sağlandığı, mahkemenin verdiği ihtiyati tedbir kararında herhangi bir isabetszilik olmadığı gerekçesiyle davalının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili tarafından mahkemece verilen davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü kısmen reddine dair karara karşı tekrar itiraz edilmiş ve mahkeme duruşmalı olarak yaptığı değerlendirmede aynı gerekçelerle 31/03/2023 tarihli ara kararı ile davalının itirazının reddine karar vermiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesiyle, davacılardan …’ın senedin avalisti olduğunu, senede karşı ileri sürebileceği itirazların sınırlı olduğunu, bu davacı hakkında verilen ihtiyati tedbir kararının hatalı olduğunu, ayrıca karşı taraf dinlenmeden ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerin olması gerektiğini, davacıların senede karşı senetle ispat kuralına göre hiçbir delil sunmadıklarını, İİK 72/3’e göre alınan teminatın düşük olduğunu belirterek, tedbire ilişkin ara kararın kaldırılmasına ve ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasında; alacaklının … San. A.Ş., borçluların … ile … olduğu, 13/08/2021 tanzim 15/08/2022 vade tarihli 650.000,00-TL bedelli senede dayanılarak 83.380,18-TL toplam alacak üzerinden kambiyo senetlerine özgü icra takibi yapılmış, davacı tarafça bu takip nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine karar verilmesi talep edilmiştir. İİK 72/3. maddesinde; “İcra takibinde sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15 inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Mahkemece davacı tarafından açılan menfi tespit davasının icra takibinden sonra açılan dava olduğu, bu nedenle icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyeceği gerekçesiyle, İİK’nın 72/3 maddesine göre teminat karşılığında icra dosyasına yatan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ve dosyanın taraflarını bağlayıcı tedbir kararı verilmiş olup, teminat miktarı da yeterli ve uygun olduğundan, yerel mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı ve bu karara davalı tarafça yapılan itirazın reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/11/2022 tarih ve 2022/875 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 09/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.