Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/814
KARAR NO: 2023/1340
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2021
NUMARASI: 2021/488 Esas, 2021/1044 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 04/12/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, yüklenici şirketin mobilya imalatçısı olduğunu, borçlu şirketin müvekkiline mobilya siparişi verdiğini, müvekkilinin sipariş edilen ürünleri eksiksiz olarak tamamlayarak davalının sigortalı çalışanı …’a teslim ettiğini, faturanın da davalıya gönderildiğini, malların sevk edildiği yerin davalı borçlu veya tek yetkilisi …’ün evi veya şahsi ofisi olmasının faturayı ödeme yükümlülüğünden kurtaramayacağını, borcun ödenmemesi sebebiyle Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından ilamsız icra yoluyla takip yapıldığını, borçlunun haksız olarak itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ve icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı taraf cevap dilekçesi sunmamış, yargılama sırasındaki beyanlarında faturanın ve işin davalı şirketle değil dava dışı …’le ilgili olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, taraflar arasındaki ihtilaf konusu, takibe konu yapılan faturanın sevk irsaliyesinde … isimli şahsın adının yazılı olduğu, SGK’ya yazılan müzekkere cevabından davalının … isimli çalışanının bulunmadığının anlaşıldığı, davacının ticari defterlerine işlemiş olduğu faturanın içeriğinin davalıya teslim edildiğini mevcut delilleri ile ispat edemediği, dava dilekçesinde dayandığı yemin delili gereğince davacıya davalıya yemin teklif edip etmeyeceğinin hatırlatıldığı, davacı faturalarının içeriğindeki ürünün davalı şirket yetkilisine teslim edilip edilmediği hususunda yemin teklifinde bulunulduğu, davalı şirket yetkilisine yemin hususunda beyanda bulunmak üzere meşruhatlı davetiye gönderilmesine rağmen duruşmada hazır bulunmadığı, bu sebeple HMK’nın 228. maddesi gereğince yeminini eda etmekten kaçındığına karar verilerek, yemin konusu vakıanın ikrar edilmiş olduğunun ve davacının dayanağı olan fatura içeriğindeki ürünlerin davalıya teslim edildiğinin kabul edildiği gerekçesiyle, Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki itizarın iptaline, takip tarihinden itibaren %29’u aşmamak üzere faizi ile birlikte takibin devamına, 38.173,00 TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinafında, gönderilen yemin davetiyesinin muhatabına tebliğ edilmediğini, tebliğin ismi ve kim olduğunu belirsiz bir kişi imzasına tebliği edildiğini, 09/05/2018 tarihli karar duruşmasından önceki celse davalı vekili olarak mazeret dilekçesi verdiğini, 09/08/2018 tarihli duruşmanın hakim değişikliği sebebiyle 04/06/2018 tarihine ertelendiğini, 04/06/2018 tarihli duruşmada hazır bulunarak müvekkilinin yemin edeceğinin bildirilmiş olmasına rağmen karar verilmesi yoluna gidildiğini, ticari ihtilaftan kaynaklanan bir davada sadece yemine dayalı delil ile karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, takibe konu asıl alacağın müvekkili şirket nezdinde doğmadığının gerekçeli kararda da kabul edilmesine rağmen müvekkili şirketin kötü niyetli olduğu kanısı ile inkar tazminatına hükmedilmesinin de doğru olmadığını, ayrıca verilen karardaki işletilecek faiz oranını da fahiş olduğunu, asıl alacığın ticari borçlanmadan kaynaklanan bir borç olmadığını belirterek, kararın kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili istinafında, mahkemece teslim hususunda bir şüphe duyuluyorsa, yapılacak keşifle mobilya imalatının yerinde tespit edilebileceğini ve tanıklarının keşif mahallinde dinlenebileceğini, malların teslim edildiği …’ın … Petrol’ün çalışanı olduğunu ve 01/04/2009’da emekli olduğunu, …’ün bu şirketin yönetim kurulu üyelerinden birisi olduğunu, …’ün her iki şirketin yetkilisi olduğu halde teslim hususun ispat edilmesini önlemek için emekli olmuş … isimli şahsa yaptırdığını, buna rağmen kendilerine yemin teklif edilmesinin hukuka aykırı olduğu, malların davalı şirket yetkilisinin uhdesinde olduğunu, keşif yapılırsa bunun görüleceğini, davanın kabul edilmiş olması karşısında bu usuli eksikliğin sonucu değiştirmeyecek olduğundan davanın temelde kabul edilmesinin doğru olduğunu, kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptali edilmesi nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de doğru olduğunu, itirazın iptali hükmünün onanmasını dilediklerini, ancak karşı tarafın istinafı kabul edilirse, yemin teklif edilmesi hususunun hukuka aykırı olduğu ve delillerin değerlendirilmesi kapsamında keşif ve tanık dinlenme talepleri dikkate alınmadan yemin teklif edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu noktasında istinaf taleplerinin kabulünü talep ettiklerini, davalının ticari defterlerini bilirkişi incelemesine sunmadığını, davacı ticari defterlerinde alacaklarının tespit edildiğini, karşı tarafa tebliğ edilen bu rapora herhangi bir itirazda bulunulmadığını, bu durumda bilirkişi raporununda davanın kabulü için yeterli olduğunu, yemin metni davalı yetkilisine usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı yetkilisinin duruşmaya gelmediğini, bu nedene HMK’nın 228. maddesi gereğince davanın kabulüne karar verildiğini belirterek, öncelikle kararın onanmasına, bu talepleri kabul edilemez ise istinaf talepleri doğrultusunda kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dairemizin 13/04/2021 tarih ve 2018/2100 esas, 2021/782 karar sayılı kararı ile, davacı yüklenici tarafından davalı şirkete mobilya imalatı yapılıp teslim edildiği, ancak buna ilişkin düzenlenen fatura bedelinin ödenmediği ileri sürülerek davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı şirket tarafından sözleşme ilişkisi ve söz konusu mobilyaların kendisine teslim edildiği iddiasının reddedildiği, müddeabihin miktarına göre ve davalı iş sahibi yanca sözleşme ilişkisinin ispatı bakımından tanık dinlenilmesine açıkça muvafakat gösterilmediğinden davacı taraf, taraflar arasında akdi ilişki kurulduğuna ilişkin iddiasını senetle ispat etmek zorunda olduğu, bu kapsamda, taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi ilişkisi kurulduğu yönündeki iddianın ispatı yönünden davacı tarafça dosyaya sunulan delillerin değerlendirilmesi gerektiği, davacı tarafça dosyaya taraflar arasındaki sözleşme ilişkisini ispatlayacak yazılı bir belge sunulmadığı gibi, tanık dinlenmesini mümkün kılacak yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belgenin de dosya kapsamında bulunmadığı, davacı tarafça takibe konu yapılan sevk irsaliyesinde adı ve imzası bulunan …’ın davalı şirketin çalışanı olmadığının SGK kayıtlarından anlaşıldığı, kaldı ki dava dilekçesinde mobilya imalatı siparişinin … tarafından verildiği, ürünlerin de …’ün adresine teslim edildiği, faturanın kendi isteği üzerine yetkilisi ve ortağı olduğu davalı şirket adına kesildiğinin belirtildiği, ayrıca Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin yerleşik kararlarında belirtildiği üzere faturaya itiraz edilmemesi ancak sözleşme ilişkisinin ispat edilmiş olması durumunda faturanın tebliğ edildiği kişi bakımından bir bağlayıcılık arz edecek olup, sözleşme ilişkisinin ispat edilemediği durumlarda sadece tebliğ edilen faturaya itiraz edilmemesi bu kişiyi fatura bedeliyle bağlı hale getirmeyeceği, buna göre, davacı yüklenicinin iddia ettiği sözleşme ilişkisini sunmuş olduğu delillerle ispat edemediğinden, kendisine yemin delilinin hatırlatılmış olması yerinde olmakla birlikte, davalı şirket temsilcisine çıkartılan yemin davetiyesinde HMK’nın 228/2 maddesinde belirtilen “yemine konu hususlar hakkında sorulacak sorulara” dair bir açıklama yer almadığından, bu davetiyenin ve ihtarın usule uygun olmadığı sonucuna varıldığı, çıkartılacak yemin davetiyesinde hangi hususlar hakkında neler sorulacağının açıkça belirtilmesi, sonrasında HMK’nın 228/2.maddesinde yazılı olan ihtaratın eklenmesi gerektiği, yemin davetiyesi üzerinde tebligat ekinde bir yemin metni gönderildiğine dair de kayıt bulunmadığı, açıklanan nedenlerle, bu aşamada davacı vekilinin esasa ilişkin istinaf sebepleri incelenmeksizin, diğer istinaf sebeplerinin reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde davalı şirket temsilcisine usulüne uygun yemin davetiyesi tebliğ edildikten sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Mahkemece Dairemizin kaldırma kararı gereğince davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı, davalı vekilinin davalı asılın iş göremezlik raporunu sunduğundan bahisle 13.10.2021 tarihli duruşmanın 10.11.2021 tarihine ertelendiği, iş bu celse de dosyaya yakınlarının covid-19 testinin pozitif çıkmasından ötürü karantinada olduğuna dair belge sunmuş ise de dosyaya sunduğu PCR testinin negatif olduğu, HSYS görüntü çıktısında da testin negatif olunması durumunda 10.11.2021 tarihinde 08:55 itibari ile dolduğu dolayısıyla duruşma saati itibari ile izalasyon süresinin devamında olmayacağından mazeret olarak kabulünün mümkün olmadığı anlaşılmakla, usulüne uygun yemin davetiyesine rağmen yemin duruşmasına mazeretsiz olarak katılmadığı, dolayısıyla yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacak açılan davanın kabulüne her ne kadar kısa kararda kısmen kabulüne dair ibare kalmış ise de dava konusunun 38.173,00-TL olduğu, mahkemece hüküm kısmında da bu miktar üzerinden itirazın iptaline karar verildiği, bu miktar üzerinden yargılama gideri ve vekalet ücretinin hesaplandığı, hükümde tereddüt olmaması için re’sen “kısmen” ibaresi ile “fazlaya ilişkin talebin reddine” ibaresinin çıkarılması ile alacağın likit olması nedeni ile davalının %20 icra inkar tazminatına mahkumiyeti ile açılan davanın kabulüne, davalının Büyükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazın asıl alacak olan 38.173,00-TL bakımından iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, alacağın likit olması nedeni ile alacağın %20’si oranında (7.634,6-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Mahkemece verilen karara karşı davalı yanca istinaf başvurusunda bulunulmuş ise de; davalı yanca karar istinaf edilirken istinaf harçlarının yatırılmadığı, mahkemenin 18/01/2023 tarihli muhtırası ile bu durumun davalıya ihtar edildiği, muhtıranın davalı vekiline 24/01/2023 tarihinde tebliğ edildiği, bir haftalık kesin sürede istinaf harçlarının yatırılmadığı, harcın 01/02/2023 tarihinde ikmal edildiği, bu nedenle mahkemenin 08/02/2023 tarih ve 2021/488 esas, 2021/1044 sayılı ek kararı ile istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına karar verildiği, mahkemece verilen ek kararın davalı yanca istinaf edildiği görülmüştür. Davalı vekili ek karar karşı sunduğu istinaf dilekçesiyle; ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak esas hakkında karar verilmedikçe BAM dairelerinde nispi değil maktu harcın alınmasının gerektiği, taraflarınca nispi karar harcının da ikmal edildiğini belirterek yerel mahkeme ek kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı yanca karar istinaf edilirken istinaf harçlarının yatırılmadığı, mahkemenin 18/01/2023 tarihli muhtırası bu durumun davalıya ihtar edildiği, muhtıranın davalı vekiline 24/01/2023 tarihinde tebliğ edildiği, bir haftalık kesin sürede istinaf harçlarının yatırılmadığı, harcın bu süre geçtikten sonra 01/02/2023 tarihinde ikmal edildiği, verilen sürenin 31/01/2023 tarihinde dolduğu anlaşılmakla, mahkemece 08/02/2023 tarih ve 2021/488 esas, 2021/1044 sayılı ek karar ile istinaf başvurusunun yapılmamış sayılmasına dair verilen karar isabetli olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkemenin ek kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin ek karara karşı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/11/2021 tarih ve 2021/488 Esas, 2021/1044 Karar sayılı ek kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin ek karara karşı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 651,90 TL harcın mahsubu ile artan 382,05 TL harcın davalı yana yana İADESİNE, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 04/12/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.