Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/768
KARAR NO: 2023/716
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/09/2022
NUMARASI: 2021/544 Esas, 2022/740 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 12/06/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davalı ile ticari ilişki gereğince e-mail yolu ile 31/12/2020 tarihinde 104.474,32 TL’lik borç ikrarı gönderdiklerini, davalının bu belgeyi kabul ettiğini, bu belge ile birlikte davalı/borçlu aleyhine ihtiyati haciz kararı aldıklarını, ihtiyati haciz kararına istinaden davalı hakkında başlatılmış olan Kocaeli İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası kapsamında; borçluya tebliğ edilen ödeme emrine karşı yetki ve borcun tamamı yönünden itiraz edildiğini, icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, söz konusu karar ve borçlu tarafın itiraz dilekçesinin taraflarına tebliğ edildiğini belirterek, davalı/borçlu tarafından icra dosyasına yapılan 06/07/2021 tarihli itirazın iptaline, takibin devamına, alacağın %40’ı oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, yetki, hak düşürücü süre ve derdestlik itirazları olduğunu, davanın haksız ve mesnetsiz açıldığını, daha öncesinde de davacının kendileri aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyası ve Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, bu takiplerin de itirazları üzerine durduğunu, davacının bu dosyalar henüz derdest iken huzurdaki icra takibini başlattığını, o tarihten beri de davacı ile hiçbir ticari ilişkileri olmadığını, bu dosyaya esas icra takibine konu iddianın eski dosyadaki iddia ile aynı olduğunu, derdestlik itirazı nedeniyle takibin iptali gerektiğini, esasen davacının aralarında imzalanan taşeronluk sözleşmesinin gereklerini yerine getirmediğini, bu konuda Küçükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/42 Değişik İş sayılı dosyası ile tespit yaptırdıklarını, dolayısıyla davacıya hiçbir borçlarının bulunmadığını belirterek, davanın reddine, %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, Kocaeli …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile alacaklı … Ticaret Limited Şirketi’nin, borçlu … Limited Şirketi aleyhine 22/01/2020 tarihinde 149.343,84 TL asıl alacak, 33.579,86 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 182.923,70 TL’lik icra takibi başlattığı, borcun sebebi olarak 01/01/2018-31/12/2019 tarihleri arasındaki cari hesabın gösterildiği, dosyaya konu alacağın dayanağını oluşturan cari hesap döneminin (31/12/2018), Kocaeli … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına konu alacağın dayanağını oluşturan cari hesap döneminin içerisinde (01/01/2018-31/12/2019) kaldığı, borçlu davalının 29/01/2020 tarihli itirazı ile Kocaeli … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasındaki takibin durduğu ve derdestlik dava şartının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın HMK 114/1-ı, 115/2 maddeleri gereğince, derdestlik sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, davalı/borçlu hakkında başlatılmış olan Kocaeli İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası kapsamında; borçluya tebliğ edilen ödeme emrine karşı yetki ve borcun tamamı yönünden ve derdestlik itirazı ile itiraz edildiğini, icra müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, söz konusu karar ve borçlu tarafın itiraz dilekçesinin davacıya tebliğ edildiğini, süresi içerisinde İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde itirazın iptali talepli dava ikame edildiğini, mahkemede görülen davada davalının yetki itirazının reddine karar verilmekle beraber esasa girilmeksizin; davanın reddine karar verildiğini, bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bahse konu takip için takip talebinde ”tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla” ibaresi düşülerek ”yeni tarihli (31.12.2020) cari mutabakata istinaden” açıldığını, takip talebi incelendiğinde tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla açılmış olduğunun görüleceğini, ancak bunun dışında takibin yalnızca mahkeme kararında belirtildiği gibi cari ekstreye dayanılarak açılmadığını, davalı şirket tarafından davacı şirkete kaşe ve imzalı elektronik belge olarak gönderilen cari mutabakata istinaden açıldığını, davalı şirket tarafından elektronik belge olarak gönderilen cari mutabakat metni ve mail görüntüleri davaya konu itiraz edilen takibin ekinde dayanak olarak eklendiğini, bahse konu takip diğer takipler sonrası imzalanan (31.12.2020 tarihli) cari mutabakata istinaden açıldığını, cari mutabakatla beraber borcun yenilendiğini, ancak yine de bahse konu takibin ‘tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla’ açıldığını, “TBK’nın cari hesaplarda yenilemeyi düzenleyen 134. Maddesinde; “Çeşitli kalemlerin bir cari hesaba sadece kaydedilmiş olması, borcun yenilenmiş olduğu anlamına gelmez. Ancak, hesabın kesilmiş ve hesap sonucu diğer tarafça kabul edilmiş olması durumunda borç yenilenmiş olur.” hükmünün düzenlendiğini, bu kapsamda davacı şirkete imza ve kaşeli olarak elektronik belge olarak gönderilen ve davacı şirket tarafından da kaşe-imza yapılarak onaylanan mutabakat ile borcun yenilendiğini, önceki mutabakat tarihi öncesi (itiraz edilen) eski takiplerin mevcut olması (”tahsilde tekerrür olmamak kaydı bulunmasına rağmen”) sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne, icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. Somut olayda, davacı taraf taraflar arasındaki ticari alacak kapsamında Kocaeli icra müdürlüğünün … esas numaralı 28.06.2021 tarihli, 104.474,32 TL asıl alacak 910,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti, 97,70 TL ihtiyati haciz harcı, 47.243,85 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 152.725,87 TL üzerinden icra takibi yapmıştır. Takipte borcun sebebi olarak 31.12.2018 tarihli 104.474,32 TL tutarlı asıl alacak, 28.06.2021 tarihli 97,70 TL ihtiyati haciz harcı ve 28.06.2021 tarihli 910,00 TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olarak gösterilmiştir. Davacı taraf Kocaeli …icra dairesinin … esas sayılı dosyasında, 149.343,84 TL asıl alacak, 33.579,86 TL takip tarihine kadar işlemiş faiz olmak üzere 182.923,70 TL miktar üzerinden 22.01.2020 tarihinde icra takibi başlatmış, takip sebebi olarak taraflar arasındaki cari hesaptan kaynaklanan bakiye alacak olarak gösterilmiştir. İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyasında da 5 adet faturadan kaynaklı 148.549,84 TL alacak yönünden icra takibi yapıldığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamına göre; davacı tarafça önce 07/11/2018 tarihinde İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibinin yapıldığı, takibin 01/08/2018 tarihli 84.134,00 TL bedelli faturadan bakiye 21.995,84 TL; 15/08/2018 tarihli 64.664,00 TL fatura; 09/10/2018 tarihli 20.000,00 TL fatura, 12/09/2018 tarihli 12.390,00 TL fatura ve 29/09/2018 tarihli 29.500,00 TL fatura olmak üzere toplam 148.549,84 TL alacağa ilişkin olduğu; Bilahare 22/01/2020 tarihinde Kocaeli … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibinin yapıldığı, takibin İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibinde dayanılan belgelere ilaveten 794,00 TL noter ihtar masraflarını içermekle toplam 149.343,84 TL asıl alacağa ilişkin olduğu; Sonrasında 28/06/2021 tarihinde eldeki davaya konu Kocaeli İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibinin yapıldığı, takibin 31/12/2018 tarihli 31/12/2018 tarihli asıl alacak, 28/06/2021 tarihli 97,70 TL ihtiyati haciz harcı ve 28/06/2021 tarihli ihtiyati haciz vekalet ücretine ilişkin olduğu, “tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla” icra takibi yapıldığı, söz konusu asıl alacağın ise dosya kapsamında bulunan 31/12/2020 tarihli 104.474,32 TL mutabakat belgesine dayalı olduğu anlaşılmaktadır. Daha önce yapılan icra takiplerinin 07/11/2018 ve 22/01/2020 tarihli olup, aynı faturalara dayanmakta ise de, eldeki dava konusu icra takibinin 31/12/2020 tarihli mutabakat belgesine dayalı olarak açıldığı, ancak bu mutabakat belgesinin diğer takiplerdeki faturaları içerip içermediği dosya kapsamından anlaşılmamaktadır. Bu durumda mahkemece tarafların defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, dava konusu icra takibi ile daha önce açılan icra takiplerindeki alacakların aynı faturalara ve alacak kalemlerine dayanıp dayanmadığının ve derdestlik dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespiti ile sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Bu husus üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi yerinde olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a-6.bendi gereğince kaldırılarak, yukarıda açıklanan şekilde inceleme yapılıp sonucuna uygun karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/09/2022 tarih ve 2021/544 esas, 2022/740 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 365/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 12/06/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.