Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/759 E. 2023/576 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/759
KARAR NO: 2023/576
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/02/2023
NUMARASI: 2023/118 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Tapu iptali ve tescil
KARAR TARİHİ: 11/05/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; terditli olarak taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil, mümkün olmadığı taktirde tazminat talebine ilişkin olup; mahkemece davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, davalı şirket ile dava dışı arsa sahipleri arasında arasında 02/07/2020 tarihinde Beyoğlu … Noterliği’nde … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile davalı şirketin İstanbul İli, Esenyurt İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parselde bulunan arsada konut inşaatı yapma işini üstlendiğini, akabinde taraflar arasında da 15/07/2020 tarihinde aynı parselde bulunan konut inşaatının “ince iş imalatlarının yapılması işi” konulu bir sözleşme imzalandığını, davacı müvekkilinin bu sözleşmeye göre davalı yüklenicinin taşeronu olduğunu, sözleşmede 11.500.000 TL bedelli ve 2.830.000,00 TL bedelli olmak üzere iki grup iş bulunduğunu, ödeme şeklinin sözleşmenin 3. Maddesinin 3.3 maddesinde ” işin tutarı kadar projeden (%100) daire Barter olacaktır” şeklinde düzenlendiğini, yapılacak işin hak edişe göre tespit edileceğini, tescil edilecek dairelerin de yapılan işe göre belirleneceğini, ne kadar iş biterse ona denk gelen daire tapularının davacı adına tescil edileceğini, nitekim sözleşmenin 10.12 maddesinde “ilk hak ediş ödemesi 90 gün sonra barter daire tapuları verilecektir” yazılarak tapuların yapılan iş kadar verileceğinin kararlaştırıldığını, taraflar arasındaki sözleşmenin “Ödemeler” başlıklı 10. Maddesinde, bu işlerin ödemesinin ne şekilde yapılacağının belirtildiğini, sözleşmeye göre işin bedelinin; inşaa edilen inşaattaki, davalı asıl yüklenicinin arsa sahipleri ile imzaladığı Beyoğlu … Noterliği’nin 02/07/2020 tarih ve … yevmiye nolu sözleşmeye göre hak edeceği tapulardan m2 esasına göre davacı şirkete tapu devri yapması ile olacağını, aynı sözleşmenin 10.9 nolu maddesinde “Hakediş bedeli olarak verilecek dairelerin m2 birim fiyatları Birim Fiyat Tablo 1 için 3.000,00 TL’ dir. Birim Fiyat Tablo 2 için 3.500 TL olarak belirlenmiştir.” yazıldığını, buna göre toplam bedeli 11.500.000,00 TL olan B.F. Tablo 1-de yazılı işler için 3.000,00 TL’lik iş bitirildiğinde 1 m2 tapu alma hakkı kazanılacağını, buna göre B.F.Tablo- 1 de yazılı işlerin tamamı bitirildiğinde davalının davacıya 11.500.000,00/3.000,00 =3.833 m2 tapu vereceğini, aynı şekilde B.F.Tablo- 2 de yazılı işler için 3.500,00 TL’lik iş bitirildiğinde 1 m2′ lik tapu alma hakkı kazanılacağını, buna göre B.F.Tablo- 1 de yazılı işlerin tamamı bitirildiğinde davalının davacıya 2.830.000,00/3500=808,5 m2 tapu vereceğini, sonuç olarak davalının davacıya işlerin yapılması karşılığında 4.641.5 m2 tapu vermeyi taahhüt ettiğini, ancak bu tapu devirlerinin işin tamamının bitiminde değil iş kısım kısım bitince yapılacağını, nitekim iş bölüm bölüm bitirildikçe tapuların da yapılan işe denk gelen m2 lerdeki bağımsız bölümlerin davacıya tescil edileceğini, kaldı ki 2021 yılında işin %70′ lik kısmı bittiği mahkeme tarafından tespit edildiğini, o tarihten sonra da imalatın devam ettiğini ve işin %100’ünün tamamlandığını, davalının davacıya vereceği tapuların aynı sözleşmenin 10.8. maddesinde “Müteahhit taşeronun her ay yapmış olduğu haediş bedeli kadar daireyi satılabilir borçsuz şekilde vereceğini taahhüt eder” şeklinde yazıldığını, aynı maddede taşerona yani davacıya “sözleşme uyarınca ödemeyi projeden %100 daire şeklinde yapacaktır. İşveren (davalı) tapuları çıkardıktan sonra götürü bedel ile anlaşılan tutar kadar daire tapusunu yapılacak aylık hakedişle taşerona (davacıya) devredecektir” yazıldığını, dolayısıyla bu sözleşmede davalının davacıya tapu devir borcu olduğunun tartışmasız olduğunu, davalının devrini taahhüt ettiği dairelerin m2 birim fiyatının brüt m2 üzerinden hesaplanacağını, brüt m2 hesabının ise taraflar arasında uzlaşma ile net m2 üzerine %30 eklenerek hesap edileceğini, projeye bakıldığında bağımsız bölümlerin ortalama net 43 m2 olarak inşaa edildiğini, brüt m2nin ise bu rakama %30 eklenerek hesap edilmesi gerektiğini, bu hesaba göre de ortalama her bir bağımsız bölümün brüt 56 m2 olarak hesaplandığını, toplam iş bitiminde elde edilecek m2’nin 4.641.5 m2 olduğuna göre bunun 56 m2 ye bölünmesi halinde her biri brüt 56 m2 olan 82 adet bağımsız bölümün davacıya tescil edilmesi gerektiğini, davalının arsa sahipleri ile yaptığı Beyoğlu … Noterliği’nin 02/07/2020 tarih ve … yevmiye nolu sözleşmeye göre arsa sahiplerinin %45, davalının ise %55 hisse oranına göre pay sahibi olacağını, projede toplam 264 konut ve 45 dükkan olmak üzere 309 bağımsız bölüm bulunduğunu, arsa sahiplerinin sadece konut olmak üzere 93 bağımsız bölüm aldığını, davalının ise toplamda 171 konut ve 45 dükkan olmak üzere 216 bağımsız bölümü kendi adına tescil ettirdiğini, davacı müvekkilinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiği halde davalının sözleşmede belirttiği şekliyle yani satılabilir borçsuz nitelikteki bağımsız bölümleri davacıya adına tescil etmekten imtina ettiğini, aynı sözleşmenin 10.12 nolu maddesinde “işveren (davalı) taşeronların (davacının) imalatları neticesinde arsa sahiplerinden alacağı daire/dükkanlara göre taşeronların Barter karşılığı hak edişlerini ödeyecektir. İlk hakediş ödemesi sözleşme tarihinden 90 gün (3 ay) sonra barter daire tapuları verilecektir.” yazıldığı halde davalının bu daire tapularını müvekkili adına tescil ettirmediğini, davacı müvekkiline ilk tapu tescilinin 2022 Ocak ayında yapıldığını, tescil edilen bağımsız bölümler üzerinde müvekkilinden kaynaklanmayan takyidatlar bulunduğunu, dava konusu projede kullanılan malzemelerin bizzat davacı tarafından karşılandığı ve işin %70′ i bittiği halde hiç bir tapu alamayan davacıya karşı davalının, haksız olarak 08/07/2021 tarihinde Büyükçekmece … Noterliği’nin … yevmiye nolu ihtarnamesinin keşide edildiğini, bus ihtarname ile özleşmenin feshinden ve zararların tazmininden bahsedildiğini, buna karşılık davacı müvekkilinin Büyükçekmece …. Noterliği’nin 29/07/2021 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesiyle cevap verdiğini, ancak keşide edilen bu ihtarname ile davalının kötü niyetini anlayan müvekkilinin yaptığı imalatları ispat etmek için Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2021/22 D.iş sayılı dosya ile delil tespiti yaptırdığını, 21/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda davacının keşif tarihi olan 11/11/2021 tarihinde 2.335,62 m2 lik daire hakkı olduğu tespitinin yapıldığını, akabinde davalı yanca Büyükçekmece 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2021/151 D. iş nolu dosya ile delil tespiti davası açıldığını, alınan 16/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda keşif tarihi olan 29/10/2021 tarihinde davacı müvekkilinin ortalama %70 civarında işi tamamladığının tespit edildiğini, tarafların birbirinden ayrı açtıkları tespit davası ile davacı müvekkilinin Kasım 2021 tarihinde işi %70 oranında bitirdiği ve bu oranda tapuya hak kazandığının tespit edildiğini, bu tarihten sonra da imalat devam ettiğini ve %100 bitirildiğini, davalının şu ana kadar müvekkili tarafından inşaa edilen konut projesinden … Blok …, …, …, …, …, …, …, …, …, …,…, …, … nolu bağımsız bölümleri, … Blok …, …, …, …, …, …, … nolu bağımsız bölümleri,… Blok …, … nolu bağımsız bölümleri ve … BLOK …, …, …, …, …, …, …, … nolu bağımsız bölümleri davacı adına tescil ettirdiğini, ancak hakediş olduğu halde tescil edilmeyen 52 bağımsız bölüm kaldığını, davacı müvekkili adına tescil edilmesi gereken bu tapuların başkaları adına tescil edilmesi tehlikesi bulunduğunu, son bir haftada 5 bağımsız bölümün dava dışı kişilere devredildiğini, ayrıca davalının bu haksız devirlerden elde ettikleri gelirler ile İstanbul İli, Küçükçekmece İlçesi, … Parsel ve Muğla, Bodrum, … ada, … Parseldeki inşaatlara kaynak aktardığını, davacının imalatları kendi bütçesi ile yaptığını, bu sebeple ekonomik sıkıntıya girdiğini, tapular takyidatlı olduğu için değerinin altında satıldığını ileri sürerek dava konusu inşaatta bulunan ve davacı tarafından inşaa edilen ve davalıya arsa sahipleri tarafından tescil edildikten sonra davalının tescilden kaçındığı ve sözleşmedeki hak ediş ile sınırlı olmak üzere davalı adına kayıtlı bulunan İstanbul İli, Esenyurt İlçesi, … Köyü, … Ada, … Parsel, … blokta bulunan … , … , … , … , … , … , … , … ,…, … , … , … , … nolu, … blokta bulunan … , … , … , … , … nolu, … Parsel, … blok … nolu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarına 3. Kişilere devrini engellemek üzere teminatsız ihtiyati tedbir şerhi ve davalıdır şerhi konulmasına, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere haklı davalarının kabulü ile davalı adına kayıtlı A blokta bulunan …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … nolu, B blokta bulunan …, … ,…, …,…, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … blokta bulunan …, …, …, …,…, …, …, …, …, …, … nolu, … blokta bulunan …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … nolu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tesciline, geç teslimden ve takyidatlardan kaynaklı HMK’nın 107.maddesi gereğince bedeli tam ve kesin olarak tespit edildiğinde arttırılmak üzere 1.000,00 TL zararın dava tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline, tapu tescil taleplerinin mümkün olmaması halinde ise taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden davacının hak etmiş olduğu tapuların dava tarihindeki piyasa rayiç değerlerinin HMK’nın 107.maddesi gereğince bedeli tam ve kesin olarak tespit edildiğinde arttırılmak üzere 10.000,00 TL’sinin davalıdan dava tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 10/02/2023 tarihli dilekçe ile de, davalı firmanın konusunun inşaat olması ve alelacele şirket nezdinde bulunan taşınmazları elden çıkarmaya yönelik kötü niyetli olarak hareket etmeleri sebebi ile öncelikle teminatsız olarak aksi halde mahkemece belirlenecek teminat doğrultusunda dava konusu taşınmazlara ilişkin ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. Yine 15/02/2023 tarihli dilekçesi ile, davalı yanın … blok, … nolu bağımsız bölümü 20/01/2023 tarihinde, … blok, … nolu bağımsız bölümü 20/01/2023 tarihinde, … blok … nolu bağımsız bölümü 16/01/2023 tarihinde, … blok, … nolu bağımsız bölümü 01/02/2023 tarihinde, … blok, … nolu bağımsız bölümü 20/01/2023 tarihinde devrettiğini, ayrıca … ve … lehine 12.500.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, bunun dışında … isimli kişiye yaklaşık 5.000.00,00 TL bedelli icra takibi yaptırıldığını, böylece davalı yanın kendisini acze düşürdüğünü, bu sebeple davadaki haklılıkları yargılama sonunda ispatlansa bile; müvekkilinin telafisi mümkün olmayan zararlara uğrama ihtimalinin çok yüksek olduğunu belirterek tapulara ihtiyati tedbir kararının ivedilikle teminatsız olarak verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 16/02/2023 tarihli ara karar ile, davacı yanca ibraz edilen bilgi ve belgelerin yaklaşık ispat ölçüsüne varan delil değerlendirmesi yapılmasına yeterli bulunmadığı, olayda ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz yasal şartların gerçekleşmediği, davalı şirketin mal kaçırdığı ya da kaçırmaya teşebbüs ettiği yönünde delil sunulmadığı, alacağın tahsilini olanaksız kılacak şekilde davalının mal kaçırdığı hususunun yaklaşık olarak ispat edilemediği, aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen ile aralarındaki ticari ilişkinin talebin haklılığını yaklaşık olarak ispata yarar bilgi ve belgelerin sunulmadığı, ayrıca davanın esasını çözer nitelikte tedbir kararı verilmesinin de mümkün olmadığı, davanın niteliği gereği konunun yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddine, davacının davaya konu taşınmazlara davalıdır şerhi konulması talebinin devir edildiği bildirilen taşınmazlar dışındaki taşınmazlar yönünden kabulü ile, dava konu edile ; İstanbul ili, Esenyurt ilçesi … köyü … ada … parsel; … blokta bulunan .., …, …, …, …, … , …, … , … , …, … nolu, … blokta bulunan .., … , … , … , …, …, … , … , … , …,… , … , …, … nolu, … blokta bulunan … , …, …, …, …, …, …, …, … , … nolu, … blokta bulunan … , … ,…, …, …, …, …,… , … ,… , …, …, …, .. ,…, …,…,… nolu ve İstanbul İli, Küçükçekmece İlçesi, … Parsel ve Muğla, Bodrum, … Mahallesi, … ada, … Parsel, … blok, … nolu bağımsız bölümlerin davalı şirket adına kayıtlı olması halinde teminatsız olarak davalıdır şerhi konulmasına karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, taraflar arasındaki sözleşmede davalının İstanbul İli, Esenyurt İlçesi, …, … ada, … parselde bulunan inşaattan davacıya tapu devredeceğinin açıkça kararlaştırıldığını, davacının yapacağı imalata göre toplamda 4.641.5 m2 ye denk gelen tapu devredeceği, bunun da 82 adet bağımsız bölüme karşılık geldiğini, devredilecek tapu m2 cinsinden belirtilmiş olsa da, yapılan yapıdaki bağımsız bölümlerin tek tip ve aynı m2 büyüklüğe sahip bağımsız bölümler olduğunu, dolayısıyla kaç m2 nin kaç bağımsız bölüme denk geldiğinin açık olduğunu, arsa sahiplerine karşı asıl yüklenici olan davalı şirketin, müvekkilinin taşeron olarak yaptığı imalat sayesinde alması gereken tüm tapuları devraldığını, projede toplam 264 konut ve 45 dükkan olmak üzere 309 bağımsız bölüm bulunduğunu, arsa sahiplerinin sadece konut olmak üzere 93 bağımsız bölüm aldığını, davalının ise toplamda 171 konut ve 45 dükkan olmak üzere 216 bağımsız bölümü kendi adına tescil ettiğini, davalı adına tescil ettiği tapulardan 1680 M2 ye denk gelen sadece 30 bağımsız bölümü davacıya tescil ettirdiğini ve gerisini satmaya başladığını, bu 216 bağımsız bölümlerden kendi adına Ocak 2023 tarihi itibariyle sadece 60 adet bağımsız bölüm kaldığını, dava sonucunda bu tapuların müvekkili adına tescilinin kuvvetle muhtemel olduğunu, Büyükçekmece 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/22 D.iş sayılı ve Büyükçekmece 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/151 D. iş nolu dosyası ile dava öncesi davacının yaptığı imalatları tespit için iki dava açıldığını, bu davalarda yapılan bilirkişi incelemesinde davacının 2021 yılında yapması gereken imalatların %70 oranında yaptığının ortaya çıktığını, bu imalat oranına göre yaklaşık 57 tapu alması gerekirken şu ana kadar sadece 30 tapu aldığını, kaldı ki 2021 yılından 2023 yılına kadar imalatların devam ettiğini, şu anda işin tamamlandığını, sonuç olarak davacı mücekkilinin 82 tapu almaya hak kazandığını, davalının 2023 yılında dava açılmadan 1 ay öncesinden itibaren davacıya vermesi lazım gelen bağımsız bölümleri 3.kişilere devretmeye devam ettiği halde tedbir taleplerinin reddedildiğini, tedbir talebinin davalının ticari hayatını tehlikeye atmayacağını, çünkü uhdesindeki tapuların zaten davacıya devredilmesi gereken tapular olduğunu, dava konusu tapular için yapılan sözleşmede belirlenen bedelin davanın değeri olarak bildirildiğini ve harcın ona göre yatırıldığını, davacının imalatlarda kullandığı malzemeyi de sözleşmeye göre kendisinin karşıladığını, bu durumun da davacıyı ekonomik olarak zor durumda bıraktığını, dolayısıyla mahkeme tarafından istenebilecek teminat tutarını da yatırmasının çok zor olacağını ancak buna rağmen mahkemece teminatlı olarak da tedbir kararı verebilecekken red kararı verilmesinin hatalı olduğunu, davaya ilişkin tüm delillerin dosyada mevcut olduğunu, taraflar arasında asıl yüklenici ve alt taşeron ilişkisi olduğu ve davacının inşaat imalatı yaptığının tartışmasız olduğunu, dosyaya ibraz edilen tespit bilirkişi raporlarında davacının 2.335 M2 imalat yaptığının tespit edildiğini, tüm bunlar dosyada mevcutken “aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen ile aralarındaki ticari ilişkinin talebin haklılığını yaklaşık olarak ispata yarar bilgi ve belgelerin sunulmadığı” gerekçesinin yerinde olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir. Dava dışı arsa sahipleri ile davalı şirket arasında 02/07/2020 tarihinde Beyoğlu …. Noterliği’nde … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme ile davalı şirket yüklenici sıfatıyla dava dışı arsa sahiplerine ait İstanbul İli, Esenyurt İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel sayılı taşınmaz üzerine toplam 264 konut ve 45 dükkan olmak üzere 309 bağımsız bölümden oluşan bir bina inşa etme işini üstlenmiştir. Sözleşmede arsa sahiplerinin % 45, davalının ise %55 hisse oranına göre pay sahibi olacağı kararlaştırılmış olup, buna göre arsa sahiplerine sadece konut olmak üzere 93 bağımsız bölüm, davalıya ise toplamda 171 konut ve 45 dükkan olmak üzere 216 bağımsız bölüm verilmesi kabul ve taahhüt edilmiştir. Akabinde eldeki davanın tarafları arasında da 15/07/2020 tarihinde aynı parselde bulunan konut inşaatının “ince iş imalatlarının yapılması işi” konulu sözleşme imzalanmıştır. Davacı ve davalı firma uyuşmazlık konusu sözleşmenin ilk sayfasında işin bitim süresi takvim günü olarak 220 gün kararlaştırmış, devamında ise 9.maddesinde; kısmi gecikme halinde taşeron davacı yanca iş programına uyulmaması ve işin muhtalif kısımlarına ait yerlerin yapılmaması halinde sözleşmedeki bedelin %10′ unu geçmeyecek şekilde günlük 5.000,00 TL gecikme cezası ödeyeceği düzenlenmiştir. Sözleşmede 10. maddenin 2.alt bendinde taşaronun hakediş formu düzenlenmesi gerektiği ve yüklenicinin onayına sunması gerektiği belirtilmiştir. Yine sözleşmenin ödemeler kısmının 10.3. maddesinde davacının hak ediş alması için iş yerinde çalışan işçilerin SGK primlerinin tahsiline dair belgeyi yükleniciye ibraz etmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir. Dosyada bulunan ve yanlar arasında imzalanan 21/04/2022 tarihli protokole göre; davacı yan 15/05/2022 tarihine kadar işleri eksiksiz olarak yapmayı kabul etmiştir. Bu protokole gereğince davacı şirket davalı şirkete 22 Nisan tarihinde 255.000,00 TL, 2 Mayıs tarihinde de 1.000.000,00 TL ödemeyi kabul etmiş, tüm işler bittiğinde ise taşınmazda aldığı 10 adet daireyi davalı firmaya geri vermeyi kabul ve taahhüt etmiştir. Anılan Protokolün 8.maddesinde “… Yapı 15 Mayıs 2022 Tarihinde işleri eksiksiz yapacağını ve tamamlamadığı işler için de 3.500.000,00 TL cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir.” şeklinde düzenleme yapılmış, bu protokol tanıklar huzurunda firma yetkilileri tarafından imzalanmıştır. O halde yapılan bu açıklamalar ışığında mahkemece dosyanın geldiği aşama ve protokol hükümleri gereğince olayda HMK’nın 389 ve devamı maddelerinde düzenlenen ihtiyati tedbir kararı verilmesini gerektirir yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi isabetli olmuştur. Açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin mahkeme ara kararında, ileri sürülen istinaf sebeplerine göre usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, yaklaşık ispat kriterleri ile yargılama sırasında sunulacak delillere göre talep halinde ihtiyati tedbir şartlarının her zaman yeniden değerlendirilebileceği göz önüne alındığında, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmektedir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/02/2023 tarih ve 2023/118 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 11/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.