Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/757 E. 2023/581 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/757
KARAR NO: 2023/581
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2023
NUMARASI: 2023/22 Esas, Derdest
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ : 23/05/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı şirket ile davalı … Sanayi Tic. Ltd. Şti. arasında 2.800.000,00 TL değerinde mal alışverişi yapılması hususunda anlaşma sağlandığını, davalı şirketin sözleşme gereğince edimleri yerine getirmediğini, davalı şirketin teslim etmeyi taahhüt ettiği mallara ilişkin davacı şirkete öncelikle ilk faturaları kesmesine rağmen mal teslimini yerine getirmediğini, bu sebeple de davacı şirket tarafından bu faturaların mal ve hizmet alınmadığı şerhi ile iade ettiklerini, davalı şirket yetkilisi …’ın davacı şirket yetkilisi … ile iade edilen faturalardan sonra yeniden görüşme yaptıklarını ve davalı şirket temsilcisinin malları teslim edebileceğini, 1.100.000,00 TL avans çıkarılmasını ve çek keşide edilmesi ile bu malları teslim edebileceğini beyan ettiğini, davalı tarafa ilgili avansın, malların teslim edilmesi şartıyla kendisine yollandığı ve iade faturaları geri çekilerek düzeltildiğini, ancak davalının malları teslim etmediğini, davacı şirket faturaları derhal yeniden iade ettiğini, davacı şirket yetkilisi … taraflar arasındaki anlaşma gereğince banka hesaplarından toplam değeri 1.100.000,00 olan EFT işlemlerini gerçekleştirerek ve ayrıca toplam değeri 117.000,00 TL olan 3 adet çek teslim ettiklerini, davalı tarafından edimler yerine getirilmediğini, dolandırıcılık suçundan dolayı İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na davalı hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, Cumhuriyet Başsavcılığı 2022/267987 soruşturma numarası ile başlatılan soruşturma kapsamında kuvvetli suç şüphesi ile davalının şirket hesabına bloke koyarak dosyayı bilirkişiye tevdi ettiğini, savcılık tarafından geçici bir bloke koyulduğunu ancak ceza hukukunun işleyişinin farklı olması ve fiilin suç olup olmaması ile hukuk mahkemesinde ileri sürülebilmesinin farklı değerlendirilmesi nedeniyle savcılık dosyasında aleyhlerine verilecek herhangi bir kararın hesaptaki blokeyi kaldıracağını ve bunun sonucu olarak 1.100.000 TL gibi büyük tutardaki paranın davalının eline geçeceğini belirterek, davalı … Sanayi Tic. Ltd. Şti’ye ait olan … Bankası’na ait TR… iban numaralı hesaba bu dosyadan geçerli olmak üzere bloke koyulmasını, davalının bu parayı çekmesinin önlenmesi amacıyla bankalara yazı yazılması ve toplam değeri 117.000,00 TL olan 3 adet çekten henüz ödemesi yapılmamış 2 tanesinin ödemesinin durdurulmasını, bu amaçla ihtiyat tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 13/03/2023 tarihi ara karar ile, somut olayda taraflar arasında geçmişten gelen cari hesap ilişkisi bulunduğu, dava konusu para alışverişinin faturaya dayalı olduğu, her ne kadar davacı tarafça faturaların hemen iade edildiği, malların teslim edilmediği, davalının dolandırma amaçlı olarak hareket ettiği, icra takibine konu edilen alacağın daha önce davalı tarafa yersiz bir şekilde de olsa ödenmiş olduğu, davalının mükerrer tahsilat yapmaya çalıştığı ileri sürülmekteyse de bu aşamada yasanın aradığı anlamda yaklaşık ispat şartlarının gerçekleşmediği, davacının tüm iddialarının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle, şartları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, davacı tarafça menfi tespit ve sair taleplerle dava ikame edildiğini ve davalı hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı yanın bunların peşine iş bu davaya konu aynı faturalar hakkında İstanbul Anadolu … İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, başlatılan bu takipten davacı şirketin 07.02.2023 tarihinde banka hesaplarına konulan bloke neticesinde haberdar olduğunu, usulsuz tebligata dayalı bu işlem hakkında İstanbul Anadolu 4. İcra Hukuk Mahkemesinde 2023/81 Esas sayısı ile açılan dosyada mahkemece takibin durdurulmasına karar verildiğini, yine taşkın haciz gerekçesi ile İstanbul Anadolu 4. İcra Hukuk Mahkemesine davacı tarafça başvurulduğunu, 2023/82 E sayısı ile şikayette bulunulduğunu, ancak davacı şirket banka hesaplarına konulan blokenin kaldırılmadığını, bu durum davacı ticaret hayatının devamını imkansız hale getirdiğini, ödemelerini zamanında yapmasını engellediğini, her ne kadar yaklaşık ispatın sağlanamadığı belirtilmişse de mahkemeye yaklaşık ispatı gösterecek bilirkişi raporunun sunulduğunu, bu rapor yerel mahkemece hiç nazara alınmadığını, dosyada aleyhe kısımlarını kabul etmemek üzere savcılık bilirkişi raporu ile haklılığının ortaya konduğunu, davacı şirketin davalıya ilgili ürünlerin teslimi için para gönderdiği ancak malların teslim edilmediğini, ayrıca raporda da belirtiği üzere davalı şirket her ne kadar kendi kayıtlarına göre alacaklı görünse de iş bu faturalar ile ilgili mal teslimi yapmadığını, bunu gösteren irsaliye formaları dosyaya sunulamadığını, ayrıca davacı şirketin zaten iş bu faturaları iade ettiğini, bu durumda raporun sonuç kısmında davacı şirket …’nın 1.227.000,00 TL alacaklı olduğu hususu bilirkişi tarafından ortaya konduğunu belirterek, ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılmasına, hukuken menfi tespit davasının ikame edilme tarihinden sonra açılmış icra takibi niteliğinde olan İstanbul Anadolu … İcra Dairesi … Esas sayılı takip dosyasındaki hacizlerin öncelikle teminatsız olarak aksi halde %15 teminat karşılığında kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3. Maddesine göre mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorundadır. Tüm dosya kapsamı itibariyle, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi üzerine mahkemece 12.01.2023 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir talebi reddine karar verilmiş, sözkonusu karar davacı vekili tarafından edilmiş istinaf edilmiş, Dairemizin 2023/348 Esas ve 2023/291 karar sayılı ilamı ile davacının istinaf talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili, davalı tarafından İstanbul Anadolu …. İcra dairesinin … esas sayılı dosyası ile dava konusu alacak yönünden icra takibinin durdurulması için ihtiyati tedbir talep edilmiş, mahkemece 13.03.2023 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamına göre, davacı tarafın şikayeti üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği iddianame ile dava açıldığı, Cumhuriyet savcılığı aşamasında bilirkişi raporu alındığı, davalı tarafından başlatılan icra takibine yönelik şikayet edilmesi sebebiyle İstanbul Anadolu 4.İcra Hukuk Mahkemesinin 2023/81 ve 2023/82 esas sayılı dava dosyalarının açılmış olduğu anlaşılmaktadır. Şu halde, gerek ağır ceza mahkemesi dosyası ve gerekse icra hukuk mahkemelerinin dosyaları getirtilerek ve varsa bilirkişi raporları ile birlikte incelenerek, ihtiyati tedbir talebi konusunda yaklaşık ispat koşulunun oluşup oluşmadığı değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme ara kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin tarih, 2023/22 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 23/05/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.