Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/755 E. 2023/575 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/755
KARAR NO: 2023/575
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/01/2023
NUMARASI: 2022/836 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Tapu iptali ve tescil
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 11/05/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl dava; terditli olarak taraflar arasında düzenlenen inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil, mümkün olmaması halinde tazminat, birleşen dava ise, … parsel sayılı taşınmazın inşaat bedelinin tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin olup, mahkemece asıl ve birleşen davada davacılar vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine dair verilen ara karara karşı davacılar vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Asıl davada davacılar vekili, müvekkili … As’ın, diğer müvekkili şirketin tek hissedarı ve yetkilisi olduğunu, davaya konu İstanbul İli, Çekmeköy İlçesi, … Mahallesi, … Mevkii, … ada, … parsel sayılı gayrimenkulün arsa malikleri olan davalı şahısların, diğer davalı şirket ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdettiklerini, 10/03/2020 günlü sözleşme ile hem arsa malikleri ve hem yüklenici firma birlikte olmak üzere müvekkili şirket ile taşeron sözleşmesi akdederek davaya konu gayrimenkulde 44 adet dairenin inşası konusunda anlaştıklarını, 10/03/2020 günlü sözleşmenin 2. Maddesinde, yapılacak inşaatın ödeme şeklinin belirlendiğini, buna göre kısmen nakit ve kısmen de ödenmeyen kısımlar için her biri 290.000,00 TL olmak üzere daire satış ve devrinin yapılmasının kararlaştırıldığını, 23/06/2020 tarihinde bir araya gelen tüm tarafların bu kez, yapılan inşaatın ödemelerinin yapılmaması nedeni ile; 1.850.000,00 TL müvekkilinden elden olmak üzere ödeme de alınarak yapılmakta olan inşaattan (…, …, … ve …) numaralı işyeri niteliğindeki dükkanların müvekkili … As’a devri ile, 10/03/2020 günlü sözleşme gereği yapılan işlerden hak edilen alacaklara mahsuben olmak üzere herbiri 290.000,00 TL bedele sayılmak üzere yine yapılmakta olan inşaattan …,…,…,…,…,…, …ve … bağımsız bölüm numaralı 8 adet dairenin de davacı müvekkili şirkete devri konusunda anlaşmaya varıldığını, süreç içinde davalıların değişik sebeplerle oyalamaları, nakit ödeme vaadleri nedeni ile dairelerin devri ile yine kat irtifakının kurulacağı, yasal sebeplerle gecikmelerden bahsedilerek de nakit ödemesi yapılan 4 adet iş yerinin tapu devrinin yapılmadığını, müvekkili şirketin davaya konu gayrimenkuldeki 44 adet dairelik inşaat yapımı sözleşme gereği olmak üzere tamamlanma aşamasında iken maliklerden …’nin inşaatın elektrik- su sayaçlarını iptal ettirmesi, inşaattaki işçileri polis marifetiyle inşaattan uzaklaştırması, sonrasında tehdit ve sair sebeplerle inşaatın kaba inşaatın bitimi aşamasında ve alçı ve tesisatlar dahil bir kısım ince işçilik yapımı aşamasında iken taraflar arasındaki sözleşmenin müvekkili açısından tamamlanmasının imkansız hale geldiğini, bu nedenle de inşaatta bekçi olan … isimli kişinin de darp ve tehdidi söz konusu olduğundan yapılan Cumhuriyet Savcılığı soruşturması neticesinde İstanbul Anadolu 8.asliye Ceza Mahkemesi’nin 2021/1021 Esas sayılı dosyası ile yargılama yapıldığını, bu aşamada müvekkil tarafından inşaatta kalan malzemeler yönünden olmak üzere İstanbul Anadolu 10.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/76 D.İş sayılı ve yine yapılan inşaat işleri yönünden de olmak üzere İstanbul Anadolu 10.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/80 D.İş sayılı dosyaları ile mevcut hukuki durumun ortaya konulduğunu, müvekkili şirketin yaptığı tüm işleri için keşide ettiği faturaları nedeni ile ilgili olmak üzere İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile alacak sürecinin başlatıldığını, söz konusu icra dosyasından borçlu şirketlerin borca itiraz etmediğini, inşaatın yapımına ilişkin olmak üzere kefil olarak sorumlu olan arsa sahiplerince borca itiraz edildiğinden müvekkili şirketin mağdur olduğunu, zira inşaat şirketlerinin hiçbir malvarlığı bulunmadığından ve arsa sahipleri ile muvazaalı olarak hareket eden inşaat şirketinin kendi aralarındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini İstanbul Anadolu 20.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/103 Esas sayılı dosyası ile yasal itiraz yollarına gitmeksizin iptal ettirdiklerinden arsa sahiplerinin sebepsiz yere de ayrıca zenginleştiklerini, yine kötüniyetli davalıların birlikte hareket ederek; hem devam eden inşaatı … marifetiyle durdurdukları gibi müvekkillerine karşı haksız bir eyleme giriştiklerini, hem, “güya inşaatın müteahhit firma tarafından yapılmadığından bahisle” danışıklı dövüş olarak tabir edilecek bir eylemle İstanbul Anadolu 20.asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/103 Esas sayılı dosyası ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini iptal edildiğini, hem,yüklenici sözleşmesinin güya haklı sebeple feshedilmesi nedeni ile yükleniciden daire satın alan 3.kişilere karşı İstanbul Anadolu 8.asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtıkları tapu iptal davası ile başka kişilere karşı da olmak üzere ve (komple değerlendirildiğinde dolandırıcılık denilebilecek) bir operasyon ile çokça kişiyi zarara sokmayı planladıklarını , hem de, … Ltd.Şti. ile haklı olarak feshettiklerini ileri sürdükleri sözleşmeden hemen sonra aynı kişilerin kurduğu ve işlettiği, … Ltd.şti ile Kartal … Noterliği’nde (müvekkil ile yaptıkları 23.06.2020 günlü sözleşmeden sadece 7 gün sonra) 01/07/2020 tarihinde yaptıkları sözleşme ile inşaata devam etmeye çalıştıklarını ileri sürerek açıklanan sözleşmeler, dava konusu gayrimenkuldeki inşaat süreci, davalıların birlikte hareket ile müvekkilleri mağdur etmeye yönelik işlem, dava ve sair eylemleri dikkate alındığında, davaya dayanak 10/03/2020 ve 23/06/2020 tarihli olmak üzere taraflar arasındaki sözleşmelere göre neticeten; öncelikle; dava konusu … ada, … parsel sayılı taşınmazdaki …, …, …, …, …, …, …, …, … ,.., … ve … numaralı bağımsız bölümlerin kaydı üzerine gayrimenkullerin 3.kişilere devir ve temlikinin engellenmesi için ihtiyati tedbir ve gayrimenkul tescil hakkının imkansız hale gelmesi ihtimalinde de alacağı teminen ihtiyati haciz konulmasına, … ada, … parsel sayılı taşınmazdaki; A) …, …, …, …, …, …, … ve … numaralı bağımsız bölümlerin tapu kaydının iptali ile müvekkili … San. ve Tic. Ltd. Şti. adına tesciline, B) …, …, … ve … numaralı bağımsız bölümlerin tapu kaydının iptali ile müvekkili … adına tesciline, C) Tescil kararında gayrimenkuller üzerindeki tüm takyidatların da terkinine, bu taleplerinin uygun görünmemesi halinde tescili mümkün olamayan bağımsız bölümlerin bitmiş haldeki dava tarihindeki değerleri üzerinden hesap edilmek üzere; herbir müvekkili için tescili gereken daire bedellerinin dava tarihindeki değerinin ticari faizi ile karşılığının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak haklarına göre müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı arsa sahipleri vekili, davalı müvekkillerinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde inşaat süresini diğer davalı … İnşaat ile kararlaştırmış olmasına rağmen inşaatın süresinde tamamlanmamış olması nedeniyle İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2020/103 Esas sayılı dosya ile sözleşmenin feshinin talep edildiğini ve mahkemece sözleşmenin geriye etkili feshine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, kesinleşen karar neticesinde davalı müvekkilleri ile … İnşaat arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ilişkisinin ortadan kalktığını, dolayısıyla davacı … İnşaatın davalı müvekkillerinin arsasında inşaat faaliyetine devam etmesinin herhangi bir sözleşmesel ilişkiye dayanmadığını, kaldı ki iptali istenen bağımsız bölüm maliklerinin müvekkilleri olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Birleşen davada davacı taşeron şirket vekili İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/834 Esas sayılı dosyasına verdiği 03/11/2022 tarihli dilekçesiyle, müvekkili şirket ile dava dışı yüklenici şirket arasında 10/03/2020 tarihinde İstanbul İli, Çekmeköy İlçesi, … Mah., … Mevki,… Ada, … parselde kayıtlı bulunan taşınmaz üzerinde yapılacak olan binanın bir kısım kaba inşaat işleri ve tüm ince işlerinin müvekkili şirket tarafından yapılması için taşeron sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeden doğan bedelin müvekkili şirkete ödenmesine davalıların müteselsil kefil olduklarını, bu sözleşmeye göre tarafların birlikte ölçüm yaptıktan sonra müvekkili şirketin yaptığı iş karşılığında yüklenici şirkete fatura düzenleyeceğinin, yüklenici firma tarafından işin kabulünün yapılacağının ve kabulden sonra 3 gün içinde fatura bedelinin ödeneceğinin kararlaştırıldığını, dava dışı yüklenici şirket tarafından ödemeler yapılmadığından 10/03/2020 günlü sözleşme gereği yapılan işlerden hak edilen alacaklara mahsuben olmak üzere herbiri 290.000,00 TL bedele sayılmak üzere yine yapılmakta olan inşaattan .., …, …, …, …, …, … ve … numaralı 8 adet dairenin davacı-müvekkili şirkete devri konusunda tarafların anlaştıklarını, bu sözleşmeye de yine davalıların müteselsil kefil olduklarını, bu sözleşme de yapıldıktan sonra müvekkili şirketin inşaat işlerini yapmaya devam ettiğini, davalılar ve yüklenici firma tarafından 23/06/2020 tarihli sözleşme hükümlerine de riayet edilmediğini ve ne müvekkiline devredilmesi gereken tapuların devrinin yapıldığını ne de alacaklarının ödendiğini, bu hususta müvekkili şirket tarafından yüklenici firma ve davalılar aleyhine İstanbul Anadolu 8.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/836 Esas sayılı dosyası ile tapu iptal ve tescil davası açıldığını, müvekkiline ödeme yapılmaması üzerine müvekkili tarafından davalılar ve dava dışı yüklenici … Limited Şirketi (Yeni Ünvan: … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi) aleyhinde İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, dava dışı borçlu şirket yönünden takibin kesinleştiğini, ancak davalıların haksız ve hukuka aykırı olarak yaptıkları itiraz üzerine davalılar yönünden takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına, davalı yanın icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmalarına ve davalıların bu kötü niyetli davranışları nedeni ile yüksek meblağlar harcayarak sözleşmedeki yükümlülüklerine yerine getirmeye çalışan müvekkili bakımından telafisi imkansız zararlar doğmasının önlenmesi için yargılama sonuna kadar davalılar adına kayıtlı taşınır ve taşınmaz mallar üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 16/12/2022 tarih, 2022/867 Karar sayılı karar ile dosyanın istinafa konu eldeki dava ile birleştirilmesine, davacı yanın ihtiyati haciz talebinin İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2022/836 Esas sayılı dosya üzerinden karara bağlanmasına karar verilmiştir. Mahkemece 02/12/2022 tarihli ara karar ile, dava dilekçesinde ileri sürülen iddialar ve dayanılan getirtilip incelenen deliller itibariyle olayda yaklaşık ispat koşulu oluşmadığı gerekçesiyle asıl davada davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebi ile İİKnın 257. ve 258. Maddelerinde yazılı koşullar mevcut olmadığından ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, bu ara karara karşı asıl ve birleşen davada davacılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 18/01/2023 tarih, 2023/89 Esas, 2023/68 Karar sayılı kararı ile, dava dosyası henüz layihalar aşamasında olup, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak deliller tam olarak toplanmadığı, davanın bulunduğu aşama itibarıyla davacı tarafça dosyaya sunulan belgelerin alacağın varlığı ve muacceliyeti konusunda yaklaşık ispata yeterli olmadığı, bu itibarla olayda HMK’nın 389.maddesi ile İİK’nın 258. Maddesinde aranan yaklaşık ispat şartının oluşmadığı gerekçesiyle mahkemece asıl davada davacılar vekilinin ihtiyati tedbir ile ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu belirtilerek davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Asıl ve birleşen davada davacılar vekili 21/12/2022 tarihli dilekçesiyle, müvekkili … İnşaat Ltd.Şti’nin kendi malzemeleri ile 44 dairelik inşaatı yaptığını, arsa sahiplerinin kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile anlaşmış bulundukları ve hatta sadece sözleşme ile yarı daire tapularını devrettiklerini, arsa sahiplerinin müvekkilinin taşeron olarak yapmış bulunduğu tüm inşaat ve işlemlere kefil olduklarını, arsa sahiplerinin ve yüklenici … İnşaat Ltd.Şti.’nin nakit karşılığı olarak da bir kısım gayrimenkulleri sattığını, yapılan inşaatın faturalı olarak belgelendirildiğini ve faturalar nedeni ile tüm vergisel yükümlülüklerin dahi müvekkili şirket üzerine doğduğunu, bu suretle olayda yaklaşık ispat şartının oluştuğu gözetilerek asıl davada, dava konusu … ada, … parsel sayılı taşınmazdaki …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … numaralı bağımsız bölümlerin kaydı üzerine gayrimenkullerin 3. kişilere devir ve temlikinin engellenmesi için ihtiyati tedbir ve gayrimenkul tescil hakkının imkansız hale gelmesi ihtimalinde de alacağı teminen ihtiyati haciz konulmasına, birleşen davada da, dosya konusu olan İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile talep edilen alacak hakkında da olmak üzere ihtiyati haciz kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Yine asıl ve birleşen davada davacılar vekili 22/12/2022 tarihli dilekçesiyle, yeni düzenlenen ve dosyasına ibraz edilmiş bulunan, İstanbul Anadolu 19.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2022/319 D.iş sayılı ve birleşen davanın konusunu oluşturan … Parsel sayılı taşınmazın inşaatı ve bedellerine ilişkin bilirkişi raporunu mahkemeye sunduklarını, söz konusu raporun taraflar arasındaki inşaatın somut bir delili olduğunu, zira bizzat inşaat mühendisi tarafından yapılan bağımsız inceleme ile inşaatın yapımının ortaya konduğunu, yapılan tespitte eksik ölçümler nedeni ile itirazlarının olacağını, ancak en kötü hali ile bile yapılan inşaat maliyetlerinin; tespit konusu taşınmazda tespit isteyenin talep dilekçesinde belirttiği tespiti yapılan imalat kalemlerinin, serbest piyasa koşularında KDV hariç, nakliye, malzeme ve yapım-montaj işçilikleri dâhil bedelleri, keşif tarihi 24.11.2022 itibariyle toplam 16.628.865,96 TL olarak hesap ve takdir edildiğini, bu hali ile ; 16.628.865,96-TL x % 18 KDV; 19.622.061,83 TL miktarlı olarak müvekkillerinin zarar ve alacağının söz konusu olduğunu, keza nakit ödemeler ile bu zararın çok daha fazla miktarlara ulaştığını, bunun yanısıra; İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/94 Esas sayılı dosyasından da, davalıların dava konusu gayrimenkulde yapılan inşaatın müvekkilleri tarafından yapıldığı, ancak taşeron müvekkiline inşaatı yaptıran … İnşaat’ın inşaatı tamamlamamış olması nedeni ile, kat karşılığı verilen hisselerin 3.kişilere devri yapılan dairelerin tapu kayıtlarının iptalinin dava olarak görüldüğünü, söz konusu dosyanın celbi ile tüm davalarının dayanağı olan inşaatın yapımı konusunda somut delillerin kısa sürede başka bir dosya üzerinden de anlaşıldığını, müvekkillerinin davaları neticesinde elde edeceği haklarının temini bakımından ihtiyati tedbir ve hacizlerin verilmemesi halinde uğrayacağı zararların, zaten var olan mağduriyetlerini katlanılmaz hale getireceğini belirterek asıl davada, dava konusu … ada, … parsel sayılı taşınmazdaki …, …, …, …, …, …, …, .., …, …, … ve … numaralı bağımsız bölümlerin kaydı üzerine gayrimenkullerin 3.kişilere devir ve temlikinin engellenmesi için ihtiyati tedbir ve gayrimenkul tescil hakkının imkansız hale gelmesi ihtimalinde de alacağı teminen ihtiyati haciz konulmasına,Birleşen davada da, dosya konusu olan İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile talep edilen alacak hakkında da olmak üzere ihtiyati haciz kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 22/12/2022 tarihli ara karar ile, asıl davanın konusunu teşkil eden bağımsız bölümlerin tapu kayıtları çıkartılarak incelendiğinde, tapu kayıtlarının 3.kişiler adına olduğunun tespit edildiği, davada taraf olmayan kişilere ait bağımsız bölümlerin 3.kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği, dosyaya sunulan delillerden davalıların kendi aralarında … ada, … parselde kayıtlı taşınmaz için 12/12/2017 tarihli gayrimenkul satış vaadi ve kat karşılığı inşaat sözleşmesini imzaladıkları, daha sonra 10/03/2020 tarihli alt yüklenici sözleşmesi adı altında davalı şahıslar ile davalı şirket ve davacı şirket arasında sözleşme imzalandığı ve buna göre davacının alt yüklenici sıfatıyla mevcut 4 katlı kaba inşaatın üzerine çıkıp yapılacak 8 kat kaba inşaat ile toplamda yapılmış ve yapılacak katların sıva ve ince sıva işlerini üstlendiği, davalı arsa sahipleri şahıslar tarafından davalı şirket aleyhine İstanbul Anadolu 20.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2020/103 Esas sayılı dosya ile sözleşmenin feshi talepli dava açıldığı, mahkemece davanın kabul edilerek 12/12/2017 tarihli sözleşmenin geriye etkili olarak feshine karar verildiği, kararın 16/03/2021 tarihinde kesinleştiği, davacı yanın, davalıların birlikte hareket edip danışıklı olarak İstanbul Anadolu 20.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/103 Esas sayılı dosyada sözleşmeyi feshettirdikten sonra aynı kişilerin kurup işlettiği dava dışı … Mimarlık Ltd.Şti. ile Kartal … Noterliği’nde 01/07/2020 tarihli sözleşme yapıp, inşaata devam ettiklerini ileri sürdüğü, Kartal …Noterliği’nce düzenlenen 01/07/2020 tarihli sözleşmenin konusunun … ada,… parsel değil … ada, … parsel sayılı taşınmaz olduğunun belirlendiği, davalı …Ltd.Şti’ nin ortaklarının … ve … ortaklar … ile … olduğu, dava dışı … Müh……….Ltd.Şti’ nin ise ortağının … olup önceki ortak ve yetkilisinin ise … olduğu, ortakların aynı kişiler olması gibi bir durumun sözkonusu olmadığı, öte yandan davacı inşaatın tamamlanma sürecinde davalılardan …’nin müdahalesi sonucu inşaattan uzaklaştırıldığı ve sözleşmenin tamamlanmasının imkansız hale geldiğinin ileri sürüldüğü, davalıların ise davacının edimlerini yerine getirmediğini iddia ettikleri, davacının davalılar aleyhinde faturalara dayalı olarak icra takibi başlattığı, bu faturaların 10/03/2020 tarihli sözleşme kapsamında düzenlendiği, bu sözleşmede düzenlenecek her faturada (hakedişte) tarafların birlikte yapılan işlere ait ölçüm yapacağını, bu ölçüm karşılığında her ay fatura düzenleneceğinin ve yüklenici tarafından işin kabulü yapılıp hakediş olarak 3 gün içinde ödeneceğinin düzenlendiği, sözleşmede fatura bedelinin %30’u nakit kalan %70’i bu kısma denk gelecek sözleşmeye konu inşaattan daire tapusu olarak verilecektir şeklinde düzenlenmiş ödeme şeklini öngören 4.maddenin bulunduğu, İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasında alınan bilirkişi raporunda 22/12/2020 tarihinde yapılan keşifte inşaatın kaba inşaat seviyesinin %40, elektrik seviyesinin %2, sıhhi tesisat seviyesinin %2 olmak üzere toplam %44 olarak belirlendiği, bu şartlar altında toplanan deliller itibariyle davacının gerek asıl dava ve gerekse birleşen dava yönünden yaklaşık ispat koşulunu sağlayamadığı, sözleşme kapsamında ücrete hak kazanıp kazanmadığı ve kazanmış ise miktarın belirlenmesi hususlarının yargılama sonucu ortaya çıkacağı gerekçesiyle davacılar vekilinin asıl ve birleşen davalara yönelik ihtiyati tedbir ile ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verilmiştir. Asıl ve birleşen davada davacılar vekili 30/12/2022 tarihli tarihli dilekçesiyle, dosyaya celbedilen İstanbul Anadolu 8.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2021/1021 Esas sayılı ceza davasında sanık olarak yargılanan davalı …’nin kolluktaki ifadelerinde kendi telefon numarasının … olduğunun görüldüğünü, ekli olarak mahkemeye sundukları ve müvekkil … İnşaat’ın tek sahibi olan diğer müvekkili …’ın kullanmakta olduğu … numaralı telefon numarası ile davalı …’nin watsapp mesajları tetkik edildiğinde müvekkilinin yaptığı inşaat konusunda ve müvekkiline ödemeler, ödemelerin nasıl yapılacağı, devredilecek daireler konusunda olmak üzere görüşmeler bulunduğunun görüleceğini, yine … İnşaat yetkilisi-asıl müteahhit … İle müvekkilin mesajlaşmalarında … İnşaat ile başlayan süreçte taşeron olarak ve malzemeli olarak tüm inşaatı yapan müvekkili … İnşaat isimli şirketin dava konusu … parsel sayılı arsadaki tüm inşaatı yaptığının açıkça ortaya çıktığını, dosyaya celbedilen tespit , delil ve sair dosyalardan … Parsel sayılı inşaatın malzemeli olarak müvekkili tarafından inşaa edildiğinin, davalı-arsa sahiplerinin kefil sıfatı ile sorumluluklarının olduğunun, inşaatın yapımı için arsa sahiplerinin ilk anlaştığı … İnşaat isimli firmanın sonradan kurulan … Mimarlık isimli şirkete işini devretmeye çalıştığının anlalacağını, ceza dosyasından da arsa sahibi …’nin inşaat alanındaki elektrik ve su sözleşmesini iptal ettiğinden, keza Polis şikayeti ile şantiyedeki işçileri uzaklaştırdığından inşaatın son aşamasında kalacak şekilde yapımının durdurulduğu hususunun ortaya çıktığını, bu itibarla olayda yaklaşık ispatın oluştuğunu belirterek asıl davada, dava konusu … ada, … parsel sayılı taşınmazdaki .., .., …,…, …, …, …, …, .., …, … ve … numaralı bağımsız bölümlerin kaydı üzerine gayrimenkullerin 3.kişilere devir ve temlikinin engellenmesi için ihtiyati tedbir ve gayrimenkul tescil hakkının imkansız hale gelmesi ihtimalinde de alacağı teminen ihtiyati haciz konulmasına, Birleşen davada da, dosya konusu olan İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile talep edilen alacak hakkında da olmak üzere ihtiyati haciz kararı verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece istinaf incelemesine konu 03/01/2023 tarihli ara karar ile; davacı yanın ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin daha önce 02/12/2022 ve 22/12/2022 tarihli ara kararlar ile değerlendirildiği gibi HMK’nın 396. Maddesi gereğince değişen bir durum da olmadığı gerekçesiyle davacılar vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verilmiştir. Asıl ve birleşen davada davacılar vekili 25/01/2023 tarihli istinaf dilekçesiyle, gelinen noktada taraflarınca açılmış bulunan davanın süreci içinde davalıların basit tasarruf işlemleri ile üzerlerine kayıtlı gayrimenkulleri devir etmek sureti ile telafisi mümkün olmayan zararların oluşabileceğini, ayrı mahkeme dosyası ile yapılan tespitler, noterlik sözleşmeleri ve taraflar arasındaki sözleşmeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, hayatın olağan akışı içinde tüm bu sözleşme ve mahkemelerin tespit dosyalarının oluşturduğu bütünlüğün yaklaşık ispat koşulu olarak kabul edilmemesinin maddi vakıaya uygun olmayacağını, muhakeme aşamasında ileri sürülen iddialar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinde, davalı tarafın muhtemel zararlarına karşılık olarak takdir edilecek bir …, kötüniyetli taleplerin cezalandırılması ve muhtemel zararların da telafisini sağlamakta iken, bu konuda takdir yoluna gidilmesinin dahi düşünülmediğini, mahkemece daha önceki ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddinden sonra dosyaya celbedilen dosyalar, deliller ve davalı tarafça dosyaya celbedilen dosyalardaki beyanlar da dikkate alındığında eski tarihli red kararlarından sonraki sürece göre dosya kapsamının değiştiğinin açıkça ortada olduğunu, ayrıca davaya konu inşaatın sadece müvekkili tarafından yapılan inşaat aşamasında eksik kaldığını ve kimse tarafından kullanılamayacak bir halde olduğunu, süreç nedeni ile inşaat ruhsatı da geçersiz kaldığı için inşaatın bu aşamada tamalanamayacak nitelikte olduğunu, ayrıca müvekkili tarafından da, davalıların muhtemel zararları için teminat sunulacağından ihtiyati tedbir ve haciz taleplerinin kabul edilebilir aşamasına geldiğini belirterek mahkemenin 03/01/2023 tarihli ara kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Asıl davada davacılar taşeron, davalı şirket yüklenici, davalı gerçek şahıslar ise arsa sahipleridir.Asıl davada davalı yüklenici şirket ile davalı arsa sahipleri arasında Üsküdar …Noterliği’nde 12/12/2017 gün ve … yevmiye sayılı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedilmiş, akabinde asıl davada davacı şirket ile davalı … İnş. Tic. Ltd. Şti arasında 10/03/2020 tarihinde taşeronluk sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşme davacı şirket adına şirketin yetkilisi ve ortağı olan diğer davacı … tarafından imzalanmış olup, diğer davalı arsa sahipleri de sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzalamışlardır. Asıl davada davacı şirket taşeron sıfatıyla, davalı yüklenici şirketin yapımını üslendiği davalı arsa sahiplerine ait İstanbul İli, Çekmeköy İlçesi, … Mah., … Mevkii,… Ada, … parselde kayıtlı bulunan taşınmaz üzerinde yapılacak binanın bir kısım kaba inşaat işleri ile tüm ince işlerini yapmayı üstlenmiştir. Eldeki asıl davada davacı taraf, davalı yüklenici şirket ile imzalanan sözleşme gereğince üstlendiği edimlerini yerine getirdikleri halde, davalı şirket tarafından iş bedeline karşılık davacı şirkete verilmesi kararlaştırılan 8 adet bağımsız bölüm ile davacı yetkiliye verilmesi taahhüt edilen 4 adet bağımsız bölümün tapusunun devredilmediğini ileri sürerek bu bağımsız bölümlerin tapu kayıtlarının iptalini ya da bedelini talep etmiş, tapularının iptali istenilen dava konusu … ada, … parsel sayılı taşınmazdaki …, …, …, …, …, …, …, …, … ,…, … ve … numaralı bağımsız bölümlerin 3.kişilere devir ve temlikinin engellenmesi için de ihtiyati tedbir ve gayrimenkul tescil hakkının imkansız hale gelmesi ihtimalinde de alacağı teminen ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini istemiştir. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3. Maddesine göre Mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorundadır. İİK’nın 257. maddesinde; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Aynı kanunun 258. Maddesinde de; ihtiyati haciz talep eden tarafın, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmesi ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ve yasal delillerle ispat etmesi gerektiği belirtilmiştir. Yukarıda açıklanan kanun maddeleri kapsamında somut olay değerlendirildiğinde; dava dosyasının bulunduğu aşama, tarafların iddia ve savunmaları gözetilerek mahkemece, olayda HMK’nın 389.maddesi ile İİK’nın 258. Maddesinde aranan yaklaşık ispat şartının oluşmadığı gerekçesiyle asıl davada davacılar ihtiyati tedbir ile ihtiyati haciz taleplerinin, birleşen davada davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun olmuştur. Açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre, asıl davada davacılar vekilinin, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi ile birleşen davada davacı davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin mahkeme ara kararında, ileri sürülen istinaf sebeplerine göre usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, yaklaşık ispat kriterleri ile yargılama sırasında sunulacak delillere göre talep halinde ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz şartlarının her zaman yeniden değerlendirilebileceği göz önüne alındığında, davacılar vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/01/2023 tarih ve 2022/836 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, asıl davada davacılar vekili ile birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacılar tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 11/05/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.