Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/695 E. 2023/490 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/695
KARAR NO: 2023/490
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/02/2023
NUMARASI: 2022/1017 Esas, 2023/121 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 18/04/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında 05/11/2019 tarihinde “Mekanik Tesisat ve Klima Tesisatı Sözleşmesi” ve 22/11/2019 tarihinde “Mekanik Tesisat ve Yangın Sistemi Sözleşmesi” imzalandığını, bunlardan 05/11/2019 tarihli sözleşmenin 33.000,00-€ bedelli, 22/11/2022 tarihli sözleşme ise 30.000,00-TL bedelli olduğunu, sözleşmelerin konusunun ise davalı şirketin merkez adresi olan … Mah. … Cad. … Apt. No:… Bağcılar/İstanbul adresindeki işyerinin havalandırma, klima ve yangın tesisatlarının davacı müvekkil şirketçe yapılması olduğunu, müvekkili şirket tarafından sözleşmelerde kararlaştırılan işler eksiksiz şekilde yapılarak davalı firmaya teslim edilmiş ve hatta sözleşme dışı işler de yapıldığını, davacı müvekkili şirket tarafından sözleşme kapsamı dışında yapılan işlere ilişkin olarak düzenlenen ve davalıya gönderilen 23/03/2020 tarihli – … nolu ve 96.524,00-TL bedelli faturanın, davalı şirketçe Beyoğlu … Noterliği’nin 25/03/2020 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile iade edildiğini, (EK-2 : Beyoğlu … Noterliği’nin 25/03/2020 tarihli ve … yevmiye sayılı ihtarname ve 23/03/2020 tarihli – … nolu ve 96.524,00-TL bedelli fatura sureti) sözleşme kapsamında yapılan işlere ilişkin olarak ise davalı şirketçe davacı müvekkilinin … Bankası Kurtköy Şubesi nezdindeki TR… nolu hesabına; 20/11/2019 tarihinde 52.281,00-TL, 28/11/2019 tarihinde 15.000,00-TL,13/12/2019 tarihinde 83.697,00-TL,19/12/2019 tarihinde 21.762,00-TL, 09/01/2020 tarihinde 21.574,00-TL,09/01/2020 tarihinde 9.000,00-TL, 05/03/2020 tarihinde 6.000,00-TL olmak üzere toplamda 209.314,00-TL ödeme yapıldığını, davacı müvekkilince yapılan işlere dair davalı şirkete peyderpey fatura kesildiğini ve davalı şirketçe yukarıda belirtilen bir kısım ödemeler yapılmışsa da sözleşme kapsamında yapılan işlerin bedeli 33.000,00-€ + 30.000,00-TL olup, halen ödenmeyen 4.950,00-€ ile sözleşme kapsamı dışında yapılan işlere ilişkin olarak düzenlenen ve davalıya gönderilen 23/03/2020 tarihli – … nolu ve 96.524,00-TL bedelli fatura alacağı olarak toplam 141.767,00-TL alacak üzerinden davalı/borçlu şirket aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun yetki ve borca itirazı sebebiyle icra dosyasının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasına gönderildiğini, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasından borçluya tebliğ edilen ödeme emrine karşı borçlunun yeniden itiraz ederek takibin durmasını sağladığını, icra takibinde borçlunun itirazının taraflarına tebliğ edilmediğini, davacı müvekkilinin alacağına ulaşmasını öteleyen davalı/borçlu, kötü niyetli olarak takibe itiraz ederek takibin durmasını sağladığını belirterek, itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, sözleşmelerdeki tahkim şartının geçerli kabul edilerek davanın usulden reddi gerektiğini, aksi takdirde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olması gerektiğinden dolayı yetkisizlik itirazında bulunduklarını, müvekkilinin boş olarak kiraladığı ve içerisinde önceden herhangi bir tesisat veya montaj bulunmayan adresinde, davacı taraf ile 05/11/2019 tarihli ve … numaralı sözleşme çerçevesinde mekanik tesisat ve klima tesisatı işlerinin yapımı için, 22/11/2019 tarihli ve … numaralı sözleşme ile de mekanik tesisat ve yangın sistemi tesisatı işlerinin yapımı için anlaşıldığını, sözleşmeler’in 1.02. maddesinde yazıldığı üzere davacının müvekkiline ait adresteki tüm klima, havalandırma ve yangın tesisat işlemlerini her türlü malzeme, işçilik ve montaj dahil yapmak üzere taahhüt ettiğini, davacı ile müvekkili arasında Yangın Tesisat Sözleşmesinden kaynaklanan bir ihtilaf bulunmadığını, nitekim davacının Yangın Tesisat Sözleşmesinden kaynaklanan herhangi bir talebi bulunmamakta olup sözleşme bedeli fatura karşılığı tamamen ödendiğini, ihtilaflı olan kısım Klima ve Havalandırma Sözleşmesi gereğince yapılması gereken işler olduğunu, sözleşmelerin bedeli ve ödemelerin ne zaman yapılacağının 1.03. maddede gösterildiğini belirterek, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, davacı ile davalı arasında imzalanan 05.11.2019 tarihli sözleşmenin 49. maddesine göre taraflar arasındaki ihtilaflarda İstanbul Mahkemelerinin yetkili olacağının kararlaştırıldığı, tarafların tacir olduğu, davanın tarafların serbestçe tasarruf edebileceği dava türlerinden olması karşısında yetki şartının geçerli olduğu, davalının yetki ilk itirazının süresinde yapıldığı gerekçesiyle, davanın usulden reddi ile, mahkemenin yetkisizliğine, yetkisizlik nedeni ile dava dilekçesinin reddine, dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, görev itirazının yetki itirazından önce incelenmesi gerektiğini, tahkim şartı olduğu gözetilmeden verilen yetkisizlik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, sözleşmenin 1.49 maddesinde taraflar arasındaki sorunların ve anlaşmazlıkların çözüm yerinin öncelikle tahkim müessesesi olduğu, bunun sonuç vermemesi üzerine adli mercilere başvurulacağının belirtildiğini, tahkime başvurmadan mahkemede dava açılmasının sözleşmeye aykırı olduğunu, tahkim yolu ile çözülemeyen anlamazlıklar için yetki sözleşmesi yapılmasının tahkim şartını geçersiz kılmayacağını, tarafların tahkim iradeleri dikkate alınmadan ve mahkemenin görevsiz olduğu gözetilmeden verilen kararın hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında imzalanan 05/11/2019 tarihli sözleşme ile, İstanbul ili, Bağcılar ilçesi, … Mah.No:…, Kat:… adresindeki … – Klima Tesisatı ve Havalandırma işlerinin birim fiyat usulüne göre 33.000,00 Euro bedeli ile yapımı kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin “İhtilafların Halli” başlıklı 1.49.maddesinde “Bu sözleşmenin hüküm ve tatbikinden doğabilecek he rtürlü ihtilaf; hakem yolu ile çözümlenir. Hakemler; tarafların seçtiği birer hakem ve bu iki hakemin seçtiği bir hakem toplam üç kişiden oluşur. Hakem yolu ile halledilemeyen ihtilaflar, İstanbul Mahkemelerinde çözümlenecektir.” hükmü düzenlenmiştir. Mahkemelerin yetkisi 6100 sayılı HMK’nın 5 ilâ 19 maddeleri arasında hükme bağlanmıştır. HMK’nın 6. Maddesine göre genel yetkili mahkeme, davalı gerçek ya da tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenir. TMK’nın 19. Maddesine göre gerçek kişilerin yerleşim yeri, sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Aynı Kanunun 51. Maddesine göre tüzel kişilerin yerleşim yeri ise, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yerdir. HMK’nın 10. Maddesine göre sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. HMK’nın 17. Maddesine göre tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır. HMK’nın 18. Maddesine göre ise, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hallerinde, yetki sözleşmesi yapılamaz. Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için yazılı olarak yapılması, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin belirli veya belirlenebilir olması ve yetkili kılınan mahkeme veya mahkemelerin gösterilmesi şarttır. 6098 sayılı TBK’nın 89. maddesine göre, borcun ifa yeri konusunda aksine bir anlaşma yoksa, para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde; parça borçları, sözleşmenin kurulduğu sırada borç konusunun bulunduğu yerde; bunların dışındaki bütün borçlar, doğumları sırasında borçlunun yerleşim yerinde ifa edilir. Para borçlarının alacaklının yerleşim yerinde ifa edileceğine dair TBK’nın 89. maddesindeki kural salt para alacakları ile ilgili olup, eser bedeline ilişkin alacak istemleri yönünden uygulanamayacağı Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin yerleşik kararlarıyla da kabul edilmektedir. (bkz. Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 02/10/2015 tarih ve 2015/3705 esas, 2015/4747 karar; 24/03/2015 tarih ve 2014/3179 esas, 2015/1457 karar; 23/02/2015 tarih ve 2014/2485 esas, 2015/922 karar sayılı kararları) Taraflar arasındaki sözleşme, niteliğince, TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde hükme bağlanan bir eser sözleşmesidir. Eser sözleşmelerinde yetkili mahkeme HMK’nın 6. Maddesine göre genel yetkili mahkeme olan davalının ikametgahı mahkemesi veya Kanun’un 10. Maddesinde düzenlenen sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesidir. Davacı, eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda davasını bu iki yer mahkemesinden birinde açabileceği gibi, tarafların tacir veya kamu tüzelkişisi olması kaydıyla HMK’nın 17. Maddesi gereğince yetki sözleşmesi ile kararlaştırdıkları yerde de açabilir. Dosya kapsamına göre, taraflar arasında düzenlenen 05/11/2019 tarihli sözleşmenin 1.49 maddesinde, sözleşmenin uygulanmasından doğabilecek her türlü uyuşmazlıkların çözümü için tahkim şartı öngörülmüş, tahkim yolu ile halledilemeyen uyuşmazlıkların İstanbul Mahkemelerinde çözüleceği hükme bağlanmıştır. Tarafların her ikisi de tacir olup, yetki sözleşmesi geçerli olduğundan, öncelikle taraflar arasındaki yetki uyuşmazlığının yetki sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi; tahkim ilk itirazı hususunda ise yetkili mahkemece bir karar verilmesi gerekmektedir. Bu durumda, dosyanın görülmekte olduğu Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi yetki sözleşmesi uyarınca yetkili olmayıp, yetkili mahkeme İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan, yerel mahkemece yetkisizlik nedeniyle davanın usulden reddine, dosyanın yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerden; 1-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/02/2023 tarih ve 2022/1017 esas, 2023/121 karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 2.422,00 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 2.242,10 TL harcın kararın kesinleşmesini takiben ve istek halinde davalı tarafa İADESİNE, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/04/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.