Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/478 E. 2023/464 K. 11.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/478
KARAR NO: 2023/464
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2022
NUMARASI: 2021/157 Esas, 2022/1083 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 11/04/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, davalının fatura karşılığı müvekkiline tekstil imalatı işi yaptırdığını, borcun ödenmemesi üzerine Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, müvekkilinin dava dışı … AŞ’nin ihtiyaç duyduğu kumaşların tedariki işini yaptığını, aldığı siparişin yapım işini davacıya verdiğini, davacının ayıplı imalat yaptığını, kendilerine ait olan kumaşların sararmasına neden olduğunu, davacının ürünleri onarım için geri almasına rağmen kumaşların onarım işinin de yapılmadığını, müvekkiline ait 700 kg kumaşın zarar gördüğünü, bu sebeple davacıya 15.498,00 TL bedelli fatura keşide edildiğini, davacının bu faturaya itiraz etmediğini, davacının müvekkili şirketten alacağının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 2017/68 Esas, 2018/632 Karar sayılı karar ile, taraflar arasında fason boyama ve yıkama hizmetine ilişkin eser sözleşmesi bulunduğu, bu kapsamda davacı tarafından tanzim olunan 6 adet 15.375,28 TL bedelli faturaların her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, uyuşmazlığın ayıplı imalat nedeniyle düzenlenen reklamasyon faturasından kaynaklandığı, davalı tarafından kesilen reklamasyon faturasının davacıya tebliğ ya da teslimine ilişkin belgenin yargılama sırasında sunulmadığı, reklamasyon faturasına dayanak bilirkişi veya tespit raporu bulunmadığı, ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin davalının elinde bulunmaması ve malların nerede olduğu hususunda açıklama yapılmaması nedeniyle ürünler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılamadığı, ayıp nedeniyle ürünlerin gerçek değeri altında satılarak zarara uğradığının da iddia ve ispat edilemediği, bu nedenle eserin ayıplı olarak imâl edildiğinin kabulü ve buna göre hesaplama yapılmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline, takibin 15.375,28 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağın %20 si oranında 3075,05 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Mahkeme kararına karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş, Dairemizin 2018/1470 Esas ve 2021/152 Karar sayılı kararı ile, mahkemece davalının ayıp iddiasının ispat edilemediğinin kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak mahkemece davacının ne kadarlık iş bedelini hakettiği yönünde herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı, bu durumda bir tekstil mühendisi bilirkişi de ilave edilmek suretiyle davacının alacaklı olduğu 6 adet fatura nedeniyle kaç kg kumaş yıkandığı, bunlardan tamir edilenler de dahil kaç kg kumaşın davalıya teslim edildiği, bir kısım irsaliyelerde imza bulunmadığı da gözetilerek belirlenip, davacının yaptığı iş karşılığında ne kadarlık iş bedeline hak kazandığı tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece Dairemizin kaldırma kararı üzerine yapılan yargılama neticesinde, kaldırma kararı gereğince yapılan bilirkişi incelemesinde davacı yükleniciye 4.499 kg kumaş teslim edilmiş olmasına rağmen 4.331 kg kumaşın davalı tarafa teslim ediliği, teslim edilmeyen kumaşlar nedeniyle davalı tarafın KDV dahil 3.719,52 TL zararının oluştuğu, her ne kadar 04.04.2022 tarihli raporda KDV hariç bedel üzerinde hesaplama yapıldığı görülmüş ise de, tarafların nihai tüketici konumunda olmamaları ve KDV tutarının nihai tüketiciye yansıtılacak olması nedeni ile KDV dahil bedellerin esas alınması gerektiği, buna göre davacı tarafın fatura etmiş olduğu 15.375,28 TL bedelden davalı tarafın zararı olan 3.719,52 TL’nin tenzili gerektiği gerekçesi ile; 11.655,76 TL asıl alacak üzerinden itirazın iptali ile bu bedel üzerinden takibin devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20’si oranında 2.331,15 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir.Davalı vekili istinafında, davalının dava dışı … Tic. A.Ş.’den aldığı siparişin yapım işini davacı şirkete verdiğini, davacının ayıplı imalat yaptığını ve kumaşların renginin sararmasına sebep olduğunu, ürünlerin defalarca tamir için davacıya irsaliyelerle gönderildiğini, davacı tarafın tamir işini de yapamadığını ve 700 kg kumaşın zarar gördüğünü, bu sebeple davacıya 21.06.2016 tarih C Seri … sıra numaralı 15.498-TL bedelli reklamasyon faturasını düzenlemek suretiyle Büyükçekmece … Noterliği’nin 21.06.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ekinde davacıya gönderdiklerini, davacı tarafın Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı dosyası ile icra takibine geçtiğini, takibe itiraz edildiğinden takibin durduğunu, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/68 Essa sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtıklarını, 30.10.2017 tarihli delil ve tanık listesini mahkemeye sunduklarını, ürünlerin bozuk olması sebebiyle davalı şirkete geri gönderdiğine dair sevk irsaliyelerinin dosyaya sunulduğunu, yine aynı ürünlerin tamir için davalı şirket tarafından davacıya sevk irsaliyeleri ile gönderildiğine dair sevk irsaliye fotokopilerinin dosyaya sunulduğunu, davacının tamire ilişkin düzenlediği sevk irsaliyelerinin de dosyaya sunulduğunu, dosyada bilirkişi incelemesi yaptırdıklarını, mahkemece 2017/68 Esas sayılı dosyasında davanın kabulüne karar verildiğini, mahkeme kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2018/1470 Esas – 2021/152 Karar sayılı ilamı ile istinaf talebimizin kabulüne ve yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verildiğini, mahkemenin istinaf mahkemesi ilamı doğrultusunda tekrar bilirkişi incelemesi yaptırdığını, bilirkişi raporunun hatalı olması sebebiyle rapora itiraz ettiklerini, bilirkişi ek raporunda da hata yapıldığını, özellikle imzasız irsaliyeler sebebiyle teslimin yapılmadığı açıkça anlaşılmasına rağmen ürünler davalı şirkete tam olarak teslim edilmiş gibi rapor tanzim edildiğini, yerel mahkemenin hukuka aykırı bilirkişi raporuna istinaden davanın kısmen kabulüne takibin 11.655,76-TL asıl alacak üzerinden devamına, ve %20 oranında davacıya icra inkar tazminatı ödemesine karar verildiğini, davacının ayıplı imalat yaptığı 700 kilodan fazla malın davacı uhdesinde kaldığının dosyadaki deliller ile ispat edildiğini, mahkemenin davacının ayıplı imalat yaptığını kabul ettiğini, yine dosyada dinlenen savunma tanıklarının ifadesiyle davacının 700 kg kumaşa zarar verdiğinın ve ayıplı imalat yaptığının ispat edildiğini, dosyaya sunulan bilirkişi raporunda davacının sunması zorunlu olan envanter defterini sunmadığını, davalı şirketin ise tüm defterlerini sunduğunu, davalı şirketin defterleri esas alınarak davanın reddi gerekirken davanın kabulünün hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda açıkça davacının yaptığı işlerin ayıplı olduğunun belirtildiğini, tamir irsaliyeleri sonucunda davacının davalı şirkete eksik ürün teslim ettiğinin de açıkça tespit edildiğini, öncelikle davacının 700 kg ürünü ayıplı hale getirdiği kanıtlandığı gibi davacının uhdesinde kalan 168 kg kumaş da sevk irsaliyelerinin toplamıyla bilirkişi raporuyla ispat edildiğini, her ne kadar bilirkişi raporunda bu tür işlerde fire olabileceği belirtilmiş ise de, söz konusu işlemlerde fire olmayacağı gibi, bilirkişinin bu konuda da uzmanlığının olmadığını, irsaliyelerle 168 kg ürünün davalının uhdesinde kaldığının ispat edildiğini,bu nedenle davanın reddi gerektiğini, istinaf ilamından önce sunulan bilirkişi raporunun 7. sayfasında davalı şirketin davacıya 08.06.2016 tarihli irsaliye ile 700 KG kumaş gönderdiğinin belirtildiğini ve aynı raporda bu irsaliyeden sonra davacının davalı şirkete 13.0.32016 tarihinde 610 KG ve 16.06.2016 tarihinde 164 kg kumaş iade ettiğinin belirtildiğini, fakat teslime ilişkin irsaliyelerde imza bulunmadığının da raporun 4.6. paragrafında açıkça yazılı olduğunu, söz konusu irsaliyelerde davalı şirkete teslim edildiğine dair imza bulunmadığı dikkate alındığında malların davacının uhdesinde kaldığının belli olduğunu, 700 Kg’dan fazla malın davacının uhdesinde kaldığı ispat edilmesine rağmen davanın kabulünün hukuka aykırı olduğunu, yine taraflar arasında ihtilaflı bir ilişkinin olduğu, likit bir alacak bulunmadığı, 3.719,52-TL bakımından davanın reddine karar verildiği ve dava konusu edilen tutarın bir kısmının reddedildiği dikkate alındığında, alacak likit olmadığı için icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini, mahkemece imzasız irsaliyelerdeki ürünlerin tamamının davalı şirkete teslim edildiğinin kabul edildiğini, imzasız irsaliyelerdeki ürünlerin davalı şirkete teslim edildiğinin kabulü hukuka aykırı olduğunu, davacı imzasız irsaliyelerdeki tüm ürünlerin davalı şirkete teslim edildiğini ispat edemediğini, buna rağmen imzasız irsaliyelerdeki ürünün davalı şirkete teslim edildiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici; davalı ise iş sahibidir.Taraflar arasında davalı iş sahibine ait kumaşların yıkanması konusunda sözlü eser sözleşmesi bulunmaktadır.Dairemiz kaldırma kararı sonrasında mahkemece dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Dairemiz kaldırma kararında, dosya kapsamındaki 03/06/2016 tarihli 1290 kg ve 06/06/2016 tarihli 702 kg’lik irsaliyelerde teslim alan kısmında davalı tarafın imzasının bulunduğu, diğer irsaliyelerde ise imza bulunmadığı tespit edilerek, mahkemece davalının ayıp iddiasının ispat edilemediğinin kabul edilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak mahkemece davacının ne kadarlık iş bedelini hakettiği yönünde herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadığı, bu durumda bir tekstil mühendisi bilirkişi de ilave edilmek suretiyle davacının alacaklı olduğu 6 adet fatura nedeniyle kaç kg kumaş yıkandığı, bunlardan tamir edilenler de dahil kaç kg kumaşın davalıya teslim edildiği, bir kısım irsaliyelerde imza bulunmadığı da gözetilerek belirlenip, davacının yaptığı iş karşılığında ne kadarlık iş bedeline hak kazandığı tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen, mahkemece bu hususta bir inceleme yapılmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, mahkemece dava konusu irsaliyeler incelenerek, davalının imzası bulunmayan irsaliyeler esas almak suretiyle; teslim irsaliyelerinde davalının imzaları yoksa ürünün davalı tarafından teslim alınmadığı kabul edilerek, bilirkişiden bu hususta ek rapor alınmak suretiyle, davacının bakiye iş bedeli alacağı bulunup bulunmadığı belirlenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Öte yandan, kabule göre de, alacağın bilirkişi incelemesi ve yapılan yargılama ile belirlenmesi, likit bulunmamasına rağmen, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi de hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/12/2022 tarih, 2021/157 Esas, 2022/1083 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,4-Davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 11/04/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.