Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/462 E. 2023/1213 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/462
KARAR NO: 2023/1213
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/09/2022
NUMARASI: 2021/686 Esas, 2022/620 Karar
DAVANIN KONUSU: Tanıma ve tenfiz
KARAR TARİHİ: 07/11/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, yabancı mahkeme kararının tenfizi talebine ilişkin olup, mahkemece davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine dair verilen karara karşı davacı yanca istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, davalı … Müh. Taah. ve Tic. AŞ. ve … İnş. Madencilik San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin İstanbul merkezli “… İnşaat Taah. Adi Ortaklığı” nı … sicil numarası ile Cezayir’de toplu konut projesinin yapımı için kurduklarını, sonrasında … Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti’nin de adi ortaklığa hissedar alarak alınmasıyla ortaklık yapısının 3 ortaklı hale geldiğini, ardından da adi ortaklığın merkezinin Ankara’ya taşınarak … sicil numarasını aldığını, sonrasında adi ortaklığın Cezayir’de almış olduğu toplu konut projesinin imalatına başladığını, müvekkili olan şirketin de inşaat alanında faaliyet göstermekte olduğunu, bu sebeple adi ortaklık ile inşaat yapım işlerine ilişkin sözleşme imzaladığını, sözleşmenin imzalanması sonrası müvekkilinin sözleşme gereği üstlendiği bütün edimleri eksiksiz olarak yerine getirmesine rağmen diğer bir çok müteahhit gibi parasını alamadığını, parasını alamayan müvekkilinin “Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Tipaza Yargı Meclisi Cheraga Mahkemesi”ne 20/00897 sayılı davasını açtığını, müvekkilinin açmış olduğu davayı kazandığını ve kararın kesinleştiğini, ancak bu süreçte davalıların adi otaklığa ait banka hesabında bulunan parayı yurt dışına kaçırmaları sebebiyle alacağın tahsil edilemediğini, söz konusu mahkeme kararının Türkiye Cumhuriyeti makamlarınca da geçerli kılınması için; Türkiye Cumhuriyeti ve Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti arasında hukuki iş birliğine ilişkin sözleşme kapsamında, mahkeme kararının tanınması ve tenfizini talep etme zorunluluğunun hasıl olduğunu belirterek, Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Tipaza Yargı Meclisi Cheraga Mahkemesinin 19.02.2020 tarih ve … nolu kararının tanınması ve tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … San ve Tic. Ltd Şti. vekili, 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 51. Maddesi’ne göre, Görevli Mahkeme, “kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye’deki yerleşim yeri” olup, müvekkili şirketin Türkiye’deki yerleşim yeri Ankara olduğundan müvekkili yönünden yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacı tarafın zorunlu arabuluculuk dava şartını yerine getirmediğini, mahkemenin tensip zaptı ile davacı vekiline dava konusu Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Tipaza Yargı Meclisi Cheraga Mahkemesi’nde … nolu kararının aslı veya onanmış örneği ile tercümesinin onanmış örneğini dosyaya ibra emek üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine” karar verildiğini ancak 5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 53. Maddesi’ne göre, daha sonradan sunulacağı bildirilen belgelerin, tenfiz dilekçesine eklenmesi zorunlu olan belgelerden olduğunu, dava şartı niteliğinde olan belgelerin sunulmaması karşısında davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, davanın reddine yetkisizlik ve dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … San.ve Tic. Ltd.Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile müvekkili şirket arasında bugüne kadar herhangi bir ticari ilişki vukubulmamış olduğunu, bu anlamda bir cari hesap kurulmadığını, herhangi bir borç doğmadığını tanıma ve tenfiz’i talep edilen karar incelendiğinde kararın … firması ile ilgili olduğu / bu firma aleyhine verildiği görülmekte olduğunu, müvekkili olan firmanın Cezayir’de bir takım ticari faaliyetlerde bulunmuş ise de, yukarıda belirtildiği üzere Tanıma ve Tenfiz’i istenen kararda; … firmasının Cezayir kanunlara göre kurulu, adresi Cezayir’de bulunan, Cezayir’de vergi numarası olan bir firma olduğu görülmekte olduğunu, buna göre Cezayir’de kurulu bir firma aleyhine alınan kararın Türkiye’de icrası ancak “…” ismi aleyhine verilebiceğini ve Türkiye’de bu isimde bir firma bulunmadığını tüm bu nedenlerle davanın husumet itirazları uyarınca MÖHÜK 54/ç’ye aykırı hareket edilmesi ve sair itirazlarımız dahilinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Taahhüt Ve Tic. A.Ş.Vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin usul ve yasaya aykırı olup davanın reddi gerekmekte olduğunu, şöyle ki tanınması ve tenfizi istenilen Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Tipaza Yargı Meclisi Cheraga Mahkemesi’nin 19.02.2020 tarihli ve … numaralı kararı … adi ortaklığı aleyhine alınan bir karar olduğunu, bu şirketin Cezayir kanunlarına uygun olarak kurulduğunu, tanınması ve tenfizi istenen kararda ve … sipariş formunda belirtildiği gibi şirketin adresi …Zeralda olduğunu, bu şirketin Cezayir Maliye Bakanlığı’na ve Ticaret Siciline bağlı olduğunu, kendine ait vergi numarası vs. olan tüzel kişiliğe haiz bir şirket olduğunu, …adi ortaklığı olarak … Adi Ortaklığı Ticari İşletmesi , Cezayir Konut Bakanlığının açmış olduğu ihaleye katılabilmek amacıyla kurulduğunu, kurulduktan sonra Cezayir’de Cezayir Konut Bakanlığı’na bağlı … İdarelerinden … Projesi, … Projesi, … Projesi olmak üzere üç ayrı proje alındığını, Cezayir’deki mevcut kanunlara göre konut projelerini yapabilmek için ayrı ayrı tüzel kişiliklere haiz şirketlerin kurulması gerekli olduğunu, her şirketin kendine has ayrı vergi numarası, ayrı ticaret sicili belgesi ve ayrı çalışma izin belgesi almış olması yanında oturma izni, inşaat ruhsatı alabilmek için de ayrı ayrı şirketlerin kurulması gerekmekte olduğunu, her şirket alınan o projeyi yapmak için kurulmuş olup şirketler arasında hukuki ve maddi bağ olmayacağından dolayı şirketlerin birbirlerine karşı herhangi bir kefalet veya müteselsil sorumluluklarının olmadığını, yani kurulmuş şirketlerin birinin borcundan dolayı diğerinin alacaklarına haciz konularak tahsilat yönüne gidilemeyeceği kanun gereği olduğunu, nitekim … Projesindeki alacaklıların … Projesindeki alacaklara bloke koydurmak istemesi üzerine Cezayir yerel mahkemesi şirketler arasında bağ olmadığı ve ayrı ayrı tüzel kişiliklerinin olması nedeniyle bu talepleri reddettiğini, Tanıma ve tenfizi istenen Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Tipaza Yargı Meclisi Cheraga Mahkemesi’nin 19.02.2020 tarihli ve … numaralı kararda … firmasının borçlu olduğu belirtildiğini bu firmanın tamamen Cezayir kanunlarına göre kurulduğunu, Türkiye’de şubesi olmadığı gibi herhangi bir ortaklık yapısının da olmadığını, bu nedenle müvekkili olan firma … Anonim Şirketi aleyhine tanıma ve tenfiz kararı verilmesi yasaya aykırı olduğunu tüm bu nedenlerle davacı tarafça açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararı gereğince, davacı ile iş sahibi … Şirketi arasında bir takım inşaat işlerinin yapımı konusunda eser sözleşmesi yapıldığı, davacının edimlerini yerine getirmesine rağmen ücretini alamadığı iddiasıyla açtığı davada … şirketinin 29.773.807,00 Cezayir Dinarı tutarındaki borcu ödemesinin hüküm altına alındığı, davanın dayanağı olan Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Tipaza Yargı Meclisi Cheraga Mahkemesinin 19/02/2020 tarih ve … nolu kararında; davacının … Müteahhitlik İşleri Şirketi, davalının ise ana merkezi … Cad. Villa no. … adresinde bulunan … Şirketi olduğu, bu kararın yine ana merkezi … adresinde bulunan … Şirketine tebliğe çıkarıldığı ve temsile yetkili genel müdürüne tebligat yapılmak suretiyle kararın temyiz edilmeden kesinleştiği, uyuşmazlığın, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararındaki davalı ile iş bu davanın davalılarının aynı olup olmadığı, iş bu dosya davalısının söz konusu yabancı mahkeme kararı gereğince davacı şirkete borçlu olup olmadığı noktasında toplandığı, dosya kapsamındaki evraklardan, tenfize konu ilamda borçlu olduğuna karar verilen tüzel kişiliğin ünvanı ile davalı şirketlerin oluşturduğu adi ortaklığın ünvanının farklı olduğu, tenfize konu ilamda borçlu olduğuna karar verilen davalı şirketin … Cad. Villa no. … adresinde bulunan … Şirketi olduğu açıkça yazılı ise de, davalıların oluşturduğu ve davacı tarafça işbu davada husumet yöneltilen … Adi Ortaklığı Ticari İşletmesinin ana merkezinin Ankara olduğu, söz konusu adi ortaklıkla tenfize konu ilamda borçlu olduğuna karar verilen … Şirketi arasında olası organik bağ bulunsa bile iş bu davaya ilişkin yabancı mahkeme ilamında davalı olarak gösterilmeyen ve söz konusu alacaktan sorumluluğu bulunmayan davalı şirketlere karşı dava açıldığı, dolayısıyla tenfizi istenen ilamdaki davalı ile iş bu dava dosyasının davalılarının aynı olmadığından benzer mahiyetteki İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesinin 2019/1380 Esas, 2020/56 Karar sayılı ilamı da dikkate alınarak, pasif husumet nedeni ile dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, davalıların oluşturduğu adi ortaklığın Cezayir’de yapmış olduğu inşaat işlerinden dolayı mağduriyet yaşandığını, buna ilişkin Cezayir’de bir çok dava açıldığını, bu davalarda verilen kararların tanınması amacı ile pilot olarak üç ayrı dava açtıklarını, bu davalarda ikisi dışında sadece bu davanın husumetten reddedildiğini, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/747 esas sayılı dosyasında her üç davalı şirketin Cezayir mahkemesi tarafından verilen karar ve kesinleşme tarihlerinde adi ortaklığın ortakları olduğu, adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından müteselsil sorumlu, her üç davalıya karşı bu davanın açılabileceği kabul edilerek davalıların husumet itirazlarının reddine karar verildiğini, ATO tarafından yerel mahkemeye gönderilen evraklarda anlaşılacağı üzere şirket kaşesi olarak “…” kullandığı imzaların adi ortaklığı temsil eden üçüncü şirket olan … inşaatın yetkilisi tarafından imzalandığının açık olduğunu, bu nedenlerle mahkemenin husumetten reddine dair kararının hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalılar … Müh. Tic. A.Ş. ve … Tic. Ltd. Şti vekilleri ayrı ayrı sundukları istinaf dilekçeleri ile, davacı tarafın istinaf talebinin reddi ile mahkemece red kararı verilmesine rağmen vekalet ücretinin maktu olarak verildiğini, nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, bu yönden istinaf taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmişlerdir. Dava, Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Tipaza Yargı Meclisi Cheraga Mahkemesinin 19/02/2020 tarih ve … nolu kararının tanınması ve tenfizi istemine ilişkindir. MÖHUK’un “tenfiz şartları” başlığını taşıyan 54/ç maddesi “o yer kanunları uyarınca kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk Mahkemesine itiraz etmemiş olması” ve 54/b maddesi “ilamın Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilamın dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı halde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmemiş olması” hükümlerini içermektedir. Mahkemece Cezayir Demokratik Halk Cumhuriyeti Tipaza Yargı Meclisi Cherage mahkemesinin 19/02/2020 tarih ve … nolu kararının tanınması ve tenfizi için açılan davada Cezayir Mahkemesinden alınan kararın … adi ortaklığı aleyhine alınan karar olduğunu, şirket adresinin Cezayir olup Cezayir Maliye Bakanlığı Ticaret Siciline bağlı olduğunu, davada husumet yöneltilen … İnş. Taah. Adi ortaklığı ticari işletmesinin ana merkezininde Ankara olduğunu, tenfize konu ilamda borçlu gözüken şirket ile bu şirket arasında organik bağ bulunsa bile yabancı mahkeme ilamında taraf olmayan kişiye karşı verilen kararın tenfizi davasında bu şirkete husumet yöneltilemeyeceğini belirterek davanın husumet yönünden dava şartı yokluğundan reddine dair verdiği karar dosya kapsamı ve dosyada bulunan mevcut ticaret sicil kayıtları ve ilama göre isabetli olup, davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davalıların istinaf taleplerinin ise yabancı mahkeme kararlarının tenfizine ilişkin açılan davalarda davanın reddi halinde hükmedilecek vekalet ücreti maktu vekalet ücreti olup ( Yargıtay 6. H.D. 2020/176 Esas 2021/242 Karar) mahkemenin davalılar lehine maktu vekalet ücretine hükmetmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle davalıların nispi vekalet ücreti talebi yerinde olmadığından istinaf taleplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/09/2022 tarih ve 2021/686 Esas, 2022/620 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 189,15 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalılarca yatırılması gereken 269,85 TL nisbi istinaf karar harcından peşin olarak yatırılan 161,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 108,45 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde BIRAKILMASINA,5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 07/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.