Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/380 E. 2023/270 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/380
KARAR NO: 2023/270
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/11/2022
NUMARASI: 2022/756 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: İtirazın iptali
KARAR TARİHİ: 08/03/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının iadesi için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup; mahkemece davacı vekilinin ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında 04/06/2021 tarihinde “Eğitim Yapıları Çatı Ges Yapım İnşaati Sözleşme Paketi Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Kilis, Osmaniye, Konya, Mersin, Şanlıurfa ve Kahramanmaraş İllerinde 48 Okul Bina ve Eklentileri Çatı Ges Yapım İşi Kapsamında 9 İl, 48 Okul ve 68 Binadan Oluşan Toplam 6.6674 KWp Gücünde Kurulacak Güneş Enerji Santrali’nin Çatı Tipine Uygun Panel Taşıyıcı Metal Konstrüksiyon Alımı ve Nakliyesi Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşme ile davalı yüklenici sıfatıyla, çelik yapı malzemelerinin ilgili bağlantı elemanları ile birlikte tedarik edilmesi ve ilgili projenin statik hesaplarının hazırlanarak, iş sahibi davacıya teslim etme işini üstlendiğini, davalı şirket tarafından, müvekkili şirkete 21/10/2021 tarihinde mail göndererek mertek ve aşıkların 22/10/2021 tarihinde sevke hazır olacağını bildirip ödeme talep ettiğini, bu mail üzerine müvekkili şirket tarafından malzemelerin bedeli olan 24.560,00 USD’nin 25/10/2021 tarihinde davalının banka hesabına gönderildiğini ancak bedelleri ödenen ve sevke hazır olduğu iletilen malzemelerin müvekkili şirkete teslim edilmediğini, bunun üzerine davalıya 22/08/2022 tarihinde Ankara … Noterliği’nden … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin davalıya 23/08/2022 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, davalı tarafından ihtarnameye herhangi bir cevap verilmediği gibi, teslim edilmeyen malzemelerin bedelinin de müvekkili şirkete iade edilmediğini, bu nedenle davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durdurulduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı yanın icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına karar verilmesi ile müvekkilinin her türlü zararının tazmini ve sair yasal haklarının temini için, alacağın rehinle temin edilmemiş olması dikkate alınarak teminatsız ya da mahkemece uygun görülecek bir teminat karşılığında davalının borca yeter miktarda menkul ve gayrimenkulleri üzerine ihtiyati haciz konulması ile davalı borçlunun borca yeter miktarda menkul ve gayrimenkullerinin 3. kişilere satış ve devrinin engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 17/11/2022 tarihli ara karar ile, dosyaya sunulan delillere göre alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirir nitelikte bulunup, davacının vadesi bir gelmiş bir para alacağı bulunduğuna ilişkin İİK’nın 257.maddesindeki yasal koşulların gerçekleşmediği, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmağa veya kendisi kaçmağa hazırlanması ya da bu maksatla alacaklarının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunduğu yönünde iddia ve delil bulunmadığı, ayrıca davaya konu edilmeyen davalıya ait mal ve gayrimenkullerin üçüncü kişilere devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hukuken mümkün olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin yasal koşulları oluşmayan ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, yanlar arasında imzalanan sözleşmenin 04/06/2021 tarihinde imzalandığı, sözleşmenin “İşin Süresi” başlıklı 8. Maddesi ile, tüm malzemelerin sevkiyatının 31/08/2021 tarihinden önce tamamlanacağının kararlaştırıldığını, ancak davalı tarafından işin tesliminin sözleşmesel sürelerini aştığını, ilgili malzemenin ölçü ve kalıplarının yalnızca kendilerinde olması ve yeni bir anlaşma ve üretimin vakit ve nakit kaybı yaratacağı gözetilerek şirket yetkilileri ile görüşüldüğünü, bunun üzerine davalı şirket tarafından, müvekkili şirkete 21/10/2021 tarihinde mail gönderilerek mertek ve aşıkların 22/10/2021 tarihinde sevke hazır olacağının bildirildiğini ve ödeme talep edildiğini, söz konusu mail üzerine müvekkili şirket tarafından malzemelerin bedeli olan 24.560,00 USD’nin davalının banka hesabına 25/10/2021 tarihinde gönderildiğini, ancak bedelleri ödenen ve sevke hazır olduğu iletilen malzemelerin müvekkili şirkete teslim edilmediğini, bunun üzerine davalı şirket yetkilisi ile müvekkili şirket yetkililerinin, davalının Ankara Merkez binalarında görüşme sağladığını, depoları gezdiğini ve bedeli ödenen malzemelerin depolarda bekletildiğinin tespit edildiğini, bu tespit üzerine müvekkili şirket yetkilisinin malzemelerin derhal sevkini talep ettiğini, davalının da bu talebi karşılayacaklarını bildirdiğini, ancak daha sonrasında ilgili malzemelerin sevk ve müvekkili şirkete teslim edilmediğini, akabinde davalı yana ihtarname gönderildiğini, bundan da sonuç alınamaması üzerine davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalı uhdesine geçen iş bedelinin banka dekontu ile sabit olduğu ve bedeli ödenmiş olan malzemelerin teslim edildiğine ilişkin herhangi bir teslim evrakı bulunmadığı göz önününe alınarak olayda yaklaşık ispatın yerine getirildiğinin kabul edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin para borcu alacaklısı olması, bu borcun işin doğası gereği rehinle temin edilmemiş olması ve borçlunun mal kaçırma ihtimalinin bulunması nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı veya tamamen imkânsız hâle geleceğinin aşikar olduğunu, bu nedenle müvekkilinin hak ve alacaklarının güvence altına alınması için davalının taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine teminat aranmaksızın ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir.Taraflar arasında imzalanan 04/06/2021 tarihli sözleşme uyarınca davalı yüklenici sıfatıyla, çelik yapı malzemelerinin ilgili bağlantı elemanları ile birlikte tedarik edilmesi ve ilgili projenin statik hesaplarının hazırlanarak, iş sahibi davacıya teslim etme işini üstlenmiştir.Davacı iş sahibi tarafından davalı yüklenici hakkında iş bedeli alacağının iadesini temin için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile 24.560,00 USD’nin tahsili amacıyla ilamsız takip yapıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. İİK’nın 257. maddesinde; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Aynı kanunun 258. Maddesinde de; ihtiyati haciz talep eden tarafın, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmesi ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ve yasal delillerle ispat etmesi gerektiği belirtilmiştir.Yukarıda açıklanan kanun maddeleri kapsamında somut olay değerlendirildiğinde; dava dosyası henüz layihalar aşamasında olup, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak deliller tam olarak toplanmamıştır. Bu itibarla mahkemece, olayda İİK’nın 258. Maddesinde aranan yaklaşık ispat şartının oluşmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verilmesi dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun olmuştur.İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Yukarıda açıklanan kanun maddesi kapsamında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece HMK’nın 389.maddesi gereğince davacı yanca üzerine ihtiyati tedbir konulması talep edilen malların davanın konusunu oluşturmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin de reddine karar verilmesi isabetli olmuştur.Açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre, davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine ilişkin mahkeme ara kararında, ileri sürülen istinaf sebeplerine göre usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, yaklaşık ispat kriterleri ile yargılama sırasında sunulacak delillere göre talep halinde ihtiyati haciz şartlarının her zaman yeniden değerlendirilebileceği göz önüne alındığında, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/11/2022 tarih ve 2022/756 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 08/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.