Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/376 E. 2023/296 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/376
KARAR NO: 2023/296
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/11/2022
NUMARASI: 2022/991 Esas, Derdest
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 20/03/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı şirket ile davalı arasında “İstanbul İli, Küçükçekmece İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel adresinde “… Projesi” inşaatının yapımına ilişkin 28.06.2021 tarihli sözleşme imzalandığını, bu sözleşmenin 18.1 maddesi kapsamında, inşaatın tamamlanması ile kesin ölçüm yapılarak Kesin Hesap Hakedişi sonra hesaplanmak üzere yaklaşık 8.000.000,00 TL bedelin davacı şirkete ödenmesi konusunda taraflarca mutabık kalındığını, müvekkili şirketin inşaat alanının kendisine teslim edilmesiyle birlikte sözleşmede kararlaştırıldığı üzere, kendi malzemeleri, aletleri ve kendi işçileriyle inşaatın yapımına başladığını, ancak inşaat işlerinin devamı sırasında davalı tarafça, yaklaşık bedelin beklenilenin üzerine çıkmış olması sebebiyle, sözleşmenin ileriye etkili olarak sona erdirilmesi konusunda davacı şirket ile anlaşmak istediğini, bunun üzerine davacı şirket ve davalı arasında 01.12.2021 tarihli yeni bir protokol akdedilerek 28.06.2021 tarihli sözleşmenin 01.12.2021 tarihi ve 19:00 saati itibarıyla ileriye etkili olarak sona erdirilmesi husunda tarafların anlaşmış olduğunu, taraflar arasında imzalanan mezkur fesih protokolü uyarınca davalı tarafça davacı şirkete KDV dahil 6.597.871,50 TL ödeme yapıldığını, ancak davacı şirketçe, sözleşmenin başlangıç tarihi olan 28.06.2021 tarihinden sözleşmenin fesih tarihi olan 01.12.2021 tarihine kadar işbu şantiyede gerçekleştirdiği imalatlar ve inşaat faaliyetlerine ilişkin olarak toplamda 17.283.429,32 TL tutarında masraf ve hakediş gerçekleştirildiğini ve bu hakedişin davalı tarafa bildirildiğini, bunun üzerine davalı tarafça, davacın bilgisi ve rızası dahilinde, Yıldız Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi’ne başvurularak ve inşaatın güncel durumu hakkında uzman heyet tarafından rapor tanzim edildiğini, Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından hazırlanmış uzman raporunda bedel tespiti yapılmadığından ötürü Küçükçekmece 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2022/30 Değişik İş sayılı dosyası ile delil tespiti talepli dava ikame edildiğini, Küçükçekmece 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/30 Değişk İş sayılı dosyası kapsamında tanzim edilen bilirkişi raporu ile de sabit olduğu üzere, davacı şirketin asıl alacak tutarı olan 17.283.429,32-TL yerine, davalı tarafça davacıya yalnızca 6.597.871,50-TL ödeme yapıldığını, dolayısıyla davacı şirketin davalı taraftan 10.685.557,82-TL asıl alacağı ve alacağın muacceliyet ve temerrüt tarihinden itibaren ticari faiz alacağı bulunduğunu belirterek, faiz ve fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı şirketin, davalı şirketten alacağı olan ileride arttırılmak ve talep edilmek kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline, davacı şirketin, alacağı yönünden ileride telafisi güç zararların önlenmesi, alacağını tahsilde yaşaması muhtemel sıkıntıların engellenmesi amacıyla davalı adına kayıtlı tüm menkul, gayrimenkul, araç kayıtları, banka ve finans kuruluşlarındaki hesapları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz ve/veya ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 03/11/2022 tarihli ara karar ile, davacının talep ettiği alacağına ilişkin alacak istemi ve miktarı, dava konusu alacağın oluşup oluşmadığı, talep tarihi itibariyle sunulan belge ve delillerle birlikte değerlendirildiğinde; davacının dava konusu talebi taraflar arasındaki eser sözleşmesinden kaynaklı olarak davacı tarafın edimlerini sözleşme ve ek protokoller kapsamında yerine getirmesine rağmen davalı tarafından sözleşme ve protokoller kapsamındaki bedellerin ödenmediği ve bu kapsamda yapılan tespitlere dayandığı, buna göre davacının söz konusu sözleşme ve protokoller kapsamında alacağının bulunup bulunmadığı hususunun davacı tarafın tek taraflı beyanları ve tespit dosyası ile tek başına bu aşamada ispatının mümkün olmadığı, bu hususun ancak yargılama aşamasında tarafların delil ve beyanları ile belirlenebileceği, sunulan bilgi ve belgelerin bu aşamada tek başına bir alacağın varlığını ve borcun ödenmediğini yaklaşık ispata elverişli olmadığı, bu nedenle muaccel bir alacağın varlığı hususunun yaklaşık olarak ispat edilemediği gerekçesiyle, ihtiyati tedbir/haciz taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, 28.06.2021 tarihli Sözleşme’nin feshedilmesi neticesinde davacı şirketin söz konusu projede gerçekleştirmiş olduğu inşaat faaliyetleri kapsamında hak kazandığı alacak tutarının talep edildiğini, mahkemece tanzim edilen 03.11.2022 tarihli ara karar ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiğini, yerleşik içtihatlar ve doktrin uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için kesin ispat değil yaklaşık ispat arandığını, huzurdaki dosyada ihtiyati haciz için gerekli ispat şartlarının gerçekleştiğini, davacı şirket ile davalı arasında “İstanbul İli, Küçükçemece İlçesi, … Mahallesi, … Ada, … Parsel” adresinde yapılacak inşaata ilişkin olarak sözleşme imzalandığını, işbu sözleşmenin davalı yan tarafından ileri etkili olarak feshedilmek istenmesi üzerine taraflar arasında 01.12.2021 tarihli fesih protokolü akdedildiğini, fesih protokolünün 5. Maddesi “İlgili imalatın şu andaki durumu ve seviyesi taraflarca net olarak tespit edilemediğinden, bu protokolden sonra 10.12.2021 tarihine kadar uzman bilirkişilerce tespiti yapılacağından taraflar arasındaki net hesaplaşma o tarihte olacak, o sonuca göre tarafların varsa biri diğerine borcunu ifa edecektir” şeklinde düzenlenmiş olup işbu madde ile davalı yanın davacıya olan borcunu ifa edeceği konusunda mutabık kalındığının açıkça görüldüğünü, taraflar arasında imzalanan mezkur fesih protokol kapsamında davacı şirketçe sözleşmenin başlangıç tarihi olan 28.06.2021 tarihinden sözleşmenin fesih tarihine olan 01.12.2021 tarihine kadar söz konusu proje alanında gerçekleştirdiği imalatlara ilişkin olarak hakediş cetvelleri düzenlendiğini, söz konusu hakediş cetvelleri davalı yanın bilgisi dahilinde olup, davalı yanca kabul edildiğini, bununla birlikte davacı ilgili fesih protokolünün 5. Maddesi ile öngörülen alacağı güvence altına almak ve tam olarak tespit edebilmek maksadıyla Küçükçekmece 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2022/30 D. İş sayılı dava dosyası ikame edildiğini, dosya kapsamında uzman bilirkişilerce rapor tanzim edildiğini, raporda “15.11.2021 tarihli … İnşaat Ltd. Şti., … ve … tarafından imzalanan 17.283.429,32 TL tutarlı hakediş faturasının yapılan imalatlar, inşaat ve işçilik bedellerinin makul ve piyasa şartlarına göre talep edilebilir olduğu” görüş ve kanaatine varıldığını, dava açılmadan önce yapılan delil tespiti esas hakkındaki dava dosyasının eki niteliğinde görüldüğünü, bu kapsamda tanzim edilen bilirkişi raporu ile davacının davalı taraftan eser sözleşmesinden kaynaklı alacağı bulunduğunun esas dosya kapsamında sabit olmasının gerekli olduğunu, hal böyleyken davacının alacağının yaklaşık olarak ispat edildiğinin kabulü gerektiğini, davalı şirketin davacı şirkete olan borcunu hala ödemediğini, davacı şirketçe İstanbul İli, Küçükçekmece İlçesi, … Mahallesi,… Ada, … Parsel adresinde yapılacak olan proje kapsamında, sözleşmenin başlangıç tarihi olan 28.06.2021 tarihinden sözleşmenin fesih tarihi olan 01.12.2021 tarihine kadar gerçekleştirilen imalatlar ve inşaat faaliyetlerine ilişkin olarak toplamda 17.283.429,32 TL tutarında masraf ve hakedişin davalı tarafa bildirildiğini, söz konusu miktara ilişkin hakediş cetvelleri de düzenlenmiş olup işbu tutarın davalı tarafın kabulünde olduğunu, Kadıköy …. Noterliği’nin … Yevmiye Numaralı 26.09.2022 tarihli ihtarnamesi ile tarafların arasındaki anlaşma kapsamında tespit edilen ve Küçükmece 2. Sulh Hukuk Mahkemesi 2022/30 D.İş sayılı dosyası ile sabit olan borcun davacı şirkete ödenmesinin davalı şirketten talep edildiğini, söz konusu ihtarnamenin 02.09.2022 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalı tarafın davacı şirketin inşaat faaliyetleri sonucu hak kazandığı bedeli davacı şirkete ödemesi gerekliliğinin taraflar arasında münakit fesih protokolü ile sabit olmasına rağmen davalı tarafça söz konusu bakiye borcun ödenmesine ilişkin bir adım atılmadığını belirterek, istinaf başvurusunun kabulü ile, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/991 E. Sayılı dosya kapsamında tanzim edilen 03.11.2022 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılmasına, davalı şirket adına kayıtlı menkul, gayrimenkul, araç kayıtları, banka ve finans kuruluşlarındaki hesapları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine İİK 257. vd maddeleri gereğince ve takdiren teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı iş sahibidir. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3. Maddesine göre mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorundadır. İİK’nın 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talep eden taraf, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Somut olayda, taraflar arasında … projesi inşaatının yapılmasına ilişkin olarak imzalanan 28.06.2021 tarihli sözleşme gereğince davacı tarafça inşaat faaliyetlerine başlanıldığı, bilahare taraflar arasında imzalanan protokol ile 28/06/2021 tarihli sözleşmenin karşılıklı olarak feshedildiği anlaşılmaktadır. Davacı tarafından Küçükçekmece 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2022/30 iş dosyasından alınan 21.02.2022 tarihli bilirkişi heyeti tespit raporunda davacı tarafından düzenlenen 17.283.429,32 TL hakediş faturasının yapılan imalatlar, inşaat ve işçilik bedellerinin makul ve piyasa şartlarına göre talep edilebilir olduğu, yapılan işlerin bulunduğu aşama itibariyle maliyetinin 14.556.153,61 TL olduğu bildirilmiştir. Bu durumda, davada eser sözleşmesi gereğince eksik ödenen iş bedelinin tahsili talep edildiğinden, gayrimenkulün aynına yönelik bir talep bulunmamaktadır. HMK’nın 389 ve devamı maddelerindeki koşullar bulunmadığından, yerel mahkeme tarafından, dava konusu olmayan gayrimenkuller üzerine tedbir konulmasına yönelik talebin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Ancak, taraflar arasındaki sözleşme, fesih protokolü ve alınan bilirkişi heyeti tespit raporu göz önüne alındığında, uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirmekle birlikte, dava değeri ile sınırlı olmak üzere ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, bu miktar yönünden talebin reddine karar verilmiş olması hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme ara kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,2-Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/11/2022 tarih, 2022/991 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 20/03/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.