Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/364 E. 2023/815 K. 12.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/364
KARAR NO: 2023/815
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/12/2022
NUMARASI: 2021/787 Esas, 2022/1026 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 12/07/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli alacağının tahsiline ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında geçmişten bugüne kadar süregelen iş ilişkisi nedeniyle yazılı sözleşme yapılmaksızın davalının Sakarya ili, Karasu ilçesi Organize Sanayi Bölgesinde Gazi Metal Soğuk Haddehane Entegre Tesisisi Kurma Projesi’nin tüm mimarlık işlemleri ve inşai faaliyetlerin yürütülmesi ve tamamlanması, yapılacak iş karşılığı olarak inşaat maliyeti üzerinden, bedelin, giderler dikkate alınarak çalışmanın değerine göre belirleneceği ve bedelin işin yapıldığı tarihteki rayiç fiyatlara göre hesaplanacağı konusunda anlaştıklarını; bu sözlü anlaşmaya binaen müvekkili şirketin 2009 yılında Gazi Metal Soğuk Haddehane Projesinde çalışmaya başladığını, çalışmasının 2014 yılına kadar sürdüğünü, bu 5 yıllık süreçte müvekkili şirketin, Asit Holü, Hadde Holü, Sosyal Bina, İdari Bina, Ar-Ge Binalarının Mimari Uygulanma projelerinin hazırlanması, Statik Mekanik ve Elektrik Uygulama Projelerinin taşeron mühendislik firmalarına hazırlatılması ve takibi onaylatılması, Sakarya Karasu Organize Müdürlüğü’nden Yapı İnşaat Ruhsatının temini, Yardımcı binaların (23 ruhsat) uygulama projelerinin hazırlanması, bu binalara ilişkin inşaat ruhsatlarının alınması ve inşaat faaliyetlerinin organizasyonu, bitirilen tüm bu inşaatlara ilişkin Yapı Kullanma İzin Belgelerinin alınması olmak üzere, kendi üzerine düşen tüm yükümlülükleri tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini, müvekkili şirketin bu projenin devamı sırasında başka hiçbir iş almadığını, toplamda müvekkiline 545.400,00 TL + KDV ödeme yapıldığını, ancak bu ödemelerin eksik olup toplam hak edilen tutar arasında ciddi bir nispetsizlik bulunduğunu, bu sebeple davanın kabulü ile şimdilik 100.000,00 TL alacağın taraflar tacir olduklarından temerrüt faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 11/06/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 1.640.733,36 TL’ye artırdıklarını bildirmiştir. Davalı vekili, davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, dava dilekçesinde ileri sürülen hususların hiçbirisinin gerçek olmadığını, davacı şirket ile Karasu’da yer alan fabrikanın sadece mimari projelerinin yapılması konusunda şifahi bir anlaşma yapıldığını, davacı tarafın anlaşmaya istinaden sadece üç fatura tanzim ettiğini ve bu iş karşılığında da 643.572,00 TL ödendiğini, davacıya alacağından fazla bir ödeme yapıldığını; dava dilekçesinde ileri sürüldüğü gibi statik projelerinin hazırlanması, inşai faaliyetlerin yürütülmesi, yapı inşaat ruhsatının temini, binalara ilişkin inşaat ruhsatlarının alınması ve inşaat faaliyetlerinin organizasyonu, bitirilen tüm inşaatlara ilişkin yapı kullanma izin belgelerinin alınması gibi sair işlerin yapılması konusunda bir anlaşma yapılmadığını; dava dilekçesinde davacı şirketin 2009 yılından 2014 yılına kadar çalışmasını sürdürdüğü iddiasının doğru olmadığını, davacı şirket ile inşai faaliyetler konusunda hiçbir anlaşma yapılmadığını, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, taraflar arasında Sakarya ili, Karasu ilçesi, Organize Sanayi Bölgesinde Gazi Metal Soğuk Haddehane Entegre Tesisisi Kurma Projesi’nin mimarlık işlerinin yapılması konusunda sözlü bir anlaşmanın bulunduğunun tarafların kabulünde olduğu, ancak taraflar arasında aynı inşaatın yapımı sırasında koordinatörlük yapılmasına ilişkin bir anlaşma olup olmadığı, anlaşma var ise bedelinin ne olduğu konusunda ve mimarlık ücretinin bedelinin ne olduğu konusunda çekişme bulunduğu, davacının davalıya Sakarya ili, Karasu ilçesi, Organize Sanayi Bölgesinde Gazi Metal Soğuk Haddehane Entegre Tesisisinin mimari projelerini yaptığı, yapılan bu işe karşılık ödenecek bedele ilişkin taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin mevcut olmadığı, davacı tarafın bu iş için hakediş tutarlarının mevcut olan inşaat maliyetinin %5 tutarı üzerinden hesaplanması gerektiğini talep ettiği, ancak buna yönelik yazılı bir anlaşma mevcut olmadığından Mimarlar Odası Mimarlık Hizmetleri Asgari Bedel Tarifesinin belirlediği rakamın esas alınması gerektiği, Mimarlar Odası Mimarlık Hizmetleri Asgari Bedel Tarifesi üzerinden yapılan hesaba göre mimari proje bedelinin bilirkişi heyetinin kök raporunda belirlediği değere ek raporda hadde motor odası proje bedelinin de eklenmesi sonucunda 280.415,00 TL olduğu kanaatine varıldığı, her ne kadar taraflar arasında kordinatörlük hizmetine ilişkin yazılı bir sözleşme mevcut değil ise de dosyada dinlenen tanıkların beyanlarından, davalı tarafın mimari proje bedelinden fazla bedel ödemesinden ve diğer delillerden davacının 2013 yılı Haziran ayına kadar inşaatın koordinatörlük işlerini de yerine getirdiği kanaatine varıldığı, koordinatörlük işlerinin bedelinin belirlenmesinde de TMMOB Mimarlar Odası Mimarlık Hizmetleri şartnamesi, Mimarlar Odası Mesleki Kontrollük Hizmetleri Asgari Bedel Tarifesi üzerinden değerlendirme yapılması gerektiği, bunun üzerindeki bedelin kesin veya yazılı delil ile ispatı gerektiği, davacı şirket temsilcisi …’in koordinatörlükten ayrıldığı tarih olan 2013 yılı Haziran ayındaki yapıların seviye oranları tespit edilerek asgari bedelin 2 katı üzerinden değerlendirme yapıldığı, Haziran 2013 tarihindeki yapım seviyesine göre kontrollük bedelinin 84.548,95 TL + KDV olduğu, koordinatörlük bedeli olarak 2 katı uygun görüldüğünden koorinatörlük – kontrollük bedeli : 2×84.548,95 TL = 169.097,90 TL + KDV yaptığı, sonuç olarak mimari proje bedeli + kontrollük bedelinin 280.415,00 TL + 169.097,90 TL = 449.512,90 TL + KDV olduğu, davalı tarafça davacıya davadan önce 545.000,00 TL + KDV ödendiği, böylelikle davacının başkaca alacağı kalmadığı gerekçesi ile, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; mahkemece hükme esas alınan bilirkişi kök ve ek raporlarının yetersiz olduğunu; itirazlarının mahkemece değerlendirilmeksizin taleplerinin red edildiğini; davacının davalıya yaptığı hizmet mimari proje hazırlama ve inşaatın proje kontrolörlüğü olarak kabul edilmiş olmasına ve yapılan işin Karasu’da olduğunun bilinmesine karşın mimari proje alacağının hesaplanmasında davacı şirket yetkilisinin 40 yılın üzerindeki bilgi ve birikiminin göz ardı edilmesi, Karasu’ya gidiş geliş masraflarının hesaplanmaması, koordinatörlük alacağına yönelik hesaplamanın inşaat maliyetinin davalı ticari defter ve kayıtlarından belirlenebilmesi mümkün olup bu yöndeki talebin dikkate alınmaması ve maliyetin eksik hesaplanması sonucu müvekkilinin alacağının belirlenmesinde hatalı hesaplamayla karar verilmiş olması nedeniyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Dairemizin 22/09/2021 tarih ve 2018/2114 Esas, 2021/1715 Karar sayılı kararı ile, taraflar arasında bir kısım mimari projelerin yapımı ve kontrolluğunun yapılması hususunda sözlü olarak eser sözleşmesi yapıldığının anlaşıldığı, bilirkişiler tarafların mimari proje bedeli ile kontrollük bedelinin mimarlar odası mimarlık hizmetleri şartnamesi ve mimarlar odası mesleki kontrollük hizmetleri asgari ücret tarifesi uyarınca hesaplama yapılarak davacı şirketin 449.512,90 TL + KDV iş bedelini hak ettiği ancak davalı tarafça davacıya 545.000,00 TL + KDV ödeme yapıldığı, davacının davalıdan alacağı kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarından taraflar arasındaki yazışmalar göz önüne alındığında davacı şirket yetkilisi … tarafından yapılan iş ve işlemlerin tarifenin 14. maddesindeki görevlerin yerine getirilmesi olduğundan davacı şirket temsilcisinin proje koordinatörlüğünde yaptığının tespit edildiği, taraflar arasındaki anlaşma sözlü olarak yapılmış olup, yapılan işlerin bedeli konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, bu durumda mahkemece, öncelikle tarafların defter ve belgeleri üzerinde muhasebe konusunda uzman bilirkişiye inceleme yaptırılarak dava konusu işlere ilişkin davacı tarafından düzenlenen faturaların taraf defterlerinde kayıtlı olup olmadığının belirlenmesi, her iki taraf defterlerinde kayıtlı olması ve itiraz edilmemiş olması halinde tarafların faturalarada belirlenen fiyat ve miktar üzerinden anlaştıkları kabul edilerek hesaplama yapılması; faturaların davalı defterlerinde kayıtlı bulunmaması veya itiraz edilmiş olması halinde ise, tarafların iş bedelini kararlaştırmamış olmaları nedeniyle TBK’nın 481. maddesi uyarınca iş bedeli, anlaşma konusu işlerin yapıldığı yıl ve yerdeki mahalli piyasa rayici üzerinden hesaplattırılması ve bu şekilde proje ve ve koordinatörlük işi için davacı şirketin hak ettiği iş bedeli bulunup, bulunan toplam iş bedelinden taraflar arasında ihtilafsız olan 545.400,00 TL + KDV = 643.572,00 TL ödemenin mahsubu ile sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, asgari ücret tarifesi esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Dairemizin kaldırma kararı sonrasında mahkemece tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Bilirkişi raporunda, 2011, 2012, 2013 yılı taraf ticari defterlerinde sadece proje bedellerine ilişkin 545.400,00 TL + KDV= 643.572,00 TL tutarında faturaların ödemelerin tahsilatlarının görüldüğü, 2014 yılında tarafların proje bedelinden her hangi bir borç/alacaklarının mevcut olmadığı, davalının yasal defterlerinde belgelendirilmiş maliyet giderlerinin 2011, 2012, 2013 yılında (davacının düzenlediği proje bedeline ait 3 adet faturaları maliyete dahil etmeden) 3.599.417,28.-TL olarak tespit edildiği, dava dosyası içindeki bilirkişi teknik heyetine göre yapılan hesaplamada yapılan işin 13.243.501,25 TL olarak tespit edilen fatura üzerinden, mini proje bedelinin 280.415,00 TL, koordinatörlük bedelinin yapılan işin %5 oranına göre 662.175,06 TL, %12,5 oranına göre 1.655.437,06 TL olarak hesaplandığı ancak sonuç kısmında ve rapor içinde davacının proje bedeline ait tahsil ettiği KDV hariç 545.400,00 TL’nin mahsup edilmediği buna göre; mini proje bedeline eklenen, koordinatörlük ve araç giderleri dahil ve ödenen/tahsil edilen proje bedeli tutarının mahsubu ile; %5 oranına göre (280.415,00+ 662.175,06 + 62.588,95 – 545.400) 459.779,01.-TL,%12,5 oranına göre (280.415,00+ 1.655.437,06 + 62.588,95 – 545.400) 1.453.041,61.-TL olması gerektiğine dair görüş bildirilmiştir. Davacı vekilinin 22.06.2022 tarihli itiraz dilekçesi ile; alınan rapora itiraz ettiklerini, bozma öncesi yapılan yargılamada alınan bilirkişi heyeti raporu doğrultusunda davalarını ıslah ettiklerini ve alacaklarını 1.640.733,36 TL’ye yükselttiklerini belirterek, bu miktar üzerinden işletilecek ticari faiz ile birlikte davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise 05.12.2022 tarihli beyan dilekçesi ile; davacının 22.06.2022 tarihli dilekçesindeki taleplerinin reddine, mahkeme aksi kanaatte ise zamanaşımı sebebiyle davanın reddine, zamanaşımı itirazları kabul edilmediği takdirde ispatlanamayan davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davacının kaldırma ilamından önce 11/06/2018 tarihli ıslah dilekçesinin tahkikat bittikten sonra yapılması nedeniyle tahkikattan sonra ıslah yapılamayacağından ıslah ile talep edilen miktar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Davacı vekili 22/06/2022 tarihli itiraz dilekçesine atıf yaparak tekrar ıslah talebinde bulunmuş ise de, geçerli ıslahın 22/06/2022 tarihinde yapıldığı mahkemece kabul edilmiş ve davanın “fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 100.000,00 TL” alacak talep edildiği, dava dilekçesinde açıkça, belirsiz alacak davası açıldığından bahsedilmediği, bu dava belirsiz alacak davası olarak açılabilir ise de, istisnai nitelikteki bu dava ile ilgili olarak açıkça belirsiz alacak davası açıldığı belirtilmediği takdirde, davanın kısmi dava olarak açıldığının kabul edildiği, davalı vekilinin, davacının 22.06.2022 tarihli dilekçesine karşı zamanaşımı def’ini ileri sürdüğü, ıslah talebi ile artırılan kısmın, kısmi dava içinde müddeabihin artırılması olduğu, artırılan kısım için zamanaşımının işlemeye devam ettiğinin kabulü gerektiği, 6098 sayılı TBK’nın 147/1 maddesi 6. bendine göre, “Yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan alacaklar” 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğunun düzenlendiği, dava tarihi itibariyle, davacının tamamlaması gereken edim bulunmadığı, bu durumda 5 yıllık zamanaşımının en geç dava tarihinde işlemeye başladığı, davacının 22.06.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile talep ettiği alacağın zamanaşımına uğradığının kabulü gerektiği, tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, bilirkişi raporları, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi’nin 22.09.2021 tarih ve 2018/2114 Esas 2021/1715 sayılı kaldırma ilamı hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında Sakarya ili Karasu ilçesi, Organize Sanayi Bölgesinde Gazi Metal Soğuk Haddehane Entegre Tesisisi Kurma Projesi’nin mimarlık işlerinin yapılması konusunda sözlü bir anlaşmanın bulunduğu hususunun her iki tarafın da kabulünde olduğu, ancak taraflar arasında aynı inşaatın yapımı sırasında koordinatörlük yapılmasına ilişkin bir anlaşma olup olmadığı, anlaşma var ise bedelinin ne olduğu konusunda ve mimarlık ücretinin bedelinin ne olduğu konusunda çekişme bulunduğu, davacının Karasu Organize Sanayi Bölgesinde Gazi Metal Soğuk Haddehane Entegre Tesisisinin mimari projelerini yaptığı, yapılan bu işe karşılık ödenecek bedele ilişkin taraflar arasında yazılı bir sözleşmenin mevcut olmadığı, dosyada dinlenen tanıkların beyanlarından, davalı tarafın mimari proje bedelinden fazla bedel ödemesinden ve diğer delillerden davacının 2013 yılı Haziran ayına kadar inşaatın koordinatörlük işlerini de yerine getirdiği; İstanbul BAM 15. Hukuk Dairesi’nin 2018/2114 Esas 2021/1715 sayılı ilamıyla kaldırma kararı verildiği, mahkemece kaldırma ilamı doğrultusunda işlem yapılması gerektiği, kaldırma ilamında, “tarafların defter ve belgeleri üzerinde muhasebe konusunda uzman bilirkişiye inceleme yaptırılarak dava konusu işlere ilişkin davacı tarafından düzenlenen faturaların taraf defterlerinde kayıtlı olup olmadığının belirlenmesi ile her iki taraf defterlerinde kayıtlı olması ve itiraz edilmemiş olması halinde tarafların faturalarda belirlenen fiyat ve miktar üzerinden anlaştıkları kabul edilerek hesaplama yapılması” gereğinden bahsedildiği; kaldırma ilamı sonrasında alınan bilirkişi raporunda, davalı ve davacının yasal defterlerinde 545.400,00.-TL + KDV= 643.572,00.-TL tutarındaki fatura ve ödemelerin/tahsilatın görüldüğünün belirtildiği, buna göre faturaların her iki taraf defterlerinde kayıtlı olması ve itiraz edilmemiş olması nedeniyle tarafların faturalarda belirlenen fiyat ve miktar üzerinden anlaştıklarının kabulü gerektiği, davacının başka alacağının bulunmadığı, davacının ıslah dilekçesi ile talep ettiği kısmın zamanaşımına uğradığı, davalı tarafça süresinde zamanaşımı def’i ileri sürüldüğü anlaşılmakla; davanın, dava dilekçesi ile talep edilen kısmı yönünden esastan reddine, ıslah dilekçesi ile talep edilen kısmı yönünden zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, davacının alacağının mimarlık projeleri ve koordinatörlük hizmetlerinden kaynaklandığını, mahkeme tarafından her iki taleplerinin de kabul edildiğini ancak yaptırılan bilirkişi incelemelerinde tespit edilen miktarların üzerinde ödeme yapıldığından bahisle davanın reddedildiğini, 08/06/2018 tarihli celsede bilirkişi ek raporuna karşı beyan ve itirazların sunulduğunu, davacının 30/03/2018 tarihli dilekçesi ile İstanbul’da oluşturulacak bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasını talep ettiğini, davalı vekilinin bu talebi kabul etmediğini, mahkemenin celse ara kararı ile İstanbul’dan rapor alınması taleplerini reddedilerek duruşmanın 25/06/2018 gününe bırakıldığını, kendilerinin de 11/06/2018 tarihli ıslah dilekçeleriyle bilirkişi raporu doğrultusunda davayı ıslah ettiklerini, 25/06/2018 tarihli celsede de mahkemenin davanın reddine karar verdiğini ve tahkikat sona erdirildikten sonra ıslah yapılamayacağından ıslahla talep edilen miktar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiğini, bu kararın İstanbul BAM 15. Hukuk Dairesi’nin 2018/2114 Esas, 2021/1715 Karar sayılı ilamıyla kaldırıldığını, mahkemenin 22/06/2022 tarihli ıslah dilekçelerini hatalı değerlendirdiğini ayrıca ıslah dilekçesinin tahkikatın tamamlanmasından sonra yapıldığının kabulünün mümkün olmadığını ayrıca dava dilekçesinde talep edilen miktarın esastan reddine, ıslah edilen kısmın ise zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen kararın hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.Taraflar arasında sözlü eser sözleşmesi akdedilmiştir. Davacı 2009-2014 yılları arası 5 yıllık süreçte sadece davalıya iş yaptığını, yapılan işler karşılığında 545.400,00 TL + KDV dışında başka bir ödeme yapılmadığını beyan ederek bakiye alacağından şimdilik 100.000,00 TL’nin temerrüt faiziyle tahsilini talep etmiş, 22/06/2022 tarihli ıslah dilekçesiyle de talebini 1.640.733,36 TL’ye yükseltmiştir. Dava 100.000,00 TL talep edilerek kısmi dava olarak açılmıştır. 545.400,00 TL + KDV = 643.572,00 TL’lik 3 adet fatura ve ödemeye ilişkin her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olan fatura bedeli ve miktarı üzerinde her hangi bir ihtilaf bulunmamaktadır. Mahkeme ıslah dilekçesinin tahkikat tamamlandıktan sonra verildiğini kabul etmiş ise de sonuç itibariyle ıslah edilen kısmın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Dava dilekçesindeki alacak talebini ise tarafların ticari defterlerinde örtüşen 3 adet fatura karşılığı ödendiği, davacının başka alacağı bulunmadığı, ayrıca düzenlenen faturalar üzerinde “Sakarya – Karasu mimari proje bedeli” açıklamasının yer aldığı, ödenen faturalarla ilgili taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı; taraflar arasında ve ticari defterlerde koordinatörlük hizmet bedeli adı altında her hangi bir kayıt bulunmadığı tespit edilmiştir. Bilirkişi tarafından koordinatörlük ücretinin piyasa rayicine göre toplam iş bedelinin %5-20 arasında olacağı belirtilerek minimum tutar olan %5 ve ortalama tutar olan %12,5 üzerinden hesaplama yapılmış olup, işin yapıldığı 2014 yılına göre 22.06.2022 tarihli ıslah talebi zamanaşımına uğradığından, asıl davada istenen 100.000,00 TL bedel, yapılan ödeme miktarından az olup mahkemece dava dilekçesinde istenen miktar yönünden davanın reddine, ıslahla talep edilen miktar yönünden dava tarihi 01/02/2016 ıslah tarihi 22/06/2022 olup 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduğundan davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya ve dosya kapsamına uygun olup davacı istinaf talebinin reddi gerekmiştir. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/12/2022 tarih ve 2021/787 Esas, 2022/1026 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95‬TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 12/07/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.