Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/348 E. 2023/291 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/348
KARAR NO: 2023/291
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/01/2023
NUMARASI: 2023/22 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 09/03/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, davacı şirket ile davalı şirket arasında mal alım satımı konusunda anlaşmış olmalarına rağmen davalı şirketin edimlerini yerine getirmediğini, davacı şirket ile davalı … Tic. Ltd. Şti. arasında 2.800.000,00 TL değerinde mal alışverişi yapılması hususunda anlaşma sağlandığını, bu doğrultuda davalı şirketin davacı şirkete bir kısım mal ve hizmeti zamanında teslim etmek hususunda taahhütte bulunduğunu ancak bu doğrultuda üzerine düşen edimleri yerine getirmediğini, davalı şirketin teslim etmeyi taahhüt ettiği mallara ilişkin davacı şirkete öncelikle ilk faturaları kestiğini, davalı şirketin faturaları kesmesine rağmen mal teslimini yerine getirmediğini, bu sebeple de davacı şirket tarafından bu faturaların mal ve hizmet alınmadığı şerhi ile iade ettiklerini, davalı şirket yetkilisi …’ın davacı şirket yetkilisi … ile iade edilen faturalardan sonra yeniden görüşme yaptıklarını ve davalı şirket temsilcisinin malları teslim edebileceğini, 1.100.000,00 TL avans çıkarılmasını ve çek keşide edilmesi ile bu malları teslim edebileceğini beyan ettiğini, davalı tarafa ilgili avansın, malların teslim edilmesi şartıyla kendisine yollandığı ve iade faturaları geri çekilerek düzeltildiğini, ancak davalının malları teslim etmediğini, davacı şirket faturaları derhal yeniden iade ettiğini, davacı şirket yetkilisi … taraflar arasındaki anlaşma gereğince banka hesaplarından toplam değeri 1.100.000,00 olan EFT işlemlerini gerçekleştirerek ve toplam değeri 117.000,00 TL olan 3 adet çek teslim ettiğini, davalı edimini yerine getirmemesi sebebiyle dolandırıldığını anlayan davacı şirket derhal EFT talimatlarını geri çekerek dolandırıcılık suçundan dolayı karakola başvuruda bulunduklarını ayrıca İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na davalı hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, Cumhuriyet Başsavcılığı 2022/267987 soruşturma numarası ile başlatılan soruşturma kapsamında kuvvetli suç şüphesi ile davalının şirket hesabına bloke koyarak dosyayı bilirkişiye tevdi ettiğini, savcılık tarafından geçici bir bloke koyulduğunu ancak ceza hukukunun işleyişinin farklı olması ve fiilin suç olup olmaması ile hukuk mahkemesinde ileri sürülebilmesinin farklı değerlendirilmesi nedeniyle savcılık dosyasında aleyhlerine verilecek herhangi bir kararın hesaptaki blokeyi kaldıracağını ve 1.100.000,00 TL gibi büyük tutardaki paranın davalının eline geçeceğini, bu sebeple davalı … Tic. Ltd. Şti’ye ait olan … Bankası’na ait … iban numaralı hesaba bu dosyadan geçerli olmak üzere bloke koyulmasını, davalının bu parayı çekmesinin önlenmesi amacıyla bankalara yazı yazılması ve toplam değeri 117.000,00 TL olan 3 adet çekten henüz ödemesi yapılmamış 2 tanesinin ödemesinin durdurulmasını ve bu amaçla ihtiyati tedbir kararı verilmesini, ödenmiş olan çek nedeniyle 25.000,00 TL’nin ödeme tarihinden işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte istirdadına, 30.000,0 TL ve 62.000,00 TL bedelli çekler yönünden borçlu olunmadığının tespitine, çeklerin iptaline, ödenmesi halinde bu bedellerin de istirdatına, davalı hesabına gönderilen ve savcılık tedbiri nedeniyle ödenmeyen 1.100.000,00 TL’nin müvekkiline iadesine, bunun mümkün olmaması halinde müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, bu bedelin davalıya ödenmemesine, ödenmesi halinde 19/12/2022 ihtar tarihinden işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 12/01/2023 tarihli ara karar ile, dosyadaki mevcut deliller çerçevesinde somut olayda taraflar arasında geçmişten gelen cari hesap ilişkisi bulunduğu, dava konusu para alışverişinin faturaya dayalı olduğu, her ne kadar davacı tarafça faturaların hemen iade edildiği, malların teslim edilmediği ve davalının dolandırma amaçlı olarak hareket ettiği ileri sürülmekteyse de bu aşamada yasanın aradığı anlamda yaklaşık ispat şartlarının gerçekleşmediği, davacının tüm iddialarının yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinafında, davacı şirket ile davalı şirket arasında mal alım satımı hususunda anlaştıklarını, davalı şirketin kendisine düşen hiçbir edimini yerine getirmediğini, davalının davacı şirkete bir kısım mal ve hizmeti zamanında teslim etmek hususunda taahhütte bulunduğunu ancak edimleri yerine getirmediğini, davalı şirket teslim etmeyi taahhüt ettiği mallara ilişkin davacı şirkete ilk faturaları kestiğini, davalı faturaları kestiğini ancak mal teslimini yerine getirmediğini, bu sebeple müvekkili şirket tarafından bu faturalar mal ve hizmetin alınmadığı şerhi ile iade edildiğini, davalı şirket yetkilisi … müvekkili şirket yetkilisi … ile iade edilen faturalardan sonra yeniden görüşerek malları teslim edebileceğini belirttiğini ve 1.100.000,00 TL avans çıkarılması ve çek keşide edilmesi ile bu malları teslim edebileceğini söylediğini, bunun üzerine ilgili avansın malların teslim edilmesi şartıyla kendisine yollandığını ve iade faturaları geri çekilerek düzeltildiğini, ancak davalının malları teslim etmediğini, dolandırıcılık suçu nedeniyle Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunduğu, Savcılık tarafından davalı şirket hesabının üzerine bloke konulduğunu, Cumhuriyet Başsavcılığınca dosyaya konulan bloke kararının kalkması halinde mağdur olacaklarını bu sebeple mahkemeden ihtiyati tedbir talebinde bulunduklarını, mahkeme tarafından ihtiyati tedbir taleplerinin reddedildiğini oysa dava dilekçesine ekli evraklar, soruşturma dosyası ve henüz icra takibinin açılmamış olması yerel mahkeme görüşünün aksine yaklaşık ispat için yeterli olduğunu belirterek mahkeme kararının kaldırılarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3. Maddesine göre mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorundadır. Tüm dosya kapsamı itibariyle, davacı ve davalı arasındaki alacak borç ilişkisinin varlığı ve davalının edimlerinin yerine getirilip getirilmediği hususunda dosya sunulan belgeler itibariyle alacağın varlığının yaklaşık olarak ispat edilemediği anlaşıldığından mahkemece davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik vermiş olduğu karar yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/01/2023 tarih ve 2023/22 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 09/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.