Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/311
KARAR NO: 2023/247
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/12/2022
NUMARASI: 2022/724 Esas,
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 27/02/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında 23/03/2021 tarihli toplam 135.000,00 USD bedelli 1 adet 1500*3 mm rulo sac dilme hattı makinesinin teslimi, ödeme koşulları ile diğer hususlar ve teknik şartnameyi içerir sözleşme imzalandığı, davacı iş sahibinin sözleşmede yer alan 1. ödeme 50.000,00 USD 24/03/2021 tarihinde, 2. ödeme 30.000,00 USD’yi 10/06/2021 tarihinde, 3. ödeme 25.000,00 USD’yi 03/08/2021 tarihinde olmak üzere toplam 105.000,00 USD’nin davacı tarafından davalıya ödendiğini, sözleşmeye göre 20.000,00 USD ara ödeme öncesinde 29/12/2021 tarihinde makinenin son durumu, % kaçının tamamlanmış olduğunu görmek ve boya öncesi duruma gelip gelmediğini, davacının kardeşi ve aynı zamanda iş ortağı tarafından davalı şirketin imal etmekte olduğu makinenin bulunduğu yerde gördüğünü, henüz makinenin tamamlanmadığını, boya aşamasına gelmediğinin anlaşılması üzerine 29/12/2021 tarihinde ek bir sözleşme daha yapıldığını, ek sözleşmede davalının teslimattaki gecikmeyi ve o güne kadar 105.000,00 USD aldığını kabul ettiğini, ayrıca makinenin 28/02/2022 tarihinde ilk sözleşmede kararlaştırılan şekilde teslim edileceğinin de taahhüt edildiğini, bu tarihte bitmemesi durumunda ilk sözleşmede yer alan günlük 500,00 USD cezai şart ödeneceğinin de kararlaştırıldığını, 03/01/2022 tarihinde davalıya 25.000,00 USD daha ödendiğini, kalan 5.000,00 USD’nin ise ek sözleşmede kararlaştırıldığı üzere makinenin teslimi ve Irak’ta kurulumu anında ödeneceğinin kararlaştırıldığını, ancak taraflar arasındaki whatsapp görüşmeleri üzerinden anlaşılacağı üzere, zaman kazanmak için oyalamaya gittiğini, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/112 D.İş sayılı dosyası ile alınan bilirkişi raporunda keşif tarihi olan 20/04/2022 tarihi itibariyle makinenin %100 hazır hale geldiğinin tespit edildiğini, ancak makinenin otomasyon sistemi ve elektrik panosunun başka bir iş yerinde olması sebebiyle bununla ilgili tespit yapılamadığını, otomasyon ve elektrik panosu ve benzeri ekipmanları tamamlanmayan makinenin %30 eksik kabul edileceğini, bu nedenle makinenin bu ekipmanlarla birlikte teslim edilerek kurulmasını, ve cezai şart bedeli olan 80.000,00 USD’nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile ayrıca 30.000,00-USD gecikme tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, makinenin 3. kişilere satışının engellenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, ayrıca makinenin yediemine teslimi suretiyle muhafza altına alınmasına, makine teslimi mümkün olmaması halinde; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik, ödenen 130.000,00- USD davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının başka firmalardan fason olarak aldığı sac dilme hizmet bedeli olan 28.000,00-USD maddi zararın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi zararının tazmini amacıyla 20.000,00-USD’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, tüm taleplerle ilgili fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak koşuluyla şimdilik toplamda 258.000,00-USD’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, mahkemece gerek görüldüğü takdirde uygun bir teminat karşılığı, davalı şirkete ödenen 130.000,00-USD için davalının, menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının haczine, menkullerin muhafazası için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 10/08/2022 tarihli ara kararı ile, somut olayda, ihtiyati haciz talep edenin sunduğu belgelerin alacağın varlığını ve muaccel olduğunu yaklaşık ispata yeterli olmayıp, yargılamayı gerektirdiği, henüz vadesi gelmiş bir para alacağı bulunmadığı, İİK 257. Maddesinde öngörülen ihtiyati haciz şartları oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 17/01/2023 tarih ve 2022/3182 esas, 2023/35 karar sayılı kararı ile, mahkemece verilen ara kararı gerekçesinde belirtildiği üzere, dosyada mevcut sözleşmelerin, ödeme dekontlarının, bilirkişi raporunun incelenmesi, tarafların iddia ve delillerinin değerlendirilmesi gerekmekte olup, davacı tarafın dava konusu ettiği alacaklara ilişkin taleplerinin maddi ve manevi zararlarının yargılama sırasında açıklığa kavuşacağı, bu aşamada yaklaşık ispatın sağlanamadığı anlaşılmakla, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Bu kez, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebi üzerine yerel mahkemenin 30/12/2022 tarihli ara kararı ile, somut talepte ihtiyati tedbir istenen unsurların dava ve uyuşmazlık konusu olmadığı, tedbire konu malların aynından kaynaklanan bir uyuşmazlık söz konusu olmayıp, uyuşmazlığın esasında itirazın iptali olmakla tedbir talebi dava konusu olmayan para alacağına ilişkin unsurdan ibaret olduğu, bu nedenlerle üzerine ihtiyati tedbir konulmasının mümkün olmadığı gibi gecikmesinde zarar umulan ya da telafisi imkansız zarar koşullarının da bulunmadığı ve yine talebin yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, davacı ile davalı şirket arasında imzalanan 23.03.2021 tarihli eser sözleşmesi ve 29.12.2021 tarihinde imzalanan ek sözleşmenin var olduğu, sözleşmelerde belirtilen sürelerde gereken ödemelerin müvekkil tarafından yapıldığı, bunların mahkemeye sunulan dekontlarla sabit olduğu, davalı tarafça belirtilen hususların inkar edilmediği, bunun karşısında davalının sözleşmeye konu eseri müvekkile teslim etmediği, sözleşmeye konu eserin bedeli düşünüldüğünde, mahkemeye sunulan proforma faturasından ve mesaj çıktılarından görüleceği üzere davalı şirketin söz konusu eser üçüncü kişilere devretme tehlikesinin bulunduğu, devir durumunda müvekkilin telafisi mümkün olmayacak zarara uğrayacağının açık olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davalı yüklenici, davacı ise iş sahibidir. Taraflar arasında rulo sac dikme hattı makinesinin otomasyon sistemi ile birlikte yapılmasına ilişkin eser sözleşmesi akdedilmiştir. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3. Maddesine göre mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorundadır. Davada, davacı iş sahibi iş bedeli olarak 130.000 USD ödediğini, makinenin teslim edilmediğini, beyan etmiş olup, davacının ilk talebi davaya konu malların otomasyon sistemi ile birlikte davacıya teslimi, cezai şart ve gecikme tazminatı istemine ilişkindir. Terditli olarak da teslimin mümkün olmaması halinde ödenen bedelin iadesi, cezai şart, maddi ve manevi zararların tazminini talep etmiştir. Mahkemece davada malın aynından kaynaklanan uyuşmazlığın söz konusu olmayıp uyuşmazlığın para alacağına ilişkin olması, yargılamayı gerektirmesi sebepleriyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacının terditli taleplerinden ilki makinenin kendisine teslimi istemine ilişkin olduğundan dava konusu makine bizzat davanın konusudur. Bu durumda, HMK’nın 389 ve devamı maddelerindeki koşullar ile yaklaşık ispat şartının gerçekleşip gerçekleşmediği değerledirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi hatalı olmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan yerel mahkeme ara kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde inceleme ve araştırma yapıldıktan sonra oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, 2-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/12/2022 tarih, 2022/724 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA,3-Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde inceleme yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının istek halinde kendisine İADESİNE,5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda DİKKATE ALINMASINA, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27/02/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.