Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/305 E. 2023/246 K. 27.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/305
KARAR NO: 2023/246
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/01/2023
NUMARASI: 2022/1052 Esas,
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ : 27/02/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen karara karşı davacılar vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacılar vekili, taraflar arasında 2020 yılı Kasım ayı itibariyle bir acente yazılımının aylık 73.000 TL+KDV bedel ile toplamda 17 ay içerisinde hazırlanması hususunda anlaşıldığını, 12/01/2021 tarihinde müvekkili tarafından davalıya 306.800,00 TL peşinat ödemesi yapıldığını, projenin 3 ay süreceğinin belirtildiğini, ancak 9 ay sonra tamamlandığının müvekkiline bildirildiğini, süre uzatımının talep edildiğini ve müvekkili tarafından yeni sözleşme bedelinin 85.000,00 TL+KDV olarak belirlenmesi talebinin kabul edildiğini, davalıya yapılan ödemelerin toplam 333.000,00 TL olduğunu, Ocak ve Şubat aylarına ilişkin ödemelerin yapılması halinde davalıya yapılan toplam sözleşme bedelinin 1.299.770,00 TL’ye ulaştığını, müvekkilinin Türkiye’de turizm ve VIP yolcu taşımacılığı alanında seçkin müşterilere hizmet sunduğunu, bu işlemleri yaparken kullandığı yazılımın taahhüt edilen zamanda yetiştirilememesi nedeniyle özellikle uluslararası alanda sorun yaşadığını, yazılımın hazır olması halinde elde edeceği kârdan da mahrum kaldığını belirterek, şimdilik 20.000,00 TL’nin davalıdan tahsiline ve ihtiyati tedbire karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davacı tarafın davalı adına kayıtlı malvarlıkları üzerine ihtiyati tedbir uygulanması talebinde bulunduğu, ihtiyati tedbirin sadece uyuşmazlık konusu hakkında verilebileceğine ilişkin yasal düzenleme karşısında tedbirin konusunun dava konusu uyuşmazlık konusu olmadığı dikkate alınarak ve dava konusunun yargılamayı gerektirmesi nedeniyle, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, dava dışı bir yazılım devrinin engellenmesi değil davalı şirket mal varlığının önemli ölçüde azaltılmasının engellenmesi ve dava konusu alacaklarının dava sonucunda elde edilmesinin zorlaşacağı veya imkansız hale geleceği, bu nedenle alacağa yetecek kadar mal varlığı üzerine tedbir konulmasını talep ettiklerini belirterek, mahkemenin tedbirin reddine dair verdiği kararın kaldırılması ile ihtiyati tedbire karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Taraflar arasında acente yazılım hizmetine ilişkin sözleşme akdedilmiştir. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3. Maddesine göre mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorundadır. Mahkemece, 05/01/2023 tarihli ara kararı ile uyuşmazlık konusu olmayan davalı adına kayıtlı mal varlıkları üzerine ihtiyati tedbir uygulanmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine dair karar vermiş olup, ihtiyati tedbir dava konusu uyuşmazlık konusuna ilişkin konulabileceğinden uyuşmazlığa konu olmayan davalının mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağından mahkemece verilen ara kararı usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/01/2023 tarih ve 2022/1052 Esas, sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacılar vekilince yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 27/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.