Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/26 E. 2023/77 K. 24.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/26
KARAR NO: 2023/77
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/11/2022
NUMARASI: 2022/737 Esas,
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 24/01/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davacı vekilinin ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin reddine dair verilen karara karşı davacı yanca istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında 28.08.2017 tarihli … Tekstil A.Ş. Faz-3 ve Faz-4 Genişleme Projesi Çelik Konstrüksiyon İmalat ve Montaj İşleri Sözleşmesi ile 20.02.2020 tarihli … Organize Sanayi Bölgesi Fabrika Binası ve Ofis İnşaatı Projesi Çelik Konstrüksiyon İmalat ve Montaj İşleri Sözleşmesi imzalandığını, davacının her iki sözleşme kapsamında da üzerine düşen yükümlülükleri eksiksiz olarak yerine getirerek işi davalıya teslim ettiğini, davalının bakiye borcunu ödememesi sebebiyle alacağın tahsili için İstanbul … İcra Dairesi … E. dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, haricen elde edilen bilgilere göre borçlunun birçok borcunun olduğunu, yargılama sürecinde mal kaçırma ihtimali bulunduğunu, ileride verilecek kararın infazının mümkün olamayacağını belirterek, davalının adına kayıtlı menkul ve gayrimenkul mallar ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasında yürütülen takibe yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir. Davacı açtığı itirazın iptali davasında ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinde bulunmuş; mahkemece, 10/11/2022 tarihli kararında davacı tarafın talebi ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir olarak ayrı ayrı değerlendirilmiştir. Mahkemece, ihtiyati tedbir yönünden yapılan değerlendirmede; davacı tarafın sözleşmedeki yükümlülüklerini gereği gibi ifa etmesine karşın davalının sözleşmeden kaynaklanan bakiye borcu ödememesi nedeniyle bu alacağının tahsili için başlattığı icra takibine itiraz edilmesi nedeniyle itirazın iptali davası açtığı, dava konusunun para alacağı olduğu, HMK 389.1 maddesinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceğinden davalı şirket adına kayıtlı menkul, gayrimenkul ve bankalardaki hesapları hakkında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gerekçesiyle, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş; ihtiyati haciz talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise, İİK 257.maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun bulunması gerekmekte olup, vadesi gelmemiş borçtan dolayı yalnız borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanması yahut kaçması ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması hallerinde ihtiyati haciz istenebileceği, dosya kapsamından dava konusu alacağa esas teşkil eden ve taraflarca yapılmış sözleşme uyarınca ifanın gereği gibi yapılıp yapılmadığı, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında davacının davalıdan bakiye alacağının bulunup bulunmadığı, varsa alacak miktarının yargılamayı gerektirdiği, alacağın bulunduğuna ilişkin yaklaşık ispat koşulunun oluşmadığı, sadece davacı tarafça sunulan belgelere göre borcun varlığının ve vadesinin gelmiş olduğunun kabulünün mümkün olmadığı, İİK madde 257 deki şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle, koşulları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, taraflar arasındaki sözleşmelere göre işin eksiksiz ifa edildiğini, bakiye alacakları bulunduğunu, alacağın tahsili için yapılan icra takibine itiraz edildiğini, takibin durduğunu, icra takibine konu alacağın İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/89 Esas 2022/278 Karar sayılı dosyada alınan bilirkişi raporundan kaynaklandığını, bu davada davalı iş sahibinin açtığı alacak davasının reddedildiğini ve davalının davacıdan 10.173,43 EURO + 789,62 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, takibin de bu alacağa ilişkin yapıldığını belirterek, ileride verilecek kararın infazının mümkün olmaması ve davacının alacağına kavuşması ihtimalinin tehlikeye girmesi göz önüne alınarak davalı adına kayıtlı menkul, gayrimenkuller ve 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tebdir kararı verilmesini talep ederek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır.Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3. Maddesine göre mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorundadır. İİK’nın 257. maddesinde; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Aynı kanunun 258. Maddesinde de; ihtiyati haciz talep eden tarafın, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmesi ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ve yasal delillerle ispat etmesi gerektiği belirtilmiştir. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise iş sahibidir.Taraflar arasında 28/08/2017 ve 20/02/2020 tarihli Çelik Konstrüksiyon İmalat ve Montaj İşleri sözleşmeleri akdedilmiştir. Dosya kapsamına göre, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan bakiye iş bedeli alacağının tahsili için girişilen icra takibine itirazın iptali dava edilmiş olup, uyuşmazlık para alacağından kaynaklanmaktadır. Üzerine ihtiyati tedbir konulması istenilenler bizatihi davanın konusu değildir. Bu nedenle mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Öte yandan, para alacaklarında ihtiyati haciz talebinde bulunulabilir ise de, yerel mahkeme kararında da belirtildiği gibi, İİK’nın 257.maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun bulunması; vadesi gelmemiş borçtan dolayı ise borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanması yahut kaçması ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması hallerinde ihtiyati haciz istenebilecektir. Somut olayda, henüz sözleşme gereği ifanın yerine getirilip getirilmediği, davacının davalıdan bakiye alacağının bulunup bulunmadığı, borcun vadesinin gelip gelmediği ve maddede sayılan diğer hususlarda yaklaşık ispat şartının henüz gerçekleşmediği anlaşılmakla, yerel mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi de usul ve yasaya uygun olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin tarih ve 2022/737 Esas, sayılı dosyasında verilen 10/11/2022 tarihli ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 24/01/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.