Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/246 E. 2023/184 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/246
KARAR NO: 2023/184
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/12/2022
NUMARASI: 2022/853 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 15/02/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinin uyarlanması soncu alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı talebine ilişkin olup; mahkemece davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen ara karara karşı davacı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, taraflar arasında Eğitim Yapıları Yeniden Yapım İnşaatı Sözleşme Paketi ile Eğitim Yapıları Yeniden Yapım İnşaatı Sözleşme Paketi adı altında sözleşme yapıldığını, 12/02/2022 tarihinde davacının, davalılara güncelleme talebini hem e- mail yolu ile hem de yazılı olarak bildirdiğini, davalı tarafın davacının hak edişlerini ödememesi üzerine 15/03/2022 tarihinde Antalya … Noterliği’nden … yevmiye numaralı ihtarname gönderildiğini, bu ihtarnamede ihtarname gönderilme tarihi itibariyle güncel alacak değerlerinin meydana gelen değer artışları ve taraflar arasındaki sözleşmenin dayanağı olan kamu ihalesi sözleşmesi nazarında yapılan artışlar gözetilerek belirlenen güncel değerlerin davalıya bildirildiğini, sözleşme imzalandığı tarihle günümüz arasında yakıt fiyatlarında meydana gelen yaklaşık 3 kata yakın artışın diğer tüm maliyetlere yansıdığını, davacı bakımından katlanılmaz hale geldiğini, bu nedenle anılan sözleşmeler kapsamında davacının güncel fiyatlara göre hak ediş alacaklarının yeniden belirlendiğini, Eğitim Yapıları Yeniden Yapım İnşaatı Sözleşme Paketi (Eco- WB4- YAPIM-06), (Kapsamı kaba inşaat işleri): 3.835.006,01 ,Eğitim Yapıları Yeniden Yapım İnşaatı Sözleşme Paketi (AHB-WB4-YAPIM-08) (Kapsamı: A Blok Kaba Yapı Yapım İşi): 2.295.006,78 TL’dir (Fazlaya İlişkin Haklarımız Saklı Kalmak Kaydıyla) bu bağlamda davacı yanın davalılardan defaten talepte bulunmasına rağmen davalılarca taleplerin ret edildiğini, bu nedenle davacı müvekkili tarafından Eğitim Yapıları Yeniden Yapım İnşaatı Sözleşme Paketi Eco- WB4- YAPIM-06 kapsamında 3.835.006,61 TL ve Eğitim Yapıları Yeniden Yapım İnşaatı Sözleşme Paketi AHB-WB4-YAPIM-08 kapsamında 2.295.0006,78 TL güncel fiyatlara göre toplam 6.130.013,39 TL hakediş alacağının ödenmesi talebi ile İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ancak davalı yanca haksız olarak itiraz edildiğinden takibin durdurulduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin ana dayanağının davalının kamu ihalesi sonucu kamu ile yapmış olduğu ana sözleşme olduğunu, bir başka ifade ile davalının devletten aldığı işi davcıya taşore ettiğini, bu bağlamda özel hukuk ilişkisi yanında davacının kamudan almış olduğu fiyat farkı enflasyon farkı ve her nam ve ad altında olursa olsun almış olduğu fark alacaklarının davalıya yansıtması gerektiğini, Cumhurbaşkanlığı’nın 23/02/2022 tarihli 4735 Sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununun Geçici 5 İnci Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Esaslar Başlıklı 5203 Sayılı Kararı İle Kamu İhale Kanununa Göre 1/12/2021 tarihinden önce ihalesi yapılan ve 4735 sayılı Kanunun geçici 5 inci maddesinin yürürlüğe girdiği 22/1/2022 tarihi itibarıyla devam eden veya 22/1/2022 tarihinden önce fesih veya tasfiye edilmeksizin kabulü/geçici kabulü yapılan mal ve hizmet alımları ile yapım işlerine ilişkin Türk Lirası üzerinden yapılan sözleşmelerde, 01/07/2021 ile 31/12/2021 tarihleri arasında (bu tarihler dâhil) gerçekleştirilen kısımlar için, ihale dokümanında fiyat farkı hesaplanmasına ilişkin hüküm bulunup bulunmadığına bakılmaksızın ek fiyat farkı verilebileceğinin kararlaştırıldığını, davalının bu fiyat farklarını kamudan aldığını, davalıların kamudan ihale alarak işlerin bir kısmını davacıya taşore ettiğini, davalıların alacaklarını kamudan güncel fiyatlar üzerinden aldığını, hak ediş usulü ile çalışılan taahhüt işinde davalının, davacının hak ediş ödemelerini ödemediğini, davacının hak ediş ödemelerini ödemediği gibi davacının güncel fiyatlama talebini de kabul etmediğini, davalıların artan inşaat maliyetleri sebebi ile hak edişleri güncel fiyat üzerinden ödemek istemediğini, ancak, davalılar da piyasa da gerçekleşen fahiş artışların karşısında hak edişlerinde kamudan güncelleme talep ettiklerini, davalılar kamudan güncel fiyatlar üzerinden hak edişlerini alırlarken davacının hak ediş alacağının güncelleme talebini ret ettiklerini ileri sürerek davalı yanın icra takibine yaptıkları itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı yanın icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına ve dava sonunda verilecek kararın icrasının temini için, borçlu davalının, dava değeri olan 6.130.013,39 TL miktar kadar borcuna karşılık taşınır taşınmaz malları ile 3. Kişlerdeki hak ve alacaklar üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davacı taşeronun şantiye sahasında yeterli işçi, malzeme ve ekip bulundurmadığı, dava tarihi itibarı ile sözleşme konusu işlerin iş programında tanımlanan seviyenin çok gerisinde kaldığı, davacı yanın şantiyeyi terkederek şantiye alanında personel bulundurmadığı, davacının borca batık hale geldiği ve bu hali ile sözleşme konusu işi ifa etmeyeceği ve işin yapılmamasının diğer inşaat işlerini de olumsuz yönde etkilediği ve teslim süresi geçtiği halde sözleşme konusu işleri teslim etmediği gerekçeleri ile 16/02/2022 tarihinde İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2022/17 D.İş ve 16/02/2022 tarihinde Gaziosmanpaşa 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2022/31 D.iş sayılı delil tespiti dosyaları ile tespit yaptırıldığını, Tespit dosyalarında hazırlanan bilirkişi raporlarında davacının iş programının çok gerisinde kaldığının, şantiye alanında çalışan bulundurmadığının ve şantiye alanını işleri tamamlamadan terkettiğinin tespit edildiğini, müvekkili şirketin davacının kısmen tamamladığı işlerin bedelini davacıya ödediğini, ayrıca davacıya yapılmayan işlerle ilgili avans ödemesi de yapıldığını, davacının sözleşmeler ve eklerindeki birim fiyat tablolarına göre hakettiği ödenmemiş bir alacağı bulunmadığını, davacının sözleşmelere aykırı davranışları nedeni ile çalışanlarına ait ücretlerin müvekkili tarafından ödendiğini, şantiye sahasını terketmesi nedeni ile tamamlanmayan işlerin başka bir yükleniciye tevdii edildiğini ve bu nedenle sözleşmelerdeki fiyat farkları nedeni ile müvekkilinin zararının oluştuğunu, davacının avans olarak aldığı fakat yapmadığı işlerin müvekkili tarafından başka bir yükleniciye yaptırıldığını ve bu nedenle hem avans hem de yeni yüklenici ile yapılan sözleşme nedeni ile fiyat farkı zararının doğduğunu, bu kapsamda davacıdan olan alacaklarının tahsili için davacının müvekkiline teslim ettiği bonolar kapsamında davacı aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile başlattıkları icra takibinin halen derdest olduğunu, davacı tarafın alacaklı olmadığı halde müvekkiline gönderdiği faturalara ise Kartal … Noterliği’nin 06/04/2022 tarih ve … yevmiye numaralı ve Kartal … Noterliğince onaylı 17/03/2022 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnameleri ile itiraz edildiğini savunarak davanın ve davacı yanın ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 13/12/2022 tarihli ara karar ile, ihtiyati haciz için muaccel ve kuvvetle muhtemel bir alacağın varlığının zorunlu olduğu, davalıların verdiği cevaba göre artık davacı alacağının mevcut olup olmadığının, mevcutsa miktarının ne olduğu konularının kuvvetle muhtemel görülmediği, alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, davaya konu hukuki uyuşmazlıkta muaccel, likit ve rehinle teminat altına alınmamış bir alacak bulunduğunu, bu nedenle mahkemenin, alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirir niteliğindeki ret gerekçesinin hukuka aykırı olduğunu, İcra ve İflas Kanunu’nun 258 /1. hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verebilmesi için mahkemenin “alacağının varlığı hakkında kanaat edinmiş olması”nın yeterli olduğunu, mahkemenin “alacağın varlığına kanaat getirmesinden” anlaşılması gerekenin alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmadığını, bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunun tam ve kesin şekilde ispat etmesinin aranmadığını, öte yandan, ihtiyati haciz kararı verebilmesi için “alacağın yargılamayı gerektirmemesi” şeklinde bir koşulun da kanunda öngörülmediğini, müvekkili şirketin alacağının korunmaya ihtiyacı olduğunu, alacağın bu güne kadar ödenmediğini ve rehinle teminat altına alınmadığını, dosya içerisinde mevcut olan ödeme dekontları ile davalılar tarafından ödemenin peşin alındığına dair belge nazara alındığında mahkemenin 13/12/2022 tarihli ara kararının kaldırılması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı taşeron, davalılar ise yüklenicidir. Taraflar arasında 13/10/2021 tarihinde imzalanan Eğitim Yapıları Yeniden Yapım İşi Bayrampaşa Şantiyesi İnşaatı Yapım 06 Kaba İnşaat İşleri Sözleşmesi kapsamında davacı taraf Bayrampaşa ve Gaziosmanpaşa Şantiyelerindeki işlerin sözleşmenin imzalanmasından itibaren 180 gün içinde yapımını yüklenmiş, 05/08/2021 tarihinde imzalanan Eğitim Yapıları Yeniden Yapım İşi İnşaatı Yapım-08 A Blok Kaba İnşaat İşleri Sözleşmesi kapsamında yüklendiği işleri de aynı şekilde sözleşmenin imzalanmasından itibaren 180 gün içinde yapımını taahhüt etmiştir. Somut olayda davacı dava ve cevaba cevap dilekçesi içeriğine göre iki ayrı talepte bulunmaktadır. Davacı istemine göre ödenmeyen hakkedişlerin tahsili ve oluşan fiyat farkları ve fiyat artışlarının hakkedişler kapsamında tahsili talep edilmektedir.Davacının bu istemlerine karşılık davalı cevap dilekçesinde, davacının alacağı olmadığı, şantiye alanını habersiz terk ettiği, bu nedenle eksik bırakılan işlerin dava dışı taşeronlara yaptırıldığından zarara uğradığı, bu nedenle davacı hakkında yasal takip yapıldığı beyan edilmiştir. Dosyaya davalı yanca sunulan ve yanlar arasında imzalanan Yapım 06 Kaba İnşaat İşleri Sözleşmesindeki işler ile ilgili İstanbul 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2022/17 D.İş sayılı dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporunda; davacının 16/02/2022 tarihi itibarı ile şantiye alanında bulunmadığı ve sözleşme konusu işlerin sadece %49 oranındaki kısmının tamamlanabildiği belirtilmiş, yine aynı sözleşme ile ilgili Gaziosmanpaşa 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2022/31 D.İş sayılı dosyası kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda, 22/02/2022 tespit tarihi itibariyle kaba inşaatın temel seviyesinde olduğu ve tespit anında davacı taşeronun sözleşme konusu yerde olmadığının belirlendiği görülmüştür. Yine, davalı yanca dosyaya delil olarak sunulan ve yanlar arasında imzalanan Yapım 08 – A Blok Kaba İnşaat İşleri Sözleşmesi işi ile ilgili olarak Bakırköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2022/18 D.İş sayılı dosyası kapsamında hazırlanan bilirkişi raporunda, sözleşme konusu yerin 25/09/2021 tarihinde davacıya teslim edildiği, 26/02/2022 inceleme tarihi itibarı ile şantiye alanında davacının bulunmadığı ve işin % 15 seviyesinde tamamlandığı tespit edilmiştir. İİK’nın 257. maddesinde; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcu alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. Aynı kanunun 258. Maddesinde de; ihtiyati haciz talep eden tarafın, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmesi ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ve yasal delillerle ispat etmesi gerektiği belirtilmiştir. Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, dava dosyasının henüz layihalar aşamasında olduğu, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak delillerin tam olarak toplanmadığı, dosyaya sunulan ve yukarıda açıklanan tespit dosyalarından alınan bilirkişi raporlarındaki tespitler ve sözleşme maddelerinin birlikte değerlendirilmesinden ihtiyati haciz talep eden yönünden İİK’nın 257. ve devamı maddelerinde aranan yaklaşık ispat şartının bu aşamada henüz gerçekleşmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle yerel mahkemece dosya kapsamındaki delillerin doğru değerlendirilmesi suretiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi isabetli olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/12/2022 tarih ve 2022/853 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 15/02/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.