Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/232 E. 2023/338 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/232
KARAR NO : 2023/338
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/11/2022 (ek karar)
NUMARASI: 2022/127 Esas, 2022/781 Karar
DAVANIN KONUSU: Tapu iptali ve tescil
KARAR TARİHİ : 22/03/2023
K. YAZILDIĞI TARİH: 12/04/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil ile belediye arsası satın alma edimine hükmedilmesi talebine ilişkin olup, mahkemece süresi içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediğinden davanın açılmamış sayılmasına dair verilen karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili Çorlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/352 Esas sayılı dosyasına verdiği 19/08/2016 tarihli dilekçesiyle, taraflar arasında düzenlenen Çorlu … Noterliği’nin 23.03.1998 tarih, … yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince müvekkili yüklenicinin üzerine düşen edimlerini yerine getirdiğini, davalı arsa sahibine düşen dairelerİ anahtar teslim tamamladığını, davalı arsa sahibinin sözleşmeye göre 20 adet daire alması gerekirken yapılan adi yazılı ek sözleşme gereğince A bloktan 12 daire ve B bloktan 12 daire olmak üzere toplam 24 adet daireyi fiilen teslim aldığını,2013 yılından beri bu dairelerde davalı arsa sahibinin kiracılarının oturduğunu, davalı arsa sahibinin 4 adet daireyi ek sözleşmeyle projedeki sosyal tesisi iptal ederek yerine 12 dairelik F blok inşası yapılacağından payına düşeceği varsayımıyla bitmiş 2 bloktan aldığını, davalının teslim aldığı 24 adet dairenin doğal gaz aboneliği sözleşmesinin 06.08.2014 tarihinde yapıldığını, sayaçların ise 21.08.2014 tarihinde teslim alındığını, ek sözleşme ile sosyal tesis yerine 12 dairelik F bloğun yapılması ve davalı arsa sahibine bu bloktaki daire yerine bitmiş bloklardaki dairelerden toplam 4 daire verilmesi kararlaştırıldığı halde davalının Çorlu Belediyesi’nden yol fazlası olarak bedel mukabilinde arsa almadığı için 6.bloka imar izni alınamadığını, bu nedenle F bloğun yapılamadığını, davacı müvekkilinin edimlerini yerine getirmesine karşılık davalı arsa sahibinin yükümlülüğünü yerine getirmede temerrüde düşmesinden dolayı müvekkilinin F Bloktaki yapılması düzenlenen 12 daireden mahrum kaldığını, davalı arsa sahibi tarafından müvekkilinin üyeleri … ve … aleyhinde Çorlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2016/400 Esas sayılı dosya ile müdahalenin men’i davası açıldığını, davalı …’ nun taraflar arasındaki ilişkiyi emir komuta zinciri şeklinde tek taraflı yürüttüğünü, davalı arsa sahibi tarafından belediyeden arsa alımı yapılmadıkça müvekkili tarafından sosyal tesis ya da F bloğun yapılamayacağını, davalı arsa sahibinin temerrüdü nedeniyle inşaatın bitirilemediğini, buna rağmen davalı tarafça gönderilen ihtarname ile sözleşmenin tek taraflı fesh edilmeye çalışıldığını, müvekkili tarafından tamamlanan dairelerin tamamının imara ve projeye uygun eksiksiz yapıldığını, müvekkilinin yapılan bloklardaki payına düşen 36 daire ile yapılamayan f bloktaki 12 adet daireden mahrum kaldığını, tapularını alamadığını ileri sürerek anahtar teslim bitmiş durumdaki 60 daireden B-C-D Blokların her birindeki 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7 ,8 ,9 ,10, 11 ve 12 nolu bağımsız bölüm olmak üzere 36 adet daire ile yapılacak F blokğun taslak projesindeki 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11 ve 12 nolu bağımsız bölümlerin arsa payları olmak üzere toplam 48 adet dairenin tapusunun iptal edilerek müvekkili davacı adına hükmen tesciline, ek sözleşmenin uygulanmaması halinde bitmiş 60 adet daireden sözleşme gereğince müvekkiline düşen %67 hisseye tekabül eden 40 adet dairenin sözleşmede yazılı şekilde paylaşımının yapılarak 40 adet dairenin tapusunun iptali ile davacı müvekkili adına hükmen tesciline, her iki halde de eksik işlerin tamamlanabilmesi, kat irtifakı ve iskan alımı için davalı kooperatifin belediyeden satın alınacak arsa bedeli olan 311.590,00 TL’yi (ihdas bedeli) ödeme yükümlülüğünü yerine getirmesine mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davanın açılış ve içeriğine itirazlarının bulunduğunu, taraflar arasında imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin müvekkili arsa sahibi tarafından feshedildiğini, davacının feshin iptali ile yaptığı eserin bedelini istemesi gerekirken tapu iptal ve tescil talebinde bulunmasının haksız olduğunu, inşaattaki eksik ve ayıplı işlerin müvekkili tarafından dava dışı 3.şahıs yüklenicilere yaptırıldığını, ayrıca davanın tasfiye kurulu üyelerine karşı açılmasının da mümkün olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Çorlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce 15/02/2018 tarih, 2018/130 Karar sayılı kararı ile, taşınmazda henüz kat irtifakı kurulmadığı, taşınmazlardaki eksikliklerin davacı tarafından tamamlanmadığı, bu eksiklikler giderilmeden tapu iptal ve tescil kararı verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar karar verilmiştir. Mahkeme kararının davacı yanca istinaf edilmesi üzerine mahkeme kararı Dairemizin 30/12/2020 tarih, 2018/1335 Esas, 2020/1600 Karar sayılı kararı ile, davacı vekilince, dava dilekçesinde tapu iptal ve tescil yanında, taraflarca ek sözleşme ile yapılması kararlaştırılan F bloğun yapılabilmesi için davalı arsa sahibi tarafından Belediye’den satın alınması gereken arsa bedelinin ödenmesi ediminin yüklenmesi talep edildiği halde mahkemece bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediği, gerekçede bu talebin değerlendirilmediği gerekçesiyle kaldırılarak dava dosyası mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemenin 2021/60 yeni esasına kaydedilen dosyada mahkemece 18/11/2021 tarih, 2021/333 Karar sayılı kararı ile, kapsamı itibariyle TTK’nın 4.maddesi uyarınca Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevi dahilinde bulunan eldeki dava dosyasına ilişkin yargılamanın, dava tarihinde ve sonraki süreçte yetki çevresinde müstakil bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmaması sebebiyle Asliye Hukuk Mahkemesince Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla yürütülmekte iken, Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü’nün yeni kurulan Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevrelerinin belirlenmesi teklifi konulu 30/06/2021 tarihli yazısı üzerine HSK tarafından alınan 07/07/2021 tarih ve 608 numaralı karar ile bu yeni mahkemelerden olan Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin Tekirdağ İli’nin mülki sınırları olarak belirlendiği, akabinde yine HSK’nın 08/07/2021 tarih ve 568 numaralı kararı ile Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/09/2021 tarihinden itibaren faaliyete geçirilmesinin kararlaştırıldığı, Yargıtay ( Kapatılan) 23.HD’nin pek çok kökleşmiş Yargıtay içtihadında da vurgulandığı üzere; bu gibi hallerde yani esasında özel bir mahkemenin görev alanında kalmasına rağmen görüldüğü yerde bu özel mahkemenin kurulmamış olması sebebiyle Asliye Hukuk Mahkemelerince yargılamaları yürütülen dava dosyalarında yargılama devam ederken görevli özel mahkemenin kurulmuş ve faaliyete geçmiş olması hallerinde, Asliye Hukuk Mahkemesince ilgili dava dosyaları hakkında gönderme kararı verilerek dosyaların yeni kurulan ilgili mahkemeye devredilmesi gerektiği, bu kapsamda somut dava dosyasının Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesi gerektiği, gönderme kararının nihai bir karar olduğu ancak nihai kararlardan farklı olarak gönderme kararının, verildiği anda kesin kararlardan olup yalnız başına kanun yoluna taşınamayacağı, bu nedenle gönderme kararına karşı yasa yolların kapalı tutulduğu gerekçesiyle dosyanın Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiş, dosya Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmiştir. Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/127 Esasına kaydı yapılan dosyada mahkemece 28/06/2022 tarih, 2022/781 Karar sayılı karar ile, gerek Yargıtay kararları gerekse Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Daireleri arasındaki aynı nitelikteki uyuşmazlık yönünden uyuşmazlığın giderilmesi kararları gereğince davanın açıldığı tarih itibariyle görevli olan Asliye Hukuk Mahkemelerinin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakmış oldukları derdest dava dosyalarını yeni kurulan ve yetki çevresi belirlenen Asliye Ticaret Mahkemelerine devir ya da görevsizlik kararı veremeyeceğinin kabul edildiği, bu itibarla somut uyuşmazlığa bakma görevinin Çorlu 3.Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114. ve 115. maddeleri gereğince mahkemenin görevsizliğine, davanın görev nedeniyle usulden reddine, Görevli Mahkemenin Çorlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine, Kararın kesinleşmesine mütakiben HMK’nın 20. maddesinde belirtilen iki haftalık süre içerisinde talep halinde dosyanın Çorlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, yasal süre içinde mahkemeye başvurularak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin bu kararın tebliği ile ihtarına karar verilmiş, karar tarafların kararı istinaf etmemesi üzerine 19/10/2022 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşme akabinde de mahkemenin 09/11/2022 tarih, 2022/127 Esas, 2022/781 Karar sayılı kararı ile, HMK’nın 20. maddesinin 1. fıkrasında, görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerektiği, aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin düzenlendiği, somut olayda da taraflarca yasal süresi olan 02/11/2022 tarihine kadar dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine ilişkin talepte bulunulmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20. maddesinin 1. fıkrası gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davacı vekili ek karara yönelik istinaf dilekçesinde, mahkemenin gerekçeli görevsizlik kararının taraflarına 20/08/2022 günü tebliğ edildiğini, 09/11/2022 Tarih 2022/127 Esas ve. 2022/781 Karar sayılı davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar ile gerekçeli kararın 09/11/2022 tarihinde kesinleştiğini 08/11/2022 Tarihli kesinleşme şerhini UYAP Sistemi üzerinden 14/11/2022 günü öğrendiklerini, 2016 yılından bu yana harçlar, 2 keşif masrafı ve lehlerine istinaf tarafından bir bozma kararıyla 6 yıllık zamanlarını kaybedecek taraflarına tebliğ edilmeyen kesinleşme kararı ve öğrenemedikleri görevsizliğin kesinleşmesi kararını usül ve yasaya aykırı bulduklarını ayrıca 28/06/2022 görevsizlik gerekçeli karar tarihi ve görevsizlik gerekçeli kararının 20/08/2022 tebliğ tarihinden sonra 22/09/2022 tarihinde bilirkişi raporunun davacı olarak kendilerine tebliğ edildiğini, tenzih zaptı ile de bilirkişi raporuna karşı beyanda bulunmak üzere taraflarına 2 haftalık kesin süre verildiğini, gerekçeli kararla görevsizlik nihai kararından sonra bu kesin süre içinde bilirkişi raporuna beyanda bulunmalarının HMK gereğince mümkün olmadığını belirterek hem ek karının hem de görevsizlik gerekçeli kararından sonra ara kararı ile gönderilen ve 22/09/2022 tarihinde tebliğ edilen bilirkişi raporuna 2 haftalık kesin sürede itiraz ve beyanda bulunma süresine dair ara kararın kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı kooperatif ise arsa sahibidir. Davacı ile davalı kooperatif arasında 23.03.1998 tarihinde, Çorlu 1.Noterliği’nin 6281 yevmiye numaralı kat karşılığı inşaat sözleşmesi akdedilmiş, akabinde de 18.07.2002 tarihli ek sözleşme imza altına alınmıştır. Eldeki dava dava tarihinde ve sonraki süreçte yetki çevresinde müstakil bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmaması sebebiyle Çorlu 3. Asliye Hukuk Mahkemesince Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla yürütülmekte iken Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yargı çevresinin Tekirdağ İli’nin mülki sınırları olarak belirlenmesi akabinde mahkemece görevsizlik kararı verilmiş, kararın kesinleşmesi sonrası dosya Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmiştir. Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi ise, Yargıtay kararları ve Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Daireleri arasındaki aynı nitelikteki uyuşmazlık yönünden verilen uyuşmazlığın giderilmesi kararları gereğince davanın açıldığı tarih itibariyle görevli olan Asliye Hukuk Mahkemelerinin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakmış oldukları derdest dava dosyalarını yeni kurulan ve yetki çevresi belirlenen Asliye Ticaret Mahkemelerine devir ya da görevsizlik kararı veremeyeceği gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı vermiş olup, bu karar 19/10/2022 tarihinde kesinleşmiş, görevsizlik kararının kesinleşmesi sonra yasal süresi içinde dosyann görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmadığından bahisle istinafa konu 09/11/2022 tarihli ek kararla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemelerce re’sen nazara alınır (HMK m. 1). Mahkeme, gerek re’sen yapacağı inceleme sonucunda gerek tarafların (mahkemenin görevli olmadığı yönündeki) dava şartı noksanlığını ileri sürmesi üzerine, görevsiz olduğu kanaatine varırsa, görevsizlik kararı verir (HMK m.1; m.114/1-c; m. 115/1; m. 20). Mahkeme, görevsizlik kararında görevli mahkemeyi bildirmeli ve dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermeli ve bununla yetinmelidir. Görevsizlik kararını veren mahkeme, dava dosyasını re’sen görevli mahkemeye gönderemez. Dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilebilmesi ve davaya görevli mahkemede devam edilebilmesi için taraflardan birinin, görevsizlik kararını veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir aksi takdirde dava açılmamış sayılır. Nitekim 6100 sayılı HMK’nın görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine yapılacak işlemler başlıklı 20. maddesine göre ” (1) Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, (…)(1) süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde dava açılmamış sayılır ve görevsizlik veya yetkisizlik kararı veren mahkemece bu konuda resen karar verilir. (2) Dosya kendisine gönderilen mahkeme, kendiliğinden taraflara davetiye gönderir. ” Görüldüğü üzere anılan maddeye göre görevsizlik kararını veren mahkemeye başvurma süresi iki haftadır. Bu iki haftalık süre hak düşürücü nitelikte olup, mahkeme tarafından re’sen gözetilmesi gerekir. İki haftalık hak düşürücü süre; bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlar. Taraflar iki haftalık başvurma süresi işlemeye başlamadan, yani görevsizlik kararı kesinleşmeden önce görevsizlik kararını vermiş olan görevsiz mahkemeye başvurabilir ve bu başvurma da geçerlidir. Ancak, görevsiz mahkeme, görevsizlik kararı kesinleşmedikçe dava dosyasını görevli mahkemeye gönderemez. Dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilebilmesi ve davaya görevli mahkemede devam edilebilmesi için taraflardan birinin, görevsizlik kararını veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Görevsizlik kararını veren mahkemeye başvurulduğunda, mahkemece ilk önce, başvurunun iki haftalık süre içinde yapılıp yapılmadığı incelenir; mahkeme, iki haftalık süre içinde başvurulmadığını (süre geçirildikten sonra başvurulduğunu) tespit ederse, başkaca bir işlem yapmadan re’sen davanın açılmamış sayılmasına karar verir Yapılan bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde, Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/06/2022 tarih, 2022/127 Esas, 2022/781 Karar sayılı görevsizlik kararınn davacı vekiline 20/08/2022 günü tebliğ edildiği, kararın 19/10/2022 tarihinde kesinleştiği, davacı yanca HMK’nın 20.maddesi uyarınca kesinleşme tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde dosyanın görevli Çorlu 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesi talepli başvuruda bulunmadığı, kesinleşme kararının taraflara tebliğ edilmesi yönünde kanun ve tüzükte madde bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece bu gerekçelerle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ek kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesİ’nin 09/11/2022 tarih ve 2022/127 Esas, 2022/781 Karar sayılı ek kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 22/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.