Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/208 E. 2023/787 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/208
KARAR NO: 2023/787
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/10/2022
NUMARASI: 2021/327 Esas, 2022/748 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 06/07/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinin feshi nedeniyle iş bedelinin iadesi ve alacak talebine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuş, mahkeme kararının Dairemizce kaldırılması akabinde mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili mahkemenin 2015/666 Esas sayılı dosyasına verdiği11/06/2015 tarihli dilekçesiyle, taraflar arasında 09/07/2014 tarihli Hibrit Yol Yıkama ve Temizleme Aracı Satın Alma işine ait sözleşme akdedildiğini, bu sözleşme gereğince davalı tarafından 1 adet … yol yıkama ve temizleme aracı üretilerek müvekkili davacıya telim edildiğini, bunun karşılığında müvekkili tarafından davalıya 144.000,00 TL + KDV tutarındaki sözleşme bedelinin ödendiğini, ancak, davalı tarafından üretilen ve davacıya teslim edilen araçta meydana gelen arızalar ve bu arızaların devamlılığı sebebiyle aracın esas kullanım amacını gerçekleştiremediğini, davalı tarafından aracın sözleşmeye ve teknik şartname ile Makine Emniyet Yönetmeliği’ne aykırı imal edildiğini, bu arızaların davalıya bildirilmesine rağmen davalı tarafından giderilmediğini, bu nedenlerle, müvekkilinin sözleşmeden dönme koşullarının oluştuğunu, davacının, aracın ayıplı halini tesbit amacıyla makine mühendisleri odasından bilirkişi raporu aldığını ve söz konusu hizmet sebebiyle de 1.357,00 TL ödeme yaptığını, yine söz konusu ayıplar sebebiyle sözleşmeden dönme iradesini davalı tarafa noter aracılığıyla bildirdiğini ve 256,26 TL noter masrafı yaptığını ileri sürerek davacı müvekkilinin sözleşmeden dönme hakkını kullandığı gözetilerek 169.920,00 TL sözleşme bedelinin 15/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte istirdatı ile sözleşme konusu aracın davalı tarafa iadesine, sözleşmeden haklı sebeple dönen davacı şirketin uğradığı 1.613,26 TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyli birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu makinenin, standart üretilen makinelerdan olmayıp davacının talebi ve direktifleri doğrultusunda, yine davacının hazırladığı teknik şartnameye uygun olarak üretilen bir makine olduğunu, sözleşme ve teknik şartnamenin davacı şirket yöneticileri ve mühendisleri tarafından hazırlandığını, makinenın üretim aşamasındaki her detayının, davacının yöneticileri ve mühendisleri tarafından kontrol edildiğini, talimatları ve onayları doğrultusunda üretim aşamasının tamamlandığını, testlerinin yapılarak davacıya teslim edildiğini, ayrıca, davalı şirket çalışanları tarafından davacı şirket çalışanlarına makine kullanım eğitimi de verildiğini; eğitimin verildiğine dair tutanağın taraf çalışanlarınca imzalandığını, davacı tarafından tutulan tek taraflı ve subjektif ifadeler içeren tutanakların gerçeği yansıtmadığını, üretilen makinenin şartnameye uygun olduğunu ve fonksiyonlarının yerine getirdiğini, davacının araç üretiminde teknik şartnameye göre değil, beklentilerine göre taleplerde bulunduğunu, davacı çalışanları tarafından verilen eğitimlerde makinanın düz yolda seyir halindeyken 2. ve 3. viteste kullanılabileceğini söylemesine rağmen davacı çalışanının meyilde 3. vitesle gitmeye çalıştığını, meyilde durduğundan 3. vitesle kalkış yapmaya çalışarak elektrik motoruna zarar verdiğini, müvekkili tarafından arızanın garanti kapsamında olmamasına rağmen iyi niyetli olarak ücret almadan giderildiğini, sözleşmede %20 meyille tırmanma kapasitesi olduğu belirtildiği halde davacı çalışanlarının daha yüksek oranda meyile sahip yollarda aracı zorladıklarını, makineyi verilen eğitimlere ve talimatlara aykırı olarak kapasitesinin üzerinde kullandıklarını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece 05/06/2018 tarihli karar ile, dava konusu aracın, standart bir üretim olmayıp özel amaca yönelik bir üretim olduğu, onarım durumuna dair fiyatlandırmanın piyasa koşulları içerisinde bulunmasının mümkün olmadığı ve mevcut durumda dosya içerisinde bu duruma dair bir değerlendirme somut belge ve bilgi bulunmadığı da göz önüne alındığı, ancak, davacı yanın ayıp oranında bedel indirimi talebinde bulunabileceğinin kabulünün gerektiği; teknik inceleme sonucunda, araçtaki ayıp oranının takdiren %25 olarak tespit edildiği, bu durumda, ayıp nedeniyle indirim tutarının, dava konusu aracın/eserin değeri olan 169.920,00 TL’nin %25’ine karşılık gelen 42.480,00 TL olarak hesaplandığı; bu nedenlerle, davacının, işbu davayı açmakta haklı ve hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 42.480,00 TL’nin 15/05/2015 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacının yapmış olduğu 1.613,26 TL tespit masrafına ilişkin talebinin işbu davada haklılık durumuna göre yargılama giderleri içinde değerlendirileceği gözetilerek bu taleple ilgili ayrıca karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, mahkeme kararın karşı davacı vekilince 31/07/2018 tarihli dilekçesiyle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dairemizin 05/04/2021 tarih, 2018/1910 Esas, 2021/708 Karar sayılı kararı ile, dosya kapsamında, aracın arızalarının davalı tarafça giderilmesine ilişkin servis kayıtları ile iş emirlerinin bulunmadığının tespit edildiği, bu itibarla davalının yaptığı tamirlerin niteliğini belirlemenin mümkün olamadığı, hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporlarında, çalıştırılmayan araç üzerinde yapılan inceleme sonucunda tespit edilen ayıp ve arızaların, dosya içinde bulunan 29 maddeden oluşan teknik şartnamede yer alan teçhizatlara ilişkin olup olmadığının araştırılmadığı, makinenin başlangıçta ayıplı olduğu olmadığının saptanmadığı, %25 ayıp oranına hangi tespitler sonucunda varıldığının denetime elverişli şekilde açıklanmadığı, bu suretle bilimsel veri içermeyen ve eksik inceleme sonucu hazırlanan bilirkişi raporuna istinaden mahkemece verilen kararın isabetsiz olduğu gerekçesiyle, öncelikle davalı taraftan sözleşmeye konu aracın tamirine ilişkin servis kayıtları ile iş emirleri getirtilerek, İTÜ otomotiv bölümünden seçilecek 3 kişilik bilirkişi kurulu ile sözleşmeye konu aracın çalıştırılıp araç üzerinde yeniden inceleme yapılarak araçtaki var olan, tekrarlanan ve davalı yanca giderilemeyen arızaların neler olduğu ve bu arızaların kaynağının tespiti, bunun tespiti için de teknik şartnamede aranan özelliklerle, eserin fiilen taşıdığı özelliklerin karşılaştırılmasının yapılarak veya sözleşmede kararlaştırılmamış dahi olsa lüzumlu vasıfların mevcut olup olmadığına bakılması, dürüstlük kuralı gereği eserin kendisinden beklenen yararı gerçekleştirmeye elverişli olup olmadığının, mevcut ve tekrarlanan arızalar nedeniyle davacı iş sahibinin eseri kabulden kaçınma hakkının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi suretiyle sonucuna uygun karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece 25/10/2022 tarihli karar ile, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere; iş makinası vasfına haiz taşıt üzerinde sözleşme ve eki teknik şartnameye, Makina Emniyet Yönetmeliğine aykırılıklar yanında foksiyon eksikliklerinin de mevcut olduğu, bir kısmının kullanıcı tarafından satın alma sırasında tespiti mümkün olmayan yapıda ve imalat kaynaklı gizli ayıp vasfında oldukları, makinanın mevcut hali ile onarımının teknik ve ekonomik açıdan uygun olmadığı, mevcut hali ile makinadan faydalanma imkanı bulunmadığı, yani teslimi sırasında eserin kendisinden beklenen yararı tam olarak gerçekleştirmeye elverişli olmadığının tespit edildiği, bu suretle davacının sözleşmeden dönme talebinin koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile, 09/07/2014 tarihli sözleşmeye konu üretilen …. yol yıkama ve temizleme aracının davacıdan alınarak davalıya iadesine, aracın davalıya teslim tarihinden itibaren 169.920,00 TL satış bedelinin teslim tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, taraflara yüklenen edimlerin aynı anda ifasına, edimlerin ifası hususunda 2004 sayılı İİK 24. Madde hükmünün uygulanmasına, davacının 1.613,26 TL lik talebinin yargılama gideri kısmında değerlendirilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili 20/12/2022 tarihli istinaf dilekçesiyle, dava konusu makinanın, standart üretilen makinalardan olmayıp davacının talebi ve direktifleri doğrultusunda yine davacının hazırladığı teknik şartnameye uygun olarak üretilen özel bir makina olduğunu, dava konusu makinaya ilişkin sözleşme ve teknik şartnamenin davacı şirket yöneticileri ve mühendisleri tarafından hazırlandığını, makinanın üretim aşamasındaki her detayının, davacının yöneticileri ve mühendisleri tarafından kontrol edildiğini, talimatları ve onayları doğrultunda üretim aşamasının tamamlanarak ve testleri yapılarak davacıya teslim edildiğini, bilirkişi raporunda iş makinasının sözleşme ve eki teknik şartnameyi sağlayamayan özellikleri olarak gösterilen maddelerde bilirkişinin kendisiyle çeliştiğini, teknik şartnameye uygun olarak yapılan sistemlerin beklenen faydayı sağlamamasının müvekkilin sorumluluğunda olmadığını, kapak ve direksiyon sistemi emniyet kilitlerinin Makina Emniyet Yönetmeliği açısından uygun olmadığı yönündeki tespitin de hatalı olduğunu, davacı tarafından hazırlanan şartnameye uygun yapılan direksiyon sisteminin Makina Emniyet Yönetmeliğine uygun olmamasının müvekkilinin sorumluluğunda olmadığını, davacı yanın yasaya uygun şekilde ve süresinde gözden geçirme ve bildirim külfetini yerine getirmediğini, bilirkişi tarafından sözleşme ve eki teknik şartnameyi sağlayamayan özellikleri kapsamında değinilen tank kapasitesinin gizli ayıp olmayıp temizlik makinaları konusunda uzman olan davacının gözden geçirme neticesinde anlayabileceği bir eksiklik olduğunu, ancak buna rağmen süresinde gözden geçirilmediğini ve bildirim külfetinin yerine getirilmediğini, makinenin, davacı çalışanları tarafından verilen eğitimlere ve talimatlara, makinanın üretim amacına aykırı olarak kullanıldığını, şikayetlerin genel olarak süpürme fonksiyonunu yerine getirmediği yönünde olduğunu, ancak şartnameden anlaşılacağa üzere makinenin yol yıkama olarak tasarlandığını, şartnameye göre üretildiğini, davacı çalışanlarının makinayı verilen eğitimlere ve talimatlara aykırı olarak kapasitesinin üzerinde kullandıklarını, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin güçler arası dengeye, hakkaniyete ve adalete uygun olmadığını, ayrıca sözleşmeden dönme şartları ve sonuçlarının çok ağır olup huzurdaki uyuşmazlıkta da mevcut bulunmadığını, dosya kapsamı, sözleşme ve teknik şartname ile savunmaları bir bütün olarak değerlendirildiğinde güçlü olan davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, sözleşmeden dönme şartları ve sonuçları çok ağır olup kabul anlamına gelmemek kaydıyla arızaların giderilebilir nitelikte olduğu, aracın reddini gerektirir nitelikte olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında 09/07/2014 tarihinde “Hibrit Yol Yıkama ve Temizleme Aracı Satın Alma İşi” başlıklı sözleşme akdedilmiştir. Bu sözleşme ile davalı yüklenici sıfatıyla, davacı şirkete 1 adet Cleanvac SY800 yol yıkama ve temizleme aracı üretme işini üstlenmiştir. Sözleşmede iş bedeli 144.000,00 TL + KDV olarak belirlenmiştir. Sözleşmenin “garanti ” başlıklı 9.1.maddesinde, sözleşme konusu aracın geçici kabul tarihinden itibaren 2 yıl süreyle davalı şirketin garantisinde olduğu, aracın sözleşme hükümlerine uygun olacak şekilde davacıya teslimi ve davacı tarafından kabulünün yapıldığı tarihten itibaren garanti süresinin başlayacağı düzenlenmiştir. Davacı tarafından davalı yükleniciye gönderilen Kadıköy 30.Noterliği’nin 07/05/2015 tarih, … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle, sözleşme konusu aracın tesliminden beri, gerek eğitimler esnasında, gerek se saha açılışmalarında, devamlı olara arızalandığı, bu arızalar nedeniyle aracın esas kullanım amacı olan yol yıkama ve temizleme fonksiyonlarını tam olarak yerine getiremediği, oluşan arızaların davalıya yazılı ve sözlü olrak defalarca bilidirildiği, aracın teslim alınıp arızaların giderilmeye çalışılıdığı, ancak yapılan onarımardan sonuç alınamadığı, aracın arızalanmasının önüne geçilemediği, aracın taraflar arasında yapılan sözleşmeye, teknik şartnamenin 7. ve 14. Maddelerine ve makine emniyeti yönetmeliği’ne uygun imal edilmediğinin tespit edildiği belirtilerek TBK’nın 475/1-a maddesi gereğince sözçleşmeden dönme seçimlik haklarını kullandıkları, sözleşme gereğince ödenen iş bedelinin 3 iş günü içerisinde taraflarına iade edilmesi talep edilmiştir. Taraflar arasında sözleşmeye, içeriğine, iş bedeline ve aracın davalı tarafça üretilerek davacı iş sahibine teslim edildiğine yönelik bir ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; aracın sözleşme şartlarına ve teknik şartnameye uygun olarak üretilip üretilmediği, eserin ayıplı olup olmadığı, ayıbın niteliği ve davacının sözleşmeden dönerek ödediği bedeli yükleniciden talep edip edemeyeceği hususlarında toplanmaktadır. Dosya kapsamından, davalı tarafca üretimi ve satışı gerçekleştirilen yol yıkama ve süpürme aracının 09/07/2014 tarihli sözleşme kapsamında davacı tarafça alımının gerçekleştirildiği, Kasım 2014 tarihinde teslimi gerçekleştirilen araçta, teslimden itibaren yaklaşık 4 ay içerisinde yazılı olarak kayıt altına alınan 15 tane arıza olayının yaşandığı, bunun üzerine davacı tarafça Makina Mühendisleri Odası’ ndan 06/04/2015 tarihli tespit yaptırıldığı, hazırlanan raporda “…aracın, kullanım amacı olan; yol yıkama ve temizleme fonksiyonlarını tam olarak yerine getirmediği, sözleşme ve teknik şartnamenin 7.ve 14. madde yükümlülüklerini karşılamadığı ve toplamda 20 olumsuz/uygunsuz durum kaydının yer aldığı” nın belirtildiği, alınan rapor gereğince istinafa konu eldeki sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talepli davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Dosyada, davacı tarafça araçta tespit edilen arızalara ilişkin olarak tek yanlı tutulan 01/12/2014 , 11/12/2014, 18/03/2015, 27/03/2015, 06/04/2015, 08/04/2015, 09/04/2015, 18/04/2015, 20/04/2015 ve 21.04.2015 tarihli tutanaklar ile 06/04/2015 tarihinde Makina Mühendisleri Odası İstanbul Şube Başkanlığı tarafından atanan bilirkişi aracılığıyla dava konususu araç üzerinde yapılan inceleme akabinde makine mühendisi … tarafından hazırlanan 06/04/2015 tarihli bilirkişi mütalaası, 22/04/2016 tarihinde Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa kampüsüne çekici ile getirilen dava konusu araç üzerinde piston kolunun rot kolu ile bağlantı noktasından kırılması sebebiyle sadece ileri geri manevra yaptırılmak suretiyle yapılan inceleme akabinde makine mühendisleri … ile … ve hukukçu Yrd.Doç.Dr. … tarafından hazırlanan 10/06/2016 tarihli bilirkişi kurul kök raporu ile aynı bilirkişi tarafından düzenlenen 06/02/2017 tarihli bilirkişi kurul 1. ek raporu ile 14/03/2018 tarihli 2. ek rapor yer almaktadır. Ayıp hâlinde iş sahibinin hakları TBK’nın 475. (BK, m. 360) maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları; eserin iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule icbar edilemeyecek derecede ayıplı olması hâlinde sözleşmeden dönme, eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim yapılmasını isteme veya aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere eserin ücretsiz onarılmasını isteme haklarıdır. İş sahibi bu seçimlik haklarının yanında ayıplı meydana getirilmiş olan eserin neden olduğu zararın tazminini de isteyebilir. Başka bir anlatımla iş sahibi tazminat hakkı ile seçimlik haklarını birlikte kullanabilir. Tazminatın istenebilmesi için de, ayıpta yüklenicinin kusurunun bulunması ve ayıp ihbarının süresinde yapılmış olması gerekir. Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 22.09.2021 tarihli ve 2017/(15)6-3030 E., 2021/1077 K. sayılı kararında da değinilmiştir. Madde iş sahibine tanınan haklardan, iş sahibinin hangisini kullanabileceği mahkemece uzman bilirkişi aracılığıyla eser üzerinde yaptırılacak inceleme sonucu ayıbın derecesi belirlenmek suretiyle takdir olunur. Mahkemece ilk kararda hükme esas alınan bilirkişi kurulu kök ve ek raporlarında; dava konusu hibrit araçta saptanan ayıp ve eksikliklerin aracın mevcut durumunun çalışmasına engel olmamakla birlikte belirtilen hususların eksikliğinin araçtan elde edilecek faydayı azalttığı, aracın teslim tarihinden bu yana kullanıldığı ve hali hazırda kullanılabilecek durumda olması dikkate alındığında, sözleşme bedelinin tamamının iadesi yerine, araçta ayıp oranında indirim yapılmasının makul olacağı bu oranında takdiren %25 olarak belirlendiği, aracın arıza ve ayıplarının giderilebilir nitelikte olduğu, ancak dava konusu aracın standart bir üretim olmadığı bu nedenle onarımına dair fiyatlandırmanın piyasa koşullarında yapılamayacağı belirtilmiştir. Mahkemece Dairemizin kaldırma kaldırma kararından sonra ve kaldırma kararı doğrultusunda aldırılan ve İTÜ Makine Mühendislik Fakültesi öğretim üyeleri Prof.Dr…., Prof.Dr…. ve Prof.Dr. … tarafından hazırlanan bilirkişi kurul raporunda; iş makinası vasfına haiz taşıt üzerinde sözleşme ve eki teknik şartnameye, Makina Emniyet Yönetmeliğine aykırılıklar yanında foksiyon eksikliklerinin de mevcut olduğu, bir kısmının kullanıcı tarafından satın alma sırasında tespiti mümkün olmayan yapıda ve imalat kaynaklı gizli ayıp vasfında oldukları, makinanın mevcut hali ile onarımının teknik ve ekonomik açıdan uygun olmadığı fakat satın almadan hemen sonra, makina faal haldeyken yapılan ilk tespit tarihi itibarı ile tadil ve onarımın mümkün göründüğü, dava sürecinde alıcı firma açısından mevcut hali ile makinadan faydalanma imkanı bulunmadığı, yani teslimi sırasında eserin kendisinden beklenen yararı tam olarak gerçekleştirmeye elverişli olmadığı yönünde görüş bildirildiği görülmüştür. O halde mahkemece Dairemizin kaldırma kararından sonra ve kaldırma kararı doğrultusunda alınan denetime elverişli 15/02/2022 bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmak suretiyle, davalı yüklenici yanca davacı iş sahibi için imal edilen iş makinesinin teslimden itibaren ayıplı olduğu, Makina Emniyet Yönetmeliğine aykırılıklar yanında foksiyon eksikliklerinin de mevcut olduğu, bir kısmının kullanıcı tarafından satın alma sırasında tespiti mümkün olmayan yapıda ve imalat kaynaklı gizli ayıp vasfında oldukları, ayıbın kullanım ile arttığı, mevcut hali ile makinenin onarımının teknik ve ekonomik açıdan uygun olmadığı, eserin iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule icbar edilemeyecek derece kusurlu ve sözleşme şartlarına aykırı olduğu, dolayısıyla davacının sözleşmeden dönmesi için gerekli şartların oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/10/2022 tarih ve 2021/327 Esas, 2022/748 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 11.607,24 TL nisbi istinaf karar harcından davalı tarafça peşin olarak yatırılan 2.902,81 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.704,43 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 06/07/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.