Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1797
KARAR NO: 2023/1212
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/08/2023
NUMARASI: 2023/499 Esas, (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 07/11/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat talebine ilişkin olup, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen 11/08/2023 tarihli ara kararına karşı davacı yanca istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkili şirketin sağlık turizmi alanınında faaliyet gösterdiğini, hastanelere daha iyi bir hizmet verebilmek için internet tabanlı bir ürün geliştirmek istediğini, bu amaçla davalı ile “Acenta Yönetim Sistemi ve Geliştirme Projesi Hizmet Sözleşmesi” imzaladığını, davalının müvekkili şirketin katılacağı Mart ayında gerçekleşen İngiltere fuarı öncesinde sözleşmede olmayan ancak sözleşme konusu ürüne yapılacak eklemeler hususunda anlaştıklarını ve davalı tarafın bu eklemeleri de fuar öncesine kadar yapıp teslim edeceğini taahhüt ettiğini, bu nedenle ödemenin tamamının kendisine iletilmesini, nakde ihtiyacı olduğunu bildirdiğini, iyi niyetli olarak ticari faaliyette karşılaşabilecek bu durum nedeni ile tüm ödemeleri banka kanalı ile yapmalarına rağmen ürünün tamamlanmadığını, iş ortaklarına karşı mahcup olduklarını, davalı tarafa ulaşmakta güçlük yaşadıklarını, Ankara … Noterliğinin 26/05/2023 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesini göndererek müvekkili şirketin 1-4 Haziran tarihlerinde başka bir fuara katılacağını, bu tarihten önce hem ürüne erişimin açılması hem de ürünün teslim edilmesi, aksi halde uğranılan tüm zararlardan sorumlu tutulacaklarının ihtar edildiğini, ihtara rağmen ürünün teslim edilmediğini, dolandırıldıkları şüphesi ile şikayette bulunduklarını, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının … numaralı dosyası ile soruşturma başlatıldığını, arabuluculuğa başvurduklarını, anlaşamadıklarını belirterek, maddi ve manevi tazminat taleplerinin kabulü ile müvekkili şirkete ait olan sisteme erişimin engellenmesinin kaldırılmasını, sistemin kullanıma hazır şekilde kendilerine teslim edilmesi ve müvekkili şirkete ait olan sisteme erişimin engellenmesinin kaldırılması için gerekli tedbirlerin alınmasını talep ve dava etmiştir. Davalı yanca cevap dilekçesi sunulmamıştır. Mahkemece 11/08/2023 tarihli ara kararı ile, davacının iddialarının yargılamayı gerektirdiği, alacağın bu amaçla likid olmaması, alacak iddiasının faturaya dayanması, bu hususun ise yargılama safahatında değerlendirmeye tabi olduğu ve davalının kaçma, mallarını kaçırma şüphesinin yaklaşık ispat koşulları ile de ortaya koyulmaması sebebi ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, dava dilekçesinde izah edilen sebeplerle ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile fikri ve sınai hakları müvekkili şirkete ait olan sisteme erişimin engellenmesinin kaldırılması için gerekli olan tedbirlerin alınmasını talep ettiklerini, mahkemenin taleplerinin reddine karar verdiğini belirterek kararın kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Taraflar arasında 15/12/2022 tarihli “Acenta Yönetim Sistemi ve Geliştirme Projesi Hizmet Sözleşmesi akdedilmiş olup; sözleşmenin konusunun yazılım işine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Sözleşme bedeli KDV hariç 35.000,00 TL olarak kararlaştırılmıştır. Davacı iş sahibi sözleşme konusu ürüne ek ürünler eklenmesi konusunda da davalı tarafça mutabakat sağladıklarını, gerek sözleşme konusu ürünün, gerekse eklemelerin yapılmadığını, ancak iş bedelinin ödendiğini, ürünün teslim edilmediğini, bu nedenle zarara uğradığını belirterek maddi ve manevi tazminat talebi ile söz konusu ürüne erişiminin engellenmesinin kaldırılması için tedbir talebinde bulunmuştur. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3. Maddesine göre Mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorundadır.Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, mahkemece, davacı vekilinin dava dilekçesindeki taleplerinin ve iddialarının yargılamayı gerektirdiği, yaklaşık ispatın sağlanamadığı gerekçesi ile davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verdiği, henüz dosyada deliller tam olarak toplanmadığından yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gibi dava konusunun yargılamayı gerektirmesi sebebi ile mahkemece davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/08/2023 tarih ve 2023/499 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 07/11/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.