Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/1715 E. 2023/1353 K. 05.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1715
KARAR NO: 2023/1353
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/09/2022
NUMARASI: 2021/1017 Esas, 2022/847 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 05/12/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında boyama konusunda sözleşme bulunduğunu, dava dışı … Ltd. Şirketinden satın alıp boyanmak üzere davalıya gönderilen ve davalının boyadığı kumaşı başka bir işlem daha görmek üzere … Şirketine gönderdiğini, … Şirketinin de bu işlem görmüş malı davacının müşterisi olan … Ltd. Şti’ne, bu şirketin de konfeksiyon yapılmak üzere … Tekstil firmasına gönderdiğini, ancak … firmasının uyarısıyla davacının müşterisi olan … firmasının davacıya ayıp ihbarı yaptığını, müvekkilinin de derhal davalı şirkete ayıp ihbarı yaparak malları iade ettiğini, halen de ayıplı olarak 1103,29 kg kumaşın davalıda bulunduğunu, müvekkilinin müşterisine mahcup olmamak adına … Ltd. Şti.nden yeniden 1020 Kg ham kumaş aldığını, bu ikinci parti ham kumaşın da aynı iş akış şemasını izleyerek … Ltd.Şti.nin boyahanesine 1020 kg işlem görmek üzere gönderildiğini, ancak 698 kg boyalı kumaşta bir önceki partideki gibi boyuna izler olduğu belirtilerek iade edildiğini, müvekkilinin de davalıya iade ettiğini, tüm bu mallar için davacıya iade faturaları kesildiğini, davacının da kendisine yansıtılan bu zararı aynen davalıya yansıtarak 14/07/2020 tarihli ve 185.360,35 TL tutarlı reklamasyon bedeli faturası kestiğini, ancak davalının 17/07/2020 tarihli ve aynı bedelli iade faturası kestiğini, davacının, 20/07/2020 tarihinde tekrar 185.360,35 TL bedelli Reklamasyon Bedeli faturası kestiğini, davalının da 22/07/2020 tarihinde aynı bedelli iade faturası kestiğini, toplamda 1801,29 kg malın ayıplı olarak 1.103,29 kg’sinin davalıda 698 kg’sinin ise davacının İstanbul deposunda durduğunu, laboratuvarlarda hata tespit testleri yaptırıldığını, bu raporlarla ilgili davalının bilgilendirildiğini, buna rağmen davalının alacaklı olduğu iddiasıyla Çorlu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi yaptığını, müvekkilinin borca itiraz ettiğini, bu itiraz üzerine davalının Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/304 esas sayılı davası ile müvekkili aleyhine itirazın iptali ve alacak talepli dava açtığını, söz konusu dava ile bu davanın taraflarının aynı olduğunu ve her iki davanın da konusunun ayıplı boyanmış olan kumaşlardan kaynaklanmış olan farklı alacak talepleri olduğunu belirterek, HMK md.166 gereği bu davanın, Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/304 esas sayılı davası ile birleştirilmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 73.962,91 TL’nin 28/01/2021 tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/304 esas sayılı dava dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu, tarafların ve dava sebebinin aynı olduğu, dosyalardan biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyeceği, davacının birleştirme talebinde bulunduğu, her iki dava arasında bağlantı bulunduğu gerekçesiyle usul ekonomisi de gözetilerek, HMK.nun 166/1, 4 madde ve bendleri uyarınca mahkeme dosyasının Çorlu 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/304 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Mahkeme kararı istinaf edilmiş olup Dairemizin 2021/1955 Esas ve 2021/2073 karar sayılı kararı ile “… ayrı yargı çevresi dahilinde bulunan mahkemelerde açılan davaların görüldüğü mahkemelerin aynı düzeyde olmasına karşın aynı vasıfta olmaması, birinin asliye ticaret mahkemesi, diğerinin asliye hukuk mahkemesi olması nedeniyle birleştirilmesinin usulen mümkün olmadığı gerekçesi ile mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece, Çorlu 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/304 esas sayılı dosyasında görevsizlik kararı verilerek dava dosyasının Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/1594 esasını aldığı, davalar arasında hukuki sebep ve kısmen taraf birliği bulunması sebebiyle davaların birleşmesine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesinin usulünce tarafına tebliğ edilmediğini, savunma haklarının kısıtlandığını, birleştirme kararı tarihi olan (27.09.2022) tarihi itibariyle, birleştirme kararı verilen Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/594 Esas sayılı dosyasının karara çıktığını, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53.Hukuk Dairesinde istinaf incelemesinde iken ve açık beyan ve talebe rağmen, davanın olmayan bir dosya ile birleştirilmesine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen dosyanın olmayan Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/594 Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine dair kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. Davacı, davasında 73.962,91 TL ayıplı işler bedelinin tahsilini ve bu dava dosyasının HMK’nın 166. maddesi gereğince Çorlu 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/304 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiş, mahkemece dava dosyasının Çorlu 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Mahkemece verilen karara karşı istinaf başvurusunda bulunulmuş ve Dairemizin 2021/1955 Esas ve 2021/2073 esas sayılı kararı ile, aynı düzeyde mahkemeler arasında dava dosyalarının birleşebileceği, Asliye Ticaret mahkemesi dosyası ile Asliye Hukuk Mahkemesi dosyasının birleştirilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Çorlu 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin (Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile) 2020/304 esas ve 2021/333 kararı ile; Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi kurulmuş olması sebebiyle dava dosyasının yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine karar verilmiş, Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/594 Esas ve 2022/716 karar sayılı kararı ile dava dosyasının açıldığı tarih itibariyle Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile yargılama yapması gerektiği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/594 Esas ve 2022/716 karar sayılı kararının istinaf edilmesi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 53.Hukuk Dairesinin 2022/2276 Esas ve 2022/350 Karar sayılı ilamı ile istinaf taleplerin reddine karar verilerek mahkeme kararı kesinleşmiş, bu durumda yargılama yapma yetki ve görevinin Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatı ile Asliye Hukuk Mahkemesinde olduğu anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 166/2. Maddesinde “Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır.” hükmü; HMK’nın 168. Maddesinde ise “Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde görülmekte olan davalar yönünden verilen birleştirme ve ayırma hususundaki ilk derece mahkemesi kararlarına karşı istinaf yoluna; bölge adliye mahkemesi kararları hakkında ise temyiz yoluna, ancak hükümle birlikte gidilebilir. Şu kadar ki, bu husus tek başına, bölge adliye mahkemesinde hükmün kaldırılarak esastan incelenme; Yargıtayda ise bozma sebebi teşkil etmez.” hükmü düzenlenmiştir. HMK’nın 168. Maddesi hükmüne göre, aynı yargı çevresi içerisinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde görülen davalar yönünden verilen birleştirme kararlarına karşı istinaf yoluna ancak hükümle birlikte gidilebilir. Somut olayda, birleştirilmesi istenilen davalar ayrı yargı çevresinde olup, her ikisi de Asliye Ticaret Mahkemesi düzeyinde olduğu anlaşılmaktadır. Ayrı yargı çevresinde ancak aynı düzeyde mahkemeler arasında davaların birleştirilmesine karar verilmiş olup, HMK’nın 166/2. maddesi uyarınca, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve vasıftaki hukuk mahkemelerine açılmış davaların bağlantı sebebiyle birleştirilmelerine karar verilebilir. Bu nedenle, yerel mahkemece davaların birleştirilmesine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2022 tarih ve 2021/1017 Esas, 2022/847 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından ayrıca alınmasına yer olmadığına,3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 05/12/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.