Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/1699 E. 2023/1140 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1699
KARAR NO: 2023/1140
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/07/2023
NUMARASI: 2022/105 Esas (Derdest)
Birleşen İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/204 E. 2022/347 K.sy. dosyasında;
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit, Alacak
KARAR TARİHİ : 24/10/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Asıl ve birleşen-karşı davalar; eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, mahkemece asıl ve birleşen davalarda davacı taşeron vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kabulüne yönelik mahkeme ara kararına yükleniciler vekilinin yapmış olduğu itirazın kabulü ile mahkemece verilen 08/02/2022 tarihli tedbir kararının kaldırılmasına dair verilen 13/07/2023 tarihli ara karara karşı asıl davada davacı, birleşen davada davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur.Asıl davada davacı vekili, müvekkili şirket ile davalılarca oluşturulan adi ortaklık arasında düzenlenen 16/05/2017 tarihli sözleşme ile davalıların üstlendiği … inşaat projesinin elektrik işlerinin müvekkili tarafından yapımının üstlenildiğini, işin bitiminin adi ortaklıktan kaynaklı olarak geciktiğini, zira işin bitmesi gereken tarih olan 30/01/2019 tarihine kadar davalı tarafça 450 adet uygulama prjoesi yayınlandığını, işin bitmesi gereken 30/01/2019 tarihinden sonra ise bu güne kadar 800 adet uygulama projesi yayınlandığından gecikme meydana geldiğini, buna rağmen işin sözleşmeye uygun olarak bitirilerek 15/04/2021 tarihinde geçici kabulünün yapıldığını, ancak davalıların kesin kabul yapmadığı gibi 3.979.424,19 TL tutarlı teminat mektubunu geri vermediğini, müvekkilinin 1.009.398,42 TL cari hesap alacağı bulunduğunu belirterek, … Bankası Kadıköy Şubesine ait 17/05/2017 tarihli ve 30/01/2021 tarihine kadar geçerli 3.979.424,19 TL bedelli teminat mektubunun ödenmesinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına, müvekkili şirketin davalılara borçlu olmadığının tespitine, dava konusu teminat mektubunun müvekkili şirkete iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/204 esas sayılı dava dosyasında davacı … Taahhüt AŞ vekili, davalı tarafın 25/07/2020 tarihine kadar yapılan hakedişlerin KDV hariç kısmına istinaden sözleşme gereğince %5’i oranında yapmış olduğu nakit teminat kesintisi miktarı olan 1.750.000 TL’nin geçici kabul yapıldığı anda %50’sini müvekkili şirkete ödemesi gerektiği halde bu tutarın sadece 750.000,00 TL’lik kısmını ödediğini, işin ifasında herhangi bir eksiklik olmadığı halde kalan kısmın halen davalıların uhdesinde tutulduğunu belirterek, müvekkili şirketin hak kazandığı hakedişlerden kaynaklı nakit kesintisi alacaklarına ilişkin fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 350.000,00 TL’nin 25/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline; fatura karşılığı cari hesap alacaklarına istinaden 28.831,12 TL’nin 25/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile davalılardan tahsiline; davalıdan kaynaklı kusur ve gecikmeler nedeni ile oluşan maddi zararlardan kur farkı, idari, beyaz ve mavi yaka işçi maaşları, maaş artışları, işçi tazminatları, SGK, stopaj, genel gider maliyetlerinden, işçilik maliyeti artışından doğan zararlara ilişkin şimdilik 300.000,00 TL’nin 25/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline; davalıdan kaynaklı kusur ve gecikmeler nedeni ile doğan finansal zararlar için şimdilik 300.000,00 TL’nin 25/07/2020 tarihinden itibaren davalılardan tahsili ile; sözleşmede bulunan eskalasyon hükmünün uygulanmasından doğan zararlara ilişkin 21.268,88 TL’nin 25/07/2020 tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/204 esas sayılı dava dosyasında davalılar vekili cevap ve karşı davasında; dava açmadan önce arabuluculuğa başvurulmadığını, harcın eksik yatırıldığını, işin gecikmesinde ve iş süresinin uzamasında müvekkilinin kusurlu olmadığını, davacının işin başından itibaren personel eksiği, siparişlerde gecikme ve imalatlarında iş programına uymaması nedeniyle süreçleri gecikmeli olarak yürüttüğünü, buna ilişkin ihtar gönderdiklerini, sözleşmeye göre işin teslim tarihi 30/01/2019 iken, kısmi geçici kabul tutanağının 15/04/2021 tarihinde imzalandığını, işin süresinde 2,5 yıllık bir gecikme olduğunu, iş bitim tarihi sonrasında yayınlanan projelerin revizyon projesi olmadığı için iş değiştiren değil işin yapılışına ilişkin projeler olduğunu, nakit teminat kesintisi iade talebinin ve cari hesap alacağı bakiyesine ilişkin talebinin haksız ve dayanaksız olduğunu, teminat iade koşullarının oluşmadığını, yapılan kesintilerin haklı olduğunu, ayrıca davacının kur farkı, finansal zararlar, idari, beyaz ve mavi yaka işçi maaşları, maaş artışları, işçi tazminatları, SGK, stopaj, genel gider maliyetlerinden, işçilik maliyeti artışından doğan zararlara ilişkin talebinin de dayanağının bulunmadığını, teminat mektubunun iadesi şartlarının oluşmadığını, davacının davasının esastan reddine karar verilmesini istemiş; karşı davasında ise, müvekkili şirket tarafından davalıya teslim edilen malzemelerden imalatlarda kullanılmayan 2.673.632,24TL’lik malzemenin iade edilmediğini, bu bedelin davacının hakedişinden mahsup edilmesi gerektiğini, bütün ihtar ve uyarılara rağmen taraflar arasında imzalanan 11/07/2019 tarihli Ek Protokolde yer alan personel risk teminatını ödemediğini, ödenmesi gereken personel risk teminat miktarı 2.809.340,64 TL olup, buna karşılık müvekkili şirket nezdinde bulunan yüklenici personel risk teminatı tutarının sadece 28.239,18TL olduğunu, bu nedenle bakiye risk tutarı olan 2.781.101,46TL’nin ödenmesi gerektiğini, davacının alacaklarından mahsup edildiğinde bakiye alacaklarının kaldığını, açıklanan bedellerin yanı sıra kesin hesap dosyasında belirtilen “Temizlik, Elektrik, Su, Yemek, Kamp, All Risk Sigorta, Sağlık Taraması, İskele Kullanımı, Makine Kullanımı, İşin Gecikmesinden Kaynaklı Gecikme Cezası, İmalatlarda Tespit Edilen Hatalı ve Kusurlu İşlere İlişkin Nefaset Kesintisi” gibi kalemler davacının kesin hakkedişinden mahsup edildiğinde davacının müvekkiline 3.241.029,36 TL borcu bulunduğunu, şimdilik fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla 3.241.029,36TL’lik alacağın 100.000,00TL’lik kısmının, davalıya gönderilen Bakırköy … Noterliğinin 07/03/2022 tarih … yevmiye numaralı ihtarında verilen 3 günlük sürenin sonundan itibaren işleyecek ticari işlere uygulanan avans faizi ile birlikte karşı davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, 27/01/2022 tarihli ara kararı ile, HMK’nın 390/3 maddesinde “tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandırdığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” şeklinde düzenleme bulunduğu, geçici kabul tutanağında belirtilen eksikliklerin tamamlandığı hususları ile sözleşmenin 9. maddesi kapsamında teminat mektubunun iadesi için gereken koşulların oluştuğu hususlarının henüz yaklaşık olarak ispat edilemediği gerekçesiyle, teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin önlenmesine ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir. Asıl ve birleşen davada davacı vekili 02/02/2022 tarihli dilekçesinde teminat mektubunun süresinin 30/01/2023 tarihine kadar uzatıldığını belirterek, ödenmesinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini istemiştir. Asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından sunulan teminat mektubu süre uzatım yazısına göre teminat mektubunun süresinin 30/01/2023 tarihine kadar uzatıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemenin 08/02/2022 tarihli ara kararı ile, davacı vekilinin talebi ve dosyaya ibraz edilen sözleşme ile geçici hak ediş tutanağı ile işin tamamlanmış olması nedeniyle işin geçici kabulünün yapıldığı ve 26/04/2021 tarihili geçici kabul tutanağının düzenlendiği, böylece işin sözleşme ve eklerine uygun olarak ifa edildiği ve geçici kabule engel olabilecek derecede bir eksik, kusur ve arıza bulunmadığınını taraflarca kabul edilmiş olduğu, geçici kabul tutanağı ile bir kısım işlerin eksik olduğu tarafların kabulünde olsa bile bu eksiklerin sözleşmenin 9.2. maddesindeki nakdi teminat kapsamında kaldığı ve bir an için bu işlerin de teminat mektubu kapsamında kaldığı düşünülecek olsa bile bu işlerin miktar ve değerin tespiti ile miktar ve nitelik olarak kesin teminat kapsamında kalıp kalmadığı yargılamayı gerektirdiğinden, esas itibariyle menfi tespit davası niteliğinde olan bu davada eksik işler nedeniyle alacağı olup olmadığı, varsa miktarı ile bu alacağın teminat kapsamında kalıp kalmadığını ispat yükünün alacaklı olduğunu iddia eden davalılarda olması ve bu yöndeki iddiaların yargılamayı gerektirmesi, keza işin geçici kabulünün 26/04/2021 tarihinde yapılmış olmasına rağmen davanın açıldığı tarih itibariyle bir yıla yakın zaman geçmesine rağmen işin kesin kabulünün yapılmamış olmasının iyiniyetle bağdaşmayacağı, her ne kadar sözleşmede öngörülen garanti koşulları itibariyle teminat mektubunun iadesi şartları oluşmamış ise de, iş bu davaya konu ihtilafın sözleşmeyle vadedilen garanti şartlarına değil işin tamamlanmamış olması nedeniyle teminat mektubu kapsamında kalan bir alacak olup olmadığına yönelik olması ve davacının eksik bırakılmış olan işler nedeniyle teminat mektubunun paraya çevrilmesi tehdidi altında olması nedeniyle bu aşamada teminat mektubunun paraya çevrilmesinin davacı bakımından telafisi imkansız zararlara neden olacağı gerekçesiyle, ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, dava konusu miktarın %15’i olan 596.913,62 TL’nin mahkeme veznesine nakdi veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu olacak şekilde gayrinakdi teminatın yatırılması halinde; … Bankası A.Ş tarafından tanzim edilen 17.05.2017 tarih, … sayılı ve toplam bedeli 3.979.424,19 TL. olan ve geçerlilik süresi 30/01/2023 tarihine kadar uzatılmış olan teminat mektubunun nakde çevrilmesinin önlenmesine, ilgili bankaya yazı yazılmasına, mahkeme başkanının karşı oyu ve oyçokluğu ile karar verilmiş; mahkeme başkanı karşı oy yazısında, HMK’nın 390/3 maddesinde “tedbir talep eden taraf , dilekçesinde dayandırdığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” şeklinde düzenleme bulunduğu, geçici kabul tutanağında belirtilen eksikliklerin bir kısmının tamamlanmadığı, sözleşmenin 9. maddesi kapsamında garanti süresinin sona ermediği, ayrıca teminat mektubunun iadesi için gereken koşulların oluştuğu hususlarının henüz yaklaşık olarak ispat edilemediği gerekçesiyle tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Asıl ve birleşen davada davalılar vekili 18/04/2022 tarihli itiraz dilekçesinde, 27/01/2022 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbirin reddine karar verildiğini, ancak 08/02/2022 tarihli ara kararı ile görüş değiştirerek ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verildiğini, ihtiyati tedbirin kabulüne ilişkin kararın haksız, dayanaksız ve sözleşmeye aykırı olup kaldırılması gerektiğini, kesin teminat iade koşullarının oluşmadığını, sözleşmenin 9.3.1. maddesine göre kesin teminat mektubunun iadesi için kesin kabul tutanağının onaylanmış olması gerektiğini, 9.5.1.maddesine göre de kesin kabul onay tarihinden sonra taşeron tarafından SGK’dan borcu yoktur yazısını getirmesi, iş sahibine bir borcunun bulunmaması ve iş sahibinin onaylaması ile kesin teminat mektubunun iadesinin gerektiğini, kesin teminat mektubunun geçici kabul tarihinden itibaren en az 2 yıl süreli olması, teminat mektubunun yarısının kesin kabul tarihinde iade edileceğini, kesin kabulün geçici kabul tarihinden itibaren bir yıl sonra yapılacağını, geçici kabul itibar tarihinin 15/04/2021 olduğunu, kesin kabulün en erken 15/04/2022 tarihinde yapılabileceğini, dava tarihi itibariyle davacının kesin teminatın yarısını dahi talep etme hakkına sahip olmadığını, mahkemenin de iade şartları oluşmamış teminat mektubu ile ilgili ihtiyati tedbir kararı vermesinin sözleşmeye aykırılık teşkil edeceğini, sözleşmenin 9.5.2 maddesinde teminat mektubunun geri kalan kısmının garanti süresi sonunda iade edileceğinin düzenlendiğini, sözleşmenin 21.3.3 maddesinde geçici kabul onay tarihinden itibaren 2 yıl garanti süresi öngörüldüğünden 15/04/2021 geçici kabul tarihi olup, 15/04/2023 tarihinde iki yıllık garanti süresinin dolacağını ve en erken teminat mektubunun bu tarihte talep edilebileceğini, kaldı ki işin %100 tamamlanması ve hiç bir eksik ve kusur kalmaması halinde dahi davacının kesin teminat mektubu ile ilgili iade şartlarının oluşmasını beklemesi gerektiğini eksik ve ayıplı işlerin bedelinin teminat mektubundan mahsup edileceğini belirterek ihtiyati tedbir talebinin kabulüne ilişkin 08/02/2022 tarihli ara kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemenin 26/05/2022 tarihli duruşmasında verilen ara kararı ile, somut olayda, teminat mektubunun nakde çevrilmesi halinde davacının telafisi zor zararının oluşacağına dair yaklaşık ispat koşulunun yerine getirildiği, tedbir kararının kaldırılmasını gerektiren yeni bir durumun meydana gelmediği gerekçesiyle ihtiyati tedbir kararına itiraz eden asıl davada davalı, birleşen davada davalı-karşı davacı vekilinin itirazının reddine mahkeme başkanının karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verilmiş, mahkeme başkanı karşı oy yazısında, geçici kabul tutanağında belirtilen eksikliklerin bir kısmının tamamlanmadığı, sözleşmenin 9. maddesi kapsamında garanti süresinin sona ermediği, ayrıca teminat mektubunun iadesi için gereken koşulların oluştuğu hususlarının yaklaşık olarak ispat edilemediği gerekçesiyle tedbire itirazın kabulü ile tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Asıl davada davalı, birleşen davada davalı- karşı davacı vekili istinaf dilekçesiyle; İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/105 esas sayılı asıl dava dosyasında davacı … Anonim Şirketi tarafından müvekkili şirkete borçlu olmadığının tespiti, müvekkili şirkete teslim etmiş olduğu 3.979.424,19 TL bedelli kesin teminat mektubunun iadesi, teminat mektubunun paraya çevrilmesinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiğini, mahkemenin 27/01/2022 tarihli kararı ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verdiğini, kararın kendilerine tebliğ edilmediğini, davacı tarafın verdiği dilekçelere istinaden mahkemenin tedbir talebini yeniden değerlendirerek bu kez 08/02/2022 tarihli ara karar ile her ne kadar kesin teminat mektubunun iadesi koşulları oluşmamış ise de davacının yarım bırakılan işler nedeniyle teminat mektubunun paraya çevrilmesi tehditi altında olduğu gerekçesiyle dava konusu miktarın %15 i tutarında teminat yatırılması şartıyla oy çokluğu ile ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verildiğini, tedbire karşı 18/04/2022 tarihinde itiraz ettiklerini, 26/05/2022 tarihli duruşmada ihtiyati tedbire itirazlarının oy çokluğu ile reddine karar verildiğini, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne dair verilen kararın şartlarının oluşmadığını belirterek yerel mahkemenin 26/05/2022 tarihli ihtiyati tedbire itirazın reddine dair kararının kaldırılmasına ve ihtiyati tedbire itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Asıl ve birleşen davada davacı-birleşen davada karşı davalı şirket taşeron; asıl ve birleşen davada davalı-birleşen davada karşı davacı şirketler ise yüklenicidir. Taraflar arasında, yüklenici davalı iş ortaklığının yapımını üstlendiği … Projesinin bir kısım elektrik tesisatlarının davacı taşeron şirket tarafından 39.794.241,89 TL sabit birim fiyatla yapılmasına ilişkin 16/05/2017 tarihli sözleşme imzalanmıştır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 7.3.1 maddesine göre işin en geç 30/01/2019 tarihine kadar bitirilerek teslim edileceği; 9.1.1.maddesine göre sözleşme bedelinin %10’u oranında ve geçici kabul tarihinden itibaren 2 yıl süreli kesin teminat mektubu verileceği; 9.2.1.maddesine göre hakedişlerden %5 oranında nakit teminat kesintisi yapılması; 9.3. ve devamı maddelerine göre geçici kabul tutanağının imzalanması ile birlikte taşeron tarafından SGK borcu yoktur ve vergi borcu yoktur yazılarının yükleniciye verileceği, taşeronun yükleniciye ve 3.kişilere borcunun bulunmaması gerektiği; 9.5.1.maddesine göre kesin kabulün onay tarihinden sonra taşeron tarafından SGK’dan borcu yoktur yazısının getirilmesi, taşeronun yükleniciye borcunun bulunmaması ve yüklenicinin iadeye onay vermesi halinde kesin teminat mektubunun yarısının iade edileceği; 9.5.2.maddesine göre kesin teminat mektubunun kalan yarısının ise garanti süresinin sonunda taşeronun yükleniciye borcunun bulunmaması ve yüklenicinin onayı ile iade edileceği; 21/3.maddesine göre kesin kabulün geçici kabul onay tarihinden itibaren bir yıl sonra yapılacağı; 21.3.3.maddesine göre geçici kabul onay tarihinin garanti süresinin başlangıcı sayılacağı; 21.4.1. maddesine göre geçici kabul onay tarihinden itibaren 2 yıl süre ile malzeme ve işçilik yönünden garanti süresinin başlayacağı hükme bağlanmıştır. Dosya kapsamına göre, taraflar arasında 15/04/2021 tarihinde geçici kabul yapılmıştır. Yine taşeron tarafından yükleniciye … Bankasına ait 17/05/2017 tarihli … nolu ve 3.979.424,19 TL tutarlı 30/01/2021 tarihine kadar geçerli ve 30/01/2023 tarihine kadar süresi uzatılmış teminat mektubunun verildiği anlaşılmaktadır. Asıl ve birleşen davada davacı taşeron şirket tarafından 21/01/2022 tarihinde açılan dava ile, davalı yüklenici adi ortaklığa borcunun bulunmadığının tespiti ve teminat mektubunun iadesi ile teminat mektubu üzerine paraya çevrilmesinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir konulması talep edilmiştir. Mahkemece, 27/01/2022 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş; bilahare 08/02/2022 tarihli ara kararı ile ve oy çokluğu ile ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiş; davalı-birleşen davada karşı davacı yüklenici şirketler vekilinin itirazı üzerine, mahkemece 26/05/2022 tarihli ara kararı ile itirazın reddine oy çokluğu ile karar verilmiştir.Dairemizin 21/12/2022 tarih ve 2022/3046 esas, 2022/2093 karar sayılı kaldırma kararında; her davanın, dava açıldığı tarihteki delil durumu ve koşullara göre değerlendirilmesi gerektiği, somut olayda, dava tarihi, taraflar arasındaki sözleşmenin açıklanan maddeleri, geçici kabul tarihi, teminatın iadesine ilişkin koşullar, garanti süresi hükümleri bir arada değerlendirildiğinde, dosya kapsamı ve delil durumuna göre HMK’nın 389.maddesindeki yasal şartların ve yaklaşık ispatın varlığı henüz ispatlanamadığından, mahkemece ihtiyati tedbir kararına itirazın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi hatalı bulunarak mahkemenin 26/05/2022 tarihli ara kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Dairemiz kaldırma kararı sonrası mahkemece 13/07/2023 tarihli ara karar ile; taraflar arasındaki sözleşmenin 7.3.1 maddesine göre işin en geç 30/01/2019 tarihinde bitirileceği ve teslim edileceği, 9.1.1 maddesinde sözleşme bedelinin % 10’u oranında ve geçici kabul tarihinden itibaren iki yıl süre ile kesin teminat mektubu verileceği, geçici kabul tutanağının 15/04/2021 tarihinde düzenlendiği, taşeron tarafından yükleniciye … Bankasına ait 17/05/2017 tarihli … nolu ve 3.979.424,19 TL tutarlı 30/01/2021 tarihine kadar geçerli ve 30/01/2023 tarihine kadar süresi uzatılmış teminat mektubunun verildiği hususunda ihtilaf bulunmadığı, geçici kabul tutanağında belirtilen eksikliklerin bir kısmının tamamlanmadığı, sözleşmenin 9. maddesi kapsamında garanti süresinin sona ermediği, ayrıca teminat mektubunun iadesi için gereken koşulların oluştuğu hususlarının henüz yaklaşık olarak ispat edilemediği kanaati ile, ihtiyati tedbir kararına itirazın kabulüne, 08/02/2023 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Asıl davada davacı, karşı davada davalı vekili istinaf dilekçesi ile; ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin gerekçesinin dosyada mevcut deliller ile çeliştiğini, teminat mektubunun iadesi için sözleşmenin 9. Maddesindeki şartların yerine gelmesine gerek olmadığını, 9. Maddedeki garanti süresinin sona ermediğinden bahisle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesinin hukuken kabul edilebilir olmadığını belirterek, mahkemenin 13/07/2023 tarihli duruşmada verdiği ihtiyati tedbirin kaldırılmasına ilişkin ara kararının kaldırılmasına 30/01/2025 tarihine kadar süresi uzatılmış olan teminat mektubunun takdiren teminatsız, aksi halde teminat karşılığında nakde çevrilmesinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve verilecek olan ihtiyati tedbir kararının ilgili banka ve şube genel müdürlüğüne bildirilmesine karar verilmesi talebi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Asıl davada davacı taşeron tarafından iş sahibine verilen kesin teminat mektubunun sözleşme şartları ve Dairemizin ihtiyati tedbire itirazın reddine dair verilen karara karşı istinaf incelemesinde yapılan ayrıntılı değerlendirmeye göre teminat mektubunun paraya çevrilmemesi yönünde verilen ihtiyati tedbir kararına itirazın kabulüne dair karar verilmesi yönündeki ilamına dayanarak mahkemenin ihtiyati tedbir kararına itirazın kabulü ile verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ilişkin karar verdiği, mevcut dosyada istinaf incelemesi sonrası bir değişiklik olmadığı gözetildiğinde, yerel mahkemece Dairemiz kararı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, asıl davada davacı, birleşen davada davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/07/2023 tarih ve 2022/105 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, asıl davada davacı, birleşen davada davacı-karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere 24/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.