Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/1601 E. 2023/1091 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1601
KARAR NO: 2023/1091
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/07/2023
NUMARASI: 2022/551 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Menfi tespit
KARAR TARİHİ: 17/10/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan menfi taspit talebine ilişkin olup; mahkemece davalılar vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddine dair verilen karara karşı davalılar vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkili firmaya ait Tunus bandralı La Goulette limanına bağlı … adlı geminin, 30/04/2022 tarihinde blast suyu arıtma sisteminin gemiye kurulumu için ikmal firması … Tic. Ltd. Şti. ile anlaşması üzerine Tuzla Limanı’nda bulunan Gemtiş tersanesine yanaştığını, daha sonra sefer sırasında arıza gösteren gemi dümeni sisteminin kontrol edilmesi ve aksayan aksamları gözden geçirilmesi hususunda anlaşıldığını, fakat belirli bir fiyat konusunda anlaşma yapılmayıp, yapılacak işlerin niteliğine göre fiyatlandırma yapılacağı hususunda anlaşmaya varıldığını, … firmasının, gözden geçirme sırasında çok fazla aksayan aksam bulunması sebebiyle fiyatlandırma yapmadığını ifade ederek işçilik yevmiyelerinden yalnızca %10 ila %15’lik ücret alınacağını bildirdiğini, ancak iş bitiminde bildirilen fiyatlandırmada; yapılan işler, işçilik bedelleri ve buna bağlı diğer masrafların da faturalandırıldığını ve gerçekte yapılan işlemleri yansıtmayacak ölçüde büyük miktarlarda masraf çıkarıldığını, iş bitimindeki faturalandırılmada, yalnızca yapılması halinde ücret talep edileceği bildirilen hususların da yapılmamış olmasına rağmen faturalandırıldığını, tüm bunlara ilaveten gemiye getirilen ürünler ve verilen hizmetlerden birçoğunun bedelinin ürün getirildikten ve hizmet verildikten sonra açıklandığını, işlemler yapıldıktan sonra geminin seyrine devam etme zorunluluğu olduğunu bildikleri için müvekkilinin zor durumundan yararlanarak yüksek meblağlarda proforma faturalar ve fatura düzenlediklerini, e-posta yazışmaları, fatura örnekleri ve bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere müvekkili firmanın davalılara iddia edildiği veya edileceği miktarda bir borcu bulunmadığını, müvekkili firmanın, yapılan işlemlerden dolayı ücret ödeme borcunu limandan ayrılmadan ifa ettiğini, dolayısıyla müvekkilinin davalılara karşı bir borcu bulunmadığını, müvekkili … Şirketi’nin ılımlı ve orta yolu bulma amaçlı tekliflerinin, davalılar tarafından kabul edilmeyerek müvekkili firmanın gemisinin Tuzla’da bulunan GEMTİŞ’te adeta esir tutulduğunu, müvekkili firmanın, yalnızca anlaşılan ve gemide yapılan tamirat bedellerini ödemek istediğinden … adlı gemi seferinden alıkonularak müvekkili firmanın ekstra zarara uğratılmasının söz konusu olduğunu, davalıların kendi iradeleri doğrultusunda düzenleyerek müvekkili tarafa ilettikleri proforma faturaların gerçekleri yansıtmadığını, dilekçe ekinde bulunan bilirkişi raporunun da, davalıların faturalandırdıkları bedellerin gemi üzerinde yapılan işlemlerle bağdaşmadığını ve davalıların dürüstlük kuralına aykırı olarak fatura düzenlediğini ispatlar nitelikte olduğunu, müvekkillerinin düzenli olarak haksız yere ödenmesi talep edilen bedellerle ilgili e-mail alması ve ticari hayatının tehlikeye düşmesi sebebiyle eldeki davanın açıldığını ileri sürerek dava konusu fatura ve proforma faturaların tahsili amacıyla müvekkili aleyhinde başlatılması olası icra takibinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesine ve müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 16/09/2022 tarihli ara kararı ile, somut olayda icra takibi yapılmadan açılan eldeki menfi tespit davasında ihtiyati tedbir talebinde bulunulduğu, bu durumda ihtiyati tedbir talebinin İİK 72/2. maddesi uyarınca değerlendirilmesi gerektiği, buna göre icra takibinden önce açılmış olan menfi tespit davasının, aynı alacak için ilamsız icra takibi yapılmasını önlemeyeceği ve daha sonra yapılacak icra takibini kendiliğinden durdurmayacağı, fakat menfi tespit davasına bakan mahkemece, davacının talebi üzerine teminat karşılığında icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, dosyaya sunulan deliller kapsamında HMK’nın 390/3. maddesinde belirtilen yaklaşık ispat şartının sağlandığı gerekçesiyle davacının, dava konusu alacak ilişkisi nedeniyle, davalılar tarafından dava konusuyla ilgili olarak düzenlenen faturaların dava konusu ile sınırlı olarak icra takibine konu edilmesine yönelik talebinin İİK’nın 72/2. maddesi gereğince kabulü ile, dava konusu davalı şirketler tarafından dava konusu ile ilgili olarak düzenlenen faturalardan dolayı başlatılacak icra takibinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine, İİK 72/5. Maddesi gereğince dava konusu davalıların kendi iradeleri doğrultusunda düzenledikleri iddia edilen faturaların meblağ değeri 63.767,5 USD’nin dava tarihi 04/08/2022 tarihindeki karşılığı olan 1.145.901,98 TL üzerinden %20 oranına isabet eden 229.180,40 TL nakdi veya muteber bankalardan alınmış teminat mektubu ibraz edildiğinde ihtiyati tedbir kararının İstanbul Anadolu Nöbetçi İcra Müdürlüğünce infazına karar verilmiştir. Davalı … Tic. Ltd. Şti vekili, davaya konu uyuşmazlık yönünden müvekkili firmanın taraf sıfatı bulunmadığını, pasif husumet eksikliğinin söz konusu olduğunu, uyuşmazlıkta davalı olarak gösterilen müvekkili firmanın tam unvanının “… Limited Şirketi” olup Tuzla Vergi Dairesi nezdinde … vergi numarası ile kayıtlı olduğunu, müvekkili firmanın dava konusu edilen ticari işlemlerin hiçbirinin tarafı olmadığı gibi, dava dilekçesi ve ekleri ile uzman görüşü olarak sunulan evrakta bahsi bile geçmediğini, bu yönüyle üçüncü kişi pozisyonundaki müvekkili firma aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek mahkemece konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece duruşma açılmak suretiyle 01/02/2023 tarihli ara kararı ile, dosyada mevcut delillerde herhangi bir değişiklik olmadığı gibi yeni bir delil de sunulmadığı, her ne kadar davalı … Tic. Ltd. Şti. vekilince ihtiyati tedbir kararına itiraz edilmişse de taraflar arasında yapılan ve dosyaya sunulan e-mail yazışmaları ile ticaret sicil kayıtları, faturalar, uzman raporu ve itiraz dilekçesi yeniden değerlendirildiğinde HMK’nın 390/3. Maddesinde belirtilen yaklaşık ispat şartlarında itirazı haklı kılacak ve ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını gerektirecek herhangi bir değişiklik bulunmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine karar verilmiştir. Bu arada davacı vekilinin 30/01/2023 tarihli taraf değişikliğine ilişkin dilekçesine istinaden mahkemece 13/03/2023 tarihli ara kararı ile davalı … Tic. Ltd. Şti.’nin Uyap kaydının silinmesine, dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin dosyaya davalı olarak eklenmesine karar verilmiştir. Davacı vekili 14/04/2023 tarihli dilekçesiyle, mahkemenin 16/09/2022 tarihli ara karar gereği uygulanan ihtiyati tedbir kararının dosyadaki taraf değişikliği nedeni ile … San. Tic. Ltd. Şti. yönünden de uygulanmasını talep etmiştir. Mahkemece 14/04/2023 tarihli ara karar ile, dosyaya sunulan deliller kapsamında HMK’nın 390/3. maddesinde belirtilen yaklaşık ispat şartınını sağlandığı gerekçesiyle davacının talebinin İİK’nın 72/2. Maddesi gereğince kabulü ile, davalı … San. Tic. Ltd. Şti. tarafından dava konusu ile ilgili olarak düzenlenen faturalardan dolayı başlatılacak icra takibinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine, mahkemenin 16/09/2022 tarihli ara kararı gereği teminat mahkeme dosyasına yatırılmış olduğundan tekrar teminat alınmasına yer olmadığına karar verilmiş, bu ara karara davalılar vekillerince itiraz edilmiştir.Mahkemece duruşma açılarak verilen 19/07/2023 tarihli ara karar ile, HMK’nın 124/4. maddesi gereğince davalı tarafta iradi değişiklik yapılması halinde dava tarihinde bir değişikliği gerektirmediği, sadece davalıya ilişkin usuli sürelerin ve işlemlerin bu davalı yönünden dava dilekçesinin tebliği tarihinin esas alınmasını sağlayacağı, bu durumda sadece bu açıdan mahkemece daha önce İİK’nın 72/2. Maddesine göre verilen ihtiyati tedbir kararında bir hata bulunmadığı, yine mahkemenin 14/04/2023 tarihli ihtiyati tedbirin kabulüne dair kararda belirtilen şartlarda bir değişiklik oluşmadığı, davalılar vekilinin itiraz dilekçesinde bu ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını gerektirecek nitelikte delil sunulmadığı gerekçesiyle davalılar vekillerinin ihtiyati tedbire itirazının reddine karar verilmiştir. Davalılar vekili 25/07/2023 tarihli istinaf dilekçesiyle; müvekkili … San. Tic. Ltd. Şti. yönünden davaya konu fatura alacağının 11/11/2022 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası nezdinde ilamsız icra takibine konu edildiğini, müvekkilinin 13/03/2023 tarihli ara karara istinaden davaya taraf olarak eklendiğini, davanın müvekkili için bu tarihte ikame edildiğini, dava dilekçesinin ise 25/03/2023 tarihinde tebliğ edildiğini, İİK’nın 73/3. maddesi uyarınca; icra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini, ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebileceğini, bu itibarla müvekkili açısından ihtiyati tedbir kararının isabetsiz olduğunu, olayda yaklaşık ispatın oluşmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalılar ise yüklenicidir. Dosya kapsamından taraflar arasında davacı şirkete ait … IMO numaralı Iskander isimli gemiye geminin Türkiye’de bulunduğu Nisan-Mayıs 2022 döneminde çeşitli tamirat, bakım, onarım ve malzeme tedariği faaliyetlerinin davalı tarafça gerçekleştirilmesi konusunda anlaşma sağlandığı anlaşılmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “Menfi tesbit ve istirdat davaları” kenar başlıklı 72 nci maddesi şöyledir: Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. (Değişik: 9/11/1988-3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez. Yapılan bu açıklamalar ve taraf beyanları ve dosya kapsamına sunulan deliller göz önüne alındığında ve yargılamanın bulunduğu aşama da gözetilerek davacı tarafından açılan eldeki menfi tespit davasında yaklaşık ispatın sağlandığı ve davalı … San. Tic. Ltd. Şti. yönünden HMK’nın 124/4. maddesi gereğince davalı tarafta iradi değişiklik yapılması halinde bu durumun dava tarihini etkilemediği anlaşılmakla; mahkemece İİK 72/2. maddesi gereğince, dava konusu ile ilgili olarak davalılar tarafından düzenlenen faturalardan dolayı başlatılacak icra takibinin ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine dair verilen tedbir kararı ile tedbirin kaldırılmasını sağlayacak yeni bir delil sunulmadığından davalılar vekilinin ihtiyati tedbire itirazlarının reddine dair ara kararları yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/07/2023 tarih ve 2022/551 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-İstinaf harçları peşin alındığından ayrıca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davalılar tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 17/10/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.