Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/15 E. 2023/20 K. 11.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/15
KARAR NO: 2023/20
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/09/2022 – 03/10/2022
NUMARASI: 2022/449 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Sözleşmenin feshi, Tapu iptali ve tescil, Tazminat, İpoteğin fekki
KARAR TARİHİ: 11/01/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; taraflar arasında düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil talebine ilişkin olup, mahkemece davacı vekilinin davalı arsa sahipleri adına kayıtlı bağımsız bölümler üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinin reddi ile taşınmazın tapu kaydına “davalıdır” şerhi konulmasına dair verilen ara karara karşı taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davacı vekili, davalı … Tic. A.Ş.’nin hali hazırda, İstanbul İli,Tuzla İlçesi, … Mahallesi, …, … ve … parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, yüklenici müvekkili ortaklık ile davalı arsa sahibi şirket arasında 26/03/2018 tarihinde düzenleme şeklinde taşnmaz satış vaadi ve hasılat paylaşım esaslı inşaat sözleşmesi / arsa payı karşılığı inşaat sözlemesi imzalandığını, tapuya şerh edilen bu sözleşme ile bağlantılı olarak da davalı bankalarla 06/04/2018 tarihinde hasılat payı alacağının temliki sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin edimini sözleşmeye uygun bir şekilde yerine getirdiği halde, davalı arsa sahibinin inşaatlara konu … ve … sayılı parselleri sözleşmelerde kayıtlı olduğu şekilde, müvekkili ortaklığa teslim etmediğini, … parseli 2019 senesinde (geç) teslim etmiş olması nedeniyle inşaata zamanında başlanamadığını, 2020 senesinde başlayan pandeminin yüklenici müvekkili ortaklık yönüyle, mücbir sebep teşkil eden, olumsuz etkileri yetmezmiş gibi, davalı bankaların anılan sözleşmelere ve bu çerçevede, müvekkilleri ile kendiliğinden oluşmuş bulunan adi ortaklığa aykırı şekilde Türk Ticaret Kanunu’nun “haksız rekabet” hükümlerini de, müvekkillerine karşı ihlal ederek arsa sahibi davalı şirketle ayn sözleşmeler akdettiklerini, davalı arsa sahibi şirketin kendilerine olan, ABD Doları cinsinden kredi borçlarını (çok düşük kurla) TL cinsine çevirdikleri gibi çok düşük faizle yapılandırdıklarını, böylelikle davalı arsa sahibi şirketin, müvekkili ortaklıkla akdettiği sözleşmeye uymamasına ve bugünlere gelinmesine sebep olduklarını, davalı bankalarca oluşturulan, bu haksız rekabet durumundan mütevellit olarak davalı arsa sahibi şirketin anılan sözleşmeler kapsamı satışlara (hasılata) ihtiyacı kalmadığını, satışlara engel olucu söylem ve eylemler içine girdiğini ileri sürerek, müvekkili yüklenici/satıcı adi ortaklık ile davalı arsa sahibi şirket arasında akdedilen Kartal … Noterliği’nin 26/03/2018 tarihli, … yevmiye sayılı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve /hasılat paylaşım esaslı inşaat sözleşmesi / arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin davalı arsa sahibi şirket tarafından ihlal edildiğinin ve haksız şekilde feshedildiğinin tespitine, sözleşmeden dönmenin geçersiliği ve sözleşmenin devam ettiğinin tespitine, haklı nedenlerle ileriye etkili olarak sözleşmenin feshine ve tasfiyesine, … parseldeki … nolu bağımsız bölümün tapu kaydının %46 sının davalı adına olan tapusunun iptali ile davacılar adına tesciline, … parseldeki EK 1 listedeki 104 adet bağımsız bölümün davalı adına olan tapuların iptali ve hisseler oranında davacılar adına tesciline, … parselde inşaat satış yapılamaması nedeni ile 100.000,00 TL kâr mahrumiyetinin davalı şirketten tahsiline, geç teslim, artan maliyet vs. sözleşmeye güvenilerek yapılan ve boşa giden masraflar için 100.000,00 TL’nin yine davalı şirketten tahsiline, diğer davalıların da müştereken sorumlu tutulmalarına, taşınmazların tapu kayıtlarına satış ve devrini önler ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 23/06/2022 tarihli tensip zaptının (15) nolu ara kararı gereğince verilen 24/06/2022 tarihli ara kararı ile, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin 15.000.000,00 TL teminat karşılığında kabulü ile, dava konusu İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Mahallesi, …, … ve … parsel sayılı taşınmazlardaki davalı … Tic. A.Ş. adına kayıtlı olan tüm bağımsız bölümler üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir.Bu ara karara davalılar vekillerince itiraz edilmesi üzerine mahkemece duruşma açılarak 28/09/2022 tarihli ara kararı ile, davalıların mahkemenin tedbir kararına itirazlarının kısmen kabulü ile; dava konusu İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Mahallesi, … ve … parsel sayılı taşınmazlar üzerine konulan tedbirin kaldırılmasına, dava konusu İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Mahallesi, … parsel üzerindeki tedbirin aynen devamına, her ne kadar davacı yanca teminatın kaldırılması veya azaltılması talep edilmiş ise de, dava konusu taşınmazların muhtemel değeri, davacının haksız çıkması halinde davalıların uğrayacağı zararın tazmini nazara alındığında bu talebin reddine, aynı şekilde her ne kadar davalılarca teminatın arttırılması talep edilmiş ise de, ileride yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde taşınmazların rayiç değeri tespit edilebileceğinden ve teminat hususunda talep üzerine her zaman karar verilebileceğinden teminatın arttırılması yönündeki talebin de reddine karar verilmiştir. Davacı adi ortaklık vekili 29/09/2022 tarihli dilekçesi ile, dava konusu İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Mah., … parsel üzerinde konulan tedbirin 28/09/2022 tarihli duruşmada kaldırılması nedeni ile dava konusu taşınmazın her türlü hukuki himayeden yoksun kaldığını belirterek bu taşınmaza “davalıdır” şerhi konulmasını talep etmiştir.Mahkemece 03/10/2022 tarihli ara karar ile, yargılamanın henüz dilekçeler teatisi aşamasında olduğu, taşınmazın aynının dava konusu olmadığı, taşınmaz üzerine inşa edilmiş bağımsız bölümler bulunmadığı, parselin süresi içinde davacıya teslim edilip edilmediğinin, davacının kar mahrumiyetine uğrayıp uğramadığının, ve dava dilekçesinde bu parsel için talep ettiği diğer alacak taleplerinin yerinde olup olmadığı hususunun yapılacak yargılama neticesinde belli olacağı gerekçesiyle davacı vekilinin, … parselin kaydı üzerine “davalıdır” şerhi konulması talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı adi ortaklık vekili 12/10/2022 tarihli dilekçesiyle, … Parsel sayılı taşınmaz kaydına konulan ihtiyâti tedbîrin kaldırılmasına ve teminâtın azaltılmamasına dair 28/09/2022 tarihli ara karar ile 8065 Parsel sayılı taşınmaz kaydına “davalıdır şerhi” konulmasına yönelik taleplerinin reddine dair 03/10/2022 tarihli ara kararın kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Davalı … Bankası A.Ş. vekili 11/10/2022 tarihli dilekçesiyle, mahkemenin 28/09/2022 tarihli “İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Mahallesi … Ada, … Parsel yönünden verilen ihtiyati tedbire ilişkin ara kararın kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı … Bankası A.Ş.vekili 12/10/2022 tarihli dilekçesiyle, mahkemenin 28/09/2022 tarihli İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Mahallesi … Ada, … Parsel yönünden verilen ihtiyati tedbire ilişkin ara kararın kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı arsa sahibi … Tic. A.Ş. vekili 13/10/2022 tarihli dilekçesiyle, 28/09/2022 tarihli mürafaa sonucu verilen “Dava konusu İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel üzerindeki tedbirin aynen devamına,” ve “…. aynı şekilde her ne kadar davalılarca teminatın arttırılması talep edilmiş ise de ileride yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde taşınmazların rayiç değeri tespit edilebileceğinden ve teminat hususunda talep üzerine her zaman karar verilebileceğinden teminatın arttırılması yönündeki talebin de reddine,” dair ara kararların kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı … Bankası A.Ş.vekili 18/10/2022 tarihli dilekçesiyle, mahkemenin 28/09/2022 tarihli “Dava konusu İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel üzerindeki tedbirin aynen devamına,” ve “…, teminatın arttırılması yönündeki talebin de reddine,” ilişkin ara kararların kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Dairemizin 16/11/2022 tarih, 2022/2890 Esas, 2022/1937 Karar sayılı kararı ile, davanın, taraflar arasındaki “hasılat paylaşım esaslı inşaat sözleşmesi”nin davalı arsa sahibi şirket tarafından haksız feshedildiğinin tespiti, tapu iptal ve tescil ve alacak talebine ilişkin olduğundan Hâkimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi’nin 01/07/2022 gün ve 1407 sayılı iş bölümü kararı gereği istinaf incelemesi yapma görevinin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik (aidiyet) kararı verilerek dava dosyası İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne gönderilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 15/12/2022 tarih, 2022/3131 Esas, 2022/3244 Karar sayılı kararı ile, adi ortaklığın, bazı komşu hukuksal müesseselerden, özellikle gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesinden ayırt edilmesini sağlayan temel kriterlerin; müşterek amaç ve müşterek amaç uğruna birlikte çaba unsuru olduğu, zira, ortaklığa sermaye olarak yalnızca emeğini koyan ortağın zarardan muaf tutulabileceğini öngören TBK’nın 623/3. maddesi (BK. m.523/2) hükmünün karşıt anlamına (argumentum a contrario) başvuran Türk doktrininde, ortaklığa sermaye olarak salt emeğini koyan ortak dışında hiçbir ortağın zarardan muaf tutulamayacağı, müşterek amacın ve sonuçta adi ortaklığın varlığından söz edebilmek için bütün ortakların hem kazanca ve hem de zarara katılmalarının gerekli olduğu görüşünün egemen olduğu, ayrıca, ortakların müşterek amaca ulaşmak için birlikte çaba sarf etmek konusunda yükümlülük altına girmeleri, adi ortaklığın varlığı bakımından zorunlu olduğunu, bu unsurun ortaklık sözleşmesinin içeriğinde mutlaka yer alması gerektiği, öte yandan, gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesinin yüklenici tarafından arsa sahibinin arsasında meydana getirilecek yapının, arsa sahibinin verdiği yetkiye dayanarak yüklenici tarafından satılması ve bu surette elde edilecek gelirin arsa sahibi ile yüklenici arasında, sözleşmede kararlaştırılan oranda paylaşılması esasına dayandığı, bu esastan yola çıkarak gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesinin; yüklenicinin bağımsız bölümler meydana getirme ve bunların satışını sağlama borcuna karşılık, arsa sahibinin bu bağımsız bölümlerin satımına ilişkin yükleniciye temsil yetkisi verme ve bu satıştan elde edilecek geliri yükleniciyle paylaşma borcu altına girdiği sözleşme şeklinde tanımlandığı, bu tanımdan yola çıkılarak, gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesinin unsurlarının, arsa sahibinin bağımsız bölümlerin satışından elde edilecek geliri paylaşma borcu altına girmesi (arsa sahibinin satışı bizzat yapması ya da satışın gerçekleştirilmesi için yükleniciye vekalet vermesi), yüklenicinin sözleşmede kararlaştırılan bağımsız bölümleri yapması, arsa sahibi adına satma ve alıcılara teslim borcu altına girmesi ve tarafların anlaşması olarak tespit edilebileceği, bu sözleşmenin, diğer bir görünüm şeklinin ise ayni paylaşım koşulunu içeren gelir paylaşımlı inşaat sözleşmesi olduğu, bu sözleşmede, taraflar inşa edilecek bağımsız bölümlerin belirli bir süre içerisinde satılmaması ihtimalini göz önünde bulundurup, halen satılmamış bağımsız bölüm var ise gelir paylaşımı yöntemini sona erdirip, satılmamış olan bağımsız bölümlerin ayni paylaşımını kararlaştırmak olduğu, bu kapsamda taraflar arasındaki sözleşme maddelerinin arsa sahibi davacı ile davalı şirket arasında satış vaadi sözleşmesinin varlığını ortaya koyduğu, sözleşmenin ikinci maddesinde; işin anahtar teslim yapılacağının taahhüt edildiği, sözleşmenin ” Hasılat” başlıklı 2.10 maddesinde; sözleşmenin konusunu oluşturan arsa üzerine imar yönetmeliğine uygun olarak yapılan bağımsız bölümlerin satışından elde edilen bedeller ile sözleşme süresinde satılamayan bağımsız bölümlerin taraflara bırakılması suretiyle oluşan bedellerin toplamı olmak üzere, parasal ve bağımsız bölüm karşılığı elde edilen toplam değeri ifade ettiğinin düzenlendiği, maddeden açıkca anlaşılacağı üzere satılmayan bağımsız bölümlerin her iki parseldeki inşaatın tamamlanmasını müteakiben taraflar arasında paylaştırılacağı, sözleşmenin “Sözleşmenin Konusu” başlıklı 3.maddesinde, sözleşmenin anahtar teslimi olarak yapıldığı ve yine bodrum katta yapılacak olan bağımsız bölümlerin ise kat karşılığı olarak paylaşılacağının açıkça düzenlendiği, sözleşmenin ” Satış Vaadi” başlıklı 4. Maddesi gereğince sözleşmenin satış vaadi olarak yapıldığının açıkca anlaşıldığı, sözleşmenin 10. Maddesinde, yapı kullanım belgesi alma sorumluluğunun tamamen yükleniciye ait olduğu, sözleşmenin 12. Maddesinde uğranılacak tüm zararlardan yüklenicinin sorumlu olduğunun ve yine 13. Madde de arsa sahibinin sadece vekalet düzenleyerek vermesi gerektiğinin ve devamında 14. Maddede de Anahtar teslimine kadar tüm masrafların yükleniciye ait olduğunun açık bir şekilde düzenlendiği, sözleşmenin 16.5.maddesinin f bendinde satılmayan bağımsız bölümlerin ne şekilde paylaşılacağının kararlaştırıldığı, tarafların yükümlülüklerini düzenleyen madde ile işin yürütülmesi sırasında ortaya çıkacak zararlardan yüklenicinin sorumlu olduğu, ayrıca bağımsız bölümlerin 3. kişilere satışı için gereken vekaletname ve yetki belgelerinin arsa sahibi tarafından yükleniciye verileceği, hasılatın paylaşımını düzenleyen 5. maddede bağımsız bölümlerin tamamının satış ve pazarlama işlemlerinin yüklenici tarafından gerçekleştirileceği, satıştan elde edilecek olan hasılattan arsa sahibinin payına düşen meblağın en az ne kadar olacağının taraflar arasında yapılacak ayrı bir protokolle belirleneceği ve işin tamamlanmasını müteakip bir yıllık süre içerisinde bağımsız bölümlerin satılamaması halinde, kalan bölümlerin fiziki paylaşımına gidileceğinin kararlaştırıldığı, buna göre sözleşme maddelerinin hep birlikte yorumlanmasından taraflarca akdedilen sözleşmenin müşterek amaç ve müşterek amaç için birlikte çaba unsurunu içermemesi nedeniyle adi ortaklık sözleşmesi olmadığı, diğer bir anlatımla “Ayni Paylaşım Koşulunu İçeren Gelir Paylaşımlı İnşaat Sözleşmesi” olduğu ve buna bağlı olarak uyuşmazlıkta eser sözleşmesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin anlaşıldığı, (Aynı konuda Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 2014/10780 E.2014/1005 K sayılı bozma ilamına ilk derece mahkemesince direnme kararı üzerine Yargıtay HGK ‘nın 28/09/2021 tarih 2017/2615 Esas, 2021/1102 Karar sayılı ilamı), bu itibarla iddianın ileri sürülüş biçimine ve dosya kapsamına göre, davanın eser sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil ve alacak istemine ilişkin olduğu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu’nun iş bölümüne ilişkin kararı gereğince istinaf inceleme görevinin 15. veya 53. Hukuk Dairesi’ne ait olduğu gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı (aidiyet) verilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu 23/12/2022 tarih, 2002/581 M.T., 2022/581 MT. sayılı Kararı ile, Dairemizin görevsizlik kararının kaldırılmasına ve dosyanın Dairemize gönderilmesine karar verilmiştir. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı adi ortaklık yüklenici, davalı … Tic. A.Ş. ise arsa sahibidir. Davacı şirketler ve dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin oluşturduğu … Adi Ortaklığı ile davalı arsa sahibi … Tic. A.Ş. arasında 26/03/2018 tarihinde Kartal … Noterliği’nde … yevmiye numaralı düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve hasılat paylaşım esaslı inşaat sözleşmesi/arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalanmıştır. Akabinde de bu sözleşmeyle bütünleşik ve tamamlayıcı eki mahiyetinde olarak; davacı yüklenici adi ortaklık ile davalı arsa sahibi şirket ve davalı arsa sahibi şirketten kredi alacakları bulunan diğer davalı bankalar arasında 06/04/2018 tarihinde hâsılat payı alacağının temliki sözleşmesi akdedilmiştir. Bu sözleşme ile davacı adi ortaklı, davalı arsa sahibi şirket adına kayıtlı …, … ve … parsel sayılı taşınmazlar üzerine inşaat yapma işini üstlenmiştir. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin 2.1 maddesi gereğince işin anahtar teslimi olarak yapılması kararlaştırılmıştır. Sözleşmesinin 3-b madde ve fıkrasında; … parselde bodrum katta inşa edilecek lojistik ve depolama alanlarının mülkiyetinin %54’ünün davalı arsa sahibinin, %46’sının ise davacı yükleniciye ait olacağı, depolama ve lojistik alanlar harici inşa edilecek ticari birimlerin de sözleşmenin 5.1. Maddesi uyarınca satılacağı ve satış bedelinin %58’inin arsa sahibine, %48’inin ise davacı yükleniciye ait olmak üzere paylaştırılacağı, keza satılamayan bağımsız bölümlerin de sözleşmenin 5.1. Maddesine göre mülkiyetlerinin %58’inin davalı arsa sahibine, %42’sinin ise davacı yükleniciye ait olmak üzere paylaştırılacağı kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin 7.1. Maddesinde; tüm taşınmazlar üzerine yapılacak inşaat için en geç inşaat ruhsatının alınmasından itibaren 48 ayda inşaatın anahtar teslim esasına göre tamamlanarak tümüyle hazır hale getirileceği düzenlenmiştir. Yüklenici yapı ruhsatı alındıktan sonra (14/08/2018 tarihinde alınmış) 48 ay içinde inşaatı bitirerek teslim edip, sonrasında en geç 12 ay içinde yapı kullanma izin belgesini almakla yükümlüdür. Sözleşme uyarınca asıl inşaat … ve … parselde yapılacaktır. … parselde ise yapılaşma olmayacak, bu parsel üzerine spor ve sosyal alanlar yapılacaktır. Bu kapsamda sözleşme uyarınca … parsel ve … parselin yapı ruhsatları 14/08/2018 tarihinde alınmış, … parseldeki yapıların inşaatına başlanmış, A ve B bloktaki binalara ilişkin kat irtifakları 08/11/2019 tarihinde kurulmuştur. Davalı arsa sahibi şirket tarafından İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/1043 D. İş sayılı dosyasından yaptırılan tespit akabinde hazırlanan 03/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda; inşaatın bitirilme oranının %55,65 olduğu, İstanbul Anadolu 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce seçilen bilirkişilerce düzenlenen bilirkişi raporunda tespit edildiği şekilde; inşaatın yapılması gereken parsellerin birinde işe hiç başlanmamış olması dikkate alınarak, sözleşmeye göre uzamış vade tarihi olan 15/08/2022 gününde işin tamamlanmasının mümkün olmadığı, yüklenicinin işe hiç başlamayacağının anlaşıldığı belirtilmiştir.Aynı rapora göre; … parseldeki … ve … Blok binaların yapı ruhsatının 04/11/2019 tarihinde alındığı, 22/01/2022 keşif tarihi itibariyle bloklardaki tüm kaba inşaatın bitirilmiş, inşaatın %97, mekanik tesisatın %92 ve elektrik tesisatın %90 oranında bitirilmiş olduğu, buna mukabil … parseldeki inşaatın ise başlanmamış durumda olduğu; her iki parselin durumu birlikte ele alındığında, tüm inşaatın %55,65 oranında bitirildiğinin söylenebileceği sonucuna varılmıştır.İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur.Yapılan bu açıklamalar ve anılan kanun maddeleri kapsamında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece 28/09/2022 tarihli ara karar ile, davacı yanca tapu iptali ve tescili talep edilen dava konusu … parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın %99 oranında bitirildiği belirtilerek bu taşınmaz üzerindeki ihtiyati tedbirin kaldırılması yönündeki davalılar vekillerinin talebinin reddine ve parsel ve üzerindeki bağımsız bölümlerin piyasa rayiç değeri dikkate alınarak davacı adi ortaklık vekilinin bu taşınmaz yönünden teminatın azaltılması talebinin reddine karar verilmesi dosya kapsamına göre usul ve yasaya uygun olmuştur.Yine yukarıda yazılı sözleşme maddeleri ve taraf beyanları gözetildiğinde mahkemece 28/09/2022 ve 03/10/2022 tarihli ara kararlar ile, dava dilekçesindeki anlatımlar, davalı tarafın savunmaları ve dosyanın geldiği aşama itibariyle dava konusu 8065 parsel sayılı taşınmaz üzerine konulan ihtiyati tedbirin kaldırılması ve aynı taşınmaz kaydına sınırlı sonuçları olsa da tedbir mahiyetinde bulunan “davalıdır” şerhi konulması ve teminat miktarının artırılması talebinin reddine karar verilmesi de isabetli olmuştur.Davacılar vekilince istinaf aşamasında dosyaya sunulan 04/01/2023 tarihli dilekçeyle, yaşanan gelişmeler üzerine HMK’nın 391- 396. maddeleri delâletiyle, mevcut ihtiyâti tedbîrin -tamamlayıcı mâhiyette- genişletilmesinin talep edildiği, mahkemece 19/12/2022 tarihli ara karar ile, bu yeni taleplerinin de reddine karar verildiği, taraflarınca bu karar aleyhine de, istinaf yasa yoluna başvurulduğu, yapılacak incelemede, ihtiyâti tedbir konusundaki bu gelişmenin de göz önünde tutulması talep edilmiştir.Dairemizce bu hususta yapılan incelemede; davacı vekilince yerel mahkemeye sunulan 06.12.2022 tarihli dilekçe ile; mahkemece safahatta … parsel sayılı taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulduğunu ancak mevcut tedbirin davalının satılamamış durumdaki bağımsız bölümlerden yararlanmasını bunlardan kira /intifa gelirleri elde etmesini engeller mahiyette olmadığını, bunu fırsat bilen davalının … Blok … nolu bağımsız bölüm sayılı taşınmazı 3.000.000 TL bedel ile kiraya verdiğinin öğrenildiğini, arsa sahibinin satılamamış kalan 104 adet bağımsız bölümü de bu şekilde kiraya verebileceğini, taraflar arasında TMK’nın 701 ve 702 . Maddeleri gereği elbirliği mülkiyeti bulunduğunu belirterek, söz konusu … blok … nolu bağımsız bölüm ile 104 adet bağımsız bölümün tedbiren davalıdan alınarak yediemine tevdii edilerek bu şekilde muhafaza edilmesine, yediemine tevdi edilecek bu bağımsız bölümlerde intifa ve kiralama yapılmasına, elde edilecek gelirlerin açılacak bir tevdi mahalli hesabında toplanmasına ve davalı … Tic.AŞ’nin … parsel sayılı taşınmazdaki tüm bağımsız bölümler üzerinde tasarrufi ve borçlandırıcı işlem tesis etmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ettiği; mahkemenin 19/12/2022 tarihli ara kararı ile, davacının isteminin yeni bir tedbir talebi niteliğinde olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 389. Maddesi gereği ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün olduğu, davacının … parsel yönünden davadaki neticei talebi bu parsel üzerindeki tüm bağımsız bölümlerin tapusunun iptali ile hisseler oranında tesciline ilişkin olduğu, mahkemece taşınmazların 3. Kişilere satılması durumunda davacının telafisi güç zararlara uğrama ihtimaline binaen bu parsel yönünden tedbir talebinin kabul edildiği, uyuşmazlık konusu olmayan bir hususta ihtiyati tedbir kararı verilmesinin mümkün olmadığı, davacının talebinin davanın konusunu teşkil etmediği, davacının bu davada haklı çıkması durumunda davalıya karşı ecrimisil veya taşınmazın kira gelirlerinden hissesi oranında bedel tahsili istemlerine dair dava açmasının mümkün olduğu gerekçeleriyle, davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin koşulları bulunmadığından reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.Davacı vekilinin yukarıda açıklanan yeni ihtiyati tedbir talebi konusunda yerel mahkemece 19/12/2022 tarihli ara kararı verilmiş ise de bu hususta Dairemize yapılmış bir istinaf başvurusu bulunmadığından bu aşamada davacı vekilinin 04/01/2023 tarihli dilekçesine konu talebinin değerlendirilmesi mümkün görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, tarafların iddia ve savunmaları ile tüm dosya kapsamına göre, taraf vekillerinin taleplerinin reddine ilişkin mahkeme ara kararında, ileri sürülen istinaf sebeplerine göre usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, yaklaşık ispat kriterleri ile yargılama sırasında sunulacak delillere göre talep halinde ihtiyati tedbir şartlarının her zaman yeniden değerlendirilebileceği göz önüne alındığında, taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmektedir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/09/2022 ve 03/10/2022 tarih ve 2022/449 Esas sayılı ara kararlarında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekili ile bir kısım davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gereken toplam 359,80 TL istinaf karar harcından peşin alınan toplam 161,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 198,40 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davalı … Bankası A.Ş.’den alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının bu davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 4-Davalı … Bankası A.Ş.’den alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının bu davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 5-Davalı … Bankası A.Ş.’den alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının bu davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 6-Davalı … Tic. A.Ş.’den alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının bu davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 7-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerilerinde BIRAKILMASINA, 8-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 11/01/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.