Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/1381 E. 2023/972 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1381
KARAR NO: 2023/972
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/06/2023
NUMARASI: 2023/349 D.İş Esas, 2023/344 Karar
DAVANIN KONUSU: İhtiyati haciz
KARAR TARİHİ : 26/09/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; taraflar arasında İstanbul İli, Tuzla İlçesi, … Mh., … Ada, … Parsel’de bulunan ana taşınmazın üzerine inşa edilecek ve fabrikanın kaba inşaatının yapımı hususunda, 24/06/2022 tarihli “Yapım Sözleşmesi” imzalandığını, davacı şirketin uzun yıllardır ticaret hayatında saygın işler yapan köklü bir şirket olduğunu, dava konusu eseri fabrika olarak kullanmak için ilgili sözleşme yapıldığını, fabrikanın yapımının davalının kusurlu davranışları sebebiyle geciktiğini, davacı şirketin ticari hayatının sekteye uğradığını, davacı şirketin halihazırdaki işleri için kullanmakta olduğu fabrikanın bir kısmına kira ödediğini, dava konusu eseri bu kirayı ödememek ve işlerini bu eserde devam ettirmek için yaptırmak istediğini, eserin tesliminde yaşanan gecikme sebebiyle halen daha kira ödeyerek zarar ettiğini, ilgili sözleşme uyarınca, karşı tarafın 11.000.000,00 TL (KDV Dahil) bedelle söz konusu inşaatın kaba inşaatı, seviye tespit işlemlerinin ilgili idareye başvurularının yapılarak işlemlerin tamamlattırılması, sözleşmede taraflarca kararlaştırılan diğer hususları yapma borcunu üstlendiğini, 24/06/2022 tarihinde akdin imzalanması ile 4.500.000,00 TL banka havalesi yoluyla, 15/07/2022 tarihinde ödenmek üzere 1.000.000,00 TL çek yoluyla, 30/07/2022 tarihinde ödenmek üzere 1.000.000,00 TL çek yoluyla, 10/08/2022 tarihinde ödenmek üzere 750.000,00 TL çek yoluyla, 15/08/2022 tarihinde ödenmek üzere 500.000,00 TL çek yoluyla ödendiğini, banka havalesi yoluyla yapılan ödeme ile birlikte akit imzalandığı sırada belirtilen bu çeklerin davalı tarafa elden teslim edildiğini, ilgili çeklerin karşı tarafça tahsil edildiğini, akit tarihi itibariyle davalıya 7.750.000,00 TL ödeme yapıldığını, işin tamamlanması için kalan miktarın 3.250.000,00 TL olduğunu, sözleşme bedelinin %70’inden fazlasının akit tarihi itibariyle ödendiğini, davacı şirket tarafından 3.639.914,80 TL malzeme ve işçilik bedeli daha ödenerek sözleşmeyle üstlenilen eser bedelini ödeme borcu fazlasıyla yerine getirildiğini, sözleşmede KDV dahil anlaşılmış olmasına rağmen, davacı şirketçe davalının sorumluluğunda olan 489.593,23 TL KDV tevkifat ödemeleri, inşaatın bitirilebilmesi adına sonradan mahsuplaşmak üzere Gelir İdaresi Başkanlığı’na ödendiğini, karşı tarafın inşaatı süresinde ifa etmediği gibi, yüklendiği eser yapma borcunu da eksik ifa ettiğini, karşı tarafla üstlendiği edimin tam ifası için defalarca görüşmeler gerçekleştirilmişse de sonuç alınamadığını, yüklenicinin 1.980.000,00 TL eksik ifa ile akde aykırı davranışlarının bulunduğunun tespit edildiğini, bu sebeple sözleşmenin 8. maddesi uyarınca yüklenicinin cezai şartı ödeme borcunun doğduğunu, sözleşmenin 8. maddesinin göndermesi ile 7/c maddesinde belirlenen toplam bedelin %20’si (2.200.000,00 TL) kadar olduğunu, davacı şirketin yüklenicinin açıkça kusurlu davranışları sebebiyle zarara uğradığını belirterek, 4.180.000,00 TL miktar üzerinden borçlunun gayrimenkul, menkul, banka ve 3. kişiler nezdindeki hak ve alacakları üzerine İhtiyati Haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 05/06/2023 tarihli ara karar ile, İİK’nın 257.maddesi gereğince ihtiyati haciz talep edebilmek için rehinle temin edilmemiş bir alacağın mevcut olması ve bu alacağın istenebilir olması gerektiği, taraflar arasında akdedildiği belirtilen 24/06/2022 tarihli yapım sözleşmesinde belirtilen söz konusu işlerle ilgili ihtiyati haciz talep edilen hususlar ve zarar kalemleri yargılamayı gerektirdiğinden İİK’nun 257.maddesindeki yasal şartların oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, taraflar arasındaki götürü bedelli inşaat sözleşmesinin eksik ifa edilmesi nedeniyle İstanbul Anadolu 16. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2023/59 D. İş sayılı dosyasından yaptırılan delil tespit işlemine istinaden ihtiyati haciz talebinde bulunulduğunu, mal kaçırma teşebbüsleri somut olarak ispat edildiği gibi, alacağın varlığı da dosya kapsamı, ödeme evrakları ve delil tespiti ve taraflar arasındaki sözleşme ile de ortaya koyulduğunu, mahkemece verilen kararın 1 numaralı paragrafının bütünüyle talep dilekçesinin kopyalanıp yapıştırılmasından ibaret olduğunu, gerekçeli kararın 2. Paragrafının ihtiyati haczin düzenlendiği 257. maddesinden oluştuğunu, gerekçeli kararın, 3. Paragrafında, “Taraflar arasında akdedildiği belirtilen 24/06/2022 tarihli “Yapım Sözleşmesi” nde belirtilen söz konusu işlerle ilgili ihtiyati haciz talep edilen hususlar ve zarar kalemleri yargılamayı gerektirdiğinden İİK’nun 257.maddesindeki yasal şartlar oluşmadığı değerlendirilerek talebin reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” şeklinde tek bir gerekçe bulunduğunu, borçlu şirket üzerine kayıtlı araçların ve borçlu taşınmazın tümünü elinden çıkardığını, mahkemelerce yapılabilecek Polnet ya da Takbis sorgusununda açıkça görülebileceğini belirterek, yerel mahkemenin ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararın kaldırılmasına, borçlunun, borca yeter miktar olan 619.249,17 TL ( 20.850,00 Euro asıl alacak karşılığı) kadar menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi, menkullerin muhafazası için ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. İİK’nın 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talep eden taraf, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Somut olayda, taraflar arasında götürü usulle 11.000.000,00 TL bedelli 24.06.2022 tarihli fabrika kaba inşaat sözleşmesi imzalanmıştır. Sözleşmede davalı yüklenicinin teslim tarihi 01.01.2023 olarak belirlenmiştir. Davacı taraf, bir kısım ödemeler yapıldığını ancak davalının edimini tamamlamadan şantiye alanını terk ettiğinden edimin tamamlanmadığını ileri sürmektedir. Dosya kapsamına göre, İİK’nın 257 ve devamı maddelerinde belirtilen şartların gerçekleşmediği, muacceliyet ve yaklaşık ispat koşullarının ispatlanamadığı anlaşılmakla, mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; Davacı vekilinin İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/06/2023 tarih ve 2023/349 D.İş Esas, 2023/344 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE,2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 26/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.