Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/1380 E. 2023/918 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1380
KARAR NO: 2023/918
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
TARİHİ: 18/05/2023
NUMARASI: 2023/496 Esas (Derdest)
DAVANIN KONUSU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 19/09/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava; eser sözleşmesinden kaynaklanan tazminat talebine ilişkin olup, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara kararına karşı davacı yanca istinaf talebinde bulunulmuştur. Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı Isımek şirketi arasında 06/08/2020 tarihli “Mal Alım Sözleşmesi” düzenlendiğini, sözleşmeye göre müvekkili şirket ile davalının talaş silosu, kızgın su kazanı ve sözleşmede yer alan tüm ürünlerin satın alımı, teslimi ve kurulumu konusunda anlaştıklarını, sözleşmeye konu malların 2 hat olarak müvekkili şirketin Demirköy/Kırklareli ve Düzce’de bulunan fabrikalarına teslim edildiğini ve kurulumunun yapıldığını, Kastamonu/Taşköprü teslimatının ise henüz tamamlanmadığını, hal böyleyken; davalıdan alınan makinelerde sürekli olarak teknik problem çıktığını, davacının bu problemlerin onarımı için davalı şirkete bildirimlerde bulunduğunu, davalı şirket çıkan arızaları geçici olarak onarmış ise de, sorunların kalıcı olarak giderilmediğini, benzer sorunların yaşanmaya devam ettiğini, arızaların kronik hale geldiğini, dava konusu ürünler nedeniyle müvekkili şirketin Düzce fabrikasında ayrı ayrı tarihlerde üç defa patlama ve yangın meydana geldiğini, Düzce fabrikasında ilk olarak 18/11/2022 tarihli yangında; davalı …’e ait katı yakıt kazanında bulunan alevin geri yürümesi sonucu önce bunker haznesinde patlama ve yangın oluştuğunu, bunker haznesinde oluşan yangının talaş silosuna ilerlediğini ve burada da patlama ve yangına sebep olduğunu, cihazda ki otomatik yangın söndürme sisteminin devreye girmediğini, yangının itfaiye ekipleri tarafından söndürüldüğünü, Düzce 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2023/7 Değişik İş sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırdıklarını, şirketin uğradığı zararlara ilişkin toplam 40.723.904,00 TL’den şimdilik 10.000,00 TL’sinin mevduata uygulanan en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline; talep edilen edilen alacak miktarının güvence altına alınması amacı ile davalı adına taşınır taşınmaz mallar ile araçları üzerine tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, Mahkemece 18/05/2023 tarihli ara karar ile, somut uyuşmazlığın bir miktar para alacağının tahsiline ilişkin olup, talebe konu malların uyuşmazlık konusu olmadığı, ancak uyuşmazlık konusu mallar hakkında tedbir kararı verilebileceği gerekçesi ile davacı vekilinin ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesiyle, mahkemece ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığından bahisle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiğini, dava konusu olaya bakıldığında yaşanan yangın olayları, bunlarla ilişkin Beyköy Belediyesi tarafından düzenlenen vaka raporları bu vaka raporlarda kazandaki yanma odasındaki alevin siloya kadar yürümesi sonucu yanma ve devamında patlama meydana geldiğinin açıkça belirlendiğini, HMK 390 maddesine göre davanın esası yönünden haklılıklarının yaklaşık olarak ispat edildiğini belirterek, yerel mahkemenin ihtiyati tedbirin reddine dair kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı iş sahibi, davalı ise yüklenicidir. İhtiyati tedbirin şartları 6100 Sayılı HMK’nın 389/1. maddesinde genel olarak düzenlenmiştir. Buna göre, mevcut durumda meydana gelebilecek değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.HMK’nın 390/3 maddesine göre, tedbir talep eden, öncelikle tedbir istemine ilişkin dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Buradaki ispatın ölçüsü, “yaklaşık ispat” kuralına göre belirlenir. Yaklaşık ispat kuralı uygulanırken, iddianın doğruluğunu kabul etmekle birlikte, aksinin mümkün olduğu ihtimalini de gözetmelidir. Bu nedenle, ihtiyati tedbire karar verilirken, talebin haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan kural olarak teminat alınır. Geçici hukuki koruma kapsamında olan ihtiyati tedbir kararı verirken hakim, asıl uyuşmazlığı çözecek içerikte bir karar vermemelidir. Bununla birlikte, ihtiyati tedbire karar verilirken tarafların çıkar dengesini ve ihtiyati tedbirin amacını hakimin gözetmesi gerekli ve zorunludur. İhtiyati tedbir kararı verilmesinde hakime geniş bir takdir alanı bırakılmışsa da; hakim, her somut olayda, ihtiyati tedbir şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğini dikkatlice incelemelidir ve hangi yasal sebebe ve hangi somut duruma göre ihtiyati tedbir kararını verdiğini kararında belirtmelidir. İhtiyati tedbir şartları mevcut değilse, Yasa’nın öngördüğü ölçüde ispat edilememişse, ihtiyati tedbir isteminin reddine karar verilmelidir. Anayasanın 141/3. Maddesine göre mahkeme ihtiyati tedbir isteminin kabulü ile ihtiyati tedbir kararı vermesi veya istemin reddine karar vermesi hallerinde kararında hukuksal gerekçe göstermek zorundadır. HMK’nın 389 ve devamı maddelerine göre ancak dava konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir. Somut olayda, açılan davada, eser sözleşmesi kapsamında uğrandığı ileri sürülen zararların tazmini istendiğinden, taraflar arasındaki uyuşmazlık para alacağına ilişkindir. Üzerine ihtiyati tedbir konulması istenen taşınmaz mallar ve araçlar davanın konusu olmadığından mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/05/2023 tarih ve 2023/496 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 19/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.