Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/138 E. 2023/335 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/138
KARAR NO: 2023/335
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/11/2022
NUMARASI: 2022/650 Esas, 2022/737 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak
KARAR TARİHİ: 22/03/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sonucunda verilen hükme karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup, mahkemece davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Asıl davada davacı vekili mahkemenin 2020/368 Esas sayılı dosyasına verdiği dilekçesiyle, müvekkili şirketin inşaat sektöründe bina elektrik tesisat ve aksamlarının yapılması işi ile iştigal ettiğini, davalı tarafça müvekkilinden Kayseri’de yapılacak … Projesi’nin tüm elektirik tesisat işlemlerinin yapılmasını talep etmesi üzerine taraflar arasında 09/06/2012 tarihli Yüklenici Sözleşmesi imzalandığını, davacının 09/06/2012 tarihli sözleşme çerçevesinde, yapacağı işle ilgili teminat teşkil etmesi açısından, davalıya … Bankası, 1051 Şişli Şubesinin, keşidecisi davacı şirket, lehtarı davalı şirket olan 31/12/2012 keşide tarihli ve 105.000,00 TL bedelli, … numaralı çek ile … Bankası, 1051 Şişli Şubesi’nin, 04/09/2013 tarih ve … numaralı, 200.000,00 TL bedelli kesin teminat mektubunun verildiğini, davacının taahhüt ettiği işi 2013 yılı Haziran ayında bitirerek davalı tarafa teslim ettiğini, … Otel’in faaliyete geçtiğini, işe ilişkin hak edişlere uygun biçimde düzenlenen faturaların davalı tarafa tebliğ edildiğini, yapılan iş ile ilgili hak edişler, davalı tarafın görevlendirdiği teknik elemanlar tarafından kontrol edilip denetlendiğinden, yapılan işin tümünü gösteren projeye ilişkin toplam 10 adet hak edişin, davalı tarafın görevlendirildiği teknik personel tarafından da imzalandığını, en son yapılan 10. hak edişin 2013 yılının 8. ayında onaylandığını, davacının 2013 yılının Haziran ayından itibaren, teslim ettiği iş ile ilgili bakiye alacağının ödenmesini beklemekte iken, davalı tarafın davacıya hiçbir meşru sebep göstermeden davacının alacağını ödemekten ve davacının verdiği teminatları iade etmekten imtina ettiğini, Beşiktaş …Noterliği’nin 07/03/2014 tarih ve … numaralı ihtarnamesinin davalı tarafa tebliğ edilmesine rağmen dava konusu çek ve teminat mektubunun davacıya iade edilmediğini ileri sürerek müvekkilinin davalıya verilen çek ve teminat mektubu nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, çek ve teminat mektubunun davacıya iadesine, çek ve teminat mektubunun herhangi bir sebepten dolayı istirdadı mümkün olamaz ise, davacının söz konusu evraklar ile ilgili herhangi bir borcunun bulunmadığının tespiti ile birlikte söz konusu çek ve teminat mektubunun iptaline ve hükümsüz sayılmalarına ve davalının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında Kayseri’de bulunan … Hotel projesi kapsamında mobilizasyon ve şantiye saha elektrik işleri de dahil olmak üzere bilcümle elektrik tesisat işlerinin müvekkili şirket tarafından temin edilecek malzemeler ile davacı yanca tamamlanmasına ilişkin olarak 09/06/2012 tarihinde yüklenici sözleşmesi imzalandığını, davacı tarafça sözleşme konusu işlerin süresinde ve eksiksiz olarak yerine getirilmediğini, haksız bedellerle haksız hakediş raporlarının düzenlendiğini, 9 ve 10 numaralı hak ediş raporlarının davalı tarafından onaylanmadığını, dolasıyla kesin hak edişin de ortaya çıkmadığını, davacı tarafça sözde alacak iddiası ile İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan haksız icra takibine müvekkili tarafından süresi içinde itiraz edildiğini, bunun üzerine davacı tarafça İstanbul 9 Asliye Ticaret Mahkemesinde 2014/105 Esas sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, teminatların iadesi için sözleşmede belirtilen şartların gerçekleşmediğini, söz konusu teminatların iadesi talebinin haksız olduğunu, taraflar arasında akdedilen yüklenici sözleşmesi gereğince teminatların iadesi için kesin kabul işlemi yapılması gerektiğin, malzemelerin müvekkili şirket tarafından karşılanmasına rağmen elektrik ve yapı tarafından hak edişlere yaklaşık %70 oranında iş artışı yansıtıldığını, tarafların karşılıklı mutabakatıyla alanında uzman bilirkişilerce yeniden kesin hesap bedeli tesbiti yapıldığını, yapılan uzman hesaplarına rağmen davacı tarafından onaysız olan 9 ve 10 numaralı hak ediş raporlarının bu hesaplara uygun olarak düzenlenmediğini, davacı tarafından mutabakatın kabul edilmemesi nedeniyle mahkeme kanalıyla tespit yoluna başvurulması zarureti doğduğunu ve Kayseri Asliye Ticaret Mahkemesinde 2014/131 D.İş sayılı dosya ile sözleşme kapsamındaki işlerin hesaplanmasının talep edildiğini, işbu dava konusu teminatlardan banka mektubunun vadesinin dolmuş olması sebebiyle, söz konusu teminat mektubu bakımından işbu davanın konusuz kaldığını, davacının işbu haksız ve hukuki mesnetten yoksun davası ile birlikte tazminat taleplerinin de reddinin gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Birleşen davada davacı vekili İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/105 Esas sayılı dosyasına verdiği 31/03/2014 tarihli dilekçesiyle, taraflar arasında imzalanan 09/06/2012 tarihli Yüklenici Sözleşmesi gereğince müvekkilinin üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiği halde bakiye iş bedelini ödemediğinden davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas ayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu savunarak itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının %20’den az olmayacak şekilde icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2015/97 Karar sayılı karar ile dosyanın İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/368 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Mahkemece 04/10/2017 tarihli karar ile, 29/06/2015 tarihli bilirkişi kurul raporu dayanak alınmak suretiyle, asıl davanın kabulü ile, taraflar arasında akdedilen ilişki sebebiyle davacı tarafından davalıya verilen … Bankası Şişli Şubesi’ne ait keşidecisi …, lehtarı … Tic. A.Ş olan, 31/12/2012 keşide tarihli, 105.000,00 TL bedelli … çek numaralı, çek sebebiyle davacının taraflar arasında hüküm ifade etmek üzere davalıya borçlu olmadığının tespiti ile, söz konusu çekin davacı yönünden iptaline, davacı tarafından davalı ile aralarında akdedilen ilişki sebebiyle davalıya verilen … Bankası Şişli Şubesi’ne ait 04/09/2013 tarih … nolu 200.000,00 TL bedelli kesin teminat mektubunun hükümsüz kaldığının tespiti ile, söz konusu teminat mektubunun davalı tarafça hükmün kesinleşmesinden itibaren 1 aylık süre içerisinde davacıya iadesine, davacı tarafça iadenin belirtilen sürede sağlanmaması halinde davacının söz konusu teminat mektubu sebebiyle borçlu olmadığının tespiti ile bu teminat mektubunun iptaline ve hükümsüz sayılmasına, davalı hakkında kötü niyet tazminatı şartları oluşmaması nedeniyle uygulanmasına yer olmadığına, birleşen İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/105 Esas sayılı davası yönünden davanın kısmen kabul – kısmen reddi ile, davalı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın 542.099,82 TL asıl alacak, 3.184,84 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 545.284,66 TL yönünden itirazın iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, takibe takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2. maddesi uyarınca değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, faize faiz yürütülmemesine, İİK’nun 67/2. maddesi uyarınca davalı hakkında hükmedilen alacak bedeli olan 545.284,66 TL’nin %20’si oranında olmak üzere 109.056,93 TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine, bunun davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, kalan kısımlar yönünden davanın reddine karar verilmiş, mahkeme kararına karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulması akabinde Dairemizin 29/06/2020 tarih, 2018/654 Esas, 2020/649 Karar sayılı kararı ile mahkeme kararı kaldırılmıştır. Dairemizin kaldırma kararı akabinde davacı sıfatıyla iş sahibi vekili İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/451 Esas sayılı dosyasına verdiği 02/07/2022 tarihli dilekçesi ile, taraflar arasında müvekkilinin maliki olduğu “… Mah., No:…, Melikgazi-İstanbul” adresinde inşa edilen … Projesi kapsamında, 09/06/2012 tarihinde, mobilizasyon ve şantiye saha elektrik işleri de dahil olmak üzere bilcümle “Elektrik Tesisat İşleri” ne ilişkin Yüklenici Sözleşmesi imzalandığını, bu Sözleşme kapsamında davalı tarafından toplam 10 adet hak ediş düzenlendiğini, davacı müvekkili tarafça, hak ediş bedellerinin ödenmediği haksız iddiası ile müvekkili aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, taraflarınca takibe itiraz edilmesi davalı tarafça açılan itirazın iptali talepli İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/105 Esas sayılı davasının derdest İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/368 Esas sayılı dosyası ile birleştirildiğini, davalının müvekkili şirket hakkında başlatmış olduğu ve itirazın iptali davasına konu olan icra takibindeki taleplerinin haksız kazanç elde etmeye yönelik, gerçekte yapmadığı imalatların bedelini müvekkilinden tahsil amacına hizmet eden beyanlar olduğunu, taraflar arasında 8 adet hakkediş imzalanmış ise de bilirkişi heyetince mahallinde gerekli görülen yerlerde “kazı” dahi yapılmak sureti ile hazırlanan ve İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/368 Esas sayılı dosyasına sunulan rapor ile hakedişlerde müvekkilinden haksız olarak fazladan iş bedeli tahsil edildiğinin belirlendiğini, davalının hakedişlere konu işleri yapmadığını, aynı iş kalemini bazı yerlerde 2 kez mükerrer tahsil ettiğini, bazı işlerin birim fiyatlarının da sözleşmeye aykırı tahsil edildiğini, bu suretle davalının müvekkilinden haksız şekilde fazla ödeme tahsil ettiğini, müvekkilinin bu durumdan 2020/368 Esas sayılı dosyaya sunulan bilirkişi raporu ile haberdar olduğunu, bu suretle davalının sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek davalı yanca müvekkilinden fazla tahsil edilen iş bedelinin tespiti ile tahsiline ve aralarındaki bağlantı nedeniyle dosyanın İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/368 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, mahkemece doya üzerinden yapılan inceleme sonrası 06/07/2022 tarih, 2022/554 Karar sayılı karar ile, aralarındaki bağlantı nedeniyle dosyanın İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/368 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Davalı vekili birleşen davaya ilişkin verdiği tarihli cevap dilekçesiyle, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 147/6. maddesne göre eser sözleşmesi nedeniyle hak taleplerinin 5 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, asıl dava dosyası ile sabit olduğu üzere, işin davalıya teslim edilip, davalı tarafından kabul edilmesi, davalı tarafın müvekkilinin işlerini denetlemesi ve kontrol etmesi için görevlendirdiği Elektrik Şefi …’in 10 adet hakedişi ve geçici kabul belgesini imzalayarak işi teslim almış olması, müvekkilinin işi fiilen 2013 yılı başında tamamladığı için SGK ve vergi kapanışlarını yapmış olması, 30/07/2013 tarihli teslim zaptı ile müvekkilinin asbuilt projelerini 5 takım hard copy ve 5 adet cd olarak davalıya teslim etmiş olması nedenleriyle eldeki davada zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini istemiştir. Eldeki davanın birleştirildiği İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/368 Esas sayılı asıl dosyadan yapılan yargılama sırasında mahkemece 28/09/2022 tarihli celsede; asıl dava dosyasının geldiği aşama, asıl dosyanın yazılı yargılama usulüne, birleşen eldeki dosyanın ise basit yargılama usulüne tabi olması sebebiyle eldeki birleşen dosyanın asıl dosyadan tefriki ile mahkemenin ayrı bir esasına kaydına karar verilmiş, akabinde eldeki dosya aynı mahkemenin 2022/650 Esasına kaydedilmiştir.Mahkemece 23/11/2022 tarihli karar ile, eldeki davada taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taraflar arasında akdedilen eser sözleşmesi gereğince davalının üzerine düşen edimleri eksik ve ayıplı yapması sebebiyle ve keşif özetinde bulunmayan imalatlar için bedel ödenmiş olması sebebiyle davacının alacaklı olduğu belirtilerek, alacağın tespiti ile davalıdan tahsili noktasında toplandığı, TBK’nın 147/6.maddesinde yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan alacakların zamanaşımı süresinin 5 yıl olduğunun düzenlendiği, davaya konu uyuşmazlıkta işin davacı iş sahibi … AŞ’ye teslim edilip, kabul edildiği, davacı şirketin davalı şirketin işlerini denetlemesi ve kontrol etmesi için görevlendirdiği Elektrik Şefi …’in 10 hakedişi ve geçici kabul belgesini imzalayarak işi teslim aldığı, davalı şirketin işi fiilen 2013 yılı başında tamamladığı için SGK ve vergi kapanışlarını yaptığı, 30/07/2013 tarihli teslim zaptı ile davalı şirketin asbuilt projelerini davacıya teslim ettiği, davacı … AŞ tarafından eldeki belirsiz alacak davasının 02/07/2022 tarihinde ikame edildiği, dolayısıyla davada TBK’nın 147/6.maddesinde belirtilen 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davacının davasının zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.Davacı vekili 12/12/2022 tarihli istinaf dilekçesiyle, müvekkilince davacıya toplam 1.454.299,70 TL ödeme yapıldığının kuşkuya yer bırakmayacak, tekrar inceleme konusu yapılamayacak şekilde, dosyanın geçirdiği yargılama aşamaları sırasında, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/368 Esas sayılı dosyasında tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme aşamasında sabit olduğunu, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/368 Esas sayılı dosyasına, 27/09/2021 tarihinde, bilirkişi kurul raporu ibraz edildiğini, bilirkişi kurulunca, mahallinde gerekli görülen yerlerde “kazı” dahi yapılmak sureti ile hazırlanan İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/368 Esas sayılı dosyasına, 27/09/2021 tarihinde sunulan bu rapor ile; davalının müvekkili şirket hakkında başlatmış olduğu ve itirazın iptali davasına konu olan icra takibindeki taleplerinin haksız kazanç elde etmeye yönelik olduğunun, davalının taleplerinin “gerçekte yapmadığı” imalatların bedelini müvekkilinden tahsil amacına yönelik talepler olduğunun, davalının, müvekkilinden haksız ve hukuksuz olarak hakketmediği halde fazladan tahsilat yaptığının, taraflar arasında her ne kadar 8 hakkediş imzalanmış ise de bu hakedişlerin gerçek hak edişi yansıtmadığının ortaya çıktığını, müvekkilinin de durumdan 27/09/2021 tarihli raporu ile haberdar olduğunu, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/368 Esas sayılı asıl dosyasına sunulmuş olan 27/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda, sözleşmenin 21. Maddesine davalı yüklenici tarafından uyulmadığının belirlendiğini ve müvekkilinin hakedişler sebebi ile davalıya fazladan ödemeler yapıldığının ve davalının sebepsiz zenginleştiğinin öğrenildiğini, davalının gerek eldeki gerekse İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/368 Esas sayılı dosyasındaki savunmalarının özünü, 8 adet hak edişin imzalanmış olduğu savunması oluşturduğunu, hak edişlere imza atan elektrik şefinin “…” isimli şahıs olduğunu, oysa yargılama sürecinde (kabul ve çelişki manasına gelmeyerek) … isimli kişinin, davalı ile birlikte hareket ettiğine dair ciddi deliller ortaya çıktığını, davalı tarafça, …’in, “dosyaya mübrez Geçici Kabul Belgesini imzalamış, olması”nın davanın reddi savunması gerekçesi olarak sunulduğunu, oysa, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/368 Esas sayılı dosyasına, 05/04/2022 tarihinde sunmuş oldukları dilekçelerinde ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere, 30/07/2013 tarihli “Teslim Zaptı” başlıklı bu evrakın, davalısı tarafından HMK’nın yazılı yargılama usulüne ilişkin, dava ve cevaba ilişkin usuli süreler dolduktan hatta dosyada karar verildikten sonra, istinafa cevap aşamasında dosyaya “davayı genişletme yasağına aykırı şekilde” ibraz edildiğini, aynı evraka davalı tarafın, İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/368 Esas sayılı dosyasında, 21/03/2022 tarihli dilekçesi ekinde tekrar dayanıldığını, davalının, HMK ilgili maddelerine tamamen aykırı olarak, yazılı usulün tüm kurallarını yok sayar şekilde dosyaya sunmuş olduğu -hiç bir şekilde kabulümüzde olmayan- bu evraklarda, çıplak gözle dahi … imzalarının birbirinden farklı olduğunun görüldüğünü, davalı ile hak edişlerde imzası bulunan …’in kuvvetle muhtemel “birlikte hareket etmiş olmalarının” davalı yüklenicinin ağır kusurlu ve hatta hileli hareketi olarak değerlendirileceğinin açık olduğunu, mahkeme zamanaşımı karar gerekçesini “fiili teslim” olgusuna dayandırmış ise de, dosya içeriği, gerekçenin “tam zıttı” yönünde olduğunu, mahkemenin fiili teslimin “gerçekleştiği” kanaatinde olduğunu, kabul ve çelişki manasına gelmeyerek, davalının SGK ilişiksizdir yazısı almış olmasının, vergi dairesi borcu yoktur yazısı almış olmasının ve hatta otelin açılmış olmasının, eldeki uyuşmazlıkta, davalı lehine delil olabilme vasfı bulunmadığını, davanın, ilgili tüm mevzuata uygun şekilde, süresinde açılmış bir dava olduğunu, yerleşik içtihatlar ile de sabit olduğu üzere somut olay benzeri davalarda, yerin fiilen teslim edilmiş olup olmamasının da önemi bulunmaksızın, zamanaşımı süresinin, değişen başlangıç tarihleri olmakla birlikte, her halükarda 10 yıl olduğunu, TBK’nın 147/6. maddesinde istisna tutulan yüklenicinin yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi halinde, TBK’nın 146. maddede düzenlenen 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin uygulanacağını, eldeki uyuşmazlıkta, somut olayın, tüm beyanlarında çelişkisiz şekilde ifade ettikleri üzere, yüklenici/davalının yükümlülüklerini hiç ve gereği şekilde yerine getirmemiş olduğunun İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/368 Esas sayılı dosyasına sunulan 27/09/2021 tarihli bilirkişi raporu ile ortaya çıkmış olması kaynaklı olduğunu, Yerleşik içtihatların, yüklenicinin yükümlülüklerini hiç ve gereği şekilde yerine getirmediği hallerde, zamanaşımının 10 yıl, zamanaşımı başlangıcının ise öğrenme tarihi olduğu, fiili teslim tarihinin ise, dikkate alınmayacağı şeklinde olduğunu, uyuşmazlıkta somut olayda,davalı/yüklenicinin ağır kusurundan kaynaklı ayıplı bir eser söz konusu olduğunu, yüklenici/davalının yükümlülüklerini hiç ve gereği şekilde yerine getirmemiş olduğunun, eserin ayıplı olduğunun ise İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/368 Esas sayılı dosyasına sunulan 27/09/2021 tarihli bilirkişi raporu ile ortaya çıktığını, davalının haksız işlemlerinden haberdar olunur olunmaz, … ile birlikte hareket ettiklerinin kuvvetle muhtemel olduğu ortaya çıkar çıkmaz, 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığını, 27/09/2021 tarihli bilirkişi raporu ile müvekkili tarafından hak edişler sebebi ile davalıya fazladan ödemeler yapıldığının ve her halükarda davalının sebepsiz zenginleştiğinin ortaya çıktığını, müvekkilin de bu rapor ile davalının sebepsiz zenginleşmiş olduğundan haberdar olduğunu, müvekkilinin, davalıya fazla ödeme yapmış olduğunu, aslen davalının hak edişlere konu işleri yapmadığını, aynı iş kalemini bazı yerlerde 2 kez mükerrer tahsil ettiğini, bazı işlerin birim fiyatının sözleşmeye aykırı tahsil edildiğini, davalının müvekkilinden haksız şekilde fazla ödeme tahsil etmiş olduğunu, bilirkişilerce mahallinde kazı dahi yapılmak sureti ile düzenlenen 27/09/2021 tarihli bilirkişi raporu ile öğrendiğini, eldeki davanın açılış tarihinin 02/07/2022, müvekkilinin, davalının sebepsiz zenginleştiğini öğrenme tarihinin (aslen raporun tebliğ tarihi olmakla birlikte her halükarda) rapor tarihi olan 27/09/2021 olduğunu ve davalarının TBK’nın 82. Maddesi uyarınca öğrenme tarihinden itibaren yasal 2 yıllık süre içerisinde açıldığını, taraflar arasında, 09/06/2012 tarihinde Yüklenici Sözleşmesi imzalandığını, kabul ve çelişki manasına gelmeyerek, bu sözleşme kapsamında düzenlenen 10 hak edişten 9 ve 10 nolu hak edişlerin her halükarda ihtilaflı olup, davalının her halükarda sebepsiz zenginleştiğinin ortaya çıktığı, kalan 8 hak edişin ilkinin tarihinin ise 08/08/2012 olduğunu, davalının sebepsiz zenginleştiği tarihler aslen ilk hak edişe ilişkin olarak kendisine yapılan “ödeme” tarihi ile başlamakta ise de, her halükarda ilk hak edişin tarihi dahi 08/08/2012 olmakla, eldeki dava tarihinin ise 02/07/2022 olduğu dikkate alındığında, davanın ayrıca yasal 10 yıllık sürede açıldığının da ayrıca sabit olduğunu belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Taraflar arasındaki uyuşmazlık BK’nın 355. ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalı ise taşerondur. Taraflar arasında 09/06/2012 tarihinde, davacının yapımını yüklendiği “… Mah., No:…, Melikgazi-İstanbul” adresindeki … Projesi kapsamında mobilizasyon ve şantiye saha elektrik işleri de dahil olmak üzere “Elektrik Tesisat İşleri” nin davalı taşeron tarafından yapılması konuslu Yüklenici Sözleşmesi imzalanmıştır. Bu sözleşme ile davalı yüklenici sıfatıyla, davacıya ait … Projesi’nin elektrik tesisat işlerinin işçiliğini yapım işini üstlenmiştir. Sözleşme ile malzemenin davalcı iş sahibi tarafından temin edilmesi, işçiliğin davalı yüklenici tarafça yapılması kararlaştırılmıştır. Yapılacak işlerin birim fiyatları, sözleşme ekinde taraflarca belirlenmiştir. Sözleşmenin “Sözleşmenin Bedeli” başlıklı 5. maddesinde; işin bedeli işçilik, montaj, mühendislik hizmetleri ve genel giderler dahil 1.050.000,00 TL + KDV olarak belirlenmiştir. Sözleşmenin ” İşe Başlama Ve İşi Bitirme Müddeti ” başlıklı 9. maddesinde; ”Yüklenici işe başlama tarihinden itibaren işin tamamını 6 ay içinde bitirmeye mecburdur.” hükmü yer almaktadır. Sözleşmenin ” Kesin Kabul ” başlıklı 22. maddesinin C bendinde, işlerin kesin kabulünün; yüklenicinin, teminat süresinin sonuna kadar bu sözleşme kapsamındaki bütün yükümlülüklerini yerine getirdikten, iş sahibi/ mühendis tarafından saptanan eksik, kusurlu ve hatalı işleri bu sözleşme ve eklerine uygun olarak tamamladıktan sonra yapılacağı, kesin kabul işlemlerinin, iş sahibi tarafından oluşturulacak Kesin Kabul Heyeti’nce yürütüleceği, kesin kabul tutanağının hazırlanıp kabul heyetince imza altına alınmasından sonra yüklenici tarafından gerçekleştirilen işlerin de kesin kabulünün yapılmış sayılacağı ve teminatın iade edileceği hükmü yer almaktadır. Somut olayda, ilk 8 hak edişte düzenlenen hak edişler ve bu hak edişler uyarınca hazırlanan faturalar taraflar arasında ihtilafsızdır. Bu faturalar her iki tarafın ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olup ihtilaf 9.ve 10. hak edişlerden kaynaklanmakta olup, davalı yanca süresi içerisinde verilen cevap dilekçesiyle zamanaşımına def’inde bulunulduğundan, olayda öncelikle zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının tespiti gerekmektedir. Sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 147/6. maddesinde yüklenicinin yükümlülüklerini ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi ifa etmemesi dışında, eser sözleşmesinden doğan alacakların beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu belirtilmiştir. Bu maddedeki düzenlemeye göre eser sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda kural, zamanaşımı süresi 5 yıl olmakla birlikte yürlenicinin kasıt ve ağır kusuruyla hiç ya da gereği gibi işi ifa etmemesi halinde zamanaşımı süresi Borçlar Kanunu’nun 125, Türk Borçlar Kanunu’nun 146. maddesi hükümlerine göre 10 yıl olacaktır. TBK’nın 149. maddesinde zamanaşımı sürelerinin alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlayacağı kabul edilmiş, aynı kanunun 153, 154, 156 ve 157. maddelerinde zamanaşımının durması, kesilmesi ve yeni sürenin başlaması halleri düzenlenmiştir. Anılan maddeler uyarınca somut olayda; mahkemece taraflar arasındaki akdi ilişkinin eser sözleşmesi olduğu, sözleşme tarihinde yürürlükte olan BK’nın 126/4. maddesi gereğince eser sözleşmelerinde zamanaşımı süresinin 5 yıl olup, zamanaşımı süresinin başlangıcının Borçlar Kanunu’nun 128. maddesindeki düzenlemeye göre alacağın muaccel olduğu tarihte işlemeye başlayacağı, bu tarihin eserin teslim tarihi olduğu, davalı taşeron tarafından işin 30/07/2013 tarihli “Teslim Zaptı” başlıklı evrak ile davacı yükleniciye teslim edildiği, bu itibarla zamanaşımı süresinin de teslim tarihinden itibaren başlayacağı gözetilerek eldeki davanın 5 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra 02/07/2022 tarihinde açıldığı gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun olmuştur.Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 23/11/2022 tarih ve 2022/650 Esas, 2022/737 Karar sayılı kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE, 2-Alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 22/03/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.