Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 15. Hukuk Dairesi 2023/1379 E. 2023/967 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
15.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1379
KARAR NO: 2023/967
TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/06/2023
NUMARASI: 2023/398 Esas
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 26/09/2023
Taraflar arasında görülen davanın yerel mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş olup, duruşmasız olarak dosya üzerinde yapılan inceleme ve istinaf talepleriyle sınırlı olarak yapılan değerlendirme sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, taraflar arasında 06.10.2021 tarihli taşeron sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereğine … mah. … Cad. … Sk. Pendik İstanbul adresinde tapunun … ve … ada … parselde bulunan taşınmaz üzerinde yapılan binanın ahşap işleri ile yapılması konusunda anlaştıklarını, sözleşme gereğince edim tamamlandığında iş bedeli olarak parsel üzerinde bulunan binanın 26 ve 29 nolu bağımsız bölüm dairelerin devrinin davacı tarafa yapılacağının kararlaştırıldığını, 29 nolu bağımsız bölümün davacı adına tescil edildiğini, ancak 26 nolu bağımsız bölümün kendilerine devir edilmediğini, 26 nolu bağımsız bölümün bedeli kendilerine ödenmek üzere satıldığını, ancak satış bedeli olan 600.000,00 TL bedelin kendilerine ödenmediğini, ihtarname gönderdiklerini ancak ödemenin yapılmaması sebebiyle icra takibine başladıklarını, takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğunu belirterek, itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, ihtiyati hacze karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasında taşeron sözleşmesi imzalandığını, davacı tarafın sözleşme gereğince edimlerinin bir kısmını tamamladığını ancak işi eksik bıraktığını, yapılan işlere göre verilen bağımsız bölümün iş bedelini karşıladığını, 29 nolu bağımsız bölümün davacı tarafa devir edildiğini, 26 nolu bağımsız bölümün de davacanın muvafakati ile satıldığını, satış bedeli olan 600.000,00 TL bedelin 300.000,00 TL’sinin davalının oğlu … tarafından davacı hesabına gönderildiğini, davacıya borçlarının kalmadığını, yüklenicinin süpergelikleri eksik yaptığını, sığınakta bulunan mutfak dolaplarını takmadığını, bina giriş kapısının takıldığını ancak takılmayan 206 kapının bulunduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, İcra İflas Kanununun 257. Maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için tıpkı diğer geçici koruma tedbiri olan ihtiyati tedbir gibi yaklaşık ispatın gerekli olduğu, somut olay açısından alacağın yargılamaya tabi olduğu ve dosyaya sunulan deliler itibariyle yaklaşık ispat şartlarının oluşmadığı gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, taraflar arasında 06.10.2021 tarihli taşeron sözleşmesi imzalandığını, davacı tarafından edimlerin tamamlandığını, sözleşme gereğince iş bedeli olarak 26 ve 29 numaralı dairelerin tapudan devrinin davacıya yapılacağı kararlaştırıldığını, … numaralı dairenin davacı adına tescilinin yapıldığını, 26 numaralı dairenin bedeli davacıya ödenmek koşuluyla davalı tarafından satıldığını, satış bedelinden 600.000,00 TL’nin davacıya gönderilmediğini, bedelin ödenmemesi üzerine davalıdan alacağının tahsili için İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, taşeronluk sözleşmesi gereği davacının tüm yükümlülüklerini yerine getirerek davalıya teslim edildiğini, davalının davacıya vermesi gereken 26 nolu daireyi sattığını, satış bedelini davacıya ödemediğini, oğlu … tarafından sonradan 300.000,00 TL ödeme yapıldığını, bakiye 600.000,00 TL’nin ödenmediğini, davalının kötü niyetli olduğunu, davalıya sözleşme gereğince edimlerini yerine getirmesi için ihtarname keşide edildiğini, mahkemenin buna rağmen ihtiyati haciz taleplerinin reddine yönelik kararın hatalı olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasına ve ihtiyati tedbire karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Davacı yüklenici, davalılar ise arsa sahibidir.İİK’nın 257. maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ancak borçlunun belirli bir yerleşim yerinin bulunmaması veya mallarını gizleme, kaçırma, kaçma gibi alacaklının haklarını ihlal eden eylemlerde bulunması halinde ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiştir. İhtiyati haciz talep eden taraf, öncelikle dilekçesinde dayandığı ihtiyati haciz sebebini belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak, yasal delillerle ispat etmek zorundadır. Somut olayda, davacı taraf sözleşme gereğine 26 nolu bağımsız bölümün davacıya verilmesinin kararlaştırıldığı, ancak bu bağımsız bölümün satılmasına rağmen bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiş ise de dava dosyası henüz layihalar aşamasında olup, tarafların iddia ve savunmalarını ispatlayacak deliller tam olarak toplanmamış, yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmemiş, İİK’nın 257 ve devamı maddelerindeki koşullar henüz oluşmamıştır. Bu nedenle yerel mahkemece dosya kapsamındaki delillerin değerlendirilmesi suretiyle davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi yerinde olmuştur. Açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzeni gözetilerek yapılan istinaf incelemesi sonucunda, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenler ve ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, mahkeme ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul Anadolu 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 07/06/2023 tarih ve 2023/398 Esas sayılı ara kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA, 3- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekâlet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-f bendi gereğince KESİN olmak üzere 26/09/2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.